Amiral Chester'in Osmanlı Devleti'nden demiryolu imtiyazı alabilmek amacıyla 1908 yılında başlattığı girişim, 1923 yılında Chester Projesi'nin Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde kabul edilmesiyle sonuçlanmıştır. Proje, hayata geçirilememiş olsa dahi kabul edildiği dönemde ülke içinde ve dışında büyük ses getirmiştir. Emperyalist devletler, söz konusu imtiyazı, çıkarları gereği endişeyle karşılamışken ülke içinde de projeye yönelik görüşlerini " Chester Projesi Hakkında Tenkidat ve Mütalaat" başlığı altında bi
Değerler Eğitiminde Oyun Örnekleri
Oyun yoluyla öğretme stratejisi değerler eğitimde kullanılması gereken bir stratejidir.
Çünkü ahlaki ve dini konular soyut olduğu için öğrencilere direkt verildiği zaman öğrencilerin ilgisini çekmektedir.
Önemli olan öğretilen bilgilerin davranışlara dönüştürülmesidir. Bu aşamada eğitsel oyunlar etkiliyse o zaman değerler eğitiminde bu tür etkinliklere yer verilebilmelidir.
Değerler eğitiminde, eğitsel oyun etkinlik türlerini rahatlıkla kullanabiliriz. Ancak ülkemizde
Gel imdi şimden gerü su'al it
Bu fende varsa şübhen arz-ı hal it
Eğer şorşan makkamatın usulün
Diyeyim aşlu fer'inin husulün
Bil evvel ki makamı anlagıl rast
Ki rast-ı rasttır ümmü'l makamat
Zira bundan toğar mecmü'-ı avaz
Makamat şu'ab avaze-i raz
Bu gün kaç yaşında olursak olalım, bir daha olamayacağımız kadar genciz.
Ve bu gün, bundan sonraki hayatımızın ilk günüdür. Burası ise yeni hayatımızın başlangıç mekanıdır
Yüz milyonlarca spermin arasından seçilen insanlar olarak; "yaşamak istediğimiz hayatı değil, yaşamamız gereken hayatı'
Yaşamak zorundayız
Dünyanın en mutlu, başarılı ve güçlü insanları; kendilerinden daha değerli inançları ve amaçları olan insanlardır.
Çünkü iman ve amaç, en güçlü imkan ve donanımdır. 'Hayatta büyük engeller yoktur, sa
Kur'an-ı Kerim'in birinci muhatabı olan Hz. Peybamberin, ayetleri nüzulü anındaki ruhi ve fiziki durumu, ayetleri ezberlemesi, tilaveti, muhtevasını tebliğ etmesini, muhafaza için yazdırması, dille ilgili söyledikleri, kapalı kelimeleri izahı muhkem, müteşabih, garip lafızlar, mücmel ve müşkil ifadelere gerektiği açıklamalar, yaşamaya verdiği önem, öğretim faaliyeti ve bu faaliyet çerçevesinde oluşturduğu kurumlar ve daha bir çok önemli husus o'nun Kur'an-ı Kerim'e yaklaşımı ile alakalıdır.
Ulumu'l-Kur'an
Göç sosyolojisi açısından hicret konusu çok değişik açılardan ele alınarak incelenmiştir.
Çalışmada hicretin toplusal, kültürel, siyasal ve ekonomik nedenleri üzerinde durulmuştur.
Araştırmamızdan elde ettiğimiz bilgilere baktığımızda bu olgunun evrensel bir boyut taşıdığı görülmektedir. İnsanın var olmasıyla
Birlikte olmuş olan hicret veya göç günümüze kadar devam etmiş, insanlık yaşadığı sürece de devam edecektir.
Hicret, ilk insandan günümüze kadar devam eden toplumsal bir olgudur. Toplumda yaygın o
Roman, fantastik bir gerçeğin, efsaneleşmiş bir unsurun etrafında dönmektedir. Kaderle savrulduğunu düşünen bir Üniversite öğrencisinin bulunduğu dünyada acı çektiğini hissetmesiyle başlar her şey. Bu acı, onun geçmişine ve geleceğine köprü olmuştur. Günden güne büyüyen acısına, aşk da dahil olmuştur. Bu aşk genç adamı kaderine götürecek kararlar vermesine ve acılarının sonsuz olacağını dillendirirken, kalbindeki ışığı da görmesine neden olacaktır.
Bütün Anadolu'nun her bölgesinde olduğu gibi Sivas'ın da her köşesinde, her sokağının içerisinde bir türbe, bir kabir veya bir ziyaret yeri ile karşılaşmaktayız.
İstiklal Marşı Şairimiz Mehmet Akif'in ''Kim bu cennet vatanın uğruna olmazki feda / Şüheda Fışkıracak toprağı sıksan, şüheda'' dediği gibi Anadolu toprakları şehitlerle, gazilerle kısacası ulularla doludur. Bu bakımdan yatırlar, kültürel hayatımızın canlı ve güçlü bir unsuru oluşturmaktadır.
Tarihin her döneminde insanları doğru yola çağıran, ha
Marks ve Engels'in temellerini attıkları Marksist sanat anlayışı, 1934' ten sonra Toplumcu-Gerçekçilik olarak adlandırılır. Sovyetler Birliği'nin resmi sanat görüşü olarak benimsenen bu anlayış, özellikle 1940 yıllarından itibaren Marksist dünya görüşüne sahip ya da bu ideolojiye yakınlık duyan
Türk öykücülerini de etkiler.
Bu öykücülerin eserlerinde Toplumcu-Gerçekçi edebiyet anlayışının izlerini görmek mümkündür. Elinizdeki eserde, bu sanat anlayışının Türk öykücüleri tarafından nasıl algılandığı ve onla
Tanzimat'la birlikte, siyasi, sosyal ve kültürel yapısını, tanımaya çalıştığımız XIX. yüzyıl Avrupası, eski Yunan Latin eserlerine dönüş, olarak düşünülen hümanizmi, Rönesans'ı yaşamış; eski Yunan ve Latin eserlerinin örnek alındığı klasisizm akımını idrak etmişti.
XIX. yüzyıla gelindiğinde ise, Avrupa'da eski Yunan'a ilgi azalmış olsa bile tamamen kaybolmamıştı.
Şark medeniyetinin dolayısıyla Türklerin çok daha önce tanıdığı ve eserlerinde sözünü ettiği Yunan antikitesiyle ilgili bilgiler ve isimler de T
Mekke'nin en belirleyici unsuru hiç şüphesiz Kabe'dir. Şehrin tarihi Kabe ile başlamış ve Kabe devam etmektedir. Mekke'nin tarihine bu çerçeveden baktığımızda Hz. İbrahim aleyhisselam ve Hz. İsmail aleyhisselam ile karşılaşırız. Kabe'yi ilk inşa eden Hz. İbrahim aleyhisselamdır. Bazı rivayetlerde Hz. Adem aleyhisselamın yaptığı da söylenmektedir. 14 Bu görüşe göre yeryüzünün en eski yerleşim yeri Mekke olmaktadır.
Hiç şüphesiz Medine'nin değeri Peygamber Efendimizin Muhammed aleyhisselamdan geliyor. O'nun
Dört bin yıl öncesinden gelen çivi yazılı mektup, aile içi iletişim seminerlerin yoğun bir ilgi ile takip edildiği bugünümüzü daha iyi anlamamıza yardımcı oluyorsa bugünün mektupları da genelde Türkiye'nin özelde Gürün'ün gelecek kırk bin yılını daha iyi aydınlatır ve anlatır diye düşünüyorum. Çünkü mektuplar tarihi açıdan çok önemli belgeler olmalarının yanında, yazıldıkları
dönemin ekonomik, sosyal kültürel ve siyasal yaşantısı hakkında da ciddi bilgiler içeren önemli kaynaklardır.
Türkler İslam dinini kabul ettikten sonra bu dinin dünya görüşü ve hayat anlayışı etrafında yeni bir medeniyet oluşturmuşlardır. Tasavvufi doktrin ve neşveyle yetişen dervişlerin Türkler arasında dolaşarak islamı anlatması bu yeni dini kabul etmede çok etkili olmuştur. Ayrıca bu dervişlerin anlattığı şeyler doğrudan aklı değil de gönlü muhatap alması da bu dinin kolayca yayılmasında etkilidir. Bu dervişlerce söylenen şiirler dini düşünceyi anlatmada ve İslamın güzelliklerini vurgulamada çokca etkilidir.
Son yıllarda Türk lehçeleri arasında çok sayıda metin aktarma faaliyetinin gerçekleşmiş olduğu görülmektedir. Bu durum, aktarma meselelerini gündeme getirmiş ve bu konuda pek çok çalışma yapılmıştır. Araştımacılar, aktarma sırasında ortaya çıkan sorunları tespit edip bunlara yönelik çözüm önerileri getirerek bir aktarma bilimi ve eleştirisi oluşmasına yönelik oldukça önemli çalışmalar yapmıştır.
Bugün Türk lehçeleri arasında yapılan aktarma çalışmaları ve bunlarda karşılaşılan sorunlar ile ilgili büyük kat
Tarih, bize hemen bütün büyük dinlerde bir tür mezhepleşme ve cemaatleşme olgusunun varlığını, hiçbir evrensel dinin bu genel ilkenin dışında kalmadığını ve bir dine bağlı fertler arasındaki ayrılık ve ihtilafların da çoğu zaman o dinin Peygamberinin vefatından sonra ortaya çıktığını göstermektedir.
Bütün evrensel dinler yayıldıkları geniş çoğrafyada farklı eski medeniyetler, dinler ve inançlarla karşılaşır ve bu
karşılaşma başlangıçta bir çatışmayı ve ardından bir uzlaşmayı beraberinde getirmiştir. Dinler
Toplam 31 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.