Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 53 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3
Suya atladım... Hemen yakınımda iki siluet, iki beden, birbirine uzanan kollar ve bacaklar... O karambolde birini seçtim, kolundan yakaladım, hiç düşünmeden. Yine de o anda, diğerini bıraktığımın, feda ettiğimin farkındaydım. Kendime binlerce kez, ikisini birden kurtaramayacağımı söylesem de, derinlerde bir yerde, o an için elimi uzatacağım kişi olarak kimi seçtiğimi biliyordum...
Önümde yürüyordu, bazen onu izlemekte zorlanıyordum. Çinko plakalar üstünde adımlarından hiç ses çıkmıyordu. Baştan aşağı siyah giyinmiş, omuzuna küçük bir sırt çantası takmıştı. Uzun ve zayıftı. Solgun elleri ince ve uzundu. Bir meleği çağrıştırıyordu. Hayır, hep resimlerde gördüğümüz türden, o bön bön sırıtan soluk tenli varlıkları değil. Daha çok, geceden fırlamış bir yaratığı, damlarda gezen bir meleği.
Coşkum hızla uçup gitti. Pandora, çevresindeki şeytanları kovalamaya kararlıydı ve ben, korku içinde, ormanın yanımdan akıp gittiğini görüyordum... Sarp kayalığa çarpan bir uçurtma gibi ben de bir ağaca toslayacaktım. Gözlerimi kapadım. Kulakzarlarımda şiddetli rüzgâr, panikle eğdiğim sırtımda kırılan dallar, çekişme halindeki bedenlerimiz...
Masumiyet, bir katili arkadan vurabilir mi? "Angel kapüşonunun altında boncuk boncuk terliyordu. Bu tehlike hissi onu boğuyordu. Eskiden olsa, takip edildiğini anladığı anda çeker giderdi. Postu deldirmemeye çalışan bir hayvan gibi, düşünmeden davranırdı. Özünde, hepsi bir tür oyundu aslında. Hırsız, polis... hızlı koşan kazanırdı. Hem yakalanıp hapse atılsa, ne değişirdi ki? Ama bu kez, hiçbir şey oyun değildi. " Neredeyse tüm Şili bir azılı katili arıyor. O ise, artık durmak, sığınmak, geçmişin hayaletl
Tükendi
Büyük büyükannemin bu saçmalığa kafası yatmayacak, dedi Darcy. Benim de kafam yatmıyor ki. Burada oturmuş, kim olduğunu bilmediğimiz düşmanlar ve kim olduğundan emin olmadığımız dostlar hakkında konuşuyoruz. / Bize düşense, dedi Pendleton, önümüze çıkanı öldürmek ve ayrımı Tanrının yapmasını istemek. / Başımı çevirip ona baktım. Gülümsemiyordu. Söylediğinde samimiydi. Kod adı: Irakı Özgürleştirme Operasyonu. Amerikan ordusunda görevli genç askerler içinse bunun tek bir adı var: Savaş. Halkı kazanarak ba
5 yaşam 5 günde ne kadar değişebilir? Derken, babanın neye baktığını çakıyorsun. Eline. Tuttuğun silaha. Bakışı tekrar sana odaklanıyor. Cengize. Orada dikilene. Cengize. Şimdi ne yapacağını merak eden kişiye. / Baban ayaklarının dibine tükürüyor ve seni daha fazla dikkate almadan yanından geçip gidiyor. / Peşinden bakıyorsun. / Hayatın biraz önce yanından geçip gitti. Sen geride kaldın ve ölmüş olmayı diliyorsun, hiçbir şeyi dilemediğin kadar. Önce çaresizlik mi vardı, şiddet mi? Yoksa bu, iç içe geçmi
Üç çocuk, kasabanın kıyısındaki kulübelerden uzaklaşıp göle doğru yürüdü. Günün ilerleyen saatlerinde yalnızca ikisi geri gelecekti. Alice Tully bu hikâyeyi biliyordu. Bu konuda bir kitap bile yazabilirdi. Jennifer Jones neredeydi? Herkes bunu konuşuyordu. Ülkede cevabı bilen yalnızca birkaç kişi vardı. Alice Tully de onlardan biriydi. Yazdığı polisiye ve gerilim kitaplarıyla ünlenen, yedi kitaplık East End Murders (Doğu Londra Cinayetleri) dizisiyle dikkati çeken Anne Cassidy, ON8le ilk kez Türkçede.
"Suçlu, suçu kanıtlanana kadar masum mudur?" "Belki de kendi filmimi yapabilirim. Yazıya dökebilir ve kafamda oynatabilirim. Okulda yaptığımız gibi, sahnelerin taslağını hazırlayabilirim. Yaşamımın öyküsü olur bu film. Hayır, yaşamımın değil, yaşadığım bu deneyimin. Yanıma almama izin verdikleri deftere yazarım. Adını da savcı hanımın bana dediğinden koyarım: CANAVAR!" Harlem'de gündüz vakti, hayat bazıları için her zamanki seyrinde devam ederken bir dükkân soygunu planlanıyor, soygunda bir silah patlıyor,
Tükendi
"Direnecekler mi, kabullenecekler mi?" "Bağlantı'yı özledim. İlk ne zaman yerleştirildi, bilmiyorum. Belki bundan elli ya da yüz yıl kadar falan öncedir. Ondan önce, insanlar ellerini ve gözlerini kullanmak zorunda kalıyorlarmış. Bilgisayarlar, bedenlerinin dışındaymış. Bilgisayarlarını ellerine alıp dışarı çıkarıyorlarmış, tıpkı akciğerlerinizi bir çantanın içine koyup da nefes alması için açık havaya çıkarır gibi." Bulutların yok olduğunu, onların yerini oksijen üreten fabrikaların aldığı bir gelecek. B
"Bir bütün olmuştuk. Mükemmel uyum. Her şey yolundaydı. Son derece yolunda. Tam istediğim gibi. Kenara, ağacın gövdesine doğru bıraktım kendimi. Kandan, nefesten, terden boşanmışçasına. Kendimden boşanmışçasına. Küçük, tatlı bir ölüm. Kalbinin kısacık durduğu, sana kendini canlı hissettiren o an. Bana hayat veren rüzgârda titreyerek, uykuya daldım. Gülümsüyordum. Tamamlanmıştım. Erkektim." Bir konser. Erkek, hoşlandığı kızın sahnede şarkı söyleyişini zevkle dinliyor. Salınışını, etrafa bakışını, ezgilerin
"Büyükbabasının elleri neden bu kadar büyük Malvina'nın?" "Babam bu sabah odama geldi; oda kapısını çok kararlı bir hareketle arkasından kapadı ve çalışma masamın sandalyesine oturdu. Tuhaf bir görüntüydü bu, çünkü oraya hiç oturmaz, odama neredeyse hiç gelmez. Bir süre yatağımın üzerindeki posterlere baktı, beğendiğim şarkıcıların posterlerine. Lizzy ile benim fotoğraflarımıza ise özellikle uzun uzun baktı, bir arkadaşımın olduğu daha önce hiç dikkatini çekmemiş gibi. 'Demek meşhur Lizzy bu,' dedi ve sade
"Yol nereye gidecek, onlar nereye, okur nereye?" "Neyse işte, karar verildi. Önümüzdeki hafta sonu gidiyoruz. Annem ve babam cumartesi günü bizi İgea'ya götürüyor ve biraz parayla, üst üste koyulduğunda boyu boyumu geçen çok sayıda nasihatle bırakıp, pazar günü şehre dönüyorlar. Gabri ve ben, ben ve Gabri yalnız kalıyoruz. Biz. Var mısın, yok musun'a varım demeye karar verdim. Bir sonraki cumartesi günü geri gelip bizi alacaklar. O aradaki sürede başımıza neler gelecek bilemiyorum." Gabri ile Franco'nun y
"İntihar bir soru mudur, yoksa bir yanıt mı?" "İdam mahkûmlarını, daha sonra öldürebilmek için ölümü bekledikleri sırada canlı tutuyorlar. Mahkûmları, zamanı geldiğinde yargılayabilmek için intihar etmesinler diye gözetim altında tutuyorlar. Hiç anlamlı değil. Birini ölüme mahkûm etmek doğal ama insanların bunu kendilerinin yapması değil, öyle mi? Size ne düşündüğümü söyleyeyim: Kendinizi öldürmeye çalıştığınızda insanlar sinirleniyorlar; çünkü bu, onların sizin hayatınızı birazcık bile kontrol edebilmesin
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 53 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3