Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 269 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Ulusal yükseköğretim sistemlerinin güncel durumunu inceleyen güvenilir çalışmalardan temelsiz eleştiri, ölçüsüz methiye ve durumun yanlış tespiti gibi hatalara düşmemesi beklenir. Ayrıca güncel duruma ilişkin politik ve kamusal eleştiri ortamı dikkate alınmadan bir fotoğraf çekilemediğinden, ilâve bir görev olarak bu çalışmaların olgusal bakımdan geçerli, normatif açıdan ise kuvvetli fikirlere dayanması gerekir. Yirmi yıldan uzun bir süre Harvard Üniversitesi rektörlüğü yapmış saygın bir hukuk profesörü ve
Mabetsiz yaşamak mümkün olabilir, fakat dinsiz, yani bütün zevk ve acısı, heyecan ve memnunluğu, incelik ve kabalığı ile "olağan hayat' düzeyinin üstündeki Yüksek Kademelerle temas kurmanın ve onlara doğru gelişmenin sistemli çalışması içinde olmaksızın yaşamak mümkün değildir Modern dünyanın dinsiz yaşama deneyimi başarısız oldu. Bir kez bunu kavradık mı "Modernlik-Sonrası" görevlerimizin neler olduğunu anlarız. E. F. Schumacher Aklıkarışıklar İçin Kılavuz bize çağımızın en bilge kafalarından birinden ga
İnsanın sağlıklı iletişim ve ilişki becerisi geliştirebilmesinin, birbirini etkileyen ve besleyen üç unsura bağlı olduğu söylenebilir: İnsanın karakteri, psikolojik farkındalığı ve bu beceriyi gerçekleştirmek için öğrenmesi gereken bilgi. Bu düşünceden yola çıkarak çalışmamızda önce iletişimin içinde geliştiği ilişki ortamına bu ortamı etkileyen temel unsurlara değindik. Ardından insanın özüne olan güveninin iletişim ve ilişkiler üzerindeki etkilerini ve kültürün iletişimi nasıl biçimlendirdiğini değerlendi
Tükendi
Sir Anthony Kenny, modern dünyada felsefenin gelişiminin büyüleyici öyküsünü, 19 yüzyılın başlarından 20 yüzyılın sonlarına dek ele alıyor. Olağanüstü bilimsel gelişmeler, kültürel değişimler ve siyasi karışıklıkların dışında (ve onlarla iç içe geçen) son iki yüzyıl kendimiz ve dünyamız hakkındaki anlayışımızı değiştiren felsefi düşüncenin en ilginç ve özgün gelişmelerine tanıklık etti. Kitabın ilk bölümünde başlıca düşünürleri tarihî bağlamları içerisinde tanıtan Kenny, daha sonra dönemin felsefi eserlerin
Sir Anthony Kenny’nin ilgi çekici Batı felsefesinin yeni tarihi şimdi de modern çağa geliyor. Modern Felsefenin Yükselişi, 16 yüzyılın başlarından 19 yüzyılın erken evrelerine dek modern düşünceyi şekillendiren büyük düşüncelerin ve entelektüel sistemlerin ortaya çıkışının büyüleyici öyküsünü içeriyor. Karşılaştığımız büyük zihinlerin arasında genel olarak modern felsefenin kurucusu kabul edilen René Descartes; büyük İngiliz filozofları Hobbes, Locke ve Hume; Spinoza, Liebniz ve Hegel gibi kıta düşünürl
Tükendi
Sir Anthony Kenny, Hıristiyan ve İslam düşüncesinin kurucularından Rönesans’a kadar, MS 400’den bu yana bir milenyumu aşkın bir dönemde felsefenin hikâyesini sunan, Batı felsefesinin yeni tarihini anlatmaya devam ediyor. Ortaçağ’da felsefe büyük gelişme kaydetti; dönemin entelektüel çabası, Thomas Aquinas ve John Duns Scotus gibi büyük eğiticilerin sistemleri ile 13 ve 14 yüzyıllarda doruğa ulaşıyor. Özel olarak geniş bir popüler okur kitlesi için yazılmış, ancak ciddi ve büyük filozoflara dair hakiki
Tükendi
“Bu eserin ciltlerinde hem bir felsefeci tarihçi hem de bir tarihçi felsefeci gibi hareket etmeye çalışacağım. Birden çok yazar tarafından kaleme alınan tarih çalışmaları bazen kronolojik, bazen tematik olarak oluşturulurlar. Ben her iki yaklaşımı bir araya getirmeye çalışarak her ciltte önce kronolojik bir araştırma, sonra kalıcı öneme sahip belli felsefi konulara yönelik tematik bir inceleme ortaya koyacağım. Öncelikli ilgisi tarihsel olan okurlar kronolojik araştırmaya odaklanıp gerekli gördüklerinde dah
Son iki yüzyılda biyolojide olağandışı değişiklikler meydana gelmiştir: İlk olarak 1828’den 1866’ya kadar olan yıllarda biyolojinin geçerli bir bilim olarak kurulması, ardından Darwinci devrim, daha sonra genetik ve yeni sistematikler ve nihayetinde moleküler biyoloji devrimi. Yirminci yüzyılın en önemli biyologlarından biri sayılan Ernst Mayr’ın “biyolojideki tartışmalı kavramlarla ilgili son çalışmam” diye nitelediği bu eseri, biyolojinin fiziksel bilimlerin bir alt dalı değil, müstakil ve nevi şahsına mü
Dünya tarihinin başat etkileşim unsurlarından kültürler arası ticaret, en basit takas biçimlerinden sömürge imparatorluklarına kadar çok farklı biçimlerde tezahür etmiştir. Curtin, bu serüveni, tarım devrimiyle tarih sahnesine çıkıp sanayi devrimine kadar varlıklarını sürdüren ve ticaret aracıları olmakla kalmayıp kültürler arası etkileşimin öncülüğünü de yapan ticaret diasporaları temelinde inceliyor. Bu topluluklar, Asur ticaret diasporalarından Maya medeniyetine, Yeni Culfa’daki Ermeni tüccarlardan İpek
Gilles Deleuze’ün 4 Kasım 1995’teki vefatının hemen ardından Serge Toubiana onu şu sözlerle andı: “Son otuz yıla damgasını vurmuş Fransız düşünürleri arasında yalnızca Deleuze sinemayı hakiki anlamda sevmişti.” Felsefenin hayati unsurlarıyla birlikte sanatların da “felsefeden sanata, sanattan felsefeye geçen ayrılmaz güçler” olduğunu savunan Deleuze’e göre, filozoflar kavramları, yönetmenler ise imajları icat eder. Fakat yönetmenler sinema hakkında konuşmaya başladığında artık “başka bir şeye dönüşür”.
Fransız filozof Gilles Deleuze yirminci yüzyılın en yenilikçi düşünürlerinden biridir. Cinema 1: The Movement-Image (1983) ve Cinema 2: The Time-Image (1985) adlı iki ciltlik eseri, yayınlandığı tarihten itibaren film ve felsefe alanındaki çalışmaları derinden etkilemiştir. Film, medya ve kültür konularına odaklanan araştırmacılar, Deleuze’ün düşüncesinin en etkin nasıl kullanılabileceği üzerine kafa yormayı sürdürmektedir. D. N. Rodowick editörlüğündeki bu kitap, Deleuze’ün sinema yazıları hakkında ka
“Küreselleşme”, günümüz dünyasını tanımlamak için diğer bütün kavramlardan çok daha sık kullanılıyor. Peki bu tartışmalı olgu gerçekten modern zamanların bir icadı mı? Ya da hangi uzun vadeli süreçler günümüzdeki bu durumu ortaya çıkardı? Osterhammel ve Petersson’a göre dünya bir gecede “küreselleşmedi” ve bu süreçler, “küreselleşme” terimi henüz ortada yokken de mevcuttu. Bugünkü küreselleşme uzun soluklu bir dönüşümün parçasıdır ve öncekilerden tamamen farklı bir “küresel çağ”ın habercisi değildir. K
Jamal J. Elias Hz. Ayşe’nin Minderi’nde İslam’ın temsili sanata yönelik girift tutumunu irdeleyerek İslam’da tasvirin benimsenmediği yönündeki yaygın görüşü tashih ediyor. İslam sanatını küresel bir bağlama yerleştiren yazar Hıristiyan, Yahudi, Budist ve Hinduların dini sanat karşısındaki tutumlarının Müslümanlarınkiler kadar çelişkili olduğunu gösteriyor. Temsil ve algı konusundaki İslami bakış açılarının yalnızca teoloji ve estetik konulu metinlerde değil, optik, simya, rüya, hat, edebiyat ve sufi me
Bu kitap, dünya tarihinin ender görülen çok yönlü şahsiyetlerinden biri olan J. Wolfgang von Goethe’nin hayatını idarecilik, çalışma disiplini, ev idaresi ve sosyal münasebetler yönünden ele almaktadır. Edebiyattan bilime, fizikten madenciliğe, mimariden inşaata, kimyadan anatomiye, iktisattan askeriyeye kadar birçok alana ilgi duymuş olan Goethe’nin tüm bu faaliyetlerine dair bıraktığı çok sayıda kayıt ve evrak bugün Weimar’da bulunan Goethe ve Schiller Arşivinde hâlâ araştırmacıların hizmetine sunulmakta;
Arap dünyasında yüzyıldır birikmiş meşruiyet krizlerinin ve yapısal problemlerin patlamasına şahit oluyoruz. Bölge çok boyutlu bir krizler yumağı içinde boğuluyor. Yaşanan sadece siyasî, iktisadî, toplumsal ve hukukî değil aynı zamanda fikrî, felsefî, dinî ve ahlâkî bir kriz. Tunuslu Prof. Dr. Munsif Merzûkî, bu kriz hâline yıllardır dikkat çeken Arap dünyasının önemli mütefekkirlerinden ve eylem adamlarından biri. Tıp doktoru, insan hakları aktivisti, velut bir yazar, siyaset felsefecisi, siyasetçi ve
Taşra elitleri Osmanlı İmparatorluğu’nda siyasi, toplumsal ve iktisadi aktörler olarak önemli bir yere sahipti. Peki “elit” kavramı, Osmanlı örneğine nasıl tatbik edilebilir? Osmanlı taşra elitinden mi yoksa elitlerinden mi bahsetmeliyiz? Taşra elitleri mevki sahipleri ile sınırlanabilir mi? Osmanlı Devleti taşra elitlerinin varlığını kabul ediyor muydu ve aralarındaki ilişki nasıldı? Belirli ölçüde servet veya güce sahip olmak elit sayılmanın ön şartı mıydı? Seyyidlik Müslüman taşra elitlerinin ayırıcı bir
Filistin’in Osmanlı İmparatorluğu’nun son on yılındaki kültürel, etnografik, mimari ve düşünsel tarihine bir pencere açan bu kitap, bölgenin “Osmanlı Filistini” kimliğinden koparak yeni ve müstakil bir Filistin oluşuna giden karmaşık sürecin izlerini sürüyor. Birinci Dünya Savaşı’nın yıpratıcı günlerinde Filistin’in Osmanlı’ya tutunma çabaları, merkez-taşra farkının yaşanan kopuş sürecindeki etkileri, Osmanlı’nın modernleşme politikalarının ve Cihan Harbi’nin harekete geçirdiği yeni kentsel duyarlılıklar ve
Tükendi
Alman idealizmi 1781’de Kant’ın Saf Aklın Eleştirisi’nin yayınlanmasıyla başladı ve elli yıl sonra Hegel’in ölümüyle son buldu. Bu dönemin filozofları ve geliştirdikleri fikirler felsefenin bütün alanlarını kökten değiştirdi ve hem beşeri hem de sosyal bilimlerde hâlâ hissedilen bir etkiye neden oldu. Kant’tan sonraki bütün Alman idealistleri Kantçı projeyi kendisinin yaptığından daha titiz ve başarılı bir şekilde gerçekleştirmeye çalıştılar; özgür ve rasyonel bir yaşamın anlamını belirlemek ve imkanını tem
İşyerinde verimlilik, hakkaniyet ve söz hakkı arasında bir denge kurulabilir mi? Bu kitap, mezkür soruyu normatif düzlemde ele alarak bir dengenin mümkün ve gerekli olduğunu belirtiyor. John W. Budd’un analizi, kerteriz noktasını sadece çalışanlarla işverenler arasındaki güç eşitsizliğiyle ilgili geleneksel görüşe değil, aynı zamanda insan hakları, mülkiyet hakları ve etik ile ilgili günümüz düşüncelerine yerleştirerek bu dengeye erişmenin alternatif yöntemlerini arıyor. Bazı durumlarda verimlilik, hakka
Bir Yönetim Modeli: Mimar Sinan’da İbrahim Zeyd Gerçik, Osmanlı yönetici yetiştirme kurumlarından hareketle insan kaynakları, proje yönetimi, motivasyon ve kurum içi eğitim alanlarına dair uygulanabilir bilgi ve ilkelere ulaşıyor ve bir yönetim modeli inşa ediyor. "Dünya markası kurumlara sahip miyiz?", "Osmanlı’dan günümüze süregelen şirketlerimiz hangileri?" ve "Dünya ölçeğinde kurumsal devamlılığa sahip şirketler sıralamasında kaçıncı sıradayız?" gibi sorularla da Türkiye’de kurum kültürü ve kurumsal dev
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 269 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1