ÖN SÖZİçerdikleri unsurlar dikkate alındığında Azerbaycan Edebiyatında çok önemli bir yere sahip olan 1960 Nesri (Yeni Nesir) eserlerinin, sosyalizm realizmi çerçevesinde verilenlerden farklı oldukları ortaya çıkmaktadır.Bu dönemin eserleri ve yazarlarına yönelik eleştiriler göz önüne alındığında, hikâye ve romanların neden Yeni Nesir, yazarlarının da Yeni Nesil olarak adlandırıldıkları daha iyi anlaşılmaktadır.Yeni Nesir´i, sosyalizm realizmi (sosyalist gerçekçilik) anlayışı ile eserler verilen dönemden ay
Dede Korkut kitabı keşfedildiği günden itibaren Türkoloji üzerine çalışmalar yapan Türk ve yabancı bilim adamlarının sürekli gündeminde olmuş bir eserdir. Bu destansı hikâyeler üzerine yapılan her araştırma, gizli kalmış bir hazinenin sırlarını ortaya çıkarmaktadır.
Türk dünyasının en büyük ortak edebî miralarından biri olan dede Korkut Kitabı, son dönemlerde modern metin yazarlarının sık sık başvurduğu bir kaynak kitap haline gelmiştir. Dede Korkut Hikâyeleri romanlara, hikâyelere, şiirlere ve tiyatro ese
Türkiyede Arap Edebiyatı Tarihi ile ilgili olarak, çeşitli Üniversitelerin Sosyal Bilimler Enstitülerinde birçok Yüksek Lisans ve Doktora çalışması hazırlanmış, ancak bunların tamamına yakını bu enstitülerin raflarında kalmış ve yayınlanma imkanı bulamamıştır. Çeşitli dergilerde yayınlanan makale türü araştırmaların ya da Arap Edebiyatının belli konularını ele alan kitapların dışında, Arap Edebiyatı Tarihi alanında kitap olarak yazılmış veya tercüme edilerek yayınlanmış belli başlı eserler, tespit edebildiğ
Türkiye Türkçesinin tarihî şekli olan Eski Anadolu Türkçesi dönemi XII. yüzyıldan başlayıp XV. yüzyılın ortalarına hatta XVI. yüzyıla kadar devam eder. Oğuzcanın en eski şekli olan ve yaklaşık dört yüzyıl devam eden bu dönem, Türk dili tarihi için çok önemli bir dönemdir. Bu önemden dolayı son zamanlarda bu dönemle ilgili çalışmalarda büyük bir artış olmuş, çok sayıda yüksek lisans ve doktora tezi hazırlanmış; kitap, ders kitabı, kitap bölümü ve makale yazılmıştır.
Üniversitelerin Edebiyat ve Fe
Çağatay Türkçesinin kurucularından ve klasik Çağatay şiirinin öncülerinden biri de Yusuf Emirîdir. Ali Şir Nevâî (1400-1465) öncesi döneminin temsilcilerinden ve Sekkâkî, Lutfî, Atâî, Hocendî, Seyyid Ahmed Mirza, Haydar Harezmî, Yakînî, Ahmedî ve Gedâînin çağdaşı olarak da bildiğimiz Yusuf Emirînin güçlü bir şair olma özelliğinin yanında, manzum-mensur karışık olarak yazdığı Beng ü Çagır adlı eserinden dolayı nasir olma özelliği de vardır. O, Türklük Bilgisi dünyasında Divan, Deh-name ve Beng ü Çagır adlı e
Klâsik Türk edebiyatının oluşması yüzyıllarla ifade edilebilecek bir dönemi kapsar. Böylesine geniş bir zaman diliminde yaşanmış bir edebi kültürün tanınması, o kültürün yansıdığı eserlerin tanınmasıyla mümkündür. Kültürel birikim zaman, mekan ve insanla adeta bütünleşmiştir. Öyle ise yüzlerce yıllık bir tarih, bu tarihin yaşandığı bir coğrafya ve bu toprağın kültürünü oluşturan insan, yani Osmanlı tanınmadan Osmanlı kültürü tanınamaz. Edebi metinler, bizlere bir hayal adamı olarak tanıtılan Osmanlının gerç
Erzurum, Türk kültür ve sanat hayatının önemli merkezlerinden biridir. Yetiştirdiği edebî ve tarihî şahsiyetlerle adından sık söz ettiren şehir, Âşık şiiri geleneği içerisinde özellikle Sümmânî tarafından temsil edilmektedir. Sümmânî, Âşık şiiri geleneğinin mihenk taşlarından biri olduğu için; bu edebiyat türünde onun ayrı bir yeri vardır. Ne var ki o, son yıllara kadar araştırmacılar tarafından hep göz ardı edilmiş ve gerekli ilgiyi görmemiştir.Sümmânî hakkında zamanında geniş bir çalışıma yapılmadığı için
ÖN SÖZErzurum´u anlatmaya onu dillendirmeye kelimeler kâfi gelmeyecek biliyorum; ama kaidedendir her kitaba bir ön söz yazmak diye bizde yazdık bir ön söz. Asırların eskitemediği bir mana denizi ilimler yurdu Erzurum ta eski çağlardan beri yerleşim görmüştür. Devletlerin alınması için mücadele ettiği, uğrunda nice canların şehitlerin verildiği kutsal bir beldedir Erzurum. Hanları, hamamları, medreseleri ve tarihe ışık tutan mekânlarıyla yüzyıllarca cazibe merkezi olmuştur bu ulvi diyar. Doğunun Paris´i unva
Vicdan kavramını günlük dilde sıkça duyuyor, kullanıyor ve okuyoruz. Bu kelimenin kavrama dönüşmesi için de zihnimizde onu tasavvur ediyoruz. Vicdan nedir? diye sorular soruyoruz.
Vicdan hakkındaki bilgimiz vicdan kavramı sabit kalması şartıyla zaman zaman değişebilir. Bu diğer kavramlar için de geçerlidir. Bu değişikliğin nedeni vicdan kavramı değildir; bizim algı, hayal, akıl, duygu gibi zihin faaliyetimizi etkileyen nedenlerdir.
Bu çalışmada vicdan kavramı üzerine ne düşünüldüğü
Toplam 89 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 80-100 /
Aktif Sayfa : 5
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.