Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 317 kayıt bulunmuştur Gösterilen 300-320 / Aktif Sayfa : 16
Her toplumun kendine özgü masalları, destanları, masal kahramanları vardır. İnsanların hayallerini, arzularını, sevinçlerini, öfkelerini, sitemlerini ve sevgilerini insanlığın hayal gücüyle süsleyerek size getiriyoruz. Dünyanın dört bucağından masallar dizimizle sıkılmadan defalarca okuyabileceğiniz, yepyeni ve eğlenceli maceralara davet ediyoruz. Güçlü anlatım ve ayrıntılarla hayal gücünüzü ve yaratıcılığını zenginleştirecek bu masallarla yeni bir dünyanın kapılarını aralayın!
Tükendi
Üniversitede Cadı Avı bir döneme ışık tutuyor. 1940´larda Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi´nde Pertev Naili Boratav, Niyazi Berkes ve Behice Boran´ı tasfiye etmek amacıyla çok yönlü yürütülen bir kampanyanın öyküsünü anlatıyor. Bir yandan 1940´ların genel siyasi yönelimlerine değinirken diğer yandan bu dönemin yayınları, kişileri olaylarıyla ilgili ayrıntılara yer veriyor. Eklerde dönemin Ankara Üniversite Rektörü Şevket Aziz Kansu´nun Dil-Tarih´te uğradığı saldırı sonrası verdiği polis ifadesi ve P.N. Borat
Tükendi
Burjuva hukuku, mevcut haliyle, öncülleri olmayan bir çözümler bilimi, soruları olmayan bir cevaplar kitabıdır; yanıt veremeyeceği soruları sormaz. Burjuva hukukunu belirleyen ilişkiler ancak onların gizlenme biçiminde varolabilir. "Diğer yandan, burjuva hukukunu belirleyen ilişkilerin gizlenme biçimini ifşa etmek, kendiliğinden, ´daha iyi´ bir hukuku yaratmaz. Çalışma, şu haliyle, ne daha iyinin formülasyonu peşindedir ne de burjuva hukukunu oluşturan pratikleri görmezden gelme çabası içerir. Aksine, elini
Tükendi
Elinizdeki kitap Aleviliğin, Türkiye’nin toplumsal ve siyasal dokusunda farklı zamanlarda farklı anlam ve içeriklerle nasıl var olduğunu anlamaya çalışan bir çaba sürdürüyor. Bunu yaparken Alevilik denen inanç, zihniyet ve yaşam tarzlarının siyasal süreçlerde adlandırılma ve anlamlandırılma tarzlarına bakıyor. Çalışma, Aleviliğin, bir tür ‘kimlik’ inşası olarak, Türkiye’nin farklı dönemlerindeki farklı siyasal süreçlere eklemlenerek, birbirinden farklı ‘Aleviliğin özü’ söylemleri geliştirdiğini iddia ediyo
Tükendi
1-Emek süreçlerinde taşeronluk ve tuzla tersaneler bölgesi örneği Nevra Akdemir 2-paşabahçe işçileri anlatıyor: "hayır" diyebilenlerin öyküsü Yasemin Özgün Çakar & Kumru Berfin Emre & Çağdaş Ceyhan 3-Buldan'da dokumacılık kültürünün birikimi ve sözlü tarihi Maya Arıkanlı özdemir & Besime Şen & hakan Koçak 4-Özelleştirmenin toplumsal cinsiyet açısından değerlendirilmesi: Tekel örneği Gülay Günlük Şenesen & özgün Akduran 5-Dışsal taylorist denetiminden içsel "Rıza"nın inşasına: Örgüte bağlılık, iş doyumu Fatm
Tükendi
1889 da Afyonkarahisar da doğan Mehmet Şükrü Bey, yüksek öğrenimini tamamladığı 1912 yılından itibaren hukukçu gazeteci ve politikacı olarak Osmanlı İmparatorlugundan Cumhuriyet geçişin önemli aktörlerinden biri oldu. Afyonkarahisarda milli mücadeleyi örgütledi. Sıvas Kongeresine katıldı. Ve Büyük millet Meclisinde Afyonkarahisar milletvekili olarak görev yaptı.Ekonomik olarak liberal görüşleri savunmakla birlikte,Türkiye Halk İştirakiyan Fıkrasına katılan Mehmet Şükrü Bey, politik olarak sol- milliyetçi bi
Türkiye’de siyaset belirli kalıplar, kamplar, kavgalar üzerinden sürdürülüyor. Yıllar, onyıllar geçiyor, tartışmalar değişmiyor. Kimse, içinde bulunduğu kalabalıktan bir an için sıyrılıp dışarıdan bakmaya ve dışarıdan görünenin aksaklıkları üzerinde konuşmaya cesaret edemiyor. Türkiye’de sol hareketlerin sözcüsü olarak görünen geleneksel siyasal yapılar, sol hareketlerin doğal sınıfsal tabanına dayanmıyor. Tam tersine, devlet kurmuş bir geleneğin, bu anlamda ‘merkez’in temsilcisi kökeninden geliyorlar ve
Tükendi
İçinde çelişkilerle birlikte nice zenginlikler taşıyan bin yıllık bir kentin, Konya´nın çekilmiş ilk röntgen filmi olmalı bu kitap diye düşünüyorum. Umuyorum bu çalışma zamanla başka kişi ve kurumlarca da geliştirilip sürdürülecektir.
Tükendi
Zeki Öktenin Türkiye sinemasındaki diğer birçok yönetmenden en belirgin farklılığı, yönetmenin filmlerine konu ettiği olaylara, insanlara, topluluklara ve tarihsel dönemlere sosyolojik, kimi zaman da antropolojik bir bakış açısıyla yaklaşabilmesinden kaynaklanmaktadır. Ökten, özellikle bazı filmlerinde sinemayı, yaşadığı ülkenin, toplumun ve dönemin bütününün ya da bir bölümünün tarihsel/toplumsal ya da ekonomik bir modelini kurmanın aracı olarak kullanır. Adeta iyi tanıdığı toplumu daha iyi anlamak ve anla
Tükendi
Milli Görüş Hareketinin ve aktörlerinin inişli-çıkışlı, serüveninin içinde gizlenen sorunsalları, ‘siyasal olan’ın yol göstericiliğinde tartışırken, siyaset bilimi alanında çok sık gözlemlediğimiz bir açmaza düşmemekte, Hareketi ve aktörlerini topluluktan, insan unsurundan, günlük yaşamdan ve sistemden soyutlayarak incelememektedir. Tersine, Çınar, Hareketin ve taşıyıcı örgütlerin rolünü, anlamını ve önemini hem kendi kişisel tarihimiz hem de siyasal sistemimizin tarihi ışığında, dahası, global sızmalarla i
Tükendi
Buenaventure Durutti´nin cenazesinde ağlayan kadın, Lenin için de ağlamış mıydı bilinmez ama isimleri 20. yy tarihinin iki yenilmiş devrimini simgeleyen bu iki devrimci kahramanın ölümlerinden çok daha fazlası için ağlayabiliriz biz. Geldikleri şekliyle Rusya ve İspanya devrimlerinin yenilgileri (Almanya sürecini de unutmamak gerekir) dünya devrimi tarihinin ağır politik hasar ve erteleme sonuçları veren episodları olmuştur. İçeride bu devrimlerden birinin yenilgi yada agoni öyküsünün nedenlerini öğrenmeye
Tükendi
Toplumun nasıl işlediği, göreli istikrarın nasıl sağlandığı, aynı zamanda toplumun değişmeyi ve gelişmeyi nasıl sağladığı üzerine çalışan herhangi bir kişinin karşısına kısa bir süre sonra Antonio Gramsci'nin popülaritesi giderek artan yapıtı çıkacaktır. Gramsci'nin, Marksizmin yeni paradigmasıyla olan yakın ilişkisi ve düşüncelerini çağdaş siyasal gelişmelere nispeten dolaysız bir şekilde uygulama olanağı, Gramsci'nin terminolojisine ve kuramına yapılan göndermelerin çağdaş literatürde artık bolca bulunduğ
Tükendi
Sermayenin Adaleti, bugünlerde, siyasette ve akademide pek de itibar görmeyen bir toplumsal sınıfı, emeği, pek de itibar görmeyen bir coğrafyada, azgelişmiş bir ülkede, Türkiye´de ve pek de itibar görmeyen bir yöntemle, ekonomi politik yaklaşımla incelemeyi amaçlamaktadır. Kitap, üç bölümden oluşmaktadır. "Emek Sürecinin Örgütlenmesi" adını taşıyan birinci bölümde, Türkiye´de son dönem emek süreci örgütlenmesi ve bu konuda yapılan çalışmalar incelenmektedir. "Bir Baskı Aracı Olarak Emek Piyasası" adını ta
Tükendi
Sermaye Birikiminde Zorunlu Bir Uğrak Olarak Kriz Sınıf: Analiz İçin Bir Tasnif Aracı Değil, Dönüştürücü Bir Özne Marxın Yapıtlarında Yabancılaşma Sorunsalının Tarihsel Gelişimi Teknoloji, Kimlik ve Beden Hakkında: Bir Yaklaşım Önerisi Devrim-Düzen İkileminde Osmanlı Aydını Cumhuriyetin Kuruluş Döneminde Köycülük Tartışmaları Uygarlık Kavramına İki Farklı Bakış: Norbert Elias ve Cemil Meriç Üzerine Karşılaştırmalı Bir Çalışma Toplumsalın İçinde Kurgulanan Öznenin Kendini Dile Getirme İmkanlar
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 317 kayıt bulunmuştur Gösterilen 300-320 / Aktif Sayfa : 16