Bugün maddi anlamda nelere sahip olduğumuzun bundan yüzyıl sonra hiçbir önemi olmayacak. Ancak yetiştireceğimiz donanımlı ve yaratıcı nesiller, toplumumuzun temelini oluşturacak. Ben de bu temeli oluşturacak bireylerin eğitimine katkım olsun diye bu meslekte otuz üç yıllık mesleki deneyimin birikimi ile "Öğretim İlke ve Yöntemleri" kitabını kullanımınıza sunuyorum. 2000 ve 2004 yıllarında basılan "Öğretmenliğimi Geliştiriyorum" adlı kitap, bu eserin temelini oluşturmuştur. Bazı bölümler küçük değişiklikler

"Küreselleşen dünya kültüründe medya ve teknolojinin birbirine yaklaşmasıyla beraber dünyayı öğrenme şeklimiz değişmiş ve eğitimin en temel kavramlarını bile anlamak zor hale gelmiştir. Bir yayını sadece okumak artık kesinlikle yeterli değildir; günümüzde çocuklar, gençler ve yetişkinler hem medya kültürünün kendilerine sunduğu etkili ve güçlü imajları eleştirel bir açıdan açıklayabilecek hem de değişik medya araçlarıyla kendilerini ifade edebilecek yeteneklere sahip olabilmelidirler. Medya okuryazarlığı

Bu kitap, yazarın birbirini tamamlayan iki kitabının ikincisidir. Birinci kitap, "Yönetimde İnsan İlişkileri: Yönetsel Davranış" adını taşımakta ve işgörenlerin insanca yönetimi için gereken ilke ve yöntemleri sunmaktadır. Bu kitap ise, insanların çalışmak için bir örgüte girdikten sonra nasıl davrandıklarını tanıtmayı ve üretim davranışlarını verimli kılmak için gerekli ve ilke ve kuralları sunmayı amaçlamaktadır. Giriş Bölümünde Örgütsel Davranış Bilimi tanıtılmaktadır. Birinci Kesim'de ürün üreten insa

Mecaz (Metafor), sosyal gerçeğin, mecazi (metaforik) olarak aktarılması ya da yansıtılmasıdır. Buna "mecazi (Metaforik) anlatım" adı verilir. Bu anlatımda, benzetmeden yararlanarak sözcükleri gerçek anlamları dışında kullanma vardır. Daha açık bir deyimle mecazda (ya da mecazi anlatımda); bir olay ya da gerçeğe iliişkin anlatımın, benzer olana ya da olanlara taşınması ya da yansıtılması söz konusudur. Örneğin bir insana "kurt adam" denmesi, onun kurda benzerliklerinin; kurt gibi güçlü, gizemli, yalnız yaşam

Sınıf yönetimi, öğrencilerin öğrenme yaşantılarına katılmalarını sağlama ve öğrenme yaşantılarına katılmayı engelleyen davranışlarını değiştirmek için öğretmenlerin ve öğretmen adaylarının becerilerle donatılmış olmasını gerektirmektedir. Bu kitapta; eğitim, okul ve sınıf yönetimi; sınıfta öğretim liderliği; olumlu öğrenme ortamı oluşturma; öğrenme için motivasyon; sınıfta zamanın etkili yönetimi; iletişim; sınıf yönetiminde aile ile işbirliği; sınıf yönetiminde istenmeyen davranışların yönetimi adı altınd

Öğrencilerin bireysel farklılıklara sahip olduğunu düşündüğümüzde aslında bütün sınıfların bir çeşit kaynaştırma içerdiği söylenebilir. Her sınıfta yavaş öğrenen, farklı öğrenen, farklı bilgi, beceri ve deneyim düzeylerine sahip öğrencilerin bulunması oldukça doğaldır. Önemli olan bir öğretmen olarak bu gerçeğin kabul edilmesi, bu farklılıkların farkında olunması ve nihayet bu farklılıklara hitap eden bir dersi planlayabilme ve işleyebilme becerilerimizin geliştirilmeye çalışılmasıdır. Bu ise söylenmesi old

Bu kitabın temel kaygısı, ölçmeyi ve bilimi sevdirmek, onun sihirli gücünü sizlere bir ölçüde de olsa, tanıtabilmektir. Kitabın yazımında, bu kaygıya dayalı olarak, sizlere sınıf ortamında temel ölçme bilgi ve becerisini kazandırmanın yanında, öğrencilerinize de küçük uygulamalar yaptırmanız hedeflenmiştir. Birçoğumuzun "sayılara" yönelik yanlış eğitim yöntemlerinden kaynaklanan) bir önyargısı bulunmaktadır. Kitapta ister istemez, ölçmenin gereği olarak formüller vb. yer almaktadır. Ancak. yeni programa d

Okullarda Yaşanan Kişiler Arası Çatışmaları Yapıcı ve Barışcıl Olarak Yönetmek İçin Çağdaş Bir Yaklaşım Bu kitapta kişilerarası çatışmaların doğal ve kaçınılmaz ancak çatışmaların yönetim biçiminin yıkıcı ya da yapıcı olabileceği vurgulanmaktadır. Çatışmaların nasıl görüldüğü ona karşı nasıl tepki verileceğini de belirlemektedir. Burada en kritik öğe çatışmayı algılamak için kullandığımız "lens"tir. Eğer çatışmayı "yıkıcı bir lensle" görür isek onu cezalandırılması, ortadan kaldırılması, uzak durulması ge

Uluslararası ölçekte yapılan araştırmalar ülke olarak matematik eğitiminde çok da iç açıcı bir konumda olmadığımızı göstermektedir. Bu olumsuz durumu iyiye çevirebilmek için eğitime, matematiğe ve matematik eğitimine bakış açımızda önemli değişiklikler eşzamanlı ve bununla ilintili olarak öğretmen yeterliklerinin belirlenmesi bir tesadüf değildir. Yeni gelişmeler öğretmenden beklentilerin gittikçe artmasına ya da farklılaşmasına neden olmuştur. Bu farklılıklarının doğru algılanması girilen reform sürecinin