Göbeklitepe'de "Yeniden Doğuş" adlı çömlek atölyesinin sahibi Enes ile tanışan Gül, yıllardır haber
alınamayan kayıp adam Ceyhun'un dönüşü ile kendi kişisel arketiplerinin peşine düşmüş olan bu iki
erkeğin ortasında bulur kendini.
Tanrı Adem'i balçıktan yarattı, diyoruz. Bunu yorumlarken neden fizik ve biyoloji kurallarını devre
dışı bırakıyoruz? Canlılığın ilk yapıtaşları balçık katmanları arasında başlamadı mı?
Çamurdan yapıldıysak eğer, kendi hamurumuzdan biz de bir şeyler yapamaz mıyız, diyerek, bir
çöm
Kenevirin morfolojik ve kimyasal yapısı, tohumunun yağının ve liflerinin içerdiği besin değerleri,
esansiyel yağlar ulusal / uluslararası çalışmalar incelenerek, kenevir bitkisinin tohum-yağ-lif ve diğer
kısımlarının sanayiye yönelik kullanım imkânları ve faydaları incelenmiştir. Lif ve odunsu kısımların
inşaat, tekstil, polimer / plastik, enerji ve otomotiv sanayiine yönelik, tohum ve yağı kullanılarak
yapılan araştırmaların ise gıda, gıda takviyeleri ve tıbbi alanlara yönelik olduğu görülmektedir. Anılan
Eylül 1980 askeri darbesini takip eden dönemde, nereden çıktığı pek belli olmayan bir tez ortaya
atılmıştı: "Türk-İslam Sentezi"
Uzun süre yazılı ve görsel medyamızda yer aldı. Buna paralel olarak, ülkemizin "LAİK REJİME"
ihtiyacı olmadığı, dönüp tarihimize ve çevremize bakmamız gerektiği fikri de birlikte işlendi.
Kulağa ne kadar hoş gelirse gelsin, bu tez hem Türk'ü hem de İslam'ı etkisiz kılmak; üstelik bizi, dost
gibi görünen yabancıların politik amaçlarına alet etmekten başka bir amaç taşımıyordu.
Çünk
Sevgi ne kadar ölümcül olabilir?
Bir ses sanatçısı olarak söylediği şarkılarla milyonların kalbine dokunmayı hayal eden Beren,
masumane bir şekilde ortaya çıkıp gittikçe tüm kalbi saran, dikenlerini haince batıran ve sonrasında
verdiği acıdan beslenen bir canavarın, tomurcuklanıp açamayan ve yüzünü toprağa çeviren bir sevda
tohumunun varlığından nasibini almıştır. Ancak yeni kurduğu hayatında onu karşılıksız bir aşktan
fazlası beklemektedir. Genç kadın "Karanfil" adıyla müzik dünyasında kendine yer açabilec
"Yıllar evvel herkes benimle dalga geçerdi. Devrelerim bana deli lakabı bile takmıştı. Planlarımı deli
saçması gören komutanlarım vardı. Sonra ne oldu biliyor musun? Projenin ilk yemi oldular."
General, dünyayı değiştiren bir proje tasarladı, bunun sonucunda dünya gerilemeye başladı. Önce
insanlık kayboldu, sonra elektrik gitti.
Babam bana hep, "Bıçaklarını bilersen keskinliği artar, beyin de bıçaklar gibidir; ne kadar okursan o
kadar keskin bir zekân olur." derdi. Ama hesapta olmayan virüslüler tüm dünyaya
Hayatın temel kavramları vardır. Ancak bunların birçoğu sadece yaşanarak öğrenilir. Bunları öğrenebilmek içinse feda edilmesi gereken şeyler vardır: Başta zaman. Bir yıl karşılığında hayatının anlamını bulmak için yola koyulan biri, tüm sorularına cevap bulmak isterken aslında tek bir sorunun cevabıyla tüm soruların cevaplanabileceğini öğreniyor: Neden?
Osmanlı Devleti'nin en okumuş sınıfını ilmiye oluşturuyordu. Ne acı ki ilmiye, bilimsel bilgi yerine sadece dini bilgi ile bilgilenmeyi inatla ve ısrarla sürdürmüş; yani bilgiyi dini bilgi ile sınırlandırmıştı. Çünkü kendilerini Peygamber bilgisinin manevi mirasçıları olarak konumlandırmışlardı. Hatta, "Devlet dinin astıdır." diye bir fetva uydurarak devlet yönetimi üzerinde aşılmaz bir engel oluşturmuşlardı. Öyle ki, altı yüz yıllık süre içerisinde adını bilim tarihine yazdırabilmiş bir filozofun bu toprak
Zulüm Allah'tan değil, sendendir. Sende olanı değil, yaratıcında olanı bul...
Allah kimseye çekemeyeceği yük vermez.
Bela ve musibet dediğiniz bir ateştir. O ateşi gül bahçesine çevirmek size kalmış.
Bela ateş ise mükâfatı güldür. Mükâfatlar zorlukları aşarak kazanılır.
Sıkıntılardan kaçma. Peygamberlere bak... Sıkıntılar sonucunda büyük makamlara erdiler.
Sahibiniz sizi seviyor. Seven sevdiğine ateş gösterip güle çevirir. Siz gülünüze sahip çıkın.
Allah kulunu imtihan etmese kul başıboş olur. Sahipsiz, kim
Kenan Engin, bu değerli çalışmasında sorumluluğunun bilincinde bir asayiş polisi olarak, görevi
süresince tanık olduğu, insanı hayrete düşüren yaşanmışlıklarını, mesleğine yakışmayan kötü
örnekleri, iyiyi, doğruyu ve olması gerekeni, canlı anlatım dili ve çarpıcı üslubuyla okurlarıyla
paylaşıyor...
"Bilinçli toplum, bilinçli bireylerden oluşur. Polisin sadece suç işlemiş insanları yakalama görevi yoktur.
Polisin aynı zamanda toplum bireylerini yönlendirici, eğitici, olumlu anlamda yapılandırıcı özelliği
var
Bu kalkan son gemi
Rıhtımından aldığı hayatları
Çektiği güverteye
Demirinden
Alıp götürse ya
Hiç kimsenin uğramadığı
Issız bir limana
Yalnızlığımı benden
Kelimeler mahremiyetiydi onun. Herkes görsün, okusun istemezdi ama kelimeler saklanmıyordu. Yüzünde bir ifade, dudağının kenarında bir kıvrım. Gözünün kenarında bir çizgi oluyordu.
Kelimeler sandıklara saklanır sanıyordu.
Bu mu içimdeki boşluğun kederin sebebi
Yüreğimi yakan bu tarifsiz acının nedeni
Ne de çabuk kapanıp gitti bu aşkın defteri.
Bir sağa bir sola dolanıp duruyorum
Ne hayattan ne de yaşamaktan tat alamıyorum
Kafesteki bir kuş gibi çırpınıp duruyorum
Ne kadar çabalasam da kendimi bu dertten kurtaramıyorum.
Hiçbir şeyin ne tadı ne de tuzu kalmadı
İçimi umutsuzluk dağları ve karamsarlık sardı
Ne umut ne mutluluk hiçbir şey kalmadı
Bu ayrılık benim ruhumu yüreğimi dağladı.
Her şey ne de çabuk anlamını yitirdi
Bu aş
İnsanlar duygularıyla yaşar ve hayatı duyguları yoluyla tadarlar.
Dünyadaki hiçbir dilde, insanın birbirinden çok farklı duygularını anlatacak kadar sözcük yoktur. Tıpkı
gökkuşağının yedi rengi gibi... Oysa acının da aşkın da mutluluğun da kırmızının da elli tonu vardır.
Sevgili ablam, ozan, Sabahat Talay, bu şiirleri aşk ile, meşk ile, şevk ile yazmış ve duyguların elli
tonunu kalbimize kadar ulaştırmayı başarmış.
Her biri en çok da aşkın, özlemin ve hüznün elli tonunu anlatıyor.
Dr. Gülseren Budayıcıoğlu
Kendine ne zaman değer vermeye başlayacaksın? Başkaları seni kullanıp çöpe attıktan sonra mı? Eğer
kendini düşünüp kimseleri umursamazsan senden daha iyisi olmaz bu hayatta. İnsanların seni
sevmesini mi istiyorsun? Çok kolay. Onları umursamayarak, "bir şeyler yapalım" dediklerinde
ertelersen, karşındakinin iyiliğini düşünmezsen, şu küçücük dünyada senden daha iyi biri olamaz.
Sana zarar verenler mi var? Çıkar onları hayatından. Yalnız mı kaldın? Bırak yalnız kal ama biri benim
arkamdan iş çeviriyor mu diye
Gaye...
Sorgudaydı kendisiyle uzun zamandır. Sanık kendisiydi, tanık kendisi... Savcısı, iyi polisi, kötü polisi,
hakimi kendisiydi. Düşünüyordu... Dışarıda bir şeyler oluyordu evren var olduğundan beri. Tüm
varlıklar etkileniyordu olanlardan. Her varlık payına düşeni alıyordu. İnsan da dışarıya bağımlı
yaşıyordu. Dışarıda yaşadığı kadar içinde de yaşıyordu aslında. İçli dışlı bir hayat vardı evrende. Gaye
de kendi içinde yaşadıklarıyla çözmüştü tüm bu olanların aslını. Görünenin ötesinde olanı okumaya
başl
İnsanlar duygularıyla yaşar ve hayatı duyguları yoluyla tadarlar.
Dünyadaki hiçbir dilde, insanın birbirinden çok farklı duygularını anlatacak kadar sözcük yoktur. Tıpkı
gökkuşağının yedi rengi gibi... Oysa acının da aşkın da mutluluğun da kırmızının da elli tonu vardır.
Sevgili ablam, ozan, Sabahat Talay, bu şiirleri aşk ile, meşk ile, şevk ile yazmış ve duyguların elli
tonunu kalbimize kadar ulaştırmayı başarmış.
Her biri en çok da aşkın, özlemin ve hüznün elli tonunu anlatıyor.
Bu kitabı okuduğunuzda paranın bütün kötülüklerin anası olduğuna
kanaat getireceksiniz. Dünyayı cehenneme çeviren paranın insanlığı esarete sürüklediğini
keşfedeceksiniz. Kapitalist sistemi yöneten şeytan ve avanesinin insanlığı bir modern köle gibi
kullandığına, insanlığı boyalı kağıt parçalarıyla aldattığına şahit olacaksınız. İnsanlığın başına geçecek
adil bir hükümdarın 7,7 milyarlık potansiyeli tüm mesleklere organize bir şekilde dağıttığında
insanların harıl harıl çalışmalarına gerek kalmayacağını, in
Hızla geçiyor otobüsle yarışan otları, buğdayları biçen, eski tırpanın hışmı
Aydınlanmıştır ab-ı hayat rüzgârının bağdaş kurduğu Antik Zağ Mağaraları
Gönülsüz telli duvaklı gelinin berbusu taş kesilmiştir Buban Bacaları yolunda
Uçuşmaktadır Sülbüs'ten Stari'ye haber götüren ölümsüzlüğün masal kuşları.
Dağıtmanın ve bölüşmenin süsüdür, evden eve salınan asma uzar yarınlara
Gölgesinde çevik kartal kanatlanır, bir ucu Şargiye'de bir ucu Ilıcalar'da
Süzülür evvel zamanın dışından akar gibi açılan avuçlara Mendo
... çok değil, on ay önce doktorum "abi bu karaciğerle altmış beş yıl daha yaşarsın" dememiş miydi?..
"Abi iki ay içinde mutlaka nakil olman gerekiyor" sözü de nereden çıkmıştı...
... telefonu çaldığında heyecandan açma tuşunu bulamadı bir türlü, arayan organ nakli bölümüydü,
telefonu açmadan dua etti içinden, "Rabbim ne olur organ uyumlu olsun" diye...
... anestezi ilacının damarlarında dolaştığını hissetti, az sonra dalıp gideceğini biliyordu, gözlerini
zorlayarak ameliyathanenin parlak ışıklarını aradı,
Toplam 246 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.