Hayatını altüst eden bir vakanın ardından emekli olan cinayet büro amiri Muhsin'in gizem dolu geçmişi ve gelgitlerin eksik olmadığı bugününün birbirine karıştığı esrarengiz bir polisiye...
Kendinizi bazen cinayetlerin perde arkasına sızan bir dedektif bazense geçmişi aralamaya çalışan bir psikiyatrist gibi hissedeceksiniz. Aksiyon dolu bu eserde derinlere dalıp gitmeye hazır olun zira Muhsin, yaşadığınız en masum kabus olacak.
Kemal, hiç beklemediği bir anda yıllar önce kaybettiği babasına ait bir ipucu bulur ve peşinden
gider. Yolun onu nereye çıkaracağını bilmeden!
Yasemin URAS, yine çarpıcı bir hikâye ile çıkıyor karşımıza.
"GEÇİT" zaman ve mekân tanımayan sıra dışı konusu, inanılmaz sürükleyiciliği ve
çarpıcılığıyla heyecan ve gizemi doruklarında yaşatıyor.
Kompleksten ruhunu çürütmeye bir adım uzakta, egosunun tamamen altında kalmış, dizginlerini kibirlerine vermiş, ben benimciliğe teslim olmuş uyduruk, sahte karakterleri var dünyanın.
Bir de tüm bunlara inat, uçan balonlarına umutlar bağlayıp gökyüzünde süzülen, yalnızlığı sahiplenmiş bizler...
Tepeden bakmak gerek bazen hayata ve onu karalayanlara...
İyimserliğe sarılıp; bulutlara, masum, mutluluk saçan, rengarenk tablolar asabilmeli insan.
Sek sek oynarken içindeki, saçları dağılmış, dizleri kanadığı
Daha iyi bir yaşam hayal edin; daha sağlıklı, daha başarılı, daha zengin ve daha mutlu...
Tüm bunları istemek hakkınız. Şimdi hedeflerinizi belirleyin, harekete geçin ve yaşamı lehinize çevirin. Düşünce gücünün etkileri, büyük bir sır olmaktan çıktı. Beyninizi mükemmel kullanmak için etkili formüller elinizin altında. Hem de uygulanmış, etkileri alınmış, başarıya ulaşmış yöntemleriyle... Yaşam Sihirbazı, herkesin uygulayabileceği yöntemleri ve yaşama mucizevi etkiler bırakacak sihirleri açıkladı. Yaşam
"Neandertallerin hikâyesi yeni keşifler ve paradigma sarsıcı bilimsel yenilikler sayesinde değişikliğe uğramakta. Artık Avrupa'daki evrimlerinin ve Asya'ya yayılımlarının izini sürmek, DNA'larını incelemek ve nasıl yaşayıp nasıl öldüklerini anlamak mümkün. Neandertallerin davranışları günümüzün kalıp yargılarından çok uzak, şaşırtıcı derecede moderndi: - ölülerini gömüyor, - hastalarına bakıyor, - büyük hayvanlar avlıyor, - kırmızı boya kullanıyor ve konuşuyorlardı. Peki, Neandertaller bu kadar gelişmiş bir
Belirsizlik, muğlaklık, çok boyutluluk, çok faktörlülük ve çok aktörlülükle tanımlanan günümüzün karmaşık krizlerinin yönetimi yapı, süreç ve sistemlerin sinerji yaratacak şekilde bütünleştirildiği ve kurumsallaştırıldığı bir sistem oluşturulmasını gerektirmektedir.
Bilgiye göre, başlangıçta düşünceydik. Sonra ruh olduk. Ardından bölündük, iki ruh... Zaman geçti. Zaman daha da geçti... Ötelerden, Dünya denen bu gezegene gelip burayı deneyimlemek istedik. Yolumuz belliydi, plan tamamdı. Sonra insan olduk. Ardından iki insan.
Ama buraya gelince hakikati unuttuk.
Ve ortaya bir güçlük çıktı:
BİZ
Selin'in Cunda'da başlayan öyküsü Midilli'ye, İstanbul'a, Düsseldorf'a , Paris'e, Londra'ya dek uzanırken tüm duraklarda hayatın ona sunduğu derslerin sürprizlerine şahitlik et
Korkularınızı, başarıya ve mutluluğa giden yolda bir hız kasisi olarak görmeye başladığınızda yapmanız gereken ilk şey aklınızı korkularınızdan uzak tutmaktır. Motive olmak için harekete geçelim. Size uygun ‘daha iyi' bir iş ararken tükenmektense, gerçek tırmanış tam da şu an yaptığınız işe kendinizi vermenizle başlar. İşte ancak bu şekilde yükselebilirsiniz. Yukarı çıktıktan sonra daha çok şey görebilirsiniz. Bir işte daha iyi olursanız, önünüze daha fazla fırsat çıkar. Daha fazlasını görebilirsiniz. Onda
Siyahın içindeki karanlık kuyularda geçirdim koca bir hayatı. Soğuk duvarların, paslı demirlerin üzerine kazıdım özlemlerimi. Yapraklarında günleri saklayan takvimleri unuttum. Farkına varamadım geçen saatlerin. Dakikaların saniyeleriyle boğuştum. Ne çocukluğum kaldı yanımda, ne de gençliğim. Tek bir şey kaldı heybemde, tek bir gerçek asılı kaldı hücrelerimde.
Anladım ki, her tesadüf sırlarıyla düşüyordu insanın hayatına. Kimi geçmişini sorgulatıyordu, kimi geleceğini. Kimi aydınlığı bırakıyordu, kimi kara
Fransa'da Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Sarkozy'nin rakibi Cezayir kökenli Chaouch'dur.
Fransa tarihinde ilk defa Cezayir kökenli bir aday, Cumhurbaşkanlığı için favori gösterilmektedir.
Saint-Étienne şehrinde yaşayan Cezayir kökenli Nerrouche aşireti bir yandan düğün hazırlığı yaparken, bir yandan da kendilerini sefillikten kurtarıcı olarak gördükleri Cumhurbaşkanı adayı Chaouch'u desteklemektedir.
Aşiretin aykırı üyesi Nazır, aşiretin genç ve asi üyesi Kerim'i kendi politik çıkarları uğruna bir felaket
Papatya, bir yeri sevdiği zaman, sürekli çoğalan bir çiçektir.
Ben seni sevdim ve yüreğimde, kalbimde, bedenimin her hücresinde sürekli çoğaldın.
İyi ki hayatıma girdin.
Not: Unutma, bir çiçek olsaydı aşk, papatya olurdu.
Hayatın kendisi bir yolculuk...
Bu yolculukta herkesin bir yol arkadaşı vardır.
Kimileri içinse bu yolculuk yalnız başlar ve öyle de biter.
Bazı yolculuklar ise alışılmışın dışında başlar, sürprizlerle renklenir, farklı duygularla farklı anlamlar yüklenir, bambaşka yerlere götürür insanları.
Kimileri donanımlıdır bu yolculuğa çıkarken kimileri hazırlıksız yakalanır.
Bazıları parmak arası terlikle başlar yolculuğa, yol arkadaşını bulur ama yeniden yalnız kalabilir. Tam da yalnız kaldığını düşündüğünde
Konuş Çocukluğum!
Konuş artık, susmak bitti. İçine
gömdüğün ne varsa söyle şimdi.
Korkma, bir şey yapamazlar sana;
dövemezler, sövemezler, bacaklarını
kıramazlar. Gözlerini de oyamazlar
şimdi. Kimisi öldü, kimisi geçti.
Kırılmaz sandığın kızılcık sopası
çoktan kırıldı, gitti.
Artık gözyaşı yerine sözcükleri
kullan. Kendi sözcüklerini... Akıt
ağzından içindekileri. Anlat bakır
tebessümlerinin sebebini... Hatırla
sevgi dolu hikâyelerini...
Ben senin her şikâyetine razıyım. Her
oflamana, her alı
Bizim için 15 Temmuz;
Uhud' tu...
Bedir' di...
Çanakkale'ydi...
Malazgirt' ti...
Söz konusu vatan olunca, gerisi teferruattı... O geceyi aydınlığa çıkarmak için can verdik. Hayallerimizi, geleceğimizi ve aydınlık yarınlarımızı çalmaya kalkanlara en güzel karşılığın verildiği gündür 15 Temmuz... Vatan! Şehidimin örtüsü, ecdadımın cihat sancağıdır... Vatana ve beraberliğimize kast edenler için dua kuşandık meydanlara koştuk.
Karanlık en uzun geceyi bugünlere taşıyan şehitlerimize, gazilerimize, Başkomu
Aşkı ilk olarak, bir şiirde duymuştum. Ne olduğu, ne işe yaradığı, nasıl bir şey olduğu hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Şiirin sözlerinden anladığım kadarıyla hem insanı mutlu ediyor, hem de canını acıtıyordu.
O yaşlarda aşkı, güzel ve tatlı görünen ama tadı ekşi olan şekerlemelere benzetmiştim. Aşk o zamanlarda beynimde somut ve canlı bir şey gibi tasfirlenmişti.
İnsanın önce kalbini, sonra zihnini ele geçiren bir virüs gibiydi ve canlıydı.
Yüzündeki tebessüme, gözündeki yaşa, ellerindeki titremeye
Bir gün herhangi bir anımız gelirse aklına ve sızlarsa yüreğin, mesela yemek yediğimiz bir yerden geçerken hatırlarsan beni, unuttuğun bir yerde ansızın fotoğrafımız çıkarsa karşına, bir sözümü hatırlarsan ya da beraber kurduğumuz bir hayal gelirse aklına sakın dolmasın gözlerin, bilirsin tek damlasına bile kıyamam. Sıkıca tut gözyaşlarını, sende kalsın.
Sokakta ya da başka bir yerde duyarda adımı veya anımsarsan kokumu, derin bir nefes al, gözlerini kapat ve sana sarıldığımı hissetmeye çalış ama sakın se
Uzaktı artık adın bana ve ölümün diğer adıydı ayrılık. Besmeleyle başlamışken bu aşka, son nefeste şahadet getiremeyip, şeytanın imanını çalması gibiydi bu aslında! Anlatılması çok zor bir histi. Ötesi yoktu. Ne şarkılar anlatabilirdi içindeki acıyı güftelerin yetersiz kaldığı o makamlarda ne de merhem olabilirdi hiç kimse, derdine derman olabilecek iki çift söz söyleyip yaranı sarabilmek adına...
Kısacası tatlı bir esintiydi sol yanıma değen sevdan. Tüm şiirlerimin özeti, özlemenin bendeki adı ve yüreğim
Her sevda başlangıçta sonsuzluğu hedefler. Gözler hayranlıkla bakarken birbirine, avuç içlerindeki sıcaklığın hep kalacağına inanılır.
Ayrılık kelimesi aklın ucundan bile geçmez.
Hiç düşünülmeyen gerçek olduğunda ise canını dişine takıp hayata tutunmaya çalışır insan.
Yazarımız Selim Akgün; yanındayım diyen ama geride kalanların hikâyesini anlatıyor.
Geçmişin ayak izleri insanı bir gölge gibi takip ederken, vicdanı hesap gününü sabırla bekler.
Yüzleşme anı geldiğinde ise geçmişin külleri arasından çıkarak doğru bilinen yanlışların sebep olduğu felaketlerin hesabını ince ince sorar çünkü hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığı bu dünyada verilen her kararın bir sonucu her sonucun da bir bedeli vardır.
Sevgiliye duyulan güven, sevgiliye duyulan sevgiden daha güçlü değilse güneşin her batışı kaybolan umutları süsleyen bir gölge oyunundan ibaret olur.
Empati, kişinin kendisini başka bir bilincin yerine koyarak söz konusu bilincin duygularını, isteklerini ve düşüncelerini, denemeksizin anlayabilmesi becerisi olarak tanımlanır.
Kadın, fıtratı gereği aşk, sevgi, ayrılık ve ihanet kavramlarına, erkeğe göre, daha duygusal yaklaşır.
Peki, bir erkek ayrılığı bir kadının gözünden anlatabilir mi?
Selim Akgün, ?Adın Adın Yalnızlık" da bu sorunun cevabını arıyor.
Yan yana yürüdüğümüz yollarda,
yana yana yürüdüm senden sonra.
Adınla attığım her adımda,
sövdüm se
Toplam 52 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.