Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 53 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2
Koşuyordum. Birkaç kez tökezledim, sonunda nefes nefese durup bir ağaca yaslandım ve yavaş yavaş ağacın dibine kaydım. Sadece birazcık dinlen, diye düşündüm. Sadece beş dakika. Başımı dizlerimin arasına gömdüm. Nasıl izin verdim beni kandırmalarına? Aptal da değildim ki. Çok kısa bir süre önce onların yanında yer aldığıma ve onların cinnetini paylaştığıma inanamıyordum. Almanya'nın doğusunda bir köyde, insanlar birbirinden kopuk, gelecekten beklentisiz, kül rengi bir rutin içinde sürdürüyorlardı hayatların
Yaşamın ne kadarı hayaldir, hayallere biçilen ömür neyle ölçülür? "Arno ormandaki adamı düşündüğünde, içinde, hayal gücünü harekete geçiren, yüzlerce soru uyandıran bir merak kıpırdanmaya başladı. Bu gizemli yabancı kimdi? Neden o kulübeye sığınmıştı? Hayal gücü oradan oraya sıçradıkça, merak umudu besliyor ve yabancı adamın görmediği yüzü babasının bildik yüzüyle yer değiştiriyordu. Ya gelen babasıysa..? Ya onlara sürpriz yapmak için saklanıyorsa..? Belki de yardıma gereksinimi vardı? Belki de Arno'nun
İki yaşam arasındaki uçurumu kaç katla ölçebilirsin? Şantiyeye, yatakhane zindana ne kadar uzaktı burası. Uykuya dalmadan önce son düşündüğü şey, Hep burada, hep uzakta kalsam... oldu. Erdo ve Dünya, biriktirdikleri türlü dertlerle örselenmiş bambaşka yaşamlarında, ilk kez aynı çatının altında, birbirlerinden habersiz uyudular. Uyku adildi. İkisine de aynı güçle el verdi, ikisini aynı şefkatle bağrına bastı, kolladı. Uyku onları eşit ve bir kıldı. Büyük şehir. Vahşi bir çekim merkezi. Vaatleri de büyük,
Geçmişin "gerçek"leri, bugünün yalanları ve bir eve hapsolmuş aile sırları... Artık hiçbiri güvende değil! "Küçük Perim," demişti Cemile... Daha önce hiç konuşmadığı bir tarzda konuşuyordu küçük kızla. "Sen henüz kim olduğunu bilmiyorsun. Dikkatli ol bebeğim. Sen bu dünya bahçesinin büyülü çiçeğisin. Ama sana ayrıkotu gibi bakacaklar... Büyümene izin vermezler. Çok, çok dikkatli ol. Konuşma. Sakın konuşma. Anlatma!" O gün konuşmadı Peri Efsa. Ama her çocuk gibi, unuttu. II. Dünya Savaşı sırasında İst
Sana benzemeyen her şey düşmanın mıdır? 100Dünya üçüncü kitapla sona eriyor! Aëla, stazın gidişatında bir sorun hissetti. O da ne? diye sordu endişeyle. Kim demeliydin... Orada biri mi var? diye mırıldandı şaşkına dönen Aëla. Samanyolundan yaklaşık 30 bin ışık yılı uzaktaydılar. İnsan topluluğunun alışılageldik rotalarından kim bu kadar uzaklaşmış olabilirdi ki? Bizi mi arıyorlar? Bizi buldular... Orada... dedi. Evet. Görüyorum. Kim o? İnsan değil. 100Dünyada yeni nesil yükselirken, Maguelonneların ta
"Hayalciliği bırak, Corian," diye söylenirdi babası. "Djauze evrenin çöplüklerinden biri. Ne umuyorsun ki? Bir Abis'in seni almaya gelmesini mi?" Babası yanılıyordu. Bir Abis, dünyalarına geleceğini duyurmuştu. Delikanlı on altı yıldır bu olayı bekliyordu. Bir an, gözlerini kapadı. Kendini, bu uzay devlerinden birini çıplak elle yönlendirirken hayal etti. İnci olmak! Abis pilotlarına verilen bu adı taşımak... 100Dünya Konfederasyonu artık yüzden fazla dünyaya ev sahipliği yaparken, koloniler arasında kaçak
Engin okyanuslardan uzayın derinliklerine uzanan, ödüllü bilimkurgu üçlemesi başlıyor! Bir anda, on bin yolcunun gözüne siyah perde indi. Herkes asıldığı tutamağı bütün gücüyle sıkıyordu. Uzay gemisinin derinliklerinden hayvansı bir kükreme yükseldi. Sandiane manyetik akımın avuç içlerine battığını ve vücudundan aktığını hissetti. Uzay gemisinin akıl almaz donanımı, onları galaksinin bir ucundan diğerine ulaştırmak için uzayı ikiye katlarken, genç kız saniyeleri saymaya başladı. Uzak gelecekte, uzay-zaman
Tükendi
Yaşın ilerledikçe, giyinmeye başlarsın. Giderek daha fazla tabaka edinirsin, bunlar seni duyarsız kılar. Bütün toplum çıplak kalsaydı, önce birbirimizi kucaklar, sonra da toplu harakiri yapardık. Kendini çıplak hissetmiyor musun artık? Babası yavaşça ve üzgün bir ifadeyle başını iki yana sallıyor. Belki de o kadar çok tabakam yoktur, ama doğrudan temas benim için bir mucize olurdu. Yani bütün bunlar... şimdi yaşadıklarım... geçecek mi? Büyük ihtimalle evet. Maalesef. Çıplaklık nedir? Giysisizlik mi? Genç
Tükendi
Kızmaya değer şeyler olacaksa, sevinmeye değer şeyler de olacaktır. Sevinmeye değer şeyler olacaksa, demek ki o şeylerin de bir anlamı olacaktır. Ama öyle şeyler yok bu dünyada! Sesini bir ton daha yükseltip, Birkaç yıl sonra hepiniz ölecek, unutulacak ve hiçbir şey olacaksınız; onun için, kendinizi buna bir an önce alıştırmaya bakın! dedi. İşte o an, Pierre Anthonu o erik ağacından bir an önce indirmemiz gerektiğini anladık. Hayatlarımız niçin sonu gelmez bir anlam arayışı üzerine kurulu? Yaptığımız işle
Apartman kapısı açıldığında çığlıklar yükseldi. Herkes bize doğru koşmaya başladı. Flaşlar patlıyordu. Alt kat komşumuz yolumuza çıktı ve çekebildiği kadar fotoğraf çekti. Çekil şuradan! diye bağırdı bir polis ve kadını itekledi. Bir başkası da, elinde video kamerasıyla bir süre daha bize eşlik etti. Polis otosuna girdiğimizde, gazeteciler aç kurtlar gibi birbirini itekliyordu. Ünlü olmaktan yavaş yavaş sıkılmaya başlamıştım. Doğu Almanya. Kendi haline terk edilmiş; Batının sırt döndüğü, köhnemiş bir yaşa
Başımı sallamakla yetindim. Salak körlüğümle yüz yüze gelmek hiç hoş değildi. Hele, bunun bana Jimmy gibi tescilli bir serseri tarafından gösterilmesi daha da beterdi. / Fincanı tabağa öyle sert bıraktım ki, altından küçük bir parça kopuverdi. Özür dilerim, dedim içimden. Özür dilerim, Nance. Cevabı da kendi kendime verdim: Artık çok geç, OD, özür dilemek için, kahretsin ki, çok geç.. Ailem kim ki ben..? Okul denen illet neyime çare buldu da..? Kim olup, neye karar verdiğim neden sizin için..? Ya sizin cev
Babamın ne düşündüğünü bilmiyorum, bilmek de istemiyorum. Tek bildiğim, kilometreleri tek bir hedefe, birbirimizden ayrılmak hedefine ulaşmak için yutacağımız ve yol boyunca susacağımız. Ben tespihböceği gibi içime kapanmış, walkmanimi dinliyorum; babam da kolunu camdan sarkıtmış, aynalı güneş gözlüklerinin ardından, akmakta olan manzaranın zevkini sürüyor. Mükemmel bir takımız biz. Lukas, annesinin ısrarı üzerine, yedi yıldır görmediği babasıyla bir hafta geçirmeyi kabul eder. Yüklendiği tek bir sırt çan
Tükendi
Ahmet Amca onları mağaraya sakladı. Diğer sağ kalanlarla orada buluştular. Komşu köyün insanlarıyla. Gökten mermiler o zaman yağdı. Kimisi mağarada kalmayı tercih etti, kimisi yürümeyi, devam etmeyi. Hayatta kalanlar bir tren istasyonuna kadar gidebildi; istasyonsa başka yollar demekti. Uzun, çok uzun sürdü yolculuk. Nedense aklında en çok o sarı vaşak kaldı. Belki bu yüzden, sonraki hayatı o kedi benzeri vaşağın ona çizdiği yol oldu. Hem var, hem yok. Benim dedemdi o. Ne tuhaf değil mi, hayatını hiçbir kit
İnsanın en becerikli olduğu alan kendini ikna etmesidir işte. Annemi hıçkırıklar kendimi de uçuşan sorular içinde bırakıp içi boş bir elbise gibi gidip yatağa uzandım. Havadaki tehlike kokusunu sonuna kadar alıyordum. Ama uyursam yarın olursa güneş doğarsa hiçbir şey olmamış gibi hayatıma devam edebilirim sanıyordum. Ortak hiçbir anıya sahip olmadığı babasının yokluğuyla her gün sınanan Bedo için hayat cevapları sürekli ertelenen bir sorular zinciri parçaları özenle gizlenmiş çok gölgeli bir yapboz. Kafası
Dünyayı sarsan bilimkurgu dizisi Yürüyen Kentler 4. kitapla sonlanıyor! Kıyamete yürüyen dünya son dönemeçte! Yok oluş ya da yeniden doğuş Theo düşe kalka telsize doğru gitti ve sallanan mikrofonu yakaladı. Hâlâ çalışıp çalışmadığını bilmiyordu, ama yine de mikrofona bağırdı; bitkinlik, korku ve kan kaybına yeni düşene kadar bağırdı. Kayarak güverteye düştüğü sırada son duyduğu şey, yardımın yolda olduğunu söyleyen seslerdi. Hisardan ikiz dumanlar yükseliyordu. Onların hemen üstünde, yusufçuklar kadar mav
Tükendi
Uzak gelecekte, 60 Dakika Savaşlarının sonrasında bildiğimiz dünyadan eser kalmamıştı. Tekerlekler üstünde yürüyen Londra kenti, eski Kuzey Denizinin kurumuş yatağı boyunca, küçük kentleri kovalıyordu. Tarihçiler Loncasında Üçüncü Sınıf Çırak Tom, kızına âşık olduğu baştarihçinin canını kurtarmaya çabalarken, kendini suikastçı Hesterla birlikte, mahvedilmiş bir dünyada, acımasız bir düzende var olma savaşının içinde buldu... 2002 Gold Nestle Smarties Ödülü 2003 Blue Peter Yılın Kitabı Ödülü Tom, yarı bay
Dev kent Anchorage, devasa demir paletleri üstünde Buz Diyarı boyunca Ölü Kıtaya doğru sessizce ilerliyordu. Kurşunlarla delik deşik bir halde, başıboş sürüklenen bir havagemisinin umutsuz iki pilotu Tom ve Hester için bir sığınak olabilir miydi? Sokaklarında hayaletlerin ve deliliğin kol gezdiği bu tuhaf kent, tehlike ve karışıklıklarla dolu bir ateş fırtınasına doğru sürüklenmekteydi... 2005 Amerikan Kütüphaneler Birliği (ALA) En İyi Kitap Ödülü Hester elini boynuna götürmeye çabaladı; ama ilaç etkisin
Selamlamak için çabucak kolumu kaldırdım ve aksi yöne döndüm, caddenin aşağısına baktım. Mick yok olmuştu. Zinnin salak gazetesi hâlâ elimdeydi. Lanet olsun, gazeteyi koymam lazımdı yerine. Yüzümü eve döndüm. Gördüğüm ilk şey Zinnin giriş kapısıydı. Gözüme ilk çarpansa, siyah boyanın dağılmamış olduğuydu. Tek bir kelime vardı: SÜBYANCI. Mick sprey boyayı yanına almış, resmi savaş ilanını buraya bırakmıştı. Bir sınıfın dar sınırlarında uç veren tekinsiz düellonun etki alanı, koridorlara, bahçeye, okulun diğ
İki genç, çalıntı bir Lada ve Kafdağına yolculuk İnsanın, otoban polisi karakolunda sidikli ve kanlı bir halde oturmuş, ebeveynine dair sorular yanıtlaması da büyük ikramiye sayılmaz. Hatta işkence görmek işime bile gelirdi, o zaman heyecanım için bir gerekçem olurdu hiç değilse. En iyisi çeneyi tutmak, demişti Çik. Ben de onunla aynı görüşteyim. Şimdi, yani artık zaten hiçbir şey fark etmedikten sonra. Harita yok, pusula yok, yön tabelalarının hiçbir anlamı yok. Sadece önlerindeki yol var; nereye ulaş
Tükendi
Işık kısılmıştı, yavaş bir parça çalıyordu. Dans etmiştik. Hava sıcaktı, keyfimiz yerindeydi. Dili dudaklarımdan içeri girdiğinde paniklemiştim. Bana sarıldı ve saçlarımı okşadı. Beni bir daha öptüğündeyse hiçbir şey demedim. Bedenim onunkine yapışık, kendimi hareketlerine bıraktım. Işığın şiddeti artıp da, bizi görünür kılana kadar... Birbirimizden ayrıldık.
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 53 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2