Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 178 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3
Atalarımız: "Tatlı söz yılanı deliğinden çıkarır" diyerek tatlı sözün nice düşmanları dize getirebileceğini vurgulamışlardır. Evet, nice manevi hastalıklar dahi güzel sözlerle tedavi edilir. Nice düşmanlıkları bitiren de yine güzel sözler değil midir? Sözle beraber üslup da güzel olunca, artık giderilmeyecek kusur, önlenemeyecek kötülük olmaz. Aşılamayacak engel, geçilemeyecek vadi, anlatılamayan meram, arz edilemeyen dert, bulunamayan derman kalmaz. Ancak güzel söz bu kadar maharetlere sahipken, kötü söz
Açsak Aziz ve Âlim olandan tenzil olan ikram edilmiş Kur'an-ı Kerim'i İnzal etmek için apaçık Ayet-i Mübinleri kıra'at etmeye euzu besmele ile başlasak, Basiret gözlüğünü takıp âyeti nurların Furkanlığını fark etsek, Ayet-i Hadilerin rehberliğinde yürüyüş yapsak, Âyeti Şifaların olduğu Kur'an sayfaları arasında Hikmet dolu âyetlerden aklıma süzülen her bir damla ile insanı Mecid olma şerefine yükselsek Müstakim bir akılla kalbin mutmainliğine adım atsak, Zikir dolu âyetlerini öğüt alıp tamamlanmış bir dolun
"Bana sarıl!" dedi Devrim! İnsanoğlu, yaşamın cıva ağırlığındaki yüklerinde, en yakınını dayanak görür. Hz. Muhammed'in Mekke müşriklerinin baskılarının ayyuka çıktığı bir dönemde hanımı Hz. Hatice'ye, "Bana sarıl!" dediğini ilk kez duyduğunda, "Hayatın her türlü zorluğunda pişen Allah Resul'ünün, buna ne ihtiyacı olabilir?" demiş, sonrasında da günlerce, Hz. Muhammed'in o anki hissiyatını tahlil etmeye çalışmıştı. Düşünceleri de zamanla netleşmişti. Arayış içerisinde olan, halkın "Emin" sıfatı verdiği bir
Namazla devamlı mürakabe altında olduğunun farkında olan bir insan: "Beni Rabbim her an görüp gözetmektedir. Ondan hiçbir şeyi gizlemem mümkün değildir. Daha biraz önce onun huzurunda O'na söz verdim, dua ettim, yalvardım, yakardım. Beni sırat-ı müstakimden ayırma dedim. Şimdi günah işleyemem." deyip kendini günaha girmekten korur. Ayrıca namaz; vücuttaki kan gibidir, nasıl ki kan sağlıklı bir kalp, damarlar vasıtasıyla bütün vücuda hayat verirse, namaz da samimiyet ve huşuyla kılındığında bütün azaları ısl
Tükendi
Şermin, Tevfik Fikret'in çocuklar için yazdığı şiirlerden oluşan bir kitaptır. Bu şiirler, çok sade ve sıcak bir dille, duru bir Türkçe ile yazılmış ve devrinde çok beğenilmiştir. Bu kitapta yer alan şiirlerinde, Tevfik Fikret, çocukları doğruluğa, çalışmaya, kardeşliğe, insanları sevmeye yönlendirmek istemekte, onları iyi birer insan olmaya hazırlayacak duyguları işlemektedir. Bunu yaparken de çocuk ruhunu ve çocuk dünyasını çok başarılı bir şekilde yakalamıştır.
Tükendi
Karabibik, Nabizade Nazım'ın 1890 yılında yayımladığı gerçekçi bir köy romanıdır. İlk Türkçe köy romanı olarak kabul edildiği için Türk edebiyatında önemli bir yeri vardır. Edebiyatımızda realizmin başarılı örnekleri arasında yer alır. Romanda, Antalya'nın bir köyünde yaşayan Karabibik adlı köylünün yaşam mücadelesi konu edilir. Yazar, köylülerin evlerini ve tarlalarındaki çalışmalarını gerçekçi bir dille betimlemiştir. Bu sebeple eserde mekân önemli bir yer tutar. Eserde köy hayatı için önemli olan tarla,
Tükendi
Cömertlik; insanın, sahip olduğu imkânlardan, muhtaçlara meşru ölçüler dahilinde ve Allah rızasından başka hiçbir gaye gütmeden, ihsan ve yardımda bulunmasını sağlayan üstün bir ahlak kuralıdır. Cömertlik, ruhun bir melekesidir. İnsanları, muhtaç olanlara vermeye, ihsanda bulunmaya sevk eder. Bu melekeye sahip olan kişi, ferdî ve ictimaî alanda lüzumlu olan her şeye yardım eder. Hiçbir kimsenin zorlaması olmadan ihsanda bulunmayı can ve gönülden ister. Cömertler, "Rızkı veren Allah'tır." düşüncesi ile h
Tükendi
İntizara kalmadı bak iktidar Kûşe-i uzlette oldum ihtiyar İntizarım hep vatan ikbalidir Kaldı bir düşman elinde tarumar Bu vatanda gördüğüm her gün benim Ah-u efgan ile hâl-i intizar Karşı durdum lütfuna, tehdidine Mertlikle işte ettim iştihar
Tükendi
Bir gün Hoca'nın bulunduğu bir sohbette sormuşlar: -Hocam, adam olmanın yolu nedir? Hoca düşünceli düşünceli, başını bir o yana bir bu yana sallayarak: -Söyleyen olursa dinlemeli, dinleyen olursa söylemeli, demiş
Tükendi
Ahmet Hâşim, Bağdat'ta doğdu. 12 yaşında İstanbul'a geldi. 1897'de Galatasaray Sultanisi'ne verildi. Mekteb-i Hukuk'a devam etti. İzmir Sultanisi'nde Fransızca ve Edebiyat Muallimliği, Maliye Nezaret Mütercimliği yaptı. I. Dünya Savaşı'ndaki askerliği sırasında Anadolu'nun çeşitli yerlerini gördü. Şiirinin temellerinde Şeyh Galib, Abdülhak Hamid, Cenap Şahabettin yatar. Fransız şiirini ve poetikasını tanıdı. Saf şiir nazariyesini benimsedi. Yazarın bu eseri, iki bölümden meydana gelir: Bize Göre ve Bir Se
Tükendi
Realizm ve natüralizm akımlarının etkisiyle eserler yazan Nabizâde Nâzım'ın Zehra romanı ilk defa Servet-i Fünun dergisinde tefrika edilerek yayımlanmıştır. Zengin bir tüccar olan Şevket Efendi; sinirli, kıskanç ve geçimsiz biri olan kızı Zehra'yı kâtibi Suphi ile evlendirir. Suphi'nin annesi, gelinine yardımcı olsun diye eve Sırrıcemal adında cariye alır. Bunun üzerine kıskançlık krizine giren Zehra, hem kendisinin hem de çevresindekilerin felaketine sebep olan kararlar alır.
Tükendi
Yunus Emre XIII. Yüzyılda Anadolu'da yeni bir edebiyat dili olan Batı Türkçesi yazı dilinin doğuşunda en mühim rolü oynayan isimlerdendir. Eski Anadolu Türkçesi denilen bu devrenin en büyük temsilcilerinden olan şairimiz, dilimizi son derece güzel kullanıp işleyen, geliştiren büyük bir sanatkârdır. Dili eşsiz bir kudret ve hünerle kullanan Yunus'un şiirlerinde Türkçe, en güzel şeklini almıştır. Yunus Emre dilimizin millî sesini, millî çehresini ve dehasını o devirde en iyi aksettiren sanatkârdır.
Tükendi
İbrahim'in seyahati Kierkegaard'ın Korku ve Titreme'sinin merkezî temasıdır. Kierkegaard'ın İbrahim'i, iman sınavında çektiklerinden dolayı yücedir. Ve İbrahim'in bu ıstırabı çekişi ve yüceliği, sosyal değerlerin tipik örneği olmasının aksine, onu kendi toplumundan ve sosyal usullerinden çok radikal bir biçimde koparmaktadır. Kierkegaard'ın bizi İbrahim'in yüceliği ile etkilemesinin çok özel bir amacı vardır. Aslında Korku ve Titreme'nin İbrahim ve İbrahim'in öyküsü ile ilgili olmadığı rahatlıkla söylenebil
Tükendi
Ömer Seyfettin, 28 Şubat 1884 tarihinde Balıkesir'in Gönen ilçesinde doğdu. Öğrenimine Gönen'de başladı. Ayancık'ta ve annesiyle birlikte geldiği İstanbul'da Aksaray'daki Mekteb-i Osmaniye'ye devam etti. Eyüp'teki Baytar Rüşdiyesi'ni bitirdi. Asker çocuğu olduğu için Kuleli Askeri İdadisi'ne yazıldı (1893). Bir müddet sonra da Edirne Askeri İdadisi'ne nakl olarak öğrenimini burada tamamladı. Daha sonra İstanbul'da Mekteb-i Harbiye'ye geldi. Piyâde mülâzımı sânisi rütbesiyle buradan mezun oldu. İzmir'de teğm
Tükendi
Yoksulluktan öğrenimine devam edemeyen üniversite öğrencisi Raskolnikov, toplumun yararı için kuralların ve kanunların yok sayılabileceği düşüncesiyle, toplum içinde bir parazit, bir "bit" olarak saydığı tefeci kadını öldürür. Toplumu bir parazitten kurtarmak adına böyle bir olaya cesaret ettiğine kendisini inandırmaya çalışsa da vicdanının rahatsız edici sesinden bir türlü kurtulamaz. Bu cinayet ve kahramanın yaşadığı vicdan azabı çevresinde "suç" ve "ceza" kavramlarının derinlemesine tartışıldığı bu roma
Tükendi
Hak bana bir ömür vermiş Boşu boşuna boşu boşuna Vücuduma bir can girmiş Boşu boşuna boşu boşuna İsa Meryem'e mi kanmış Musa asadan ne bulmuş Süleyman bir sultan olmuş Boşu boşuna boşu boşuna Gahi gittim gahi geldim Aradım kendimi buldum Bir Mahzuni Şerif oldum Boşu boşuna boşu boşuna
Tükendi
Safinaz finaz yanıma gel biraz ne yapacaksın beni seviyorum seni sevdiğim erkek sarışın olmalı gözleri mavi denize bakmalı evin önünde taksi olmalı taksinin rengi sarı olmalı nikahımızı vali kıymalı valinin adı zeki olmalı ah dedem dedem dedemin karısı ninem ah ninem ninem ninemin kızı annem ah annem annem annemin kızı ben EN SEVDİĞİM ARKADAŞIM SEN
Tükendi
"İnsanların kusurlarını görme! Tek gözü olanlara tek gözünün olduğu taraftan bak." "Beni korkutan ölümden sonra cehenneme gitmek değil, hiçbir yere gitmemektir." "Kadın olsun, kitap olsun: Cildine aldanma, içindekilere bak." Tiryaki Sözleri daha çok şiirleri ile tanınan Cenap Şahabettin'in özlü sözlerinden oluşan bir kitap.
Tükendi
Ömer Seyfettin, 28 Şubat 1884 tarihinde Balıkesir'in Gönen ilçesinde doğdu. Öğrenimine Gönen'de başladı. Ayancık'ta ve annesiyle birlikte geldiği İstanbul'da Aksaray'daki Mekteb-i Osmaniye'ye devam etti. Eyüp'teki Baytar Rüşdiyesi'ni bitirdi. Asker çocuğu olduğu için Kuleli Askeri İdadisi'ne yazıldı (1893). Bir müddet sonra da Edirne Askeri İdadisi'ne nakl olarak öğrenimini burada tamamladı. Daha sonra İstanbul'da Mekteb-i Harbiye'ye geldi. Piyâde mülâzımı sânisi rütbesiyle buradan mezun oldu. İzmir'de teğm
Tükendi
Ziya Gökalp, "Altın Işık" isimli eserini ilk olarak 1922'de bastırmıştı. Aynı eser daha sona 1942 yılında İkbal kitabevi tarafından yayınlandı. Eserde şiir ve düz yazı olarak işlenmiş masallar ve iki perdelik bir manzum piyes olan "Alparslan ve Malazgirt Savaşı" yer almaktadır. Keloğlan, Tembel Ahmet, Kuğular, Nar Tanesi, Keşiş Ne Gördün?, Pekmezci Anne, Yılan Beyle Peltan Bey düz yazı masallarıdır. Manzum-masallar olan Kolsuz Hanım ile Küçük Hemşire'yi Gökalp, "Yeni Hayat" kitabında da kullanmıştır. Deli D
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 178 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3