At izinin it izine karıştığı günümüzün şiir ortamında, nitelikli şiiri bulmak için harcanan çaba, gerçek şiiri yanlış mecralarda arama mesaisi şiirimizin ve dolayısıyla okurunun sığlaşmasına yol açmış ve bunun en büyük zararını da yine o okurun hiç ulaşamadığı, nitelikli şiirimiz görmüştür. Yayınevimizin büyük bir sorumluluk alarak, okuyucuyu nitelikli şiirle buluşturmak hedefiyle başlattığı '2000'ler Şiirinde Yürüyüş...' serisinin büyük ses getiren 8 kitabından biri de Emel İrtem'in Sana Seviyem kitabıdır.
At izinin it izine karıştığı günümüzün şiir ortamında, nitelikli şiiri bulmak için harcanan çaba, gerçek şiiri yanlış mecralarda arama mesaisi şiirimizin ve dolayısıyla okurunun sığlaşmasına yol açmış ve bunun en büyük zararını da yine o okurun hiç ulaşamadığı, nitelikli şiirimiz görmüştür. Yayınevimizin büyük bir sorumluluk alarak, okuyucuyu nitelikli şiirle buluşturmak hedefiyle başlattığı '2000'ler Şiirinde Yürüyüş...' serisinin büyük ses getiren 8 kitabından biri de Ayşe Nâlân'ın Saykodelik Karagöz kita
Yurdumuzun memurunu, o esprili yapısını merak eden herkes için tavsiye edebileceğimiz bir kitap: İstanbulda Vergici Olmak. Özellikle oyun yazarlarına ve senaristlere bu kitaba bakmalarını; ülkemizin resmi dairelerinde nelerin yaşanabileceğinin ve birebir insanımızla oturup karşılıklı bir çay içmenin imkânını sunan, kendileri için bolca mizah malzemesinin çıkacağı bu kitabı okumalarını tavsiye ediyoruz. Payan Çizioğlu, İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığında çalışan meslektaşlarıyla yan yana, el ele, diz dize y
Eskiden Anadolu şehirlerinde "Gramofonlu Kahvehane"ler bulunurdu. Buralarda yeni çıkmış ya da eski taş plaklar çalınırdı. Bu kahvehaneler, yöre sanatçılarını da özendirir, onların "canlı" icralarının da yeri yurdu olur, hatta plak doldurmalarına vesile olurdu. Asıl "iş"i edebiyat olan şair ve yazar Tahir Abacı'nın Radikal İki, Milliyet Sanat, Kaçak Yayın gibi gazete ve dergilerde yayımlanmış "memleketin şarkısı türküsü üstüne yazılar"ını toplayan bu kitap bizi o gramofonlu kahvehanelerin atmosferine götürüy
Şiir ve müzik, kökende bir arada doğup iç içe gelişmiş türler. Zamanla müzikten kopan, yazılı hâle gelen şiir, yeniden ezgiye kavuşma özlemini hep korumuştur. Besteciler de çoğu kez şiirlerin içlerinde yarattığı kıpırtı ile esinlerini bulmuş, dizeleri ezgiyle kanatlandırmışlardır.
Tahir Abacı, konuyla ilgili bir inceleme yazısı eşliğinde, Türk müziği alanında besteye kavuşmuş şiirlerden bir seçme sunuyor. Daha önce Yasakmeyve dergisinin eki olarak verilen ilk baskı, klasik Türk müziği ve halk müziği beste
Kuruluşu Urartular öncesine dayanan, Osmanlı öncesi Anadolu beyliklerine merkezlik yapan bir şehir olan Harput'ta, çağlar boyunca özgün bir müzik mayalanıp gelişti. Gerek klasik Türk müziğinden, gerek halk müziğinden ilmekler alan ve onları bir sentez içinde kaynaştıran yöre müziği, gazelleri, divanları, müstezatları, tecnisleri, ağır türküleri, mayaları, hoyratları ve şıkıltımlarıyla günümüzde de özgün bir ada oluşturmaktadır.
Tahir Abacı, tarihî gelişimi içinde ele aldığı Harput müziğindeki ezgisel biçiml
Yahya Kemal'in şiirleri ve Ahmet Hamdi Tanpınar'ın romanları ve denemeleri müzik ile kurdukları yakın bağ nedeniyle, sadece Türk edebiyatı açısından değil, Dünya edebiyatı açısından da benzersiz örneklerdir. Şiiri besteyle eş değerli sayan Yahya Kemal, müziği de şiir, mimari ve hat sanatıyla birlikte bir uygarlık temsilinin başlıca ayaklarından biri olarak görür ve bu konuyu şiirlerinde sıkça dile getirir. Ahmet Hamdi Tanpınar ise, öğrencisi olduğu ve ışığına çok şey borçlu bulunduğunu sıkça vurguladığı Yah
Doksanlı yıllar şiirine ilk kitabı Pervazda (1991) ile yeni bir soluk getiren Serdar Koçak, bizi sadece özgün bir şairle tanıştırmadı, gerek düzyazı metinlerindeki şaşırtıcı üslûbuyla, gerekse çağdaşları arasındaki kesintisiz verimliliğiyle bir şair/yazar olarak edebiyat hayatımızdaki yerini her yeni kitabıyla yeniden tahkim etti. Son 20 yılda yirminin üzerinde yapıta imza atan Koçak'ın şiir ve yazılarında, sadece okurların değil kalem erbâblarının da hayâlhânesini yıkıp yeniden inşâ eden, içeriden gelen ve
Şeref Bilsel, Cenk Gündoğdu tarafından, bu yıl sekizinci cildi hazırlanan Şiir Defteri'nin odağında yıl içinde yayımlanan dergilerden seçilmiş şiirler yer alıyor. Başta yayımlanan şiir kitapları olmak üzere; poetik kitaplar, yıl içinde gerçekleşen, şiire dair çeviri faaliyetleri; dijital ortam ve fanzinlerin şiire bakan cephesi üzerine kaleme alınmış yazılar; ayrıca yıl içinde yayımlanmış dergiler ve bu dergilerde öne çıkan şiirlere dair yazılar da çalışmamızı tamamlayan ana başlıklar arasında yer alıyor.
Kompozisyon çalışmaları ilköğretimde ve lisede üzerinde çok durulan etkinlikler olmasına rağmen lise mezunu öğrenciler şöyle eli yüzü düzgün, başı sonu belli bir yazı kaleme almakta zorlanmaktadır. Üniversitelerin Türk Dili ve Edebiyatı bölümlerine gelen öğrencilerde görülen en büyük eksiklik de, kanımca, budur. Bu nedenle, liseyi bitirip Türk Dili ve Edebiyatı bölümlerine gelen öğrencilere sık sık yazılı anlatım çalışması yaptırmak gerekmekte; fakat, yaklaşık on yıllık deneyimlerime dayanarak söylüyorum, s
Şeref Bilsel ile Cenk Gündoğdu tarafından bu yıl yedincisi okura sunulan, Mehmet H. Doğanın, Bugüne kadar hazırlananların en iyisi dediği Şiir Defterini takip edenler, bu çalışmada yer alan şiirlerin, sadece yıl içinde yayımlanan dergilerden seçildiğini fark etmiş olmalı. Şiir Defteri, genç şairlere özellikle geniş yer açarken şiirde belli bir düzeyi yakalamış yeni eğilimleri ve arayışları da kapsamaktadır.
Şiir Defteri, kendini sadece doğrudan şiirle tamamlayan bir çalışma değil; kültür-sanat ortamımızda
Modern Rus edebiyatının kurucuları ile pek çok önemli ismi etkilemiş ve Puşkinin Erzurum Yolculuğunda; değeri bilinemedi, mutlaka biyografisi yazılmalı diye belirttiği Griboyedovun, Rusça aslından çevrilen Akıldan Bela adlı bu önemli eseri, Gonçarovun eleştirel incelemesiyle bir arada sunulmuştur. Griboyedov, Akıldan Belada, 19. yy Rus soylusunun yaşam biçimini, davranışlarını ve dünyayı anlamalarını yine onlardan biri olan bir aydının eleştirisini merkeze alarak anlatmıştır. İlk gerçekçi yapıtlardan olan A
Şiir tanımlanamaz. demek yeterli değil. Çünkü var olan her şey tanımlanabilir. Bu durumda, belki de en doğru yaklaşım; bugüne dek yazılagelen tüm şiirlerin tek tanımının olamayacağını söylemek. Böyledir de. Bu, aynı zamanda yazılan her şiirin özgünlüğünü beklemek anlamına da gelir. Buradan hareketle, her şiirin bir tanımı vardır ve bunu beraberinde getirir, diyebiliriz. Melih Cevdet Anday ise; Çıkar yol, şiiri tanımlamaktan vazgeçmektir. Tanım akıl işidir, şiir ise akıl dışıdır. diyecektir. Oysa bu sözle
Yaşamı canlı tutması gereken "işlevler" ile onları yerine getiren "kişi¬ler" arasındaki ayrım üstünde özellikle durmak istiyorum. Çünkü bu ayrımın söz konusu olduğu yerde, şiiri canlı tu¬tacak ya da yozlaştıracak duyarlı bir sı¬nır var bence. Önce ozanlık ile okurluk işlevini ele alalım. Kültürel gelişmişlik düzeyi bir yana, şiir yazma yetisi ile şiirden tadalma duyarlılığı (Buna beğeni diyorlar) birbirini ne zorunlu kı¬lan, ne de engelleyen, ama karşılıklı olarak bütünleyen iki ayrı ruh durumunu belirler.
Bu incelemeye konulan başlık, bir bakıma sözvermedir: İçerdiği savı tanıtlamakla yükümlü kılar yazarını. Hele de bu, Şiirin ortak paydası gibi savdolu bir başlıksa! Anlamı yeterince açık: Şiir, değişen bütün biçimlerine karşın, değişmeyen bir ilkeye dayanır. Bu ilke bütün şiirlerin ortak paydasıdır. Ancak şiirin ortak paydasını belirlemek bu yapıtın özel bir savı değil, çağdaş şiirbilimin genel tasarısıdır. Mehmet Yalçın burada izlediği amacın sınırlarını belirtirken şöyle diyor: Ülkemizde şiire, hem üretim
Dil üzerinden şiddet nasıl gerçekleşir? Davranışsal şiddete giden yolda dilsel şiddet nasıl bir işlev üstlenir? Dar veya geniş anlamda dil ile şiddet arasında nasıl bir ilişki kurulabilir?
Çeşitli şiddet biçimlerinin tarihin hemen her döneminde, başta savaşlar olmak üzere, çok yer tuttuğu dünyamızda bu soruların yanıtları nasıl verilebilir ya da verilmelidir?
İmran Karabağ, bu araştırmasında öncelikle dil ile şiddet arasındaki ilişkiyi ele alıyor ve şiddet eğilimli söylemin dile yansıyan yönlerini inceliyor
Bu kitapta; tarihte iz bırakmış liderlerin yaşadıkları aşk ve birlikteliklerin, onların hayatları üzerindeki rolüne eğildik. Ayrıca, liderlerin aşkları paralelinde tarihin akışına, yıkılan ve kurulan imparatorluk ve krallıkların serüvenine, modern devletlerin katmanlarına da ayna tutmaya çalıştık. Yaşanan aşkların liderlerin özel hayatlarını, bireysel dünyalarını nasıl etkilediğine odaklanırken, devletlerin ve toplumların aşkın yarattığı fırtınalardan aldıkları etkileri de ihmal etmemeye çalıştık. Daha önce
Reşat Nuri, Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatının çok önemli yazarlarından biridir. Onun eserleri çeşitli açılardan incelenmeyi hak eden eserler arasındadır.
Bâki Asiltürkün kaleme aldığı Reşat Nuri Güntekinin Romanlarında Hastalık adlı bu kitap, tematik bir araştırma sonucunda ortaya çıkmış bulunuyor. Asiltürk, bu araştırmasında Türk edebiyatının önemli yazarlarından Reşat Nurinin romanlarındaki hastalık temasını inceliyor. Bu temaya bağlı kalarak hastalık çevresinde ele alınabilecek başka bazı noktalara da
12. Altın Portakal Şiir Sempozyumuna sunulan bildiriler
Yayına Hazırlayanlar:
Ahmet Tüzün, Mustafa Koç, Yüksel Doğan
Antalya Kültür Sanat Vakfı tarafından her yıl bir şairimize Altın Portakal Şiir Ödülü veriliyor. 12. yılında ödül, Bana Düşlerini Anlat adlı eserinden yola çıkılarak Cevat Çapana değer görüldü.
Altın Portakal Şiir Ödülü verilen şairin şiirlerinin değerlendirildiği sempozyuma sunulan bildiriler kitap olarak yayınlanıyor.
Cevat Çapan şiirinin ele alındığı 12. Altın Portakal Şiir Sempozy
Günümüzün teknolojik imkânlarından da faydalanılarak dünyanın öte ucundaki bir olay, durum vs. hakkında fazlasıyla bilgi edinme imkânı söz konusudur. Şair bu duruma olan tepkisini, duyarlılığını şiirinin içinden mi göstermelidir, başka bir eylemde veya etkinlikte mi bulunmalıdır? Bu tartışılır. Poetik ve estetik kaygılar göz ardı edilmeden kurulacak bu izlekteki bir şiir önemlidir elbette. Ancak, söz konusu şiirle şair/şiir yargılanıyorsa bu çok tehlikeli bir durumdur. Şair başkaldırandır. Şiir biriciktir,
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.