Hepimizin bir tabusu var... Kimimiz için İkinci Abdülhamid bir tabu, kimimiz için Enver Paşa. Bir tarafta Vahdeddin'i tabu yapanlar var, diğer tarafta Mustafa Kemal Atatürk'ü. Peki ya Alevîler ile Sünniler arasındaki düşmanlıklar? Hazreti Ali hangimizin düşmanı? Alevî'nin mi yoksa Sünni'nin mi? Madımak'ta yaşananlarla Başbağlar'daki arasında sıkışan zihnimiz nasıl bir tabunun kurbanı? Askere olan hayranlığımız ile ordumuzu eleştirenlerimiz de birer tabu. Peki hangimiz vatansever, hangimiz devlet düşman

Binlerce yıllık Devlet-i Aliyye mührünü İngilizlerin işgali sonrası Sultan Vahdeddin’den alan ve Mustafa Kemal Paşa’ya devreden kişi kimdi? Bu devir teslim töreni, nerede, ne zaman ve nasıl gerçekleşti? Devlet-i Aliyye’nin töresine göre Osmanoğlu Hanedanı yok olursa veya esir düşerse yerine kim geçecekti? Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuyla binlerce senelik törenin bağlantısı neydi? İstanbul işgal edildiğinde, Osmanoğlu Hanedanı ve İslam Halifesi esir duruma düştüğünde Sultan Vahdeddin yerine devlet i

18. asrın başlarında zaaf gösteren Osmanlı İmparatorluğu, dışta Büyük Devletler'in paylaşma ve parçalama planlarına sahne olmuş, içte ise çeşitli unsurlardan kaynaklanan "milli devlet" esasına göre parçalanma sürecine girmiştir. 18. asrın sonlarında ortaya çıkan bu süreç, 19. asırda iyice hızlanmış, 20. asrın ilk çeyreğinde Osmanlı Devleti ortadan kalkmıştır. Başını Çarlık Rusyası'nın çektiği Büyük Devletler ilk olarak yayılmacılık ve sömürgecilik emelleri ile Osmanlı toprakları üzerinde genişleme ve yerle

Sokullu Mehmed Paşa niçin suikasta uğradı? Osmanlı Devleti'nin gerileme dönemine girmesinde rol oynayan Kardinaller kimdi? Hilafet neden askıya alındı? "Fedailer" adlı ekip hangi operasyonlar için yetiştirildi. Glaido başka hangi dinî cemaatlere sızdı? Susurluk Operasyonu'nu kim planladı? Cumhurbaşkanı Erdoğan'a darbe kalkışmasını MİT'in geç haber vermesinin sebebi neydi? 15 Temmuz darbe gecesi Cumhurbaşkanı'na suikast düzenlemeye giden ekibin başarısız olmasındaki etkenler nelerdi? Askerî Timi saatlerce ki

Naciye Sultan kocası Enver'le vedalaşırken, muhtemelen "gitme, içimde bir korku var" diye yalvaracaktır ve bir daha görüşmeleri nasip olmayacaktır. Paşa'nın sonraki hayatı hep soğuk iklimlerde geçmiştir ve özellikle Türkistan dağlarında dizlerine kadar gelen karlar içinde yürürken çokça üşüyecektir. Eşine, çocuklarına, vatanına ve milletine kavuşamamanın derin hüznü ile yine çokça ağlayacaktır da. Binlerce kilometre uzaklarda dağ başlarında idealleri uğruna verdiği kavgadan sağ salim, dönüp dönmeyeceği de b

Sultan Abdülhamid dönemini ilk ağızdan öğrendiğimiz kaynakların en önemlilerinden biri Tahsin Paşa'nın yazdıklarıdır. Tahsin Paşa uzun yıllar boyunca Sultan'ın en yakınındaki isimdi, haliyle Abdülhamid Han'ın ve Devlet-i Aliyye'nin birçok sırrına vakıftı. Kitapta Sultan'ı eleştirdiği yazılar da olmakla beraber, Abdülhamid Han'ın şahsiyetini ve siyasetini teferruatıyla ve hakkıyla anlatmıştır. Sultan'ın hayatını ve Devlet-i Aliyye'nin son dönemini yazan tarihçilerimizin en fazla istifade ettiği kitap da Tahs

Türk mitolojisini biliyor musunuz? Albastı'yı, cazuları, Umay Ana'yı ve evliyaları?.. Kan damlayan kılıçlarını çekmiş, Türkmen obalarına ölüm kusan Moğolların çağındayız. Aşkın, ihanetin, imanın ve batılın tarihle harman olduğu yıllar... Aşka âşık Yesevi dervişleri... Kopuza vuran ozanlar... Yörük ateşiyle diyar-ı Rum'u tutuşturan obalar... Kırk erenlerin hikmetiyle gaza eden alperenler... Tarih bataklığına saplanan kadim bir milletin varoluş mücadelesi... Sarı Saltık serisinin ikinci romanı "Alperenler

Türkler yaklaşık altı yüzyıl boyunca atlarını mahmuzlayıp farklı coğrafyalarda nice fetihler kovalarken sadece yiğitlikleriyle destan yazmamışlardı. Onların yazdığı en büyük destan, ayrı milletleri barış ve huzur içerisinde tek bir çatı altında asırlarca bir arada yaşatabilmelerine dairdi. Böylelikle insanlığı merkeze alarak adalet, hakkaniyet ve hoşgörü ile bayındır ve refah dolu bir imparatorluk kurmayı başardılar. Fetih politikaları yağma, talan ve yakıp yıkma zihniyetinden çok uzaktaydı. "Zorlama" ki za

Rüyası devlet kurmak olanlar, devletleri yıkılınca yeni bir rüya görürler. Kösedağ Savaşı'nda mağlup olan ve Moğol hâkimiyetine giren bir devlet: Selçuklular. Devletsiz kalan bir şehirde yeni devlet kurmak için plan yapan bir vezir: Ahi Evren. Hürriyetini kaybeden millete liderlik eden bir teşkilat: Fatma Bacı ve Bacıyan. Talebelerini diriliş için hazırlayan şeyhler: Ede Bali ve Cendereli Ali (Çandarlı Ali). "Moğollarla savaşmayalım, onlarla Konya'da birlikte yaşayalım." diyen bir âlim: Mevlâna Celâleddin.

İlim dünyamızın kıymetli isimlerinden, "tarih" alanının üstatlarından Yılmaz Öztuna'yı yakınlarının gözüyle daha iyi tanımak için hazırlanan bu çalışmanın en önemli yanı içeriğinin bizzat, Öztuna'nın torunu Aybars Öztuna hazırlanmış olmasıdır. Kendisinin bir ömre sığdırdıklarının, başarılarının satır aralarından bizim hayatlarımıza da rehber olması dileğiyle... "Yılmaz Öztuna, üstlendiği görev ve sorumluluklarla milletimize büyük hizmetlerde bulunmuş, büyük eserler kaleme almış; eğitim, bilim, kültür-sana

Türk milletini yüzyıllardır aşikâr düşmanlıklarla yıpratmaya çalışanların yeni oyunu belliydi: Bizi kendi değerlerimizi benimsemiş gibi görünenlerle, bizi bizimle aynı ruhu taşıyormuşçasına davrananlarla vurmayı deneyeceklerdi. Öyle sabırla işleyecekti ki bu plan belki başka asırlara sarkacaktı ihanetleri. Hırsları büyüktü, emelleri de... Tek bir gücün yekdiğeriyle de savaşı değildi bu. Belki içte devlet savaşıydı ama dışta gizli güçlerin mücadelesine ve alternatif bir Papa önderliğinde yeni bir dünya düzen

Türk ordusunu arka planda yönetmeye çalışan Emekli Paşa'nın, Gladio'ya karşı mücadelesi. Bir anda kendisini ihanet zincirinin ortasında bulan genç bir istihbaratçı. Firavun temsilcilerinin Mısır ve Mezopotamya üzerine kurdukları kanlı planlar. Lucifer kimdir? FETÖ terör örgütünü bitirme kararı 2004 yılındaki MGK'da alınmış olmasına rağmen, dosyanın sümen altı edilmesi için o günkü İstihbarat Başkanı'na emri veren paşa kimdi? Türk Devleti, Yeşil Gladio'nun büyümesine neden müsaade etti? "FEDAİLER" operasyon

Halil Canda bu kitabıyla sizi yine farklı coğrafyalara götürüyor. Her biri bir deniz, göl ya da nehir etrafında geçen hikâyelerde Ege'nin küçük adalarından İran'ın Hazar Denizi'ne, Beyrut'tan Mezopotomya'ya, Hatay'ın Akdeniz kıyılarından Marmaris'in balıkçı köylerine, Nil Nehri'nden Hicaz'akadar kimi yaşanmış, kimi kurgu öykülerde insanların aşklarına, acılarına, inançlarına ve var olma mücadelelerine tanıklık ederken kendi iç dünyanıza da bir yolculuğa çıkacak, belki de kendinizle ilgili cevaplayamadığınız

Bu kadar genç yaşta yönetim anlayışını kavramış, kısa ve öz ifadelerle ifade etmiş etkin bir lider Aybars Öztuna. Kitap da hem okunabilirlik açısından, hem yaşama dair önemli noktalara değinmesi bakımından hem de yönetim açısından çok önemli ve değerli. Sinan Kızıldağ / Vodafone İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Günümüz gençliğinin zamanlarının çoğunu internet ve cep telefonlarında vakit geçirdiği bu dönemde yazarlık gibi erdemli bir duruş göstermesinden dolayı ve yazdığı bu kitaptaki konuyu büyük bir ustalık

Bu çalışmada;El Kaide'nin Türkiye yapılanmasından yola çıkılarak terör örgütlerinin nasıl yeni elaman kazandıkları, bireylerin terör örgütü üyeliğine hangi nedenlerle ve nasıl adım attıkları ve şiddete başvuracak şekilde nasıl radikalleştikleri incelenmektedir. Bu bağlamda, geniş bir literatür taramasından sonra El-Kaide'nin Türkiye yapılanmasına üye olmaktan hükümlü veya tutuklu bulunan 20 kişiyle yapılandırılmamış görüşmeler ve doküman taraması yöntemleri kullanılarak;El Kaide'nin Türkiye yapılanması, bu

Doğumlar, çocukluklar, gençlikler, aşklar, evlilikler, edebi, siyasi ve sosyal görüşler, huylar, alışkanlıklar, magazinler, dostluklar, arkadaşlıklar, aldatmalar, itiraflar, ihtiraslar, tartışmalar, polemikler, kavgalar, küskünlükler, kinler, nefretler, kıskançlıklar, korkular, kırgınlıklar, üzüntüler, acılar, sevinçler, çılgınlıklar, sohbetler, eğlenceler, olaylar, intiharlar, ölümler... Ahmet Hamdi Tanpınar kadınları evlenilir evlenilmez diye ikiye ayırdı. Arif Nihat Asya mezarında mehter çalınmasını is

"Bitanem! Birgün, Şarlo kapını çalarsa sakın kapıyı yüzüne kapama. Bil ki geceleri uykunu ?Nerdesin?" diye bölen o ses bana aittir. Gözlerimi kendi ellerinle kapa. Kapamadan önce gözlerime bak. Şu yalan dünyadan giderken gördüğüm son şey senin gözlerin olsun. Bir de çiçekleri sulamayı unutma, solmasın garipler." Hep âşıklar sevgiliyi anlatmıştı, bu defa sevgili âşığı anlatıyor. Azrail Menekşesi, 1930'lardan 2000'lere varan, ihanetle bölünmüş bir aşkın ?keşke"lerle dolu, harf simgeciliğiyle örülü hikâyesi.

Gerçek Türk kültürünün köklerine doğru heyecan dolu bir yolculuğa hazır mısınız? 13. Yüzyılın ilk yarısındayız... Yağmacılar, eski dünyayı tarihten silmek üzere... Güneşin doğduğu topraklardan gelen vahşi Moğol süvarileri, bir çekirge sürüsü misali Türkistan topraklarını talan ediyor... Bizans'ın kadim başkenti İstanbul'u işgal eden Haçlılar, Anadolu'yu ezerek Kutsal Toprakları ele geçirmeye hazırlanıyor... Selçuklu Sarayı, ihanet ateşi ile tutuştu, tutuşacak... Türkmen obaları, kan kokan göç yollarında pe

Günde kaç soru çözmek bizi başarıya ulaştırdı? Sınav heyecanımızı ve stresimizi nasıl yendik? Ders çalışma konusunda hangi yöntemleri takip ettik? LYS ve YGS sorularının sırrını nasıl deşifre ettik? Onlar, zamanında sizler gibi soru bankalarıyla, deneme kitapçıklarıyla boğuşmuş başarılı gençler. Şimdi her biri ODTÜ, Boğaziçi, Koç, Ankara Üniversitesi gibi Türkiye'nin prestijli okullarına mensup birer üni versiteli. Bu kitap Türkiye'deki en iyi okulları en iyi puanlarla kazanmış öğrenciler ve onların ail

Güneş, kızıl renkli gömleğini giyinmiş, sapsarı birdenize benzeyen ovanın nihayetinde yatmaya hazırlanıyordu. Ovanın ortasında ince ve zayıf bir kavak ağacı yeni kazılmış bir mezarın başını beklemekteydi. Birtakım adamlar çıkageldi. Tümü tepeden tırnağa bembeyaz giysiler içindeydi. Beyaz giysili bu insanlar sessizce yürüyor ve omuzlarında bir tabut taşıyorlardı. Mezarın başına geldiklerinde tabutu kavağın gölgesine indirdiler ve yüzlerini batmakta olan güneşe döndüler.