Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 175 kayıt bulunmuştur Gösterilen 60-80 / Aktif Sayfa : 4
The milestone reforms of the Ottoman Empire are the Tanzimat, the First and Second Constitutions. The Tanzimat Charter made Ottomanism the dominant ideology, paved the way for secularisation and led to the cultivation of an illuminated youth idealizing the concepts of equal citizenship, freedom and constitution. Consequently, it both contributed to the intellectual accumulation of the Ottoman intelligentsia and formed the basis of their political opposition. The first intellectual opposition, Young Ottomans
Tükendi
There are many textbooks and scholarly works of Ottoman and Turkish history written both by foreign and Turkish scholars. What distinguish the present work from these books is that it has been prepared by two American diplomats stationed in Turkey at the time "history was in the making". Thus it gives a first hand interpretation of the last days of the Ottoman Empire, of the Turkish War of Independence, of the establishment of the Republic and of its first eight years.
Tükendi
Osmanlı Devleti'nin Avrupa kapitalizmine eklemlenmesiyle birlikte 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Osmanlı kentleri modernleşmeye başlamış ve dönüşüm, en çok da liman kentlerinde yaşanmıştır. Mimari açıdan yeni bir görünüm ve ekonomi-politik açıdan yeni bir işlev kazanan liman kentlerinden biri de Bartın'dır. 1830'ların başında henüz modern anlamda şehircilikle tanışmamış olan Bartın'da 19. yüzyılın ikinci yarısıyla birlikte hissedilir derecede bir kentsel gelişim yaşanmış, nüfus artmış, ekonomik faa
Tükendi
Bu kitapta yer alan makaleler otuzlu, kırklı yıllardan başlayıp günümüze kadar uzanan bir zaman diliminde İstanbul ve Anadolu'daki kütüphaneler, kitabevleri ve kitap koleksiyonerleri hakkında basında yayınlanmış makalelerden oluşan bir derlemedir. Kütüphanelerimizin geçmişi ve tarihi, mazide kalmış kitabevleri, kitap aşığı koleksiyonerler, kırklı yıllarda kitapçıların nelerden şikâyet ettikleri ve benzeri mevzular bu kitapta yer almakta.
Tükendi
This book is composed of two chapters on two different topics. In the first part, I have studied the exile days of Sultan Abdülhamid II in Salonika (1909-1912). This chapter is a narrative of the 1278 days he had spent in exile between the night of 27 April 1909 when he was taken to Salonika by train and early morning of 1 November 1912 when he was brought to the Beylerbeyi Palace I have interrupted the chronological narrative of the events, and put subsections on the Villa Alâtini where he resided in Salon
Tükendi
By the second half of the nineteenth century Istanbul had become an important social and political environment for many Iranian activists and politicians who had been exiled from Iran. This community formed a highly active opposition base involved in Iranian politics from abroad. Although a certain amount of background material can be found in the literature concerning this community, no significant work has yet been carried out on its impact on political, social and literary reform in Iran. The publication
Tükendi
The present volume consists of a selection of articles by scholars on the social and cultural situation of Turkish Jews in the last two decades. The tensions created by political events in Turkey and/or by the Israeli-Palestian conflict, the bursts of anti-Semitism which result from these tensions are some of the many aspects studied in this volume. Others aspects such as the cultural life and the cultural heritage of a demographically dwindling community are also studied. This book is indispensable for the
Tükendi
Demokrat Parti (DP) dönemi Cumhuriyet tarihinin günümüzde dahi en çok tartışılan konularından biridir. Gerek bu dönemde yaşanan gelişmelere karşı DP'nin o zamanki ve şimdiki muhaliflerinin gerekse dönemin trajik sonu itibariyle partinin o zamanki ve şimdiki taraftarlarının tepkilerinin ışığında bu dönem çok da analitik ve bilimsel bir değerlendirmeye tabi tutulamamıştır. Bunun aksine, Soğuk Savaş'ın en sıcak yılları olan bu dönemde yaşanan iç ve dış gelişmeler, hem Türkiye'de hem de Türkiye'nin bulunduğu co
Tükendi
2. Meşrutiyet dönemi Meclis-i Mebusan'ı, Türk siyasetini siyasi temsille ve çoğulcu bir anlayışla tanıştırmıştır. Osmanlı Devleti'nin farklı şehirlerinden seçilerek gelen mebuslar bir Osmanlı Meclisi oluşturmuştur. Bu çalışmada, 2. Meşrutiyet'te görev yapan İzmir mebuslarının biyografileri ve Meclis-i Mebusan'daki faaliyetleri ele alınmaktadır. Ayrıca, İzmir'de seçim süreçlerinde yaşananlar ve siyasi gelişmeler irdelenmektedir. Arşiv kaynaklarını titizlikle inceleyen çalışma, Osmanlı Devleti'nin siyasi çalk
Tükendi
Hikmet Tuna, basın âleminin unutulmuş, yok olmuş onlarca isminden biri. Hayatı hakkında pek az bilgi mevcut. Birçok Batı diline hâkim, İkinci Dünya Savaşı yıllarında Berlin'de, sonrasında Stockholm'de yaşamış, Ulus gazetesinde çalışmış bir gazeteci. Bir tesadüf eseri ortaya çıkan bu hatıralar Tek Parti Döneminin önemli siyasetçileri ve bürokratları hakkında son derece keskin gözlemler çizmekte. Hikmet Tuna, bu kısa hatıratı ile mikro tarihe mütevazi ancak önemli bir katkıda bulunmakta.
Tükendi
Dersim yöresinde, asırlarca devletten bihaber yaşayan ve bulundukları yörenin tarıma elverişli olmamasından dolayı yiyecek sıkıntısı çeken bir kısım aşiretler, zaman zaman yerleşik halka saldırıp yağma yoluna gitmişlerdir. Ancak bu durum hiçbir zaman bütün Dersim aşiretleri için geçerli olmamıştır. Çünkü başka yerlere saldıran aşiretler kıtlık zamanlarında kendi yörelerinde yaşayan diğer aşiretlerin mallarını da ele geçirmekten kaçınmamışlardır. Şekavet yapan birkaç aşiret yüzünden yıllarca suçu olmayan aşi
Tükendi
Bu kitap bir değer bilmezliğin, bir kültürel kıyımın hikâyesidir. "Arşiv muhafaza etme" geleneğinin tam olarak yerleşmediği Türkiye'de, şahısların evrâk-ı metrûkeleri o şahsın vefatı, kurumların arşivleri ise "temizlik", "tasfiye" gibi bahanelerle çöpe atılmakta veya hurda kâğıt olarak değerlendirilmek üzere satılmakta. Böylesi bilinçsiz ve hoyratça bir davranışla Türkiye'nin mazisi büyük ölçüde yok oldu ve halen yok olmaya devam etmekte. Derinlemesine bir kaynak taramasına dayanan bu çalışma sonucunda orta
Tükendi
Dişçibaşı, Sultanlar'ın ve Cumhuriyet'in kurucularının sırdaşı, gayriresmî diplomat, İstanbul'daki sayısız gayrimenkullerden Musul'daki petrol yataklarına ve Filistin'deki arazilere kadar uzanan emsalsiz bir mal varlığının sahibi Sultan II. Abdülhamid vârislerinin vekili,antika koleksiyoncusu, Nazi Soykırımı'ndan kaçan Yahudi mültecilere yardım eden bir arabulucu Bütün bu sıfatlar aynı zamanda SamiGünzberg'in hayat hikâyesinin değişik manzaralarıdır. Sultan II. Abdülhamid, Sultan VI. Mehmed Vahideddin, Must
Tükendi
Amasya geçmişinde Osmanlı bürokrasisinde önemli isimler yetiştirmiş, bürokratik geleneğe sahip bir şehirdir. Osmanlı hanedanına mensup şehzadelerin idarî tecrübe kazanmak için gönderildikleri önemli sancak merkezlerinin başında gelmiştir. Sancak merkezi olması hasebiyle iktidar-bürokrasi, yöneten yönetilen ilişkisini açıklayacak önemli bürokratik verileri bünyesinde barındırmaktadır. Memurin Komisyonu'nun geliştirilmesiyle oluşan Sicil-i Ahval Komisyonu ve belgelerinde, XVI. yüzyılda şehzade sancağı olmasın
Tükendi
Tarihin her döneminde önemli bir merkez olagelen Trabzon'un tarihi geçmişine ilişkin çalışmaların istenilen düzeyde olduğunu söylemek zordur. Özellikle 19. yüzyıl Trabzon'u hakkında doldurulmayı bekleyen önemli bir boşluk bulunmaktadır. İstanbul, İzmir, Selanik ve Beyrut gibi 19. yüzyılda imparatorluğun en önemli merkezlerinde biri olan Trabzon'un bu döneme ilişkin tarihi, yerli kaynakların yanında şehirdeki konsoloslukların ortaya çıkardığı zengin yabancı kaynakların her bakımdan değerlendirilmesiyle incel
Tükendi
Çalışmada, Swedberg'in kapitalizmi anlama modeli rehberliğinde, Osmanlı kapitalistleşme tecrübesi değerlendirilmiş ve telif haklarının gelişimi incelenmiştir.Osmanlı kapitalistleşme tecrübesinin başarısızlık öyküsü olduğu; başarısızlığın nedeninin zihniyette aranmasının gerektiği ve telif hakkı bilincinin gelişmemesinin, fikir ve sanat eseri üzerindeki özel mülkiyet hakkının ahlaken meşru sayılmamasından kaynaklandığı ortaya konulmuştur. Swedberg düşüncesinden hareketle, Osmanlı Devleti'nin kuruluştan Tanzi
Tükendi
Son on beş yıl zarfında Türkiye'nin tarih anlatımında yer almış yeni deyimlerden biri, "Türkleştirme" deyimidir. Özellikle sol ve liberal görüşlü tarihçi, araştırmacı ve köşe yazarları tarafından olumsuz bir anlamda kullanılan "Türkleştirme" deyimi ile kastedilen Devlet'in, Cumhuriyet'in kuruluşundan bu yana, asimilasyon ve/veya şiddet unsuru içeren olaylarla gayrimüslim nüfusu "yok etmeyi" amaçlayan bir siyasî iradeye sahip olduğu iddiasıdır. "Türkleştirme" deyiminin bu şekli ile tarih anlatımına yerleşmes
Tükendi
This works attempts to the reconstruct the life story of Jak Barbut, a Turkish Jewish doctor who, for several decades served with a tirelessly as surgeon general of the Istanbul State Penitentiary, the Or Ahayim Jewish Hospital and several others. Using the available sources the author brings to life the single-minded devotion of a man unanimously praised with equal parts gratitude and respect by his patients, his colleagues, and the convicts of the Istanbul Prison on whose behalf he devoted his entire prof
Tükendi
Taking the War of 1736-1739 between the Ottoman Empire and the Austro-Russian alliance as the pivotal point, in this book Selim Güngörürler looks at the patterns of and changes in diplomatic relations, perceptions of power, and factional rivalry. By using Ottoman chronicles, histories, archival documents, and observations of Europeans as well as the relevant secondary literature, he demonstrates how the international standing of the Porte and the political references used within the Empire changed dramatica
Tükendi
L'intérêt de cet ouvrage n'est pas de savoir si la France de l'entre-deux-guerres a bien jugé ou bien compris le kémalisme et son chef. L'objet est tout autre. L'auteure s'interroge sur une perception, ce qui la détermine, ce qui la fait fluctuer. La perception française est d'abord un miroir. En regardant la Turquie, les observateurs français y voient surtout leur propre pays, ou plutôt l'idée qu'ils s'en font. Ce constat est valable pour les réformes de la première période républicaine, la modernisation d
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 175 kayıt bulunmuştur Gösterilen 60-80 / Aktif Sayfa : 4