Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 143 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2
Muhsin Çelebi sözünü bitirince izin filan istemedi, kalktı. Kapıya doğru yürüdü. Şah İsmail donmuş, taş kesilmişti. Çaldıran'da kırılacak gururu, bugün Türk'ün ateş bakışları altında erimişti. Muhsin Çelebi dışarı çıkarken, kendi gibi hayretten donan nedimlerine, "Şunun kaftanını veriniz," dedi. Savaşçılardan biri koştu. Tahtın önünde serili kaftanı topladı. "Buyurun. Kaftanınızı unutuyorsunuz." Muhsin Çelebi durdu. Güldü. Çıktığı kapıya doğru dönerek Şahın işiteceği yüksek bir sesle: "Hayır,unutmuyorum.
Tükendi
Memur Golyadkin, aniden çevresinde beliren ve her yönüyle kendisine tıpatıp benzeyen sureti yüzünden tüm itibarını yitirme tehlikesiyle karşı karşıya kalır. Dostoyevski'nin en tartışmalı kitaplarından olan Öteki, ürkütücü ve tekinsiz atmosferiyle okuru gerilim dolu bir yolculuğa çıkarıyor.
Öncü Müslüman Kadınlar'da Osmanlı kadın yazarlarının keşfetmeye ve inşa etmeye çabaladığı Müslüman kadınlar geleneğine tanık oluyoruz. İslamiyet'in başlangıcından 19. yüzyıl sonuna kadarki dönemde yaşamış yönetici, âlim, sanatçı ve edebiyatçı Müslüman kadınların deneyimleri hem birbiriyle karşılaşıyor hem birbirine ekleniyor. Fatma Aliye'nin Namdaran-ı Zenan-ı İslamiyan ve Sabiha'sını, Emine Semiye'nin Emir Çoban Kızları yahut İki Kadında Aynı Talih, "Taş Hatun" ve "Kıymet-i Nisviyet"ini ve Fatma Şadiye'n
Bir sürü acayip sorun mu var?Bu kitap muhteşem cevaplarla dolu! Eğlenceli resimlerle dolu bu kitapta hayvanlar âlemiyle ilgili çılgın, harika ve oldukça tuhaf bilgileri keşfedeceksiniz.
Bir sürü acayip sorun mu var? Bu kitap muhteşem cevaplarla dolu! Eğlenceli resimlerle dolu bu kitapta Güneş sistemiyle ilgili çılgın, harika ve epey şaşırtıcı bilgileri keşfedeceksiniz.
Vatan Haini Miydi? "...Facialara kalkan olamadım ise de, siper-i sâika (paratoner) vazifesi gördüm... Bütün musibetleri üzerime çektim. Kendimi feda ederek vatanı kurtarmaya çalıştım. Dinine, devletine, vatanına ve milletine hıyanet edenlerin azîz Allah'ın kahreden kudretli gücüne hedef olması için yakarıyorum..." Memleketini Niçin Terketti? "Her tarafı istilâ eden inkılâb ve ihtiras iç inde karşı koyma yahut başeğme imkânını bulamadım. Kamuoyunda sükûn ve durumda açıklık belirinceye kadar İstanbul'dan g
Tükendi
1992'de, giderek büyüyen Sırp tehdidi yüzünden Hasan ve ailesi evlerini terk ederek Bosna'nın kırsalındaki dağlık alanlara doğru kaçmak zorunda kaldılar. Sırp birlikler peşlerinden bombalar yağdırır, keskin nişancılar onları avlamaya çalışırken, Hasan ve binlerce mülteci, Drina Nehri boyunca uzanan ormanlık alanda soğuğa, yorgunluğa ve ölüme karşı büyük bir mücadele verdiler. Boşnak mülteciler, aylarca bu zor koşullarda kaçtıktan sonra Birleşmiş Milletler'in koruması altındaki son sığınakları Srebrenits
Bir saati gizlemek için en iyi yol neydi? Başka bir saat!" Daha önce renklerin, fontların, haritaların, insanların kullandığı en eski iletişim yöntemi olan mektupların tarihini yazan ve her kitabında beklenmedik, şaşırtıcı konulara eğilen tanınmış gazeteci yazar Simon Garfield bu kez zaman kavramına dair tutkumuzu mercek altına alıyor. Otomobil fabrikalarından saat ustalarının tezgâhlarına, sanat eserlerinden film rulolarına, müzik stüdyolarından şehir merkezlerindeki yapılara kadar hayatımızın her alanın
İzdivaçlar, İttifaklar ve İhtilaflar, 1896-1925 arasındaki evlilik edebiyatının izlerini sürüyor ve Osmanlı-Türkiye toplumu imparatorluktan ulus devlete geçerken evlilik kurumu etrafında ne türden ittifakların kurulduğunu, nasıl ihtilafların oluştuğunu edebi metinlerle gösteriyor. Duygusal ve toplumsal krizlerin üst üste bindiği izdivaçların hikâyeleri okunurken kadın yazarların sunduğu ittifak önerileri, direniş taktikleri ve dayanışma biçimleri de tecrübe ediliyor. Bu derlemede Raife Binnaz Remziye, Ma
"Bu mühim kusuruyla beraber Tosun'u bir kedi gibi değil; bir refik, hatta yegâne bir refik-i sadık sıfatıyla severdim ve hissederdim ki o da beni alelade değil, bütün hüviyet-i manevisinin merbutiyetiyle seviyordu." Geçmiş Zaman Kedileri, 1870'lerden 1950'lere hayvanların edebiyatta nasıl temsil edildiği sorusuna kedi hikâyeleriyle cevap veriyor. Ahmet Haşim'den Halit Ziya Uşaklıgil'e, Fatma Münire'den Osman Cemal Kaygılı'ya, Hüseyin Rahmi Gürpınar'dan Ahmet Midhat'a uzanan metin derlemesinde şehir deneyim
Tükendi
O bir at! Belki adını da bilirsiniz: Dıgıdık Tüm çayırlar onundur: Koşar koşar koşar... Nallarından çıkan müzik ne güzeldir: Şıpı'dık şıpı'dık... Öyle hızlı ki! Görenler der: "Bu at sanki koşmaz da uçar!" Dıgıdık'ın gözü hep yükseklerde: Uçmak, kuşlar gibi gökyüzünde süzülmek tek hayali! Hatta daha yükseğe çıkabilir, belki uzaya bile gidebilir bir gün... Neden ATsronot olamasın ki? Değil mi mümkün? Atsronot Dıgıdık, hayallerin eğlenceli güzelliğine ve en önemlisi de karşılıksız sevginin kocamanlığına dair
"Ben Anadolu'da, Rumeli'nde, Diyarbekir'de, Maraş'ta, Antep'te, Mısır'da, Şam'da, Halep'te ve dahi Hicaz'da ve dahi Kudüs'te yüzlerce yıllık refahı ve nizamı millet ve ümmet adına peşin aldım. Bu uğurda nice bedel ödedim, nice bedel ödettim! Gene de nefsimi temize çıkarmağa gayret etmem. Zira benden sonra gelen her kimse yaşar, görür. Ve tarih beni izah eder. Vesselam..." İletişim bilimci Mücahit Küçükyılmaz, Yavuz: Adaletin Kılıcı adlı bu ilk romanında, Yavuz Sultan Selim Han'ın hayatını, Osmanlı İmparato
Kadın, erkek ve çocuk, 155 kişiydiler... Osmanlı hanedanı bu 155 kişiden ibaretti ve 1924 Martı'nda, hepsi Türkiye dışına çıkartıldı... Ellerine ikişer bin İngiliz lirası ve bir yıllık ama dönüşü olmayan pasaport verildi. Mal varlıkları tasfiye edildi... Türkiye'ye girmeleri ve transit geçmeleri yasaklandı... Artık ne vatanları, ne de gelirleri vardı... Macera dolu bir sürgün yaşadılar... Geçinebilmek için her türlü işte çalıştılar... Kimisi mezar bekçiliği yaptı, kimisi kapı kapı dolaşıp sabun sattı...
Tükendi
Yabandan gelen yavru bir kurt, daha vahşi doğayla iç içe yaşamanın zorluklarına alışamadan, insanların arasına karışıyor: Önce Kızılderililerin hayatına dâhil oluyor, sonra beyaz insanların... "Beyaz Diş" adı verilen bu kurt, adım adım doğadaki insanı ve insanların doğasını keşfetmeye başlıyor. Merhametsizliği ve acımasızlığı öğrendiği kadar, sevgiyi ve dostluğu da bizzat yaşayarak, kendi gözleriyle görerek, hissederek öğreniyor... Usta yazar Jack London'ın kaleme aldığı Beyaz Diş tüm dünyada her yaştan ok
Çamaşır makinesine giren çift çorapların tekleri, yıkandıktan sonra nereye gidiyor? Neden kayboluyorlar? Arda ve ailesi bunu çok merak ediyor. Kaybolan çoraplar, bambaşka bir yerde ve acayip mi acayip bir ülkede yaşıyor olabilirler mi? Peki, tek kalan çoraplar ne işe yarayacak o zaman? Kayıp Çoraplar Ülkesi merak duygusuyla hayal gücünün nasıl zenginleşebileceğini anlatan, hem de işe yaramaz gibi görünen çorap teklerinden nasıl eğlenceli kuklalar yapılabileceğini gösteren etkinlik sayfasıyla tatlı mı tatl
Timur İmparatorluğu'nun da kurucusu olan meşhur Türk ve Moğol hükümdar: Timurlenk... Yani "Aksak Timur"... Düzenlediği seferlerle bugünkü Orta Asya, Rusya, İran, Hindistan, Afganistan, Azerbaycan, Gürcistan, Ermenistan, Irak ve Suriye'yi kapsayan toprakları ele geçirdi. Cengiz Han'ı örnek aldı kendine ve onun yolunda giderek büyük bir imparatorluk kurdu. Ancak Timur'u bizim tarihimizde önemli kılan asıl mesele, 1402'de yapılan Ankara Savaşı'nda Osmanlı padişahı Yıldırım Bayezid'i mağlup edip esir alması olm
Tasavvuf, "hâl" ilmidir. Dervişten, deneyimlediği "hâlleri", okuyabildiği ölçüde, başka bir deyişle, varmış olduğu menzillerdeki idraki ve irfanı nispetinde bir deftere not etmesi istenir. Acaba bazı "şeyleri" yaşarken kavrayabilmiş midir diye... Dervişin Safâ/Seyir/Semâ Defteri bu çerçevede mütalaa edilmesi gereken bir sûfî üçlemesidir. Üçlemenin ikinci kitabı Dervişin Seyir Defteri 21. yüzyıl insanının dokusuna uygun bir terminolojiyle bu hayli girift âlemi özünü muhafaza ederek tanıtmaya gayret etmekte
Tasavvuf, "hâl" ilmidir. Dervişten, deneyimlediği "hâlleri", okuyabildiği ölçüde, başka bir deyişle, varmış olduğu menzillerdeki idraki ve irfanı nispetinde bir deftere not etmesi istenir. Acaba bazı "şeyleri" yaşarken kavrayabilmiş midir diye... Dervişin Safâ/Seyir/Semâ Defteri bu çerçevede mütalaa edilmesi gereken bir sûfî üçlemesidir. Üçlemenin son kitabı Dervişin Semâ Defteri semâzen bir dervişin, semâ'ın özünü yakalama tecrübesinin notlarını içermektedir. Semâ, Hz. Mevlânâ'nın tasavvufa yaklaşımının
Tasavvuf, "hâl" ilmidir. Dervişten, deneyimlediği "hâlleri", okuyabildiği ölçüde, başka bir deyişle, varmış olduğu menzillerdeki idraki ve irfanı nispetinde bir deftere not etmesi istenir. Acaba bazı "şeyleri" yaşarken kavrayabilmiş midir diye... Dervişin Safâ/Seyir/Semâ Defteri bu çerçevede mütalaa edilmesi gereken bir sûfî üçlemesidir. Üçlemenin ilk kitabı Dervişin Safâ Defteri bir zamane dervişinin Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî Hazretlerinin eserlerine bütüncül bir bakışla odaklanışı ve buradan hareketle "
Yanlışları tekrarlamamak, haksızlıkları unutmamak, bilmek ve başarmak için zaman, 100 yıl öncesini hatırlama zamanıdır. Birinci Dünya Savaşı'nı hatırlamamız gerekiyor. Dünyada hiçbir olay günümüzü bu savaş kadar belirlemedi. Türkiye'nin dünü de, bugünü de bu savaşla ve sonuçlarıyla bağlantılıdır. Dünyanın yeniden dağıldığı günümüzde Budapeşte-Basra ve Hazar-Trablusgarp arasındaki her kilit gelişme yüz yıl öncesine, Birinci Dünya Savaşı'na uzanır. Hâlen dağılmakta olan dünyada Türkiye'nin gündemi olan Sınır
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 143 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2