Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 45 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Çocukken okuduğum kitapların hiçbirinde dinozorlar yoktu. Açıkçası bu nesli tükenmiş canlıları merak etmiyordum. Öyle ki küçük bile olsa bir tane dinozor oyuncağım dahi olmadı. Ben dokuz yaşındayken gösterime giren "Jurassic Park" adlı filmi bile izlemedim. Kısacası hayatımda bu gizemli canlılara yer yoktu. Sonra yıllar geçti. İlkokul, ortaokul, lise, üniversite derken bir öğretmen olarak meslek hayatıma başladım. Sonra evlendim ve bugün iki erkek çocuk babasıyım. Aralarında üç yaş olan çocuklarımla evde sı
Tükendi
Güngör Mazlum, yayınlanan Suskun Güvercin ve Kırık Kanatlar isimli romanlarından sonra şimdi de Edirne'nin Yahudileri'ni yazdı. Ortaokul yıllarında babası onu Yahudi esnafa çırak olarak veriyordu. Öğrencilik hayatında Yahudi arkadaşları oldu. Lise yıllarında Yahudi bir kıza aşık oldu. Evliliğinin ilk yıllarında şarapçı Yasef Adato'nun evinde altı yıl kiracı olarak kaldı. Konak diyeceğimiz bu evi Yasef Adato ve sevgili eşi Madam Klara ile paylaşıyordu. Bu sebeple Edirne Yahudilerini çok yakından tanımıştı.
Tükendi
"En çok Neye üzülüyorum biliyor musun? Sana yazamayacağım şiirlere, Gezemeyeceğimiz şehirlere, Göremeyeceğimiz ülkelere, Sabah uyandığımda göremeyeceğim Gözlerine üzülüyorum. Zaten bir tanecik ömrün var Onu da bensiz yaşayacaksın. Şaka gibi!" Hayal bile edemeyeceğiniz Bir düşü yaşadınız mı hiç?...
Tükendi
Çok defa hayat ve hayaller arasında sıkışıp kalır, bir ömre birden çok hayat sığdırır insan; ama sonradan anlar her hayalin ağır bir bedeli olduğunu... Gerçekler ve düşlerin kıyısında gidip gelen bir hayatın; Sadık'ın öyküsü... Hatırlamak bile istemeyeceğimiz anılar geçmişimiz olursa ? Acılar bizi öldüren bir düşman mı, yoksa karanlık yolumuzu aydınlatan bir dost mudur? "Sadık" için hayat, en dipten tek başına bir yolculuktu... Bir çıkmaz sokağa girdiğinde; bittiğini sandığı yerde başlamıştı onun hikayesi..
Tükendi
Doksan senesi Ağustosunun on yedinci günü, sahildeki SSK hastanesinin bahçesinde bir araya gelip kümelenerek sohbetler eden sülale erkânından ayrı, gözlerimi denize dikmiş, omuzlarıma çöken sorumluluğun yükü altında eziliyordum. Bir kardeş gelmişti bana. Hem de eskiden dedemin beni kandırdığı gibi "dereden tutma" ya da "leyleklerin getirdiği" bir bebek değil, basbayağı anamdan doğma kanlı canlı bir insan. Artık kanmıyordum o masallara canım kardeşim, yedi yaşındaydım. O sene okula başlayacaktım.
Tükendi
?Enez...'Yeni yeni keşfedilmeye başlayan saklı bir Cennet. Hiçbir yerde olmayan harika denizi, altın sarısı incecik kumu ve tarihi ile çağırıyor herkesi. Yalnız tek bir isteği var ve diyor ki: gelin, ama bozmayın lütfen. Tahrip etmeyin bu güzelliğimi, orijinal bir şeylerim kalsın gelecek nesillere! Deniz, kum ve tarih... Ve tabii ki de balık. Kral Kızı Nekropolü, Enez Kalesi ve Surları, Kervansaraylar, Kuleler, Hoca çeşme höyüğü, Fatih camii(Ayasofya kilisesi), Has Yunus Bey Türbesi, Ro
Tükendi
Günümüzden yaklaşık 3 bin yıl öncesini inceleyen Klasik Filoloji'nin çalışma kaynağı olan Eski Yunanca - Latince metinler, kültürel ve siyasi olarak birçok bilgiyi içermekte, bulunduğumuz coğrafyada halkların iç içe nasıl eşsiz ve oldukça zengin bir tarihe sahip olduğunu belgelemektedir. Bu bakımdan bugün bu metinleri olabildiğince aslına sadık çevirmek, hatta her birinin sözlükçesini çıkarmak, hem geçmişin tarih, kültür ve dil gelişiminin evrelerini tanımayı, hem eski doğudan gelen, hem de sonraki
Tükendi
Altı yüz yıl hüküm süren üç kıtaya yayılmış Osmanlı İmparatorluğu dağılırken kendini Osmanlı sayan insanların hayatları da paramparça oldu. Bu coğrafyada yeni bir dünya kurup eskisini yıkmak gerektiğine inananların iktidarları sırasında bölge halkları, temeline dinamit konulmuş bir binanın parçacıkları gibi şiddetle sağa sola savruldular. İmparatorluğun batısında yer alan Rumeli topraklarında yaşayan halklar da dinsel ve etnik kökenlerine göre acımasızca darmadağın edilip bu sarsıntıdan nasiplerini aldılar.
Tükendi
Dedem, babam, ben ve eski ve yeni hayaller... Bu kitapta ve yazarlarını hala bekleyen bunun gibi romanlarda anlatılan, anlatılacak olan dünyalar benim kuşağım için neredeyse bir masal artık. O kadar hızlı değişmiş ki her şey... Hem de geçen iki kuşağın sadece kendileri için değil, dünyanın her yerindeki herkes için dönüşüm o kadar hızlı olmuş ki... İnsanoğlunun bu hızlı değişim sırasında yüzyılların tortusunu ne kadar çabuk tükettiğini, hızlı değişim adına insanlığın bazı değerlerini yitirmesinin ne anlama
Tükendi
Düşen yaprak, yakasından hiç düşmeyen efkârının peşindeydi. ?bay' ile ?bayan' arasındaki pis ilişki, ?can' ile ?canan' arsına sızmıştı. Ortalıkta toplu bir yıkım vardı, yıkımın tam ortasında tombul bir kış. Hiç üşenmedim, hiç üşümedim ve kapkara bir gölgeyi koynuma aldım. Işığın dengesini bozdum. Tanrı açık kalp ameliyatına alınmıştı ve acil B rh pozitif huzur gerekiyordu. Fısıltının hengâmesi ay ışığını engelliyordu. Ortam iki şeye çok müsaitti; sınanmak ve sınırlanmak. Eş anlamlı kelimler gibi
Tükendi
"Aman ba kızanım, bizim aşkımızdan noolacak?' Şimdilerde anlıyorum bu cümlenin ağırlığını. Bizim insan böyleydi işte, yıllar yılı kahır çekmekten, yokluktan, çalışıp didinmekten, zor yaşam şanlarından, hayatta kalmak gailesinden bir aralık bulup bir türlü keyfine bakamamış. bir gün olsun kendi için yaşayamamıştı Aşk ise, adını sadece radyo ve televizyondan duyduğu, ayıpladığı, mahrem gördüğü bir duygu, üzerine hiç yakıştıramadığı bir elbise gibi iğreti ve dünyadaki bir kayıp kıta kadar uzaktı ona. " "Bu ah
Tükendi
V. yüzyıldan XXI. Yüzyıla Avrupa Sanatı : Kapsamlı bir Avrupa Sanatı çalışması olmasına rağmen, basit ve kolay anlaşılabilecek bir dille ele alınmış olması nedeniyle her seviyeden okuyucuya hitap edecek bir şekilde ele alınmıştır. Mimari, heykel ve resim olmak üzere plastik sanatların en önemli faaliyet alanındaki başarıları ele alan bu kitap Avrupa Sanatı'nın ilk oluşum aşamalarından günümüze kadar geçen öyküsünü ele alması bakımından da öneme haiz bulunmaktadır. BU kitap içinde Avrupa Sanatının tüm süreçl
Tükendi
Elinizdeki bu kitap dünyada EFT(Emotional Freedom Technique)" olarak bilinen, Duygusal Özgürlük Tekniğini, keşfedildiği zamanlardan günümüze geçirdiği yolculukta, örnek uygulamalarıyla birlikte incelemek amacıyla yazılmıştır. 90'lı yılların başından günümüze kadar milyonlarca insan tarafından denenmiş ve fayda sağlamış bu tekniğin uygulanması son derece basit olmakla birlikte elde edilen sonuçlar kişiden kişiye değişebilmektedir. Kitabın ilk bölümünde tekniğin bulunuşuyla ilgili olay ve açıklamalara
Tükendi
?BİR ÖKÜZLE GÖZGÖZE" adlı kitabımda, doğup büyüdüğüm köy ve ailem; çocukluk ve gençlik anılarım; öğretmenlik yıllarım ve ÇYDD vardı. Bu kitap, ?ak günlerim" dediğim konuları içerdiği için, eşimin de önerisiyle, beyaz bir kapakla basılmıştı. ?GEZİ'DEN ÖNCE-GEZİDEN SONRA TÜRKİYE-KIRKLARELİ" adlı ikinci kitabımda, ?GEZİ ŞEHİTLERİ" vardı. Bu kitapta, duygu ve düşüncelerini korkmadan haykırırken ?gözünü yitirenler, kafası parçalananlar" vardı... Bu kitapta, ?kara" düşünceli insanların, ?karanlık" uygul
Tükendi
YALNIZLIĞIN ERDEMİ Yalnızlık nedir? Eşinin dostunun olmaması mıdır? Hayır, yalnızlık mutluluktur aslında. Yalnızlık solmuş çiçeklerden bir bukettir. Yalnızlık bir şöminedir, içinizi ısıtır soğuk günlerde. Yalnızlık bir kurşundur, kalbinizi delip geçen. Yalnızlık bir erdemdir kaldırabilecek insanlar için. Kaldıramayacaklar içinse sadece bir acıdan ibarettir.
Tükendi
HİÇBİR ÖYKÜ NE HAVAYA NE DE SUYA YAZILIR. HER ÖYKÜ RUHUMUZUN DERİNLİĞİNDEN BEDENİMİZE YANSIR. BEDENİMİZDEKİ HER KIVRIM BİR ÖYKÜDÜR. ÖYKÜDEN SONRA CEBİMİZDE BİLGE SÖZLER SÖYLEYEN DEDE KORKUT'UMUZ YOKTUR. AŞİNA OLDUĞUMUZ SADECE VE SADECE CEBİMİZDEKİ BİLYENİN SESİ VE RENGİDİR.
Tükendi
SON SÖZLERİN HATIRINA Gecenin siyahı bile korkar olmuş ruhunun karanlığından Ay ışığının gölgesinde susar olmuş cümlelerim yalnızlığa terk etmişsin benliğini, yalvarışlar duyulmakta Birkaç damla gözyaşıyla anılır oldu beyaz gelinliğin Susturamazlar, susturamadılar içimdeki bu sesi Nice bozgunlara uğradım, hep onlar kaybetti Yıkılmam dedim yıkamazsınız siz beni Ne var ki çaldılar hem seni hem de hayallerimi Fuzuli sokakların loş ışıklarında terkediyorum Bu lanet şehrin kaderimidir bu aşk Bir zamanlar adını d
Tükendi
- gel hele sen şöyle bi'dakka! beni gazete bodrumuna çağırıp soktular zemin kat arka odaya.. toplandı hasımlar başıma.. geç vakit.. "ne ayaksın oğlum sen? sihirbaz medyum musun? vahiy mi geliyor sana!" diyorlar.. - yok abi, ne alakası var.. diyorum ben tıfıl.. sesim titrek.. tırsıyorum da.. "peki bu kadar "cuk" etme be kardeşim!" ? abi içimden gediği gibi.. peki n'apayım.. diyorum.. kem-küm.. gık fık.. sustum o günden sonra.. baktım gerçekten fazla oluyorum.. yürürken yoldaki taşa.. balkonda düşecek saksı
Tükendi
Yol
Yazar eserinde KADER algısını aşağıdaki sorulara Verdiği cevaplar üzerinden sade ve şaşırtıcı bir bakış açısı ile tarif etmeye çalışmıştır: -Bir yaratıcı var mıdır? - Kur'anda evrim olabilir mi? İnsan nasıl yaratıldı?, -Akıl bir ayet midir? -Put nedir? Putlaştırma nasıl olur? -İnsan kendi kaderini kendisi mi belirler? Levh-iMahfuz nedir? -Allah her şeyi biliyorsa biz neden imtihan ediliyoruz? -Allah'ın geleceği bilmesi gerekir mi? -Namaz ibadet midir? -Müslüman kimdir? Kelime-i şehadet
Tükendi
Ben ki; Hiçbir kapıdan geçemeyen Levh-i mahfuz'dan kovulan adam Vuslatını ahirete saklayan... Bütün yazdıklarıma inat Yine de aldırma sen bana Kahrına da lütfûna da Amenna!!!
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 45 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1