Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 178 kayıt bulunmuştur Gösterilen 160-180 / Aktif Sayfa : 9
17. yüzyıl İspanyasında edebiyat düşkünü bir maceraperest; günümüzdeyse klasikleşmiş bir yazar: Miguel de Cervantes Saavedra. İspanyol donanmasına katılıp Kıbrısta, İnebahtıda, Tunusta, Navarinde savaştı. Beş yıl Cezayirde esir hayatı yaşadı. Ülkesinde resmi görevler üstlendi ve yolsuzluk, cinayet gibi gerekçelerle defalarca hapse girdi çıktı. Her şey edebiyat içindi; onca serüv- enden sonra tüm zamanların en ünlü hayalperesti La Manchalı Don Kişotu yazdı. Nesli tükenmiş şövalyelere özenip hayallerinde kurd
Tükendi
Jack London, kendi hayatında en değer verdiği hayvan olan Kurtu, romanının başkahramanı olarak seçmiş ve Beyaz Diş böylece, edebiyat tarihinin de en hayranlık uyandıran hayvan karakterlerinden biri olmuştur.
Tükendi
F. Bacon (1561-1626) soylu bir İngiliz ailesinin oğlu olarak Londrada doğar. Önce Trinity Collegede bilim üzerine eğitim alır, ardından Grays Innde hukuk öğrenimine başlar. 1582de Grays Innde avukat olur. 1584de Dor- setshire Parlamentosuna, 1593de Middlesex Parlamentosuna girer. I. James zamanında Sir unvanını alır ve şövalyeliğe yükselir. 1613de başsavcı olur. 1617 yılında babasının da bir zamanlar yürüttüğü görevi üstlenerek mühürdar olur. 1618de başyargıçlığa yükselir ve Baron Verulam unvanını alır. 162
Tükendi
Beyaz Geceler, büyük romancı Dostoyevskinin dünyanın bütün dillerine çevrilerek okunmuş ve her yaştan okuyucunun kalbinde derin duygular bırakmış en ünlü ve en etkili yapıtlarından birisidir. Dostoyevskinin gençlik yıllarının ürünü olan bu kitapta yazar, ancak genç ve bakir ruhlarda yaşayabilen saf ve ulaşılması zor aşkların unutulmaz örneklerinden birisini veriyor. Bu eserle Dostoyevskinin romantizme ne kadar büyük bir katkıda bulunduğunu göreceksiniz.
Tükendi
Onlar da, bizim gibi, şuna inanıyorlar: Dünyayı korkunç bir ahlâk bozukluğu sarmış, insanlar tabiat yasalarına, aklın gereklerine sırt çevirmişler; kötüler iyileri tedirgin etmekte, onları boyunduruk altında inletmektedir. Ama, yine bizim gibi, kötülerin mutlu bir hayat sürdüklerine de pek akılları yatmıyor. Çünkü, onlara göre, bir anlamda kendi kendilerini yok etme zorunda kalma, olduğundan başka görünme hiç de mutluluk sayılmaz. Birçok sahte kralların, sahte kahramanların, sahte bilgelerin yaptığı da budu
Tükendi
Yirmi yaşımdayken annem bana şöyle demişti: Manastıra girseydim, hem kendim, hem başkaları için en iyisini yapmış olacaktım. Eğer manastıra girmiş olsaydın ben dünyaya gelmezdim dedim. Dünyaya gelmen daha önce kararlaştırılmıştı oğlum dedi. Evet ama, dünyaya gelmeden çok önce seni annem olarak seçmiştim ben diye karşılık verdim. Dünyaya gelmeseydin cennette bir melek olarak kalacaktın. dedi. Ama ben hala bir meleğim, diye cevapladım. Gülümsedi ve dedi ki Kanatların nerede peki? Elini tutup omuzu
Tükendi
Dostum, göründüğüm gibi değilim. görünüş sadece giydiğim bir elbisedir. senin sorgularından beni, benim kayıtsızlığımdan seni koruyan, özenle örülmüş bir elbise. benim içimdeki ben, dostum, sessizlik içinde oturur, sonsuzluğa dek kalacak orada, doyulmaz, erişilmez. ne söylediklerime inanmanı, ne de yaptıklarıma güven- meni isterim- çünkü sözlerim senin aklından geçen- lerin dile getirilmesinden, yaptıklarımsa umutlarının eylemleştirilmesinden başka bir şey değildir..
Tükendi
Bir gün, güzellik ve çirkinlik bir deniz kıyısında karşılaştılar ve dediler, haydi denize girelim. Giysilerini çıkartıp suda yüzdüler. Bir süre sonra, çirkinlik kıyıya dönüp, güzelliğin giysilerine büründü ve yoluna gitti. Güzellik de denizden çıktı, kendi giysilerini bulamadı; ama çıplak olmak utandırıyordu onu, çaresiz çirkinliğin giysilerine büründü ve yoluna devam etti güzellik. O gün bugündür, erkekler ve kadınlar onları birbirine karıştırır. Ancak içlerinden güzelliğin yüzünü önceden görmüş kimileri v
Tükendi
Haberci, Cibranın ikinci kitabı olmasının yanında, meramını çizgilerle resmeden sanatçının, sözcuk-leri ustalıkla kul- lanan bir bilge kişiye dönüşmesinin de habercisidir. Geniş bakış açılı, daha derin bir bilgelik; sıcak, yumuşak bir seve- cenlik taşıyan, yine de kontrollü bir ironiye sahip, bir çoğu güncelliğini yitirmeyen meseleler. Aşk ve özlem dalgasıyla yazılmış, ermişe açılan kapının eşiği ve anahtarı olan ki- tap. Ve biz, güneş ve dünya, daha büyük bir güneşin ve daha büyük bir dünyanın başlangıcıyı
Ordinov, sonunda oturduğu evi değiştirmeye karar verdi. Bir odasını kiraladığı dairenin sahibi, ayın bitmesini beklemeden ansızın evden ayrılmış, Petersburgu bırakarak akrabalarının yanına gitmişti. Genç adam, o ayın kirasını ödediği için, henüz çıkmıyor, ama ay sonunda bu evden ayrılacağına üzülüyordu. Kendisi fakirdi ve ev kiraları da çok pahalıydı. Ordinov, ev sahibinin gidişinin hemen ertesi günü şapkasını aldı, Petersburgun kenar mahallelerini dolaşmaya çıktı. Kapılara yapıştırılmış ilanları okuyor, fa
Redingotlu delikanlı, Ne tuhaf adam! diye düşündü. Başına gelen bu olaya epey şaşırdıktan ve bu şaşkınlığından kurtulduktan sonra, kendi işini hatırladı. Yüksek bir evin kapısını gözetleyerek bir aşağı bir yukarı gidip gelmeye başladı. Ortalığı sis kaplamaya başlayınca delikanlı biraz sevindi. Çünkü buralarda dolandığı pek görülmeyecekti. Onu ancak saatlerdir müşteri bekleyen faytoncu fark edebilirdi.
Tükendi
Moliere'in, dönemin doktorlarını ve tıp ile ilgili fikirleri dolaysız bir yolla eleştirdiği Hastalık Hastası, sahnelediği ilk günlerden bu yana hala güncelliğini korumaktadır. Eserin hiciv gücü bir yana, bir diğer özelliği de aynı zamanda bir oyuncu olan Moliere'in sahneye ve hayata veda ettiği oyun olmasıdır. Moliere, Hastalık Hastası'nın sahneleneceği 17 Şubat 1673'te eşinin ve yakın arkadaşlarıın bu kez sahne arkasında kalması için onca yalvarmalarına rağmen Argan rolüne çıkar ve son sahnede doktorluk y
Tükendi
Özgürlük tahtı önünde ağaçlar, meltemin dokunuşuyla titri- yorlar. Özgürlüğün heybeti karşısında güneş ve ay ışığıyla se- viniyorlar. Serçeler, özgürlüğü işitmek için ötüşüyor, çiçekler özgürlük ortamında nefeslerinin kokusunu yayıyor... Ye- ryüzündeki herşey, özgürlük şeref ve sevinciyle dolu tabiat kanunlarıyla yaşıyor... Oysa insanlar bu nimetten ne kadar yoksun! Çünkü insanlar, evrensel ilahi ruhlarına sınırlı kanunlar koydular. Bedenleri ve ruhları için acımasız kanunlar çıkardılar. Eğilim ve duygular
Tükendi
Dünyada klinik olarak öldüğü kabul edilen ve uzun ya da kısa bir süre sonra yaşama geri dönen milyonlarca insan vardır. Bu deneyimi yaşayan insanlar ölüme gidip gelme süreçlerini değişik şekillerde anlatırlar. Herkesin merak ettiği ve soru işaretleriyle dolu bu konuyu tarihte ve günümüzde değişik din, etnik köken, kültür ve milletten insanların deneyimleri, yabancı kaynaklardan çeviriler yaparak, Türklerle yüzyüze konuşarak, bu konuda yapılan bilimsel araştırmalar, bu olguyu kabul edenlerin ve karşı çıkanla
Tükendi
Sağduyulu düşünce, evliliği ahlaki hale getirmez; aksine ahlaksızlığa dönüştürür.Tensel sevginin tek bir şekli, değişmiş hali vardır ve bu hali,aynı derecede estetik, dini ve etiktir ve o da aşktır.Sağduyulu mantık ise, onu hem estetiksiz, hem de dinsiz hale getirir; çünkü burada tensellik, aşkın yakın hakları içinde yer almaz.Bu yüzden şu ya da bu neden le evlenen adam, hem estetiksiz, hem de dinsiz bir adım atmış demektir.Maksadın iyiliğinin, bunu değiştirme açısından yararı yoktur;zira, tüm hata zaten ad
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 178 kayıt bulunmuştur Gösterilen 160-180 / Aktif Sayfa : 9