Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 175 kayıt bulunmuştur Gösterilen 160-180 / Aktif Sayfa : 9
Tanzimat reformları ilk olarak devletin merkezine odaklanmış, ancak 1860'lı yıllarda taşraya uygulanmaya başlanmıştı. Bu süreçte milliyetçi hareketlerin doruk noktasına ulaştığı, sayıları gittikçe artan muhacirlerin büyük bir sorun haline geldiği ve farklı dini ve etnik gruplar arasında gerginliğin yaşandığı Tuna bölgesine öncelik verilmişti. Yenilikler bu pilot bölgede uygulanacak ve başarılı olması halinde diğer vilayetlere de taşınacaktı. Midhat Paşa ise Osmanlı Devleti'ndeki bu yeni zihniyeti temsil ede
Tükendi
"Belli bir dönem zarfında herhangi bir Müslüman ülkede verilmiş olan fetvalar, dikkatli okuyucuya söz konusu ülkede yasayan toplumun yaşamına ve yaptıklarına dair aydınlatıcı bir manzara sunar." Laik ve seküler Türkiye Cumhuriyeti'nde toplumsal açıdan tarihsel bir süreçten kopamamanın ve sosyolojik anlamda modernleşememenin bir getirisi olarak İslam'ın, gündelik yasamdan devlet mekanizmasına kadar her alanda bir referans olma özelliğini -günümüze kadar ve günümüzde dahi- yitirmediği görülmektedir. Bu bağlam
Tükendi
Osmanlı İmparatorluğu son yüzyılını arka arkaya gelen savaşlarla geçirmek zorunda kalmış ve bu savaşlar sonucunda fiziki olarak büyük kayba uğradığı gibi beşeri sermayesinin de son derece büyük bir bölümünü kaybetmiştir. Nüfusun büyük ölçüde azalması ile devleti ayakta tutan en önemli faktörlerden biri daha ortadan kalkmış, bu yüzden I. Dünya Savaşı'nın sonunda 600 yıllık İmparatorluk yıkılarak tarihe karışmıştır. Elinizdeki kitap İmparatorluğun yıkılışına neden olan bu nüfus kaybında, genel kabulün tersin
Tükendi
II. Meşrutiyet aydını, yalnızca devleti değil, toplumu da dönüştürmeyi hedeflemişti. Bu dönüşümü sağlayacak anahtarın kadınlarda olduğunu gören İttihat ve Terakki Cemiyeti, kadının kamusal alandaki görünürlüğünün arttırılmasını modernizasyon belirtisi, kadın enerjisini kamusal alanda da kullanılır hale getirmeyi ise iktisadî bir gereklilik olarak belirlemişti. Hürriyetin ilanıyla birlikte "iyi Müslüman, iyi eş ve iyi anne" olarak süregelen "ideal kadın" imajına, "hürriyet, müsavat, adalet, uhuvvet" gibi dev
Tükendi
İbrahim Hilmi Çığıraçan, 1896'da başladığı yayıncılık hayatını, ölüm tarihi olan 1963'e dek altmış yılı aşkın bir süre sürdürmüş ilk Türk yayıncılarından biridir. Kitabevini, Mutlakıyet, Meşrutiyet ve Cumhuriyet dönemlerinin bütün çalkantılarını atlatarak uzun yıllar ayakta tutmayı başarmış ve yayınlamış olduğu bini aşkın kitapla şüphesiz Türk yayın hayatının en önemli yayıncılarından biri olarak anılmaya hak kazanmıştır. Sadece yayınladığı kitaplarla değil, bizzat yazdığı kitaplarla da ülkesine hizmet etm
Tükendi
Forum dergisi, 1 Nisan 1954 tarihinde yayın hayatına giren, ayda iki kez çıkan, Batı-Doğu kutuplaşmasında Türkiye'nin yerinin Batı bloğu içinde olduğunu savunan akademisyen dergiciliğinin istisnaî bir örneğidir. Derginin 1954-1960 yılları sayılarındaki yazılarda yer alan, ülkenin siyasî, iktisadî ve toplumsal sorunlarına dair getirilmiş olan çözüm önerileri, 1961 Anayasası'nın öngördüğü Türkiye tasarımına kaynaklık etmiştir. Elinizdeki bu çalışma, Türkiye'de üzerinde çok az konuşulmuş olan Forum dergisini
Tükendi
25 Ağustos 1965de Fransız Sinematek derneği ve Henri Langlois ile işbirliği içerisinde sinema sevdalısı genç aydınlar tarafından temelleri atılan Türk Sinematek Derneği varlığını 1980e kadar sürdürür. Sinematek ne tek başına bir sinema salonu, ne artistik bir atölye, ne de bir çalışma grubuydu. Dernek, üyelerinin hem sinema, hem de politikaya dair istek ve beklentilerinin bir araya geldiği ve bu yönde üretimlerin yapıldığı bir mekândı. Sinema tarihimizde önemli izler bırakan bu derneği merkeze alan eliniz
Tükendi
Türkiye Cumhuriyeti'nin yeniden İslamlastırılmasına dair yürütülen güncel tartışma bir yandan ağırlıklı olarak ellili yıllarla yapılan kıyaslamalara dayandırılmakta, öte yandan da İran İslam Cumhuriyeti'ndeki durumla ilişkilendirilmektedir. Ancak bu esnada İslamcı ideolojinin düşünce tarzının tarihsel boyutu genellikle dikkate alınmamaktadır. Bu araştırma, İslamcı düşüncenin Atatürk ve İnönü dönemlerinde kopmuş gibi görünen sürekliliğini haftalık Sebilürreşâd mecmuası (1908-1925 ve 1948-1965) temelinde ort
Tükendi
Bu kitap 1922 yılının Eylül ayında İzmir'e gelen YMCA (Genç Hıristiyanlar Cemiyeti) sekreteri Asa Kent Jennings'in hikâyesini anlatmakta. Jennings'in İzmir'e vardığı tarih İzmir'in Yunan işgalinden kurtarıldığı tarihtir. Uzun yıllar Türkiye'de yaşayacak olan Asa Kent ve oğlu Asa Will Jennings, Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının Türkiye Cumhuriyeti'ni inşa etme çabalarına birinci elden tanık olacak ve Cumhuriyet'in kurucu liderleri ile bizzat tanışacaklardır. Baba-oğul Jenningsler aynı zamanda An
Tükendi
"Her şeyden önce ülkede topraksız çiftçi bırakılmamalıdır. Bundan daha önemlisi de bir çiftçi ailesini geçindirebilecek toprağın - hiçbir nedenle ve biçimde - bölünemez hale getirilmesidir. Büyük çiftçi ve çiftlik sahiplerinin işleyebilecekleri toprak genişliği, söz konusu toprağın bulunduğu bölgenin nüfus yoğunluğuna ve toprağın verimine göre sınırlandırılmalıdır." (Mustafa Kemal Atatürk, 1 Kasım 1937 Meclis'i Açış Konuşması) 1945 yılına kadar ülkedeki toprak dağılım dengesizliğini ortadan kaldırmaya yöne
Tükendi
İkinci Dünya Savaşı ve sonrasında yaşanan gelişmeler Türkiyenin iktisadi ve siyasal yaşamında önemli değişiklikler meydana getirmiştir. Siyasal anlamda yaşanan en büyük değişiklik, çok partili yaşama geçilmesi olmuştur. İktisadi anlamda yaşanan değişiklik ise 1930lu yıllardan beri uygulanmakta olan devletçilik etkisini yitirerek yerini daha liberal uygulamalara bırakmıştır. Devletçiliğin etkisinin azaltılması konusunda uğraş veren kurumlardan birisi de İstanbul Tüccar Derneği olmuştur. Ticaret sermayesinin
Tükendi
Osmanlı Devleti'nin II. Meşrutiyet sonrası başlayan ve çöküşü ile sonuçlanan son dönemi, yıkılmaya yüz tutmuş ve I. Dünya Savaşı ile birlikte hızlanan bir çöküş anaforuna girmiş bulunan bir devleti kurtarma çırpınışlarının yaşandığı bir zaman dilimi olmasının yanı sıra, ekonomik alanda bazı yapısal değişiklikler ve Osmanlı sonrası dönemi de etkileyecek bir kısım toplumsal ve ekonomik dönüşümlerin ilk tohumlarının atıldığı bir dönemdir. Bu dönemde bir Osmanlı bürokratı olan Mustafa Şeref Özkan, savaş yılları
Tükendi
Kitapta, Hitit toplumsal ve iktisadi yapısı, Herfried Münkler'in kara imparatorluğu ve Karl Polanyi'nin yeniden dağıtımcı/haraççı düzen kavramsallaştırmaları kullanılarak incelenmektedir. Kitapta, Hitit Devletine dair şöyle bir değerlendirme yapılmaktadır: "Hitit Devleti; krallık döneminde bir kara krallığı ve imparatorluk döneminde bölgesel bir kara imparatorluğu özelliği gösteren; mutlakıyetçi, merkeziyetçi ve teokratik nitelikleri haiz; toplumsal tabakalaşmada asiller ve asil olmayanlar arasında temel b
Tükendi
Geç Osmanlı döneminden günümüz Türkiyesi'ne kadar geniş bir zaman dilimini kapsayan bu kitap, azınlıkların Osmanlı Devleti'nin son yılları ile Cumhuriyet döneminde karşı karşıya kaldıkları zorlukları dile getirmekte. Genç Cumhuriyet'in "Osmanlı'nın mirası" olarak devraldığı azınlıkların, 1923'ten günümüze kadar karşı karşıya kaldıkları mesele, esas itibariyle "yurttaş olarak kabul edilme" meselesiydi. Bu eserde yer alan makalelerin çoğunluğu bu meseleyi incelemekte ve tartışmaya açmakta. Günümüz Türkiyesi'n
Tükendi
Osmanlı Devleti'nde reform çalışmaları askeri alanda çok erken dönemlerde başlasa da bunun diğer kurumlarda gerçekleşmesi için XIX. yüzyılı beklemek gerekmiştir. Devletin askeri, idari, mali, adli ve maarif kurumlarında II. Mahmut döneminde başlayan yenileşme çalışmaları Tanzimat ile birlikte hız kazanmıştır. Tanzimat ile başlayan modernleşme çalışmaları istenilen hızda olmamış, yeni kurumların yanında eskileri de varlığını korumuştur. Özellikle adliye ve maarif teşkilatında eski ve yeni kurumlar faaliyetle
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 175 kayıt bulunmuştur Gösterilen 160-180 / Aktif Sayfa : 9