Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 821 kayıt bulunmuştur Gösterilen 60-80 / Aktif Sayfa : 4
İnsan olarak insani şeyleri, ölümlü olarak ölümlü şeyleri düşünmemizi salık verenlere kulak asmamalı, fakat elimizden geldiğince kendimizi ölümsüzleştirmeli ve içimizdeki en iyi, en yüce şeyle uyum içinde yaşamak için her şeyi yapmalıyız.” İnsan, eksik bir varlıktır. İnsanın hayvanlara kıyasla çıplak, zayıf, korunmasız olduğu ve bu eksikliği gidermek için “teknik”i bulup geliştirdiği söylenmektedir. Teknik bu eksikliği gidermiş midir? Yoksa giderilmesi gereken bir başka ve daha esaslı bir eksiklik mi vardır
Edebiyatla müziğin, kalemle hançerenin ve kelimelerle notaların mezcedildiği bu kitabı kalbindeki o büyük gürültüyü susturabilenlere adamıştım, ithafımın muhatapları değişmedi. Ama kâinatın asıl müziği bizden uzaklaşıyor galiba. İçimizdeki şarkının sesi azaldı. Yine de müzik; inatla, inançla, umutla yoluna devam ediyor. Nasıl diyelim o halde; Perilerin Dili bu umudu köpürten sessiz bir ırmak olsun! Şarkı bitse de müzik devam edecektir...
Yürüyüp harflerin geldiği yöneTutmak varlığın elleriniKelimeleri
“Acaba gizli servisler, birçok kişinin sandığı gibi, devlet içindeki bağımsız bir güç odağı mıdır? Asıl kararları veren ve uygulayan onlar mıdır? Bu sorunun cevabı kesin bir “hayır”dır. Bir ülkede yöneten güç her zaman tektir ve bu, çoğunlukla iktidarda bulunanlar değildir. Siyasal iktidar onların vesayetindedir ve idare eder gibi görünen kimselerden oluşur. Bir ülkede yöneten gücü tespit etmek zordur. Çünkü birçok ülkede bu güç ülke içinde bile değildir. Dünyadaki iki yüz civarındaki bağımsız ülkenin her b
Atom davranışlarını ve atom altı parçalarını, modern bilim deneysel inceleme imkânına sahiptir, ancak deneysel elde ettiğimiz verilerle tasavvur ettiğimiz atom yapısı birçok konuda tutarlı değildir. Modern bilimin terminolojisiyle, atomun yapısı ve tüm işleyişi değil yalnızca geometrisi açıklanabilir. Bu saikten hareketle Burhan Güler, fiziksel gerçekliğin yeni bir bakış açısıyla yorumlandığı çalışma serisinin ilk kitabında "atom geometrisi"ni ele alıyor.
Oğuz yiğitlerinin cengi ve lanetli, baş belası bir devin romanı. "Bütün Türk edebiyatını terazinin bir gözüne, Dede Korkut'u öbür gözüne koysanız, yine Dede Korkut ağır basar." - Ord. Prof. M. Fuat Köprülü "Dede Korkut Romanları" serisinin üçüncü kitabı Tepegöz, Oğuzların kudretli bir beyi olan Aruz Han'ın Oğuzların bilgesi Dede Korkut'a akıl danışmaya gitmesiyle başlar. Aruz Han, yıllar evvel oğlunu kaybetmiş acılı bir babadır. Ve son zamanlarda ortalıkta dolaşan bir havadis sebebiyle fazlaca kaygılanma
Taiap ve Ubıhça nadir bir kuş türü veya ölmekte olan bir mercan kayalığı olsaydı, belki daha fazla insan onların içinde bulunduğu durumu bilir ve endişelenirdi. Ancak dünyanın her yerinde birçok benzersiz yerel dil, daha önce hiç görülmemiş bir hızla ölüyor. Bunu çok az insan biliyor veya önemsiyor. Peki, bu seslere ne oldu? Bu kitap dillerin neden ve nasıl yok olduğunun dramatik hikâyesini anlatıyor... Kaybolan Sesler, bu gidişatın ürkütücü olmanın ötesinde anlamlar taşıdığını savunur. Dillerin kaybolması
Hepimiz büyük bir çaba içindeyiz. Kavuşmak için. Sevgilinin izini sürüyoruz. Bizi ona götürecek işaretler arıyoruz. Yürümek istediğimiz yollardan geçmiş âşıklar, şairler yetişiyor imdadımıza; sözleriyle rehber oluyorlar bize. Gökteki yıldızlar gibi onların mısraları; yönümüzü tayin edebilmemiz, kaybolmamamız için yolumuzu aydınlatıp bizi hakikate yöneltiyorlar. "Sevgi Yukarıdan Gelir"de Hayati İnanç, akıcı üslubuyla zarif bir anlatıcı ve hatırlatıcı olarak edebiyatımızın ustalarının baş döndürücü, ruh açıcı
Peygamber (s.a.v.) sevdalısı ve şairi olan Hassân b. Sâbit'e (r.a.), "Muhammed'i övecek bir şiir oku!" dediklerinde, "Ben sözlerimle Muhammed'i (s.a.v.) övemem, bilakis Muhammed (s.a.v.) ile sözlerimi güzelleştirmiş olurum," demiştir. İşte Herkes İçin Siyer'in amacı, Efendimiz'in (s.a.v.) o bereketli ömrüne yapacağımız yolculukla güzelleşmek, onun hayatından kendi hayatımıza güzel hasletler aktarabilmektir... Bu kitapla umuyoruz ki Allah Resûlü (s.a.v.) hayatımızın her alanına dokunacak ve hiçbir yer kalmay
"Bir kez aşka ulaşanın yitirecek zerresi kalmaz ruhundan başka. İçindeki üstün değere erişme arzusunu keşfeden, aşkın çılgınlığa yönelten kışkırtıcılığından asla vazgeçemez! Aşkın derinliği, yaşamın yüzeyselliğine karşı bir isyandır. Çağına tanıklık eden bir başkaldırıya dönüşür, akabinde de efsaneleşir. Aşka düşmeyegör Diotima, tenini okşayan samyeli gibi zambaklara bile parmak uçlarınla dokunursun. İşte bu hal, yaratmanın anlamını kavrayan sanatçının hoş görülen çılgınlığı kadar içsel ve doğaldır." Ümit Y
"Bütün Türk edebiyatını terazinin bir gözüne, Dede Korkut'u öbür gözüne koysanız, yine Dede Korkut ağır basar." - Ord. Prof. M. Fuat KÖPRÜLÜ "Dede Korkut Romanları" serisinin ikinci kitabı "Boğaç Han", Oğuzların kudretli bir beyi olan Dirse Han'ın herkesçe alaya alınan, horlanan oğlu için duyduğu üzüntüyle başlar. Hanlar hanı Bayındır Han, yakında bir şölen verecektir ve Dirse Han, oraya gidince oğlu sebebiyle diğerleri tarafından küçümseneceğini, onların eğlence konusu olacağını düşünmektedir. Boğaç Han is
Bu böyledir: Bizler insan doğmayız, sonradan insan oluruz. Beşeriyetten insaniyet mertebesine çıkmak bir çabanın ve en nihayetinde de bir lütfun sonucudur. Beşer mütemadiyen yükselmek ve insaniyet makamına çıkmak için çabalar aslında, fıtrat bunu ister çünkü. Bunun yanında dünya ve içindekiler de insanı aşağı çekmek için tüm imkânlarını seferber eder. Hevâ ve heves, nefis ve şeytan, mal ve mülk, tûl-i emel, şehvet, servet, şöhret... Bunların tümü insan olmanın ve o makamda kalmanın önünde birer engel, aşılm
Deneyimlerimizden ruhsal rahatsızlıklarla mücadele ederken her zaman kullanabileceğimiz çok önemli bir araca sahip olduğumuzu öğrendik. Bu araç tek ve benzersiz olan kendi çocukluk öykümü­zün gerçeğini duygusal yönüyle kavrayabilmemiz, duygularımızla ona ulaşabilmemizdir... Fakat yanılsamalardan kendimizi tümüyle kurtarabilir miyiz? Her yaşam yanılsamalarla doludur; bu da, sanı­yorum, gerçek bize çoğu zaman dayanılmaz göründüğü içindir. Yi­ne de gerçek bizim için o denli vazgeçilmezdir ki, ona varamamış olm
Ruh; benzerine, aynadaki yansımasına bakmadan kendisini bilemez. Bedeninize baktığınızda kendinize eğilmiş olmazsınız. Kendilik giyim kuşam, araçlar veya mülklerden oluşmaz. Bu araçlardan faydalanan bir prensipte varlığını sürdürür, bedenle değil, ruhla ilgili bir prensiptir bu. Ruhunuz konusunda kaygılanmanız gerekir, kendine eğilmenin temel faaliyeti budur. Michel Foucault 1984'te ölümünden kısa bir süre önce yeni bir kitap fikrinden bahsetti. Kitabı şöyle tanımlıyordu, "kendilik hakkında farklı makalel
LOZANDA NELER YAŞANDI? Lozan'a giden heyetteki başkan İsmet İnönü hariç hiç kimse, bir zaferle dönüldüğü kanaatinde değil. Türkiye Cumhuriyeti'nin hemen hemen bugünkü sınırının çizildiği Lozan Antlaşması, Türkiye'de antlaşma öncesi var olmayan hangi değeri ya da toprağı kazandırdı? Bu soru Lozan'a "zafer" gözüyle bakanların cevaplandırması gereken bir sorudur. Lozan'da heyetin herhangi bir ihmal veya acziyeti mevcut mudur? Ve bu acziyet neticesinde kaybedilen toprak var mıdır? Bu soru da Lozan'a "hezimettir
Hamal ve ihtimal kelimeleri akrabadır. Entelektüel, ihtimallerin hamalıdır. Her ihtimali düşünmek zorundadır. Popüler şarkılardan sıkılan entelektüeller, nedense, popüler sorulardan ve cevaplardan sıkılmıyorlar. Eğer her ihtimali düşünselerdi, hakikat muamelesi yaptıkları popüler cevaplardan kuşkuya düşer, egemenlerin kültürüne evrensel kültür demeye son verirlerdi... Eğer çevreciler gerçekten bilinçli olsaydı, merkeze "çevre" demekten vazgeçerlerdi... İnsanoğlunun ırkçılık yüzünden ödediği ağır bedellerden
Takım Oyunu hepimizin okuması gereken çok özel bir kitap. Her birimize, günümüzün yeni dünyasında nasıl liderlik yapacağımızı öğretiyor." Eski ABD Senatörü Bill Bradley Takım, birbirine, bir lidere ve bir fikre bağlı, küçük veya büyük herhangi bir gruptur. Milyonlarca yıldır insanlar, dinî, etnik, politik, hatta müzikal takımlara katılmışlardır. Bu bizim doğamızdır. Bütün bu takımlara kim önderlik edecek? Web inanılmaz şeyler yapabilir, ancak liderlik sağlayamaz. Bunu aynı sizin gibi bir şey içi
MIRILDANMALAR İçimden dedim, beraber yürüyelim olur mu Varsın gemilerimizi taşıyamasın sular Varsın yarı yolda uyuya kalsın Bize gönderilen bahar... İçimden dedim, beraber yürüyelim olur mu Varsın gölgemiz olsun hüzün Dilediği gibi uzatsın can evimize ayaklarını Varsın annemiz olsun tütün Hayat daha sert vursun yumruklarını. İçimden dedim, ilmeği kaçmış bir hayat bizimkisi Nedir alnımızdan öpmek için izimizi süren Kalmış mıdır kalesi düşmüş bir şehrin cazibesi Nedir yalnız bize yakışan bu serüven. Bu serüve
Acıyla gülümser İbrahim´in şiiri. Ne gösteriş, ne riya. Onun şiiri, parıldayan bir diş, buluttan sıyrılan güneş, kabuğu kalkmış yara, bir günahtan arta kalan pişmanlık, dumanı üstünde bir bardak çay, ne varsa yani kendiliğinden ve açık, işte öyle. Onun şiirlerini okurken aniden sesler kesiliyor, ortalığı derin ve hüzünlü bir sükut kaplıyor. - Mustafa Kutlu, Yeni Şafak - İbrahim Tenekeci var, şair. Tenekeci, şiirden uzaklaşmış bir çok insanı şiire döndürebilecek bir kaleme sahip. - Haşmet Babaoğlu, E Edebiya
Niçin İbrahim Tenekeci'nin şiirlerini okuyoruz? Birincisi, başarılı ve benzersiz bir şair. İkincisi, samimi. Tenekeci, hem sözden taviz vermeyen, hem de ses ve müzikaliteyi önceleyen bir şair. Sürprizli Üç Köpük çıkışından sonra şiir dilini daha da geliştirdi ve "işte budur" diyebileceğimiz bir ses tonu yakaladı. İyi bir şairin yazdığı iyi bir nesri okuduğunuzda da bu ses tonunu duyarsınız. Elimde şimdi, İbrahim Tenekeci'nin Son Düzlük kitabı var. Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz artık: Karşımızda sadece iy
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 821 kayıt bulunmuştur Gösterilen 60-80 / Aktif Sayfa : 4