Ağladım kimi zaman gecenin karanlığında. Kimseye göstermedim, bir ay ışığına gizledim hüzünlerimi ve yüreğime akıttım gözyaşlarımı.
Dişlerimi sıkarcasına ağladığım zamanlarım çok oldu, ağlamaktan yastığımı ıslattığım zamanlar... Kimseye anlatmadım, anlatamadım kendimi. O yüzden yaşadıklarımı bir ben bilirim, bir de Rahman...
Dua dua O'na döküldüm secdelerde. Gecenin karanlığında bir ay ışığına gizlerken hüznümü, gözyaşlarıyla sabahladım ve sonrasında mutluluk maskemi takıp devam ettim hayata.
Görenler hep
Ertelenen hayatlar gördüm
Tamamlanmamış deneyimler.
Eskimiş roller,
Eksik sözler...
Tanımsız rüyalar dinledim
Tanıdık bahaneler.
Nedenlerin kuruttuğu düşler
Bir soru işaretine asılı kalmış.
Geçmişi geleceğe taşıyan eller gördüm
Solgun tenli, kirli beyaz...
Yaşaran gözler,
Bir düşün en heyecanlı yerinde.
İstemeyi istemek ne demekti,
Bütün sevinçlere layık olduğunu bilmek?
Sordum akşam ezanına beş kala kalabalığa:
"Hayatınızın öznesi kim?"
Aslı Hatice Ersoy'un dizeleri, kendi yaşamından sizlere yansıyan ı
Ergenleri ve sorunlarını son yıllarda sık sık konuşuyoruz.
Peki bu konulara aileler ve toplum olarak ne kadar gerçekçi yaklaşıyoruz? Ergenlik dönemi gerçekten sorunlu
mu? Yoksa sorun olarak mı görülüyor?
Bu kitapta, geleceğimiz olan gençlerimizin yaşadığı sorunları ele almaya çalıştık. Bazen "ergen" diye etiketleyip
dinlemediğimiz ve saygı duymadığımız, bazen bilerek ya da bilmeyerek kendi korku ve endişelerimizi
aktardığımız gençlerimizden umut içinde olmak, biraz da boşa kürek çekmek değil mi?
Yazar bu kitabında diğer iki romanının çizgisinden çıkarak; Geçmişin karanlıklarında unutulmaya yüz
tutmuş olan yaşanmış anıları kaleme almış ve okuyucularını bazen gülümsetip bazen de hüzünlendirerek gerçek
hayatlarda, bir bakıma kendi mazilerinde yolculuğa çıkmaya davet ediyor...
Gece zifiri karanlık, yağmur yağıyor, mübarek gök delinmiş gibi ara vermeden yağıyor. Asya iki
kuzusuyla sığındığı kovuktan çıkamıyordu. Ama bir an evvel oralardan uzaklaşması gerektiğini biliyordu...
Delikanlı sabah erkenden uya
"Bir rivayete göre; dünyada bir çocuk gülümsediğinde bütün evrendeki diyarları huzur ve güzellikler kaplarmış.
O çocuk üzülüp bütün kalbiyle yardım dilediğinde ise onu dünyada var olan kötülük ve çirkinliklerden koruyup
tekrar mutlu etmek için bir doktor yıldız dünyaya inermiş. Çünkü aslında çocuklar da yeryüzündeki en parlak
yıldızlarmış..."
Çıkmak üzere olduğunuz bu yolculukta; dahi bir çocuğun, evrende var olan farklı diyarlardaki zorlu maceralarına
şahit olacaksınız. Bu diyarlarda arkadaşlarıyla en zorl
Gün doğdu, gün battı. Yola çıktık, menzil bize vardı. Vatan sözcükleri kaleme, kalem de gönle dolandı. Rüya ya
bu, kimi gerçek bildi kimi hayal saydı. Az da gitmedik, uza da varmadık daha. Ahalinin ahvalini, devletin
selametini kutsal bilip de edep edindik, dile terbiye verdik. Sözün önü de arkası da yerli yerini bildi, bizde her
zaman. Kelam kaleme düşüp de imlasına uydu, gönül akla uyup makamını buldu. Ama hiç vazgeçmedi nefis de
nefes de mücadelesinden. Gözden dökülen gözyaşını kıymet bilip kolay dökmedi
Karanlık sinsi bir bitiriştir hayat, yakın ışıklarınızı. Hayat siyah beyazdan ibaret değil yaşamayı bildiğiniz sürece
rengârenktir. Her gün mavi, kırmızı ve daha birçok renk katın hayatınıza. Bir şiir yazmadan, bir gönüle
konmadan, güzel bir kalbe sahip olmadan göçmeyin bu dünyadan. Kimse güzellikleri sunmaz size. Siz güzelseniz
her şey güzeldir. Kalbinize sevgi tohumları ekin. Samimiyet barındırın her tavrınızda. Dünyalık olmayan sevecen
insanlar dostluk barındıran yılanlaşmayan güven barındıran her ardını
Hayat yolculuğunda yuva kuran çiftin mücadelesi daha çok kadının rol aldığı eşi için verdiği mücadeleyi başlıklar
altında yer verdiğimiz konularımız yeri geldi ağlattı, yeri geldi mutlu etti... Hayata tutunması gereken
kadınlarımıza ufak yaşanmışlıklar üzerine örneklerimizi vermeye gayret ettik. Yaşanan olaylara artık bir dur
demenin zamanı geldi ve geçiyor bile...
"Bir vakit Yusuf, babasına; "Babacığım! Ben (rüyada) on bir yıldızla, güneşi ve ayı gördüm; bana secde
ediyorlardı' dedi. (Babası da) ‘Yavrum, dedi, rüyanı kardeşlerine anlatma; sonra (seni çekemezler de) sana bir
tuzak kurarlar. Çünkü şeytan insanın apaçık düşmanıdır." (Yusuf Suresi, 4 Ayet)
Yine bir rüyayla başlayan ve umulmadık şekilde son bulan bir hikâyenin içinden size sesleniyorum. Beşeri aşktan
ilahi aşka yapılan bir yolculukta bana eşlik edeceksiniz. Bu yolculuk için yanınıza hayallerinizi, sabrını
İnsan bu dünyada ruh ve beden gibi iki kuvvetin temsilcisidir. Ancak içinde bulunan bu iki kuvvetin birbiriyle
ters ilişkisi nedeniyle birinde kazanılan zafer, diğerinin hezimetine yol açar.
Nefis ve kötü tutkuların esiri olan sefil ruhlar, tüm cihanı fethetseler de mağlup sayılırlar.
Her beldesi zafer taklarıyla süslense bile, ruh planında çökmüş bir ülkenin mezarlıktan farkı yoktur.
Ruhun zaferleri üzerine kurulmayan bir dünya kaba kuvvetin elinde oyuncak olur.
Güçlü ve muzaffer insan, kendi nefsini yenen
İlim ve Eğitim, insanın bedenini olduğu kadar ruhunu, maddi ve manevi hayatını, yeryüzündeki bütün
davranışlarını düzenleyen çok uzun bir süreç olduğundan Efendimiz (sav);
"Beşikten mezara kadar ilim tahsil ediniz" buyurur.
İlim ve eğitim uzun soluklu, zor ve pahalı da olsa asla vazgeçmemeli, iyiyi öğretip benimsetmeli ve ona
özendirmeliyiz. Zira eğitimi pahalı bulup terk edenlerin cehaletin bedelini ne kadar ağır ödediklerini hayatımızın
her anında çeşitli örneklerle görmekteyiz.
Çocuklarımızın ve gençleri
Son zamanlarda gençliğimiz millî ve manevi değerlerimizden uzaklaşarak çeşitli "izm"lerin peşinden gidiyorsa,
materyalist, ateist ve hatta bazen de anarşist oluyorsa, gayriciddi yaşayışa özeniyorsa, anaya, babaya asi oluyorsa,
bütün bunların sebebi körü körüne "Batı taklitçiliği"dir.
Kişinin tevhidi imanı gerçekleştirebilmesi için öncelikle hâkimiyet iddiasında bulunan tüm beşeri ideolojileri
reddetmesi ve hâkimiyeti yalnız Allah'a tahsis etmesi gerekmektedir.
Kanunlar ve nizamlar ne kadar mükemmel olursa o
Onca hırçınlığın ardındaki sakin çocuktum ben.
Kaybetmenin korkusundan dönemedim yoluma.
Gitmelere değil kaybetmelere gelemedim.
Bir akşamüstü göl kenarısın.
Maviden daha soğuk.
Hasretten hemen önce.
O sakin çocuktum ben.
Seni tanımadan hemen önce.
"Kitaplar bir limandı benim için. Kitaplarda yaşadım ve kitaptakileri sokaktakilerden daha çok sevdim."
Cemil Meriç
"Bazılarımız şiirlere, şarkılara, filmlere, kitaplara tutunuyor. Sanırım artık insan, tutunamıyor insana."
Oğuz Atay
"Zaten yalnızlığımın sebebi, kitaplardaki kahramanları semtimde bulamayışım değil miydi?"
Sabahattin Ali
Siz hiç yazarıyla kahramanının yer değiştirdiği bir kitap okudunuz mu? Peki ya siz hiç kaleminizden damlayan
bir mürekkep ile satranç oynadınız mı? Öyle bir satranç ki; 64 ka
Bir tarafta gökdelenler; bir tarafta hayat kokan yemyeşil dağlar...
Bir tarafta lüks tekne ve yatlarıyla limanlar; bir tarafta masmavi göller ve berrak sular...
Bir tarafta gümüş fincanlarla gelen binbir türlü hazlar; bir tarafta közü yeni harmanlanmış kara demlikten çaylar...
Bir tarafta bulanık bir gökyüzü altında yapay parıltılar; bir tarafta gökyüzünün elli tonu ve huzur kokan
topraklar...
Gökdelenlerden havalanıp yemyeşil dağlara, masmavi göllere kanat çırpan bir kartalın hikâyesinin anlatıldığı bu
rom
Sevgili okurlarım; mutluluğu hak eden bir toplum olmamıza inandığım için yazmış olduğum kitabım, henüz fazla
tanınmamasına rağmen çok kısa bir zaman içinde tükenmiştir. Herkesin mutlu olmasını ve mutluluğu
yakalayabilmenin sırlarını öğrenmelerine ışık tutacak kitabımı siz değerli okurlarıma sunuyorum.
Kitabımı okuduğunuzda ne kadar haklı olduğumu görecek ve iyi ki de bu kitabı alıp okumuşum diyeceğinize tüm
kalbimle inanmaktayım.
Kitabımı her yaştan okurlarımızın okuyabileceği kanısındayım. Değerli okurları
Ey gönül yürüyorsun nereye?
Aşkın beni kavuracağı yere.
Aşkın seni nerede kavuracağını bilir misin?
Bu yolda bilmek şart mı, aramak yetmez mi?
İnsan bilmediği şeyi nasıl arar?
Kalp akıl gibi değildir ki bildiğini değil hissettiğini arar...
23.18/14.11.2019
Sevgili küçük okurlarım, ortaokul, lisede okuyan ve henüz üniversiteyi kazanmış genç arkadaşlarım;
Konuşan hikâyelerimde öyle yaşanmışlıklar bulacaksınız ki bu kitabımı okuduktan sonra yazarın vermiş olduğu
rehberliğin önemini anlayacak ve gelecekteki yaşamınıza ne denli katkılar sağlayabileceği konusunda yazarla
hem fikir olacaksınız.
"Ağaç yaşken eğilir." Daha küçücükken okuma alışkanlığını alan ya da bu alışkanlığı çocuklarına verebilen
ailelerin önemini anlatmaya çalıştım bu kitabımda.
Henüz 8 yaşında o
Toplam 85 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.