Türkçülüğün Esasları, Ziya Gökalp'in uzun araştırmalar ve incelemelere dayanan çalışmalarının sonucu olarak ümmet kültüründen millet kültürüne geçişte ortaya koyduğu ve bilimsel esaslara dayalı görüşlerinin toplandığı eseridir. Ziya Gökalp bir filozof ve sosyolog olarak Türk milletinin ruhunu, karakterini, kimliğini tarih içinden bulup çıkararak kendi özüne dönmesini ihtar etmiştir. Türkçülüğün Esasları Osmanlı İmparatorluğu'nun dağılmasıyla birlikte bütün iradesini kaybeden ve verdiği bağımsızlık savaşıyl

"Birçok deneme kitabı yayımlayan İsmail Özmel, en son denemesi "Dualar ve Âminler"de artık imrenilecek bir ustalık göstermiştir. Bu başlığı ilk gördüğümde, hemencecik meşhur ve meşhurluğundan daha büyük yazar ve şairimiz Arif Nihat Asya'yı hatırladım Arif Nihad'ın bu adla bir kitabının bulunduğu malum İtiraf edeyim ki metni ilk okuduğumda da bu üslûp ustalığının Arif Nihat'tan başkasına kolay kolay nasip olamayacağını, yani bu yazının bir iktibas olduğunu düşündüm. Onun diline yabancı bazı kelime kadrosunun

Çağdaş Irak Türkmen Türk Edebiyatı Çağdaş Uygur Türk Edebiyatı Çağdaş Kıbrıs Türk Edebiyatı Çağdaş Batı Trakya Yunanistan Türk Edebiyatı Çağdaş Romanya Türk Edebiyatı Çağdaş Bulgaristan Türk Edebiyatı Çağdaş Makedonya Türk Edebiyatı Çağdaş Yugoslavya Kosova Türk Edebiyatı Çağdaş Karaçay Malkar Türk Edebiyatı Çağdaş Kazan Tatar Türk Edebiyatı Çağdaş Kumuk Türk Edebiyatı Çağdaş Hakas Türk Edebiyatı Çağdaş Altay Türk Edebiyatı Çağdaş Karakalpak Türk Edebiyatı Çağdaş Çavuş Türk Edebiyatı Çağdaş Gagavuz Türk Ede

İkinci Yeni şiir akımının renklerini taşımakla birlikte farklı tonda eserler veren Sezai Karakoç disiplinli bir poetika ortaya koymuş şairlerden biridir. Onun şiir sanatı üzerine yazıları dünya görüşünün sanatsal yansımaları olarak da okunabilir. Bu bağlamda tıpkı Nâzım Hikmet'in poetikası gibi eleştiriye açıktır. Bu çalışmada şairin şiir üzerine yazılarından hareketle sağlıklı bir poetikası ortaya konmaya çalışılmıştır.

İsmet Özel son yüzyıl edebiyatımızda sanatsal ve düşünsel devinimiyle kendisinden söz ettirmiş bir şairdir. Bu çalışmada onun Şiir Okuma Kılavuzu'nda ortaya konan yirmi maddelik poetik problemler, sıradan okuyucunun anlayıp algılayacağı tarzda bir çözümlemeye tabi tutulmuştur.

Florinalı Nazım adıyla edebiyat dünyasında tanınmış olan Mehmet Nazım Özgünay,yaşadığı dönemde Türk edebiyatının kendisinden en çok söz ettirmiş isimlerinden biridir. Peyami Safanın vermiş olduğu ünvanla, "Türk Şiir Kralı Florinalı Nazım", deha sahibi bir şair olduğuna inanmış ve ömrünün sonuna kadar da etrafındaki insanları deha sahibi bir şair olduğuna inandırmaya çalışmıştır.

Ziya Paşa, eski ile yeni arasında gel-gitler yaşayan bir şairimizdir. Bir yanıyla eski edebiyat zevkine bağlı iken diğer yandan yeni şiire göz kırpar. Onun bu estetik endişesi bir poetikanın ortaya çıkmasına sebebiyet vermiştir. Bu çalışmada Ziya Paşa'nın kaleme aldığı bu metinlerin tahlili yapılmıştır.

Cumhuriyet Devri Türk edebiyatında şiir üzerine düşünmüş ve sistematik bir poetika tanzim etmiş şairlerden biri de Asaf Halet Çelebi'dir. Onun 1954 yılında İstanbul dergisinde yayımladığı Benim Gözümle Şiir Davası adlı altı makalesi ve Şiirde Şairin Tesiri adlı daha önceden yazılmış bir makalesini ana hatlarıyla Asaf Hâlet'in şiir hakkındaki düşüncelerini verir. Bu makaleler tahlil edildiğinde şairin tamamıyle Saf Şiir taraftarı olduğu anlaşılacaktır. Kendi yaşadığı dönemi sanat anlayışını benimseyen Asaf

Bu antolojide Sovyet dönemi Kırgız edebiyatının, yani bir bakıma çağdaş Kırgız edebiyatının önde gelen yazarlarından seçilmiş hikâyeler bir araya getirilmiştir. Kırgızların göçebe hayattan yerleşik hayata geçişlerini olduğu kadar Sovyet dönemi hayatının da panoramasını veren bu hikâyeler, hem tarihe tanıklık eden hem de sözlü gelenekten yazılı yaratıcılığa geçişi özetleyen önemli metinlerdir. Manas destanı ve Cengiz Aytmatov'un eserleriyle dünyaya açılan Kırgız edebiyatının hikâye türünde yetiştirdiği d

Şiir üzerine düşünmüş ve onun sanatının merkezine oturtmuş bir şair olarak Ahmet Hamdi Tanpınar sistematik bir poetika oluşturmuş sanatçılardan değildir. Fakat onun şiiri üzerine konuştuğu ve şiir görüşünü açıkladığı bizim de önemsediğimiz sekiz yazısından hareketle düzenli bir poetikaya varabilmek mümkün görünmektedir. Tanpınar'ın poetikası zaman ve rüya estetiği üzerine kurulmuştur. Dilde bir rüya hali yaratmanın peşinde olan şair, hayatının sonuna kadar saf şiir anlayışını benimsemiştir. İşte bu kita

Şairnâmeler, âşıklar tarafından ortaya atılan ve divan şairlerinden bahseden Şuarâ Tezkireleri kadar olmasa da şairlerimizin memleketi, adı, tarikatı, fiziki ve ruhi yapısı gibi vasıflarını yansıtmaları bakımından önem arz eden eserlerdir. Şairnâmelerde salt âşıklara değil, aynı zamanda divan şairlerine; Cumhuriyet dönemi şairlerine ve İran şairlerine de yer verildiği olmuştur. Şairnâmeler, koşma tipinde şiirlerdir ve yazılışları muhtelif sebeplere dayanır. Ancak yazılış sebebi ne olursa olsun, muhteva y

Bu çalışmada Recaizade Mahmut Ekrem'in şiir üzerine konuşmalarından hareketle sanat görüşü, poetikasının ana hatları ve temel sorunları tespit edilip çözümlemeye çalışılmıştır. Edebiyatımızda şiir kuramı üzerine ilk metinleri yazanlardan biri olan şairin, değişik kitaplarına yayılmış bulunan yazılarından çıkan sonuç, onun geleneksel şiir anlayışından çok Ondokuzuncu yüzyıl Fransız romantiklerine bağlı olduğudur. Bu çalışma Recaizade'nin bu yönünü irdelemekte ve poetikasının temel sorunlarını çözümlemeye ç

Necip Fazıl, yakın dönem edebiyatımızda sanatı üzerine düşünen ve düşündüklerini çeşitli disiplinler altında ifade eden şairlerimizden biridir.. Necip Fazıl'ın sanat yolculuğu çeşitli aşamalardan, sanatsal ve düşünsel kırılmalardan sonra tekemmül etmiştir. Bu bakımdan sonradan kaleme aldığı Şiir ve Sanat adlı Poetikası şairin son devrede benimsediği dünya ve sanat görüşünü yansıtır. Bu çalışmada şairin şiir ve genel anlamda da sanat üzerine ortaya koyduğu görüşleri çözümlemeye tabi tutulmuştur.

Safahat İstiklal marşı şairi Mehmet Akif'in bütün şiirlerini bir araya topladığı kitabıdır. Eser hem şairin sanatkarlık serüvenini hem de hayatının safhalarını göstermesi bakımından dikkat çekicidir. Mehmet Akif bu kitapta kimi zaman bir vaiz kimi zaman realist bir hikayeci, kimi zaman da sanatına teslim olmuş güçlü bir şair portresi çizer. Safahat bir şiir kitabı olduğu kadar, aynı zaman da yakın dönem Türk sosyal hayatınında bir panoramasıdır.

Orhan Veli'nin Garip mukaddimesi edebiyatımızda poetik bir duruşu sergilemesi bakımından önemli bir metindir. Onun en belirgin ve özgün niteliği 'avangard' oluşunda aranmalıdır. Okuyucuyu alışık olduğu şeyleri terk etmeye davet eden bu manifestonun yankısı da büyük olmuştur. Bu çalışmada işte bu poetikanın çözümlemesi yapılmıştır.

"Biz , göğü, yeri ve bunlar arasındakileri, oyun olsun diye yaratmadık."(Enbiya,21/16) Üzerinizde her türlü güzel süslemelerle dolu yükseltilmiş bir tavan halinde yükselip duran bir gök ve altınızda nice menfaatlerle dopdolu, kurulu bir beşik gibi döşenmiş olan yer ve aralarındaki harika yaratıklar, güneş, ay, yıldızlar, gezegenler oyun olmadıkları gibi oyuncak da değildir.Hakkı tanımak ve ebedi hayat yolunda yüksek menfaatlerinden istifade edilmek üzere hak ve hikmetle yaratılmış Allah'ın kudretinin göste

Bu çalışmada Cumhuriyet devri Türk hikâye ve romanı devir - yazar - eser bağlamında tanıklarıyla birlikte ele alınarak bütün özellikleriyle ortaya konmaya çalışılmıştır. Çalışmada, Cumhuriyet devrinden oluşan genel eğilimler çerçevesinde öne çıkan yazarlardan seçilmiş hikâye ve romanlar, çözümlemeye tabi tutularak, dönemin karakteristiği, sadece edebi ölçütler göz önünde bulundurularak ele alınmıştır. Kitapta bu devrin genel çerçevesi metinlerin tanıklığıyla okuyucuya sunulmuş ve edebiyatımızın zenginli

Kaçan bir atın önünde dikilip duramazsın. Onun yolu açıktır. Ve kaçan bir at kendisiyle konuşulmasına izin vermez. Aslında kaçan hem Helmut'tur, hem de Klaus. Her ikisi de kaçan atlardır. Ancak kaçış yolları farklıdır.' 'Novel Yazarı Olarak Martin Walser' adlı çalışmamızda son dönem Alman edebiyatına damgasını vuran Martin Walser'in novel dünyasını inceledik. Novel türünün tanımından, tarihinden ve gelişiminden söz ederek Türkiye'de pek bilinmeyen bu türü tanıtmayı hedefledik. Bunun yanı sıra 70'li yıllar

"Masalların Psikianalizi" adlı çalışmamız, Türkiye´de bu alanda eksikliği hissedilen bir çalışma olup , masal ve psikianaliz gibi iki bilim dalının birbirlerini tamamlayan ve birbirlerine yardım etmesi gereken bilim dalları olması gerektiğini savunmaktadır.