Müthiş heyecanlı ve sürükleyici bir eser. Dünya casusluk ve haber alma tarihine geçen en büyük casusların ve dünya çapındaki olağanüstü faaliyetlerin anlatıldığı kitapta okuduklarınız karşısında hayretinizi gizleyemeyeceksiniz. Dünya savaşları içinde ve özellikle İkinci Dünya Savaşı döneminde yaşanan büyük casusluk ve haber alma çalışmalarının ve Türkiye'de yaşanan casusluk olaylarının anlatıldığı bu kitap; gerçekten ciddi ve uzun bir çalışmanın ürünüdür. Yüzbaşı William Shakespeare Arkeolog ‘El Aurans.' I

Korku ve gizem edebiyatına başlamak için Türkiye'deki ilk ve tek kitaptır elinizdeki çalışma. Ülkemizde korku, gizem ve başka dünyalar deyince akla gelen ilk isim (ve mutlaka tek isim) şüphesiz Giovanni Scognamillo'dur. Korku edebiyatının, korku sinemasının, türün diğer unsurları olan müzik, tiyatro, çizgi roman vb. konuları, Yunan edebiyatından kadim Mısır'a ve bugüne getiren bir çalışmadır Scognamillo'nun bu eseri. Edgar Allan Poe'dan Bram Stoker'e, H.P. Lovecraft'tan Dennis Whitley'e ve Stephen King'den,

"Üç kere doğup üç kere öleceksin. Ayağını bir kere öbür tarafa attığında artık ne onlardan olursun ne de bizden." Alınan ilk nefesin tek bir garantisi vardır: sonuncusunun da olduğu... Tibet'in yaşadığı bir lütuf muydu yoksa bir lanet mi? Cevap her ne ise ailesi ve kendisi için tek umuttu Tibet, yaşam veren o ilk nefesi üç kez almıştı: vakti gelmeden dünyaya getirildiğinde aldığı nefes, yedi yaşında havuzda boğulduktan yirmi dakika sonra aldığı nefes ve İskoçya'daki gizemli yolculukta geçirdiği kaza sonras

İki bin yıl önce başlayıp günümüzde de soluk soluğa süren bir macera... "Şimdi durun ve yeniden düşünün. Bir kent var ki bu kente, henüz yeni yayılmakta olan dinin en önemli kişilerinin geldiğini, bu kentte uzun yıllar yaşadığını, bu kişilerin Peygamber'in en yakınında yer alanlardan olduğunu, dünyanın ilk kilisesinin bu kentte kurulduğunu ve şu anda iki milyarın üstünde inananı olan dünyanın en yaygın dininin adının dahi ilk kez bu kentte verildiğini düşünün. Doğru bildiniz, Hıristiyanlıktan ve Antakya'da

Sovyet Birliği dağıldıktan sonra Ghoul ve yandaşları bunu kabul edemedi. Kendisine sadık Generallerle birlikte Sovyetleri tekrar diriltmeye çabaladı. Pek çok politik entrika sonucu Ural Dağları'nda bir üs inşa ettirdi. Yeni kurulan Rusya Federasyonu için oldukça masraflı bir proje olmuştu. En kıdemli general ve bir halk kahramanı olduğundan yeni kurulan federasyonun zayıflığından ötürü böyle bir üsse ihtiyacı olduğu yalanını yutturmayı başardı. Ordunun kendisine sadık kısmı ile üsse yerleşti ve orada kendi

Galata St. Pierre Kilisesi'nde görevli Peder Benedetto Palazzo'nun 1946 yılında kaleme aldığı L'Arap Djami ou Eglise Saint-Paul a Galata adlı eser nihayet -birinci kaynaktan Türkçe çevirisi ile- okuyuculara, Istanbul sevdalılarına kavuşuyor... Acaba Arap Camii -daha çok Islam kaynaklarında iddia edildiği gibi- Istanbul'da MS 715-716'da inşa edilen ilk cami mi? Bizans kaynaklarında adı geçen zengin Areobindus'un MS IV. yüzyıl sonlarında inşa ettirdiği bir Ortodoks Kilisesi mi? Yoksa, bazı Dominiken kayn

Ulusal duygu ile dil arasındaki bağ çok güçlüdür. Dilin ulusal ma varlıklı olması, ulusal duygunun gelişiminde başlıca etkendir. Türk Dili dillerin en varsıllarından biridir; yeter ki bu dil bilinçle işlensin. Ülkesini, yüksek bağımsızlığını korumasını bilen Türk ulusu, dilini de yad diller boyunduruğundan kurtarmalıdır. Türk ulusunun dili Türkçedir. Türk Dili acunda en güzel, en varsıl ma en kolay olabilecek bir dildir. Bu yüzden değ Türk dilini çok sever ma onu yükseltmek için çalışır. Ayrıca Türk Dili, T

Zaman Akıyor Zaman hızla giden bir trenin camında akıyor Gördüğüm parıltıların her biri Geçmişin anılarını koparıp önüme atıyor Dudaklarımda bir gülümseme Yakalamak ister gibi elim uzanıyor Anılar birden silinip kayboluyor İçim yanıyor, yüreğim acıyor Gözlerimi kapıyorum Kulağımda bir müzik Birbiri içinbe geçmiş sayısız çemberde Fotoğtraflar birbirini izliyor Zamanda zamana, mekandan mekana geçerken Uzay'ın boşluğunda anılar kayboluyor

Gotik edebiyatın en popüler "Bestseller" korku romanı Dracula'nın yazılmasında, İrlandalı yazar Bram Stoker'a ilham kaynağı olan Vlad Dracul'un, kanlı saltanatının ve bu kanlı saltanatın Türkler tarafından nasıl yerle bir edildiğinin romanıdır. Fatih Sultan Mehmet'in Vidin Valisi Hamza Paşa, Sultanın yeni emirlerini iletmek ve yeni vergi kanunlarını görüşmek üzere Eflak Voyvodası Vlad ile buluşmak için yola çıkıp, buluşma mahallinde kamp kurarak Vlad ve heyetini bekleme ye başlarlar. Bu kafile yaklaşık 150

Hıristiyan dünyasının en büyük ruhanî lideri Papa'ya, atının önünde diz çöktüren, Roma İmparatorluğu'nu vergiye bağlayan, birçok kavmi itaati altına alan, askeri başarı ve üstünlüklerinin yanı sıra diplomatik ilişkilerinde de başarılı politikalar uygulayan Hun Türkleri ve destanlara, efsanelere konu olan büyük Türk Başbuğu Attila dönemi, Attila'dan sonra tarih sahnesinde Türk varlığını sürdüren Türk Hakanları'nın ve yeni Türk Devletleri'nin harikulade tarihini okuyacaksınız bu kitapta. Adeta bilinçli bir şe

Şah ve Piyon" Hatun Can'ın ilk eseri olması sebebiyle oldukça emek verilmiş bir çalışma. Hayatın içindeki sancılardan tutun da doğu insanının içinde sürüklendiği toplumsal boyutlara anlam katan bu roman, gerçekçi ve gayet akıcı bir anlatıma sahip. İlmek ilmek romanda teknik kurgunun güzelliği satırlarda gerçeklerle bütünleşen bir sanat haline dönüşmüş. Edebiyat hayatına yeni bir imza olarak giren Hatun Can'ın, okurken kendinizi bulacağınız bu romanında masumiyetin, kötülüğün baskısı altında nasıl kayboldu

Ağır ağır yerinden kalktı salondaki o çok sevdiği bazı akşamlar kocasının dizine yattığı üçlü kanepenin kenarına oturarak geriye doğru yaslandı. O gece bir türlü bitmek bilmiyordu. Kanepenin üzerinde yarı uykulu bir şekilde acı dolu gecenin bitmesi için beklemiş, bir ara o gece öleceğini, sabahı göremeyeceğini düşündüğü bile olmuştu. Hayatında ilk kez intihar etmeyi düşünmüş, geçmiş dönemlerde intihar eden kadınların haberlerini okuduğunda yaptığı ukalaca yorumlara ilk defa kızmıştı. "Zayıflık" demişti, bu

Polisiye edebiyat birçok ülkede ve ülkemizde, özellikle son yıllarda okuyucu sayısı artan bir tür olmaya başlamıştır. Ayrıca ciddi edebiyat çevrelerinde edebiyat eleştirmenleri tarafından nihayet hakettiği ilgiyi görmeye başlayan polisiye tür yeniden altın çağını yakalamak üzeredir. Bütün dünya'nın en gözde polisiye roman ve kısa polisiye hikaye yazarı, Sir Arthur Conan Doyle'un gerilim dolu, heyecan temposu yüksek kısa hikayelerinin yeraldığı Sussex Vampiri'nin Macerası; Bilge Karınca Yayınlarında yayınla

Evrende yalnız değiliz... Evet evrende yalnız değiliz ve bunu bütün dünya idarecileri biliyor fakat maalesef başta Nasa olmak üzere tüm dünya devletlerinin yetkilileri bu önemli gerçeği toplumdan yani kendi ülkelerinin insanlarından bilinçli bir şekilde gizliyorlar! Bir kısım araştırmacıların bu gerçeği toplumdan gizleyen yöneticilere neden gizlediklerine dair sorular sorduklarında ilginç ve ilginç olduğu kadar da komik cevaplar alıyorlar. Mesela, II. Dünya Savaşı sırasında, bir savaş uçağının UFO olduğu

Türk Sinema Tarihi, Fantastik Türk Sineması, İstanbul Gizemleri, Dehşetin Kapıları, 23 baskı yapan Dünyamızın Gizli sahipleri, 14 baskı yapan Uzaydan Geldiler, Geleceğinizin Anahtarları gibi birçok araştırma, inceleme kitabının yazarı Giovanni Scognamillo'nun daha önce "Jean Gennaro" takma adıyla yayınlanan ikinci korku romanıdır Frankenstein'in Laneti, Scognamillo'nun ilk korku gerilim romanı olan Mumya'nın Mezarı (Jean Gennaro adıyla) ilk defa Milliyet Gazetesi'nde tefrika edilmişti. Çevirmen olarak da Gi

Hindistan'da İngiliz sömürgecilere karşı başlayan büyük isyan sırasında bu karışıklıktan yararlanmak isteyen üç Sih asker ve bir İngiliz subay, sahibine ölüm getiren büyük bir hazineye el koyarlar. Bu hazineye sahip olurken başlarına gelecek felaketi kestiremeyen dört ortak, hazineyi daha sonra almak için gizli bir yere saklarlar. Ancak yaşadıkları talihsizlik ve felaketler bu dört ortağı bibirinden ayırır. Daha sonra başkaları da bu hazineden haberdar olur ama uğursuzluk ve ölüm onların da peşini bırakm

Ülkemizde İkinci Dünya Savaşı ile ilgili ve çoğunluğu yabancı kaynaklar olmak üzere onlarca eser yayınlanmış ve hala yayınlanmaktadır. Bunun yanı sıra birçok televizyon kanalında İkinci dünya Harbi belgeselleri de zaman zaman yayınlanmaktadır. Fakat bu çalışmalar ve yayınlar çok az bir farkla genelde birbirinin tekrarı niteliğini taşımaktadır. Özellikle toplama kampları, soykırım, Nazi İşgalleri, savaşın Avrupa cephesi boyutları ya da Amerikanın savaşa iştirak etmesiyle Alman yenilgisinin hızlanma süreci,