Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 143 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Her şey iki yıl önce, tüm Türkiye’nin Hacire Anne olarak tanıdığı acılı bir annenin isyanıyla başladı. Elinde bir çekiçle HDP Diyarbakır İl Binası’nın camlarını tuzla buz etti, ardından, “Çocuğumu almadan buradan hiçbir yere ayrılmıyorum!” diyerek kapı önünde oturma eylemi başlattı. Bu kitapta kendi iradeleriyle evlenmeleri bile mümkün değilken dağa götürülmüş, küçücük yaşlarda ellerine silah verilmiş çocukların hikâyelerine tanıklık edecek, kızı için ağıtlar yakan Türkân Anne ve içimizi yakan evlat nöbeti
Benim adım, Sakura. Kiraz ağacının pembe çiçeği. Şimdi öğreneceksin, hakkımdaki birçok şeyi… Kiraz ağacının çiçeği sakura, bizlere kendi hikâyesini anlatıyor: Yaşamı boyunca gördüklerini ve sınırsız duygularını şiirsel bir anlatımla kelimelere döküyor… Çocuklarımızla geleneksel sanatları buluşturmayı da amaçlayan, ebru sanatının özgün tarzıyla resimlenmiş Sakuranın Sesi sizi eşsiz bir yolculuğa davet ediyor.
Çiğneyip ekmeği duayla, ezip çekirdeğini zeytinin... Üstüne bastırdım. “Kalbiniz” dedim, “Ne muhteşem bir kusur.” Benim olsun!
Mustafa Kemal Atatürk’ün sofrasında yenenler, içilenler, mutfak harcamaları ve personel masrafları Atatürk’ün sofrası hakkında şimdiye kadar çok şey söylendi, makaleler ve ciltler dolusu kitaplar yazıldı ama o sofraya gelen yemekler pek merak edilmedi, yemeklerin hazırlandığı mutfak ve mutfağın nasıl işlediği araştırılmadı. Mustafa Kemal Paşa’nın yaşadığı ve bazen uzun, bazen kısa müddetlerle kaldığı yerlerin; yani Çankaya’nın, Dolmabahçe Sarayı’nın, Florya Köşkü’nün ve diğer mekânların ortak özellikl
Mustafa Kemal Atatürk’ün sofrasında yenenler, içilenler, mutfak harcamaları ve personel masrafları Atatürk’ün sofrası hakkında şimdiye kadar çok şey söylendi, makaleler ve ciltler dolusu kitaplar yazıldı ama o sofraya gelen yemekler pek merak edilmedi, yemeklerin hazırlandığı mutfak ve mutfağın nasıl işlediği araştırılmadı. Mustafa Kemal Paşa’nın yaşadığı ve bazen uzun, bazen kısa müddetlerle kaldığı yerlerin; yani Çankaya’nın, Dolmabahçe Sarayı’nın, Florya Köşkü’nün ve diğer mekânların ortak özellikl
Tükendi
“Bir keresinde bir kitabın içine düştüm. Yok yahu! Düşündüğünüz gibi değil. Gerçekten bir kitabın sayfaları arasına düştüm…” Elinizde tuttuğunuz bu kitap, farklı mı farklı öykülerden oluşuyor: Cezayir’den Bursa’ya kadar uçan güvercinlerden, bir balığın karnında yaşayan inci avcısından, kötü insanlara karşı birlik olan leyleklerden, sorduğunuz sorulara cevap veren ağaçlardan, yanmayan halılardan, boşlukta bekleyen sütunlardan bahsediyor bu öyküler. Abdullah Harmancı’nın, Evliya Çelebi’nin Seyahatnam
Millî Nizam Partisi’nin kurucuları arasında yer alan Hasan Aksay, yıllardır beklenen hatıratında tek partili yıllardan günümüze, Türkiye’nin siyasi ve sosyal hayatına dair bir projeksiyon sunuyor. On iki cumhurbaşkanıyla reel siyasette çalışmış, iletişimde bulunmuş bir isim Hasan Aksay. Hem ülke siyasetinde önemli bir yeri var hem de dindarların siyaset tecrübelerine dair izlerde ilkler arasında. Doğumundan önceki yıllarda olup bitenleri büyüklerinden dinleme imkânı bulması ve sonraki dönemlerde yaşanan
Düşe kalka yaşadık, düştüğümüz yerden kalktık, kaldırdılar hamdolsun. Çünkü bütün ruhumla biliyorum ki sayısız afetlerin yağmur gibi yağdığı o şaşaalı şöhret yolunda çamura saplanıp kalmadıysak gayretle değil, himmetle olmuştur. Allah’ın lütf u keremi, büyüklerin himmetleri ile olmuştur. Öyle bir ömür yaşandı ise şayet, sadece bir kişi bile olsun o ömürden çıkarılması gereken dersi alıp istikamet bulur ümidinden ibarettir bu hikâye. O hikâyeyi bir Ahmet Şükrü Katıo
“Bu, sonu çok belli ama yolculuğu da bir o kadar gizemli olan hayatın yaşayanları hep haddinden fazla heyecanlıydı... Kaideleri ezberlemeye çalışırlardı bir yandan da. Çünkü tadına varmayı çok istedikleri ama ne yazık ki kısıtlı bir sürede gerçekleştirmeleri gereken ve de ellerine tutuşturulan, iade şansı olmayan tek yön biletleriyle çıktıkları gizemli yolculuklarında karşılaştıkları sapaklardan, doğru olanı seçmek isterlerdi. Yanlış sapaklarda oyalanıp zaman kaybetmek istemezlerdi. Ezberlerlerd
“Sadece beş ülkenin bütün dünyanın kaderini etkileyecek konularda karar vermesi ne ahlaki ne adildir. Dünya beş ülkeden büyüktür.” Daha Adil Bir Dünya Mümkün “Adil ve daha sürdürülebilir bir küresel barışın temini için çok kültürlülüğü ve çok kutupluluğu yansıtan bir BM’ye ihtiyaç vardır. Dünya ne tek kutuplu ne de iki kutupludur, ne hâkim bir kültürün ne de birkaç imtiyaz sahibi aktörün kültürel hegemonyası altındadır. Çok kutuplu, çok merkezli, çok kültürlü, daha kapsayıcı ve adil bir dünya inşa etmek
“Sadece beş ülkenin bütün dünyanın kaderini etkileyecek konularda karar vermesi ne ahlaki ne adildir. Dünya beş ülkeden büyüktür.” Daha Adil Bir Dünya Mümkün “Adil ve daha sürdürülebilir bir küresel barışın temini için çok kültürlülüğü ve çok kutupluluğu yansıtan bir BM’ye ihtiyaç vardır. Dünya ne tek kutuplu ne de iki kutupludur, ne hâkim bir kültürün ne de birkaç imtiyaz sahibi aktörün kültürel hegemonyası altındadır. Çok kutuplu, çok merkezli, çok kültürlü, daha kapsayıcı ve adil bir dünya inşa etmek
Kızılelma ülküsünün peşinde bir halk, topuk seslerinin getirdiği bir düzen, yaşlı bir adamın savaşçı ruhu ve nasihatlerin paradan daha değerli olduğunu öğreten derslerle dolu bir hayattan sahneler... Yiğitlik, dürüstlük, sevgi, akıl ve kendini bilmek gibi değerlerin bir araya gelince insanlığı kurtaracağını gösteren, sürpriz sonlarıyla okuyanları şaşırtan, zekice yazılmış öyküler... Türkçemizin ustası Ömer Seyfettin sade, özgün ve çarpıcı öyküleriyle, kaleminin ne kadar güçlü olduğunu bizlere bir kez
Tükendi
Bunların hepsi, hafızanın işi! Bir şiir ezberlemek ya da bir yabancı dil öğrenmek, yaz tatilinin en harika zamanlarını ya da üç yaşındayken bisikletten düşüşünü hatırlamak… İki hafta önce ne yediğini unutman da yine hafızan yüzünden. Hafıza anıları çözümler, düzenler ve oluşturur. Hafızanın birçok türü olduğunu biliyor muydun? Peki, seninle aynı zamanda büyüyüp geliştiğini? Beyninde neler olduğunu keşfetmek ve neden her akşam ders tekrarı yapman gerektiğini anlamak için bu kitabın içine dal
Tolstoy, “Temiz bir kalp, büyüklüğe özenmeyen hassas, ürkek bir zekâ ve olağanüstü büyük bir yetenek,” olarak tanımlamıştı Gogol’u. Petersburg Öyküleri adlı bu kitapta büyük Rus edebiyatçının “Neva Bulvarı”, “Burun”, “Palto”, “Portre”, “Araba” ve “Bir Delinin Notları” adlı altı önemli öyküsü yer alıyor.
"Hayatını incelediğimizde, yeryüzüne rahmet yaymak için gönderilen son elçi olan Hz. Muhammed'in (s.a.v.), insanlığın vicdanını temsil ettiğini rahatça görebiliriz." "Hz. Muhammed'in (s.a.v.) engin affediciliği, hoşgörüsü ve anlayışı çağımız Müslümanlarınca yeterince doğru değerlendirilmiş midir, bilemiyorum! Eğer Hz. Resul yeterince tanınıyor, değerlendiriliyor ve okunuyor olsaydı Müslümanlar, aralarındaki problemlerin birçoğunu çözmüş olurlardı. Dahası radikal okumaların önü de kapanmış olurdu. Dünya b
Bülbül sesiyle huzur bulan bir imparator mu? Peki, bir balerinle kurşun askerin arasındaki sevgi ya da bir bezelye tanesiyle hayatı değişen prenses ilginizi çeker mi? İnsanları mutlu eden bir denizkızı ve sadece çocukların görebildiği kıyafetlerle dolaşan bir kral da burada! Ayrıca Parmak Kız'ın büyük yolculuğu ve garip bir çakmağın büyüleyici aydınlığıyla dopdolu olan bu muhteşem masalların dünyasına girmeye hazır mısınız? Dünyaca ünlü yazar Hans Christian Andersen'in zengin hayal gücüyle oluşturduğu masa
Yıllar önce Türkçe'mizin en görkemli çocuk şairi Fazıl Hüsnü Dağlarca'yı evinde ziyaret etmiştim. Sizler için yazdığı şiirlerinden okumamı isteyince ne kadar heyecanlandığımı anlatamam size! Önce büyük şairimizin birkaç şiirini okudum. Hemen ardından kurşun kalemle yazdığım iki şiirimi çantamdan çıkarıp okudum ve bekledim. Heyecanlı bekleyişimin sonunda, Dağlarca, gözlerimin içine bakarak şunları söyledi: "Çocuğun baktığı yerden bakmalısın hep. Sözcükler gözleriniz olsun. Bazı şiirler büyümemeyi seçerler.
Çocukken hiç masal dinlemeden büyümüşüm. Okuma-yazmayı öğrenince ders kitaplarındaki kısacık masalları okudukça oyun oynamış gibi sevinmiştim. Sevinmekle de kalmamış arkadaşlarıma anlatmaya başlamıştım bu masalları. Zamanla şarkılı küçük bir ırmağa dönüşüverdi masallarım. Bir varmış bir yokmuş, der demez bir yolculuğa çıkardım. Küçüktüm ve hayal ile gerçeği birbirinden ayıramazdım. Masalların gerçek olduğuna inanmamın nedeni de bu olmalı... Şarkılı Küçük Irmak masal edebiyatçımız Mustafa Ruhi Şirin'in yıl
Çocukken masal ile hikâye-öykü arasındaki farkı bilmezdim. Masal ve hikâye türünde örnekler okudukça ayırmaya başladım masal ve hikâyeleri birbirlerinden. Sözlü ve yazılı bir anlatıda uçurtma ipsiz uçuyorsa bu anlatı olağanüstü bir gerçeklik taşıdığı için, masaldır. Bir anlatıda kahramanlar iple havalandırmışsa uçurtmayı, bu sözlü ya da yazılı anlatı gerçek bir hikâyedir. Çocuk okurlar için yazarken yalnızca gerçeği yazmak yeterli değil. Çocuğun gerçekle yüzleşmesi için onu yeni bir yolculuğa çağırıyorum.
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 143 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1