Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 411 kayıt bulunmuştur Gösterilen 400-420 / Aktif Sayfa : 21
Râz-nâme, klasik edebiyatımızın asli yönelimlerini bütün açıklığı ile gösteren eserlerden biri. Aşkın hakikati, tevbenin iyileştirici gücü, tesellinin varlığımızı ümitle buluşturan ışığı, gözün gönül aynasını seyretmesi, kulağın ruhla diyaloğu, davranışların yaradılışa uygun hâle getirilmesi, sözlerin hakikate hizmet etmesi ve insanın yüksek bir bilinçle varlıkların en şereflisi olmasının yolları eserin temel kaygısını oluşturmakta. O ruhun diliyle «eğer olgunluk istersen kusurları bir tarafa bırak» diyor,
Tükendi
Gelibolulu Mustafa Âlî'nin Menakıb-ı Hünerveran'ı, hat ve kitap sanatçılarına yazılmış bir destan. Medeniyetimizin güzel sanatlar alanına ilişkin başyapıtlardan biri. Arap, Fars ve Türk yazı sanatçılarının, büyük millet bütünü içerisinde, adeta yarışırcasına ortaya koyduğu eserler, kardeş ruhların sonsuzlukla kurdukları mutlu birlikteliğin açılımları olarak günümüze kadar geldi. Yüksek bir sanat algısının ve donanımlı bir kültürel birikimin örnekleri olan bu eserler, güzele duyulan özlem ve hayranlığın ifad
Tükendi
Feridüddin Attâr'ın başyapıtlarından biri olan Pendnâme'nin çok çeşitli şerhleri yapılmış, eser yeni idraklerle buluşa buluşa, biraz da onların gönül aynasından geçerek günümüze kadar etkisinden hiçbir şey yitirmeden gelmiştir. Pendnâme-i Attâr Şerhi de, Osmanlı gönül erlerinden Mehmed Murad Nakşibendî'nin (1788-1848) yaptığı kapsamlı şerhlerden biri olup esere, kendisinden önce yapılan İsmail Hakkı Bursevî şerhinden örnekler de sık sık eşlik ediyor ve yeni keşif alanları açıyor. Bu yönüyle de Pendnâme-i At
Tükendi
Eserleriyle kendisinden sonra gelen, başta Mevlâna, Hâfız, Sadi, Fuzûlî, Molla Câmi... gibi ekol sahibi şairleri etkilemiş olan Genceli Nizamî'nin Heft Peyker'i, Sasanî hükümdarı Behram-ı Gûr'un efsanevi hayatının fon olarak kullanıldığı görkemli bir söz sanatı örneği. Eser, bütün zamanların en içli, en içten ve en asil ruhlu şairi, sanatıyla olduğu kadar yaşantısıyla da zamanın yıldızı olan Nizamî'den dünya kültürüne bir armağan. Heft Peyker, Yedi Güzel, Yedi İklim, Yedi Yıldız, Yedi Renk gibi yedi sayıs
"Kamil Doruk, bizim kuşağın önemli imzalarından biri hiç kuşkusuz. Özellikle izlenimciliğindeki gözlem gücü, ayrıntılara hakimiyeti, tasvir yeteneği hayli yüksek düzeyde... Sahici bir dil titizliğine sahip. Orası olmazsa, burası olur veya şurası olur... Önemli olan "yazmak kaygusu"ndan uzak düşmemek, yazıyla aramızdaki "ontolojik" bağı örseleyip, yitirmemek!.." -İhsan Deniz- "Akıllılar ve deliler, mantıklılar ve meczuplar, müstekbirler ve madunlar, toklar ve açlar, sızıları olanlar ve olmayanlar, ölmeyecek
Dalkavukluk hem ahlâkın hem de bir tip olarak psikoloji ilminin konusuna giren bir davranış biçimi. Hatta eski zamanlarda meslek olarak bile kabul edilmiş. Günümüzde bir davranış tarzı olarak toplum hayatında itibar görme, bürokraside yükselme hırsını ve ihtirasını peçeleyen, yer yer de mizahın konusuna giren bir tutum olarak karşımıza çıkmakta. Genellikle birçokları tarafından aşağılayıcı olarak nitelendirilmesine rağmen etkisini de her mecrada sürdürmektedir. Dalkavukluğa sebep olan ruhsal süreçlerin teme
Tükendi
Gençleri hedef grup olarak seçen bu kitap, toplumumuzda en fazla zihin karışıklığının yaşandığı bir alanda onları bilgilendirmeye ve düşünmeye çağırıyor. Soru-cevap biçiminde diyaloglardan oluşan metin İslam'ı yeni bir perspektiften ve bir dünya görüşü olarak ele alıyor. İslam'ın varlık görüşünden iktisat görüşüne, din anlayışından kitap anlayışına, toplum tasavvurundan tarih tasavvuruna kadar farklı alanlardaki vizyonunu ortaya koymaya çalışmaktadır. Günümüzde farklı akım ve gruplar arasında tartışma konus
Tükendi
Dârülfünûn'da edebiyat dersi okutmuş olan (1908-1913 ) Mehmed Âkif, ders notlarını Kavâid-i Edebiyye adıyla kitaplaştırmak için bir girişimde bulunmuş, fakat her nedense bu girişim ilk formanın basımıyla sınırlı kalmıştır. Basımı yarım kalmış bu kitapta yayınlanan yazılar -biri hariç- daha önce Sırât-ı Müstakîm ve Sebîlü'r-Reşâd dergilerinde yayımlanmıştır. Metin, edebiyatın teorik bazı meseleleriyle ilgili olarak Âkif'in edebiyat teorisi alanındaki bilgi birikimini ve görüşlerini yansıtmaktadır. Kavâid-i E
Henüz on beş yaşımda iken, bir yandan lisede okuyor ve bir yandan da düğünlerde ve özel eğlencelerde bağlama çalıyordum. Her gittiğim düğünde ve eğlencede istenen şarkılar değişiyordu. Bir düğünde taşrada milliyetçilik marşı olarak bilinen "Genç Osman" şarkısı istenirken; başka bir düğünde yine taşrada sol düşünce ile bağdaştırılan "Leylim Ley" şarkısı isteniyordu. Bazı eğlencelerde bırakın Kürtçe bir şarkıyı, Ahmet Kaya çalmak "bile" kesinlikle yasaktı. Çünkü biz eğlence mekânına gidip teknik donanımı kura
Tükendi
Bu kitap Sun'ullah Gaybi'nin üç eserini bir araya getiriyor. Sohbetnâme, Biatnâme ve Devre-i Arşiyye. Sohbetnâme, Gaybî'nin mürşidi Olanlar Şeyhi Aksaraylı İbrahim Efendi'nin sohbetlerinin zaptedilmesinden oluşuyor. Eser, gönül erlerinin yabancılara mahrem sohbetlerine katılmak gibi bir fırsatı da sunmakta. Bu yüzden daima el altında bulundurulacak tekrar be tekrar okunacak bir eser. Hüseyin Rahmi Yananlı'nın güzel ve sağlam diliyle ve açıklamalarıyla yeniden hayat buluyor. Biatnâme, söz vermenin, ahde
Tükendi
İlim şehrinin kapısı Hz. Ali'nin Dîvân'ı farklı dönemlerde farklı şahıslar tarafından manzum ve mensur olarak Türkçeye tercüme edilmiştir. Bu çevirilerden biri de son dönem Osmanlı âlimlerinden Kâmûs-ı Türkî müellifi Şemseddin Sami'ye aittir. Şemseddin Sami kendi ifadesiyle ?Arap edebiyatının menbaı" olarak vasfettiği bu Dîvân'dan seçmeler yaparak Ali bin Ebî Tâlib Efendimizin Eş?âr-ı Müntehabeleri ve Şerh ve Tercümesi (1318) adıyla kaleme almıştır. Adından da anlaşılacağı üzere, Şemseddin Sami, Hz. Ali D
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 411 kayıt bulunmuştur Gösterilen 400-420 / Aktif Sayfa : 21