Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 903 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Geçmişin hayaletlerinden kurtulabilmek... Ya da bir gün yeniden dirilmeleri umuduyla toprağı kazıp en derine gömebilmek onları. Yaşananları, bir daha geriye bakmamak üzere unutabilmek... Ta ki anılar belleği zorlayana, eller kaleme kendiliğinden uzanana dek. Jorge Semprun, Buchenwald Toplama Kampı'nın bacalarından tüten yoğun gri dumanın gölgesinde, yirmi yaşındaki gözüpek militan Semprun'a bakıyor. Zaman, mekân ve acının büründüğü farklı şekiller arasında derin yarıklar açarak ilerliyor; orada bir yerl
Devrimci anı yazımı yaygınlaştıkça Anadolu’nun dört bir tarafında yürütülen sosyalist mücadelenin sayısız adsız neferleriyle tanışıyoruz. Bazı yayınevlerinin konuyla ilgili gösterdiği yakın ilgi ve özen sayesinde hatırı sayılır bir külliyat oluşmaya başladı. Okunanları zihninizde harmanladığınızda sınıf çalışmasında, anti-faşist mücadelede, kadın çalışmasında, kent yoksulları içerisinde, gençlikte, yoksul köylülük içinde sayısız devrimci neferin ayak izlerini, dokunuşlarını görürsünüz. Bir işçiyi sosyalizml
Tükendi
Kardeşler, sevgililer, arkadaşlar arasında kökleri derine giden ve asla dillendirilemeyen kırgınlıklardan, acılardan beslenen yalnızlık öyküleri bunlar. Kocasının beğeneceği bir yahni pişirmenin peşinde hayatını harcayan kadınlar, yıllarca beraber yaşadıkları halde birbirine yabancı çiftler, uçurumun kıyısında süren ilişkiler, cinayet ve intihar arzusuyla gölgelenmiş hayatlar, ölüme doğru koşulan bir ömrün anlamını sorguluyor. Derya Sönmez ilk öykü kitabı Sırça Kanatlar'da narin kanatlarıyla kendi yaratt
Geçmişin hayaletlerinden kurtulabilmek... Ya da bir gün yeniden dirilmeleri umuduyla toprağı kazıp en derine gömebilmek onları. Yaşananları, bir daha geriye bakmamak üzere unutabilmek... Ta ki anılar belleği zorlayana, eller kaleme kendiliğinden uzanana dek. Jorge Semprun, Buchenwald Toplama Kampı'nın bacalarından tüten yoğun gri dumanın gölgesinde, yirmi yaşındaki gözüpek militan Semprun'a bakıyor. Zaman, mekân ve acının büründüğü farklı şekiller arasında derin yarıklar açarak ilerliyor; orada bir yerlerde
Tükendi
İngiliz aristokrasisinin pek muhterem üyelerinden Lady L., sekseninci yaş gününde şehvete, hırsa ve tutkunun tüketici karanlığına dair bir hikâye anlatmaya karar verir. Mezara götürülmesi gereken büyük sırlar ortaya saçılır; mücevher kutuları, kilitli kasalar ve mühürlü kalplerde unutulmaya yüz tutan ihtimaller bir bir su yüzüne çıkar. Soylu unvanlardan, şatafatlı giysilerden deri değiştiren bir yılan misali soyunan bu geçmişte, Paris sokaklarını yarı aç yarı tok, yalınayak arşınlayan âşık bir genç kadın t
Türkiye'de cezaevlerinin tarihi baskı ve zor kadar direnişlerin de tarihidir. 2000'de gerçekleşen 19 Aralık Katliamı ve Ölüm Orucu Direnişi bu iki dünyanın kıyasıya çarpıştığı, sonuçları ve etkileri bugüne dek uzanan belirleyici bir tarihsel kesit; Lale Çolak ise insanca bir yaşam için bedenini ölüm olasılığının üzerine kararlılıkla süren onlarca devrimciden biridir. Kavgasının şehri İstanbul sokaklarını zihinsel yolculuklarla tabana kuvvet adımlayan, çiçeklerin kokusunu, gökkuşağının tüm renklerini sansürl
Jacques Rancière, geçmişten bu yana çeşitli deneyimler ve karşılaşmalardan hareketle, arşivlerde saklı belgeler ve yeniden yorumlanmayı bekleyen kâh edebi kâh sinematografik anlatılar ışığında, ütopyanın temelindeki dürtüyü, karşı konulmaz arzuyu mercek altına alıyor: halka, halkın ülkesine doğru yolculuk. Burada halk sosyoekonomik bir kategori değil kesinlikle, otantik bir ütopya diyarında yaşayan muhayyel bir toplumsal gövde. Diyar ise gerçekte hiçbir yerde var olmayan bir uzak ada değil örneğin. Tam ters
Ormanın kuytularında boğuk uğultularla yol alan kana susamış kurtlar, teskin eden ninniler, ölgün ezgiler, kara talihe karşı her an tetikte beklemeyi öğütleyen soluksuz fısıltılar, doğum sancısı çekerken etrafa vanilya ve toprak kokuları yayan kadınlar, kesilen parmaklar, koruyucu gölgeler ve atadan kalma bir mavnayı karanlık nehir sularından koparan, toprağa kök salmaya yazgılı bir aile... Sylvie Germain Gecelerin Kitabı'nda büyü ile gerçeğin, puslu bir geceyle günlük güneşlik bir tarlanın, tatlı hayallerl
Tükendi
Ruby köyü, özgürleşmiş kölelerin torunlarının kurduğu, son derece korunaklı, katı kurallarla yürüyen, yarım yüzyıldır kendi kendine yetebilen bir "cennet"tir. Fakat Sivil Haklar Hareketi'nden Vietnam Savaşı'na, karşı kültürden kuşak çatışmasına, '60'lı yılların bütün çalkantıları Ruby erkeklerinin huzurunu kaçırmaya başlar ve kadınlar her zamanki gibi günah keçisi ilan edilir. Sonuç ise kaçınılmazdır; tesadüfi gibi görünen çıkışlarla giderek köyün yakınlarındaki Manastır'a sığınan kadınlara karşı harekete g
Tükendi
Nobel ödüllü André Gide'in ilk büyük edebi başarısı olarak kabul edilen Dar Kapı, otobiyografik paralelliklere rağmen yazarın edebi arayışlarının ürünüdür: Din, ahlak, aşk, fedakârlık, erdem arasındaki geçişkenlikler üzerinde yükselen eser nihayetinde, geleneksel trajedinin yepyeni bir zeminde inşasına varır. Uhrevi yolların, zoru seçmenin erdemine vurgu yaparken girdiği dolambaçlı yolda hayatı ve dolayısıyla düşünceleri doğallığında dindışı bir alana doğru serpilten, bu yönüyle bir büyüme öyküsü olarak da
Tükendi
André Gide'in ölümsüz eseri Pastoral Senfoni, kör bir kızın doğayı, hayatı ve duyguları algılayışının keskinliği ile bir pastörün, aldığı teolojik eğitim sonucunda görev belledikleri ile hissettiklerinden doğan çelişkinin; maddi ve manevi körlük ile günah arasında sıkışmış varoluşların anlatısıdır. Bu insani çelişkiler yumağında duyguların gerçek doğasını barındıran kalbin aldattığı yalnızca din adamı değil, kişiyi her seferinde haklı çıkarmaya çalışan mantıkî akıl yürütmenin ta kendisidir. Hegel, Rousseau,
Antolojiya Edebiyata Kurdî, bi vî beşê xwe yê duwemîn, asoya Ziman û Edeba Kurdî berfirehtir dike. Di vî beşî de rengînî û pirdengiya edebiyata kurdî şênbertir dibe û yekcar vediguheze okyanûseke edebiyatê ya kûr û bêbinî; ji rohilatê welêt bigire heya roavayê welêt; çi bakur û çi jî başûr; rûpelên antolojiyê; bi nivîsên zaravayên kurdî yên, kurmancî, dumilî û soranî tên dagirtin. Agahiyên ku di navê de ne, me hildide ser milên xwe û me dibe li nav welêt û carina jî sirgûniyê vedinişîne; geh dike mêvanê xem
Tükendi
Heke meriv rewşa zimanê kurdî ya sedsala bîstemîn bîne ber çavan; hingê meriv dibîne û têdigihe ku pêrgî gelekî astengî, qedexe û zordariyê hatiye, tevî vê yekê jî meriv lê dinihêre ku nivîskar û şahîrên kurdî, di her şert û mercî de, bêrawest, di nava geremol û dijwarî; di bin gef û tehdîdên hewçend giran yên serdestan de her berhem afiandine û her weha nîşan dane ku zimanê kurdî bi qîma xwe tê û ew ne kêmî zimanên cîran û biyanan e. Uzun, di destpêka sirgûniya xwe de, wextê ku yek ji gerînendeyên kov
Tükendi
Welê dixuye û tê zanîn ku xebat û tevgerên edebî yên Mehmed Uzun, bi qasî romannivîseriyê di warê lêgerîn û lêkolînên edebiyat û çanda kurdî de jî berbiçav in. Destpêka Edebiyata Kurdî, di warê lêkolînên edebiyata kurdî de gaveke hûr û kûr û nûjen e. Mehmed Uzun di vê kurtelêgerê de, li ser edebiyat, nivîskar û şahîrên herçar parçeyên kurdistanê yên xuyayî û nexuyayî ne radiweste û bi zimanekî sade û herikbar yê edebî qala wan, xebatên wan û berhemên wan dike. Edebiyata Kurdî mixabin ku gelekî wext her êş
Tükendi
Metin odaklı eleştiri kuramının Türkçedeki ilk temel yapıtlarından biri olan Yazınsal Metin Üstüne Araştırmalar gözden geçirilmiş baskısıyla kırk beş yıl sonra yeniden okur karşısında... Geleneksel Eleştiriden Yapı Kavramına – Yazınsal Göstergebilim ve Yazınsallık Sorunları – Metinsel Çözümleme ve Okuma Birimleri – Yazınsal Metinde Dil ve Çoğulanlamlama – Yazınsal Metinde Dış Gerçeği Arama Yüzeyselliği çevresinde biçimlenen çalışma göstergebilim terimleri açısından da yenilendi. "Özyaşamdan kayn
Tükendi
Ferhat Eroğlu, ilk öykü kitabı Göçenlerin Ardı Kapı Duvar'da, yaşamları tarihin sayfalarına geçmeyen, kayboluşlarının izi dahi bulunmayan karakterlerin peşinde dolaştırıyor okuru. '90 sonrası Türkiye'sinde, Ankara'nın varoşlarında, şehrin bağırsaklarında geçen bu öyküler, yazarın tarihçi yönünün de etkisiyle, tarihe ve yaşadığımız topraklara farklı aynalar tutuyor. "Ne yaşadıkları acı hayat hakkıyla anlaşılabildi, ne ölümleriyle ilgili tutulan evraklar önemsendi, ne de arkalarında palamut çarşafından gayri
Tükendi
İki düş-ülke arasında yüzyıllardır süregelen alegorik bir savaş ve ülkeleri birbirinden ayıran, her an köpürmeye namzet bir deniz... İlan edilmiş ancak belirsizliklere gebe mütereddit bir ateşkes neticesinde çöken durgunluğun özümsenişinin, bir gözlem kulesinin heybetli suskunluğunun seyridir Sirte Kıyısı. Yayınlandığı yıl Julien Gracq'a reddedeceği Goncourt Ödülü'nü kazandıran bu lirik ve gerçeküstü anlatı, edebiyat otoritelerince İtalyan edebiyatının başyapıtlarından Dino Buzzati'nin Tatar Çölü
Belli bir konjonktür içinde yaşanan gelişmeler karşısında olumsuz bulduğu bir gidişata müdahale etme ihtiyacı duyan ve buradan kendine görev ve ödevlerin yanı sıra birtakım payeler de çıkaran etkin hatta partizan bir filozof: Louis Althusser. İçinden çıkılmaz derece karmaşık, birbirini tutmaz adreslemelerle, kimisi var ki dile pelesenk olmuş birtakım kavramların yerini yurdunu saptamaya ve böylece metinleri okumanın yol yordamını bulmaya çalıştığımız uğrak bir mahalleye benzetebiliriz yazdıklarını. SSCB t
"Artık diğer insanların varlığına, onları kovmak için bile olsa tahammül edemiyorum." ... Kapı duvar. Mecazen değil, apaçık duvarlaştırılmış bir kapı önümüzdeki. Bir kapı-duvar, kapkara. Karalığın ardında karanlık, karanlığın içinde de kendi sürgününde olan biri var: James Darke. Dünyayla tüm bağlarını koparmayı arzu eden bu huysuz münzevi, yalnızca kitapları ve "yaşlılık defteri" diye adlandırdığı günlüğüyle vakit geçiren, başka hemen her şeyden nefret eden eski bir edebiyat öğretmeni. Hisle
E. M. Cioran iflah olmaz, soluk kesen üslubuyla bütün fanatizmleri, inançları, dinsel ya da politik imanları yine yerden yere vuruyor: Kimi sayfalar bazı kaçış yollarını imlese de, ilerleme bir kurmaca sürüsüne, tanrı hastalığa, umut ise "uçurumun kenarında körebe oynamaya" dönüşüyor. Cioran felsefeyi şeylerin "nafileliğinin algısı" olarak ortaya koyarak edebiyat dahil her türlü yanılsamaya karşı giriştiği mücadeleyi ölüm, çöküş, nafilelik, ıstırap, öznel varoluş üzerine aforizmalarla sürdürürken ilk s
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 903 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1