Silüetine büründüm yine dün gece
Baktığımda aynaya yoktum artık
Avuçlarımda hissettiğim her kırıntı
Bedenimi eriten son nefesti
Çok iyi anlıyorum şimdi
Ben sen olmaya yüz tuttum
Sinirleri alınmış beyin gibi
Duyularımla yaptığım bu tabloyu izliyorum
Çizgileri silinmiş, kaybolmuş derinliği
İçinden sana ait bir renk buldum
Aydınlattığın her bir parçamı
Sana geri yolluyorum
Alır mısın peki?
Müberra Bülbül
Yaşamı boyunca büyük bir mücadelenin içerisinde kalan annem hayata çok bağlıydı.
Hayalleri vardı... Ya kaybedecek ya da kazanacaktı.
Yılmadı, çocukları için yaşama sımsıkı tutunmaya çalıştı.
Çevresindekilere öğrendiklerini, yaşadıklarını anlatırdı her zaman.
Uzun, çok uzun hikâyeleri vardı.
Bazen anlattığı hikâyelerinde bir an önce sonunu öğrenmek için ‘'Hadi anne sonuna gel''
dediğimizde ‘'Sonu yok'' derdi. ‘'Sonu yok çocuğum... Sonu olursa her şey biter, yaşam biter,
anlamsız olur hayat.''
Sonsuzluğa gide
Ayrılık
Hani sonbahardı senin mevsimin
Hani bu mevsimde kopardı eller birbirinden
Bu mevsimde yapılırdı senli şarkılar
Yazılırdı şiirler, çizilirdi resimler
Neydi senin rengin
Kurşuni değil miydi?
Oysa gökyüzü masmavi şimdi
Benim içimde mi karıştı yoksa mevsimler
Yaprak yaprak dökülüyor gibiyim.
Neden geldin böyle aniden
Vedalarla doldu yüreğim
Gidiyorum şimdi ben
Hiç ayrılamam dediğim sevdiklerimden
Dişilik, herkesin sandığı gibi seksi giyinmek, çok uzun saçlı, takma kirpikli olmak ve kadınsı gözükmek değildir. Dişilik kadının içindeki annelik, yaratıcılık ruhu, duyarlılık, hassasiyet, yumuşaklık, fedakârlık, şefkat ve özgüvendir.
Her kadın dişidir, güzeldir fakat bazıları bunun maalesef farkında değil. Çoğu kadın kendini tanıma-makta, kariyer peşinde koşup ya da varlığının gücünü unutup farklı güçler peşinde yaşamını heba ediyor.
Kadın kendini keşfettiğinde ve dişiliğinin farkına vardığında ve onu d
Zeliha Aypek;
1975 yılında Ankara‛da doğdu. İlk ve orta öğrenimini Ankara‛da, liseyi Konya‛da tamamladı. Ankara Üniversitesi DTCF Sosyoloji Bölümü‛nü birincilikle bitirdi. Kısa bir dönem özel bir dershanede, sonrasında Ankara Yıldırım Beyazıt Lisesi‛nde felsefe grubu öğretmenliği yaptı. 2000 yılında Fransa‛ya yerleşen şair, halen orada yaşamaktadır. Felsefe, psikoloji ve müziğe yoğun bir ilgisi, merakı olup, çok kısa bir dönem Strasbourg Üniversite‛sinde sosyoloji eğitimi almıştır. Şiirleri, Güncel Sanat il
Bu saldırının asıl amacı; son yüzyılda ağırlığını hissettiren dünya çapındaki ekonomik savaşı, yine ortaçağda olduğu gibi uzun süreli bir dinler savaşı biçiminde görüntülemek, günümüzün gelişmiş, modern, lâik ve demokratik düzenlerin yerine dini liderleri ve teokratik düzenleri egemen kılmaktır.
Çünkü 11 Eylül terörünü planlayanlar ve gerçekleştirenler, uzun dönemli ve tüm dünyayı pençesine alacak bir dinler savaşı ile bugünkü dünya düzenini sarsabileceklerini ve çıkarlarını sürdürebileceklerini umut ediyo
Yıllardır emek ve sabırla düşüncelerimi yazıya aktardım. Bir gelinlik kızın çeyizini düzercesine, bir arının binlerce çiçekten polenleri peteklerine taşırcasına, küçük ama kendi ağırlığının kat be kat fazlasını taşıyabilen karınca misali yazılar yazdım.
Her sözcüğün ağırlığının bilinciyle hareket ettim. Söyleyene kadar düşünce senin tasarrufundadır. Söz ağızdan çıktıktan sonra insanların ortak malıdır. Çünkü her birey önceki bireylerin tecrübelerinin ışığında medeniyetteki yerini alarak bilimin sonsuz sırla
Uçmak istiyor insan böyle zamanlardaGöğüs kafesim kırılacak gibi zangır zangırNefesim sarhoşVaziyeti kavrayamadı henüzTutun beni!Burası derin, burası dönülesi yer degilBu hal öyle böyle degil...
Alparslan Demirbilek
İnsan; hayatında katlanabileceği kadar yürümeli. Mesela, hani yemek yiyeceğin bir sınır vardır ya onun gibi. Misal; süzgecinden ne kadar hata geçirdin, eledin eledin de aşağıya düşen tozlar canını sıkmadı mı? Elek olmayı mı tercih ederdin, toz olmayı mı? Tozlarından bir gün bir dağ yapabilecek misin? Bazen o kadar düşünmeden yürüyorsun, öyle bir yürüyorsun ki 250 km hızla giden bir arabadan kenardaki direkleri sayar gibi geçiyor ömrün; ya da oturuyorsun şöyle bir masaya, ya ne kadar çok yemişim diye göbeğin
Yazarlık macerasına ''Ney'' isimli şiir kitabı ile başlamış daha sonra yoluna ''Hergelenin Sırrı'' isimli romanıyla devam etmiştir. Üçüncü eseri olan ''Yalnız Öldüler'' ile de kadınların başrolde olduğu gerçek hayat hikayeleriyle karşımıza çıkmaktadır.
Mevlana Celaleddin Rumi'nin dediği gibi ''Mum olmak kolay değildir, ışık saçmak için önce yanmak gerek.''
Her hayat tecrübedir, başlı başına bir hikayedir. Esma Kati'nin de bu anlamda okumayı sevenler ile paylaşacağı daha çok şey var...
Bu roman sizleri sihirli bir seyahate davet ediyor. Bu kitabı okurken büyülü eldivenler sayesinde, rüya gibi bir yolculuğa çıkacak ve gittiğiniz yerde kalmak isteyeceksiniz. Başka hiçbir şey düşünmeden, olayların peşinden koşacak ve bambaşka bir dünyaya sürükleneceksiniz. Düşlerin ve gerçeklerin, aşkın ve yanılsamaların birbirine karıştığı bu kitabın sayfaları arasında, kendinizi bazen aşk ve mucizeler diyarında, bazen de entrika ve ihanet içinde bulacaksınız.
Gün geçtikçe çözülmeye başlayan evliliğini sür
İnsan; hayatında katlanabileceği kadar yürümeli. Mesela, hani yemek yiyeceğin bir sınır vardır ya onun gibi. Misal; süzgecinden ne kadar hata geçirdin, eledin eledin de aşağıya düşen tozlar canını sıkmadı mı? Elek olmayı mı tercih ederdin, toz olmayı mı? Tozlarından bir gün bir dağ yapabilecek misin? Bazen o kadar düşünmeden yürüyorsun, öyle bir yürüyorsun ki 250 km hızla giden bir arabadan kenardaki direkleri sayar gibi geçiyor ömrün; ya da oturuyorsun şöyle bir masaya, ya ne kadar çok yemişim diye göbeğin
ZÜLFİKÂR Marifet; Zülfikârı aksesuar gibi boyuna takmak değil Ya da göksünün üstüne döğdürmek Marifet; Sahib-i Zülfikarın Sadakatini, Cesaretini, Adaletini, Hikmetini, Merhametini, Asaletini,Yürekte taşımaktır. Ne Zülfikâr taşımakla Ali olunur. Ne de Ali'yi sevmekle Alevi Aşk-İle Birol YILDIZ HATİPOĞLU
Gitmek kadar dönüş yolunu bulmak da önemlidir. Bazen gittiğiniz yerde her şey yolunda gitmeye bilir. Bir kara bulut gelip ayak izlerinizi siler geçmişten ya da bir meltem kapatır acılarınızın üstünü. Kızıla çalar akşamüstü yârin saçlarında ve onunla yeniden nefes almaya başlarsınız iklimi farklı bir şehirde. Dizilir ardı ardına satırlar ve iki ile birleşir Yunus'un adı. Alparslan DEMİRBİLEK
Dertler katmerlendi gönül tahtımda;
Ne söyleyebildim ne susabildim.
Avazım çıktıkça bağırsam dedim;
Ne söyleyebildim ne susabildim.
Nefsimle işim yok aştık biz onu.
Nefis kavgasının görünmez sonu.
Bir tek derdim var; vatandır konu.
Ne söyleyebildim ne susabildim.
Diyemedim söylenmezi sordular,
Onmaz derde olmazları sardılar,
Ne dedimse bir yokuşa sürdüler,
Ne söyleyebildim ne susabildim.
- Erol Koca
Fethiye Belediye Fen Lisesi Genç Kalemler Kulübü öğrencileri sene boyunca emek verdi, çalıştı, yazdı, güzel eserler oluşturdu. Bu kitap, öğrencilerimizin yazdığı şiir ve düzyazılardan seçilen eserlerle oluşturulmuştur. İçinde heyecanlar, hayaller, özlemler var. Sevgi var, hüzün var, arkadaşlık var. Geleceğe dair umut var.
Fen Lisesi öğrencilerinin edebiyattan uzak olmadığını, aksine edebiyatla yakından ilgilendiğini bu eserle gözler önüne sermeye çalıştık.
Öğrencilerimin her birine emekleri için teşekkür e
Neler mi karşılar vuslatlık yaşım,
Neler mi kül olur yangın yanımla?
Müdahil olduğun her vazifemin,
Kırk kilit kadarı anahtarında.
Bilinmez bir hasret kaplasa da aşk,
Her vuslat ekmek_r bağrıma aşım.
Bir beden tek yürek hak emridir yar:
Sen niye_ne duadır yaşım...
Bir besmele kadar şimdi nikâhım,
Bir besmele kadar temiz.
Ve sen kadar evet taşır sevdam
Sen kadar edepçe biz...
- Yunus Yılmaz
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.