Şehrin kıyısında, ufacık bir derenin kenarında, dalları suya sarkan ihtiyar bir söğüt ağacı vardır. İlkbaharın başlangıçlarında bu söğüdün dallarına bir dişi kırlangıç gelip kondu; derenin bir başından bir başına yıldırım gibi uçan, beyaz göğüslerini suya dokundurarak şeffaf kanatlı küçük böcekleri yakalayan diğer kırlangıçlara bakmaya başladı. Başını hafif hafif sallıyordu. Derin düşüncelere daldığı belliydi. Söğüdün dalları hışırdadı. Bir erkek kırlangıç geldi, dişinin karşısındaki dala kondu. Kırlangıçla

Sezar’dan Arsen Lüpen’e… Tarihi bir sır, büyük bir serüven. Maurice Leblanc’ın 1909 yılında kaleme aldığı bu etkileyici romanda Arsen Lüpen bizi heyecan dolu bir serüvene davet ediyor. Bu öyle bir serüven ki işin içinde Fransa krallarının Sezar zamanından bu yana birbirlerine aktardıkları tarihi bir sırrı da saklıyor. Yani Oyuk İğne’yi…

Macera devam ediyor. Maurice Leblanc bu eserinde iki ölümsüz kahramanı bir araya getiriyor. Arsen Lüpen nüktedanlığı, çekiciliği, kibarlığı ve zekasıyla tam bir beyefendi… Ancak aynı zamanda dünyadaki en usta hırsız… Lüpen elinizdeki bu kitapta belki de zekasıyla boy ölçüşebilecek tek adamla karşı karşıya geliyor: İngiliz dedektif Herlock Sholmes’le… Bakalım bu düellodan kim galip çıkacak? Sevimli, zeki ve becerikli hırsızımız Arsen Lüpen ünlü İngiliz dedektif Herlock Sholmes’le amansız bir mücadeleye giri

...O, dünyanın özgür ve kendini güvende hisseden bir vatandaşıdır; çünkü o, dünyevi her yere ulaşmasını sağlamaya yetecek uzunlukta bir zincirle bağlanmıştır; ancak bu zincir hiçbir şeyin onu yeryüzünün sınırlarından ötesine çekmesine izin verecek kadar uzun değildir. Bununla birlikte, cennetin de özgür ve kendini güvende hisseden bir vatandaşıdır ve aynı şekilde benzer uzunluğa sahip göksel bir zincirle de bağlanmıştır. Yeryüzüne inmek istediğinde, gökyüzü zincirinin tasması boğazından çeker; cennete çıkma

Başarılı kişilerin hayatlarıyla ilgili derinlemesine yapılan araştırmaların çoğunda, başarıların yetenekten daha çok yapılan hazırlıkla doğru orantılı olduğu ortaya çıkmış durumda. İster üstün zekâlı deyin, isterseniz de mucit. Ama onları anlatan gerçek kelime ise ileri görüşlülük...

Yetişkinlerin keyifle zaman geçirebileceği, gündelik hayatın stresinden uzaklaşacağı ve hayatını renklendirebileceği bir kitap. Perforajlı sayfalarını kopartarak yaptığınız boyamaları istediğiniz yerde kullanabilirsiniz.

Yetişkinlerin keyifle zaman geçirebileceği, gündelik hayatın stresinden uzaklaşacağı ve hayatını renklendirebileceği bir kitap. Perforajlı sayfalarını kopartarak yaptığınız boyamaları istediğiniz yerde kullanabilirsiniz.

İslâmiyet'in doğuşundan itibaren on sekizinci yüzyıla gelinceye kadar çeşitli İslâm memleketlerinde yetişen bilim adamlarının geceli gündüzlü yaptıkları çalışmalar, dünyayı her bakımdan aydınlatmış, bilimsel keşifleri ve teknik buluşları insanlığın hizmetine sunmuşlardı. Bu kitapta Müslüman bilim insanlarının hikayelerini bulacaksınız...

Stefan Zweig, 1881'de Viyana'da dünyaya geldi. Avrupa'da iyi bir eğitim gördü. I. Dünya Savaşı sırasında İsviçre'de ikamet etti. Savaş sonrasında ilk evliliğini Frederike von Winternit'le yaptı. 1934'te Nazi baskısı nedeniyle ülkesini terk etti. 1939'da ikinci evliliğini Lotte Altman'la yaptı. Sonra New York'a, ardından da Brezilya'ya gitti ve buraya yerleşti. 1942'de intihar etti. Çeşitli sebepler söylense de bu intiharın asıl sebebi hiç bilinemedi.

Bazı sporcular vardır ki başarıları ülkelerine gurur yaşatmakla kalmaz, ülkelerinin vizyonunu da değiştirir. Bazı sporcular öyle sevilir ki ismi, yaptığı spor dalının bile önüne geçer, milyonları peşinde sürükler. Bu kitapta sporun efsanelerinin ilginç hikayelerini bulacaksınız...

Türk cihan hakimiyeti düşüncesi, güneşin doğduğu yerden battığı yere kadar dünyanın Türk hükümdarı tarafından idare edilmesi gerektiği esasına dayanıyordu. 11. asır yazarlarından Kaşgarlı Mahmûd'un dediği gibi, "Allah, devlet güneşini Türkler'in burcunda doğdurmuş, göklerdeki dairelere benzeyen devletleri onun saltanatı etrafında döndürmüş, Türkleri yeryüzünün hakimi yapmış"tı.

Bu kitapta yaptıkları çalışmalarla dünyanın seyrini değiştiren bilim adamlarını ve sıra dışı hayat hikâyelerini bulacaksınız...

Nasyonal-Sosyalist Alman İşçi Partisi, 9 Kasım 1923 günü, kuruluşunun dördüncü yılında kapatıldı, memleketin her tarafında faaliyeti yasaklandı. Bugün, kasım 1926'da, onu bütün Almanya'da, tekrar ve tam olarak hürriyetine kavuşmuş, eskisinden daha güçlü, daha sağlam teşkilâtlanmış olarak görüyoruz. Partinin ve şeflerinin maruz kaldığı zulümler, uğradığı bütün iftiralar ona hiçbir şey yapamadı. Fikirlerinin doğruluğu, niyetlerinin iyi ve temiz oluşu ve taraftarlarının fedakârlık ruhu sayesinde, bütün tecrübe