İnsan ancak kendisiyle kaldığında kötülükten arınır, Herkesin içinde hem şeytan hem de melek barınır, Kimi zaman nefsimize mağlup olup yenik düşeriz, Pişmanlık ise asla iyileşmeyip hep açık kalan yaradır. Bazen kalabalık içinde de yalnızdır insan, Bin ah işitirsin! Yaralı kalbin neresine dokunsan, Herkesin ve her şeyin gelip geçici olduğu bu alemde, Neye yarar kendini dünya nimetleriyle avutsan. Yalnızlık duygusu ayrımcılık yapmaz, Zenginin ruhuna da uğrar fakirin de, Zevki sefa'ya dalmış ol

Bu büyük hikaye, Ömer Seyfettin'in iki yönlü siyasi düşüncesini yansıtmaktadır. Büyük bir vatansever olarak bilinen yazar Osmanlı Devletine olan sadakatini bir Ermeni gencinin şahsına vermektedir. Ordu mensubu olmasından dolayı savaşçı bir ruha sahip olan Ömer Seyfettin, üç kıt'aya hakim devletinin yıkılışından büyük üzüntü duymuştur. O'nun milliyetçiliği devletinin hayatına kasteden azınlık ayaklanmalarına karşı bir tepkinin ifadesidir. Devlete hakim unsur olan Türk varlığını inkara kaçmadan Osmanlı Birliğ

Sibirya'dan çöllere, Hindistan'dan Birmanya'ya, Burma'dan Guyan'a kadar uzanan tarifi imkansız bir hayat... Çoğu, bedenlerine büyük gelen yamalı kaputları giyip, silah kuşandıklarında henüz hayatlarının baharını yaşamaktaydılar. Bazıları için ne savaş, ne de esaret bitiyordu. Balkan Savaşı'nda esir olanların bu defa Birinci Dünya Savaşı'nda tekrar esareti yaşadığı görülmüştü. Milli Mücadele'de esir düşenlerin içinde Harb- i Umumi'de yani Birinci Dünya Savaşı'nda da esaresi görenler vardı. Kaputsuz ve çıplak

Şu an incelemekte olduğunuz kitap, uzun ve titiz bir araştırmanın ürünüdür, Araştırmacı-Yazar Hasan Laçin "Doğal Afetler Tanrısal Bir Uyarı mı?" adlı bu sıradışı kitap çalışmasında afetlerin perde arkası olaylarını, diğer bir deyişle "deprem" adını verdiğimiz olgunun-fenomenin afetin arka planını konu ediniyor. Dolayısıyla, hayatımızın en doğal ve ayrılmaz bir parçası olan değremler ve diğer doğal felaketlerle alakalı iddiaları, kuşkuları ve komplo teorilerini objektif bir yaklaşımla değerlendirerek doğal a

Türk insanı olarak çok üstün hasletlerimizin yanında çok önemli eksikliklerimiz de olmuştur. Bu eksikliklerimizin başında Türk Dili'ni koruyup, geliştirip yarınlara taşıyamamak ve o kadar çok tarihi olay yaratmamıza rağmen tarihimizi yazamamak. Selçuklular döneminde eğitim öğretim dilinin Farsça olması ile başlayan dil kaybımız Cumhuriyet dönemine kadar sürmüştür. Yüzyıllar boyu egemenliğimiz altında yaşayan hiçbir ülkeye kendi dilimizi öğretememişiz. Bin iki yüz yıl boyunca Türk coğrafyasında bizim hakimiy

"Cinsel Sağlık," cinsellikle ilgili aklınıza gelebilecek soruları ve cinsel sağlık sorunlarının cevaplarını ayrıntılı bir şekilde bilimsel kaynaklarını ve Dr. Akif Poroy'un 40 küsur yıllık Tıbbi Seksoloji klinik deneyimlerini bulacağınız bir kitap. Bu kitabın hedefi modern tıbbi seksoloji bilgileri ışığında insanların daha mutlu bir yaşama ulaşabilmesi ve aile bütünlüğünün korunmasıdırr. Cinselliğin Sınıflandırılmasından; • Cinsel Özgürlüğe Karşı Suçlar, • Cinsellik Araştırmacıları, • Tıbbi Seksoloji, • C

Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u fethetmesinin asıl sebeplerinin ve bir dünya başkenti olan İstanbul'un sırları elinizdeki kitapta ilk defa açıklanıyor. Bizans'ın 150 tona yakın altının hâlâ İstanbul'da olduğu rivayeti gündemdeki yerini koruyor. Bu konuda çeşitli yazılar yazıldı, programlar yapıldı. Bizans hazinelerinin nerede olduğu konusu hâlâ büyük bir sır. Kimi Marmara'nın dibinde, kimi de tarihi yarımadada olduğunu söylüyor. • Fatih Sultan Mehmet Kimdir? • Fatih Sultan Mehmet'in Ayasofya Kapı T

Bir tarafta toprağı seyreden tok insanlar, öte yandan toprağı yoğuran aç insanlar... Bir tarafta altı yaşından itibaren sorumluluk yüklenen ve fabrikalarda motorun gürültüsünü, tarlalarda güneşin hararetini bölüşerek sosyal adaletin tatbikatını veren vatan çocukları; öte yandan yüksek apartmanların gölgesinde ve sıcak odalarında sosyal adalet nutukları hazırlayan adaletsiz, şuursuz, ruhsuz bir topluluk... Bir tarafta yılda milyarları aşan içki masraflarından yükselen kahkahalar, öte yanda, bir damla su iç

Tehlikenin ne kadar farkındayız; En büyük tehlike imansızlık belasıdır. İkinci en büyük tehlike ise; Hak yolda gittiğini sanıp delalet yoluna saptığını ve dalalet yoluna hizmet ettiğini bilmemektedir... Adem (aleyhisselam)'dan beridir başlayan insanları saptırma hareketi Şeytan ve adamları tarafından binlerce yıllık tecrübe ile bugünde devam etmekte olup, kıyamete kadar devam edecektir. Bizlerden görünen şeytan ve adamlarının biz Müslümanları nasıl tuzağa çekebildiklerini ve cehennem çukuruna düşürebilecek

• Bill Clinton Mayıs 1997'de "Yeni bir yüzyıl için ulusal güvenlik stratejisi" adı verilen belgeyi imzalamıştır. Belgenin özü "ABD çıkarlarına dayanan ekonomik milliyetçiliğin" gerekirse silah gücüyle dünyaya egemen kılınması üzerine bina edilmiştir. • George W. Bush BBC'de yayınlanan belgeselinde ABD başkanı, Filistin lideri Mahmut Abbas ile görüşmesinde şu söz leri söylemiştin. "Tanrı'dan görev aldım. Afganistan ve Irak'ı da onun için işgal ettim. Biz siz Müslümanlar için 9'ncu Haçlı Seferi'ni başlattık

İlluminati adlı gizli örgütün temel amacı dünya üzerinde Şeytan'ın İmparatorluğu'nu kurmaktır. Bunun kökenleri eski Mısır'dan günümüze kadar gelmektedir. Binlerce yıl boyunca Şeytan'a hizmet edenlerin eksik olmadığı dünya üzerinde bugün bir grup aile ekonomi yoluyla dünyayı istedikleri gibi yönetmektedirler. İlluminati Tarihi Süper Zenginler Kimler Ne Yapmak İstiyorlar? Dünya Ekonomisi Ellerinde Kutsal Sırrın Mistik Muhafızları İlluminati'nin Yeşil Takımı Rothschild Hanedanlığı: Uluslararası Para Ro

Ahir zamanı yaşadığımız şu günlerde kalplerde küllenen imanın ve İslam ilimlerinin yeniden tazelenmesi için, İslam'ın insanlara verdiği hürriyeti ve derin ilimleri tüm açıklığıyla kavratmak için, insanın kâinattaki sonsuz kere tekrarlanan hayatlarını, bu hayatlarındaki evrelerini ve her evredeki olgunlaşmalarını hatırlayabilmeleri için bazı ayetlerin zamanımıza ve ötelerine hitap eden manalarının açıklanmasının vakti gelmiştir. Bu sepeple, Allah'ın yeryüzlerindeki halifesi olan İlah'ın varlığındaki merkez

Tarih kitaplarının yazdığının dışında, bambaşka ama gerçek Kleopatra'yı okuyacaksınız. Yunan tanrıçalarını andıran, tahrik edici fiziğiyle kölelerini dahi kendisine âşık eden ve bir gecelik aşk maceralarının ödülü olarak kölelerine mutluluğun yanında ölümü de tattıran tatminsiz, isterik, haris bir Kleopatra. Fakat bu Tanrıça görünümlü Kraliçe birgün gerçek aşkı bulur. Âşık olduğu Jül Sezar'ın sevgisi uğruna ülkesini kaderine terketmeyi bile göze alır. Sezar'ın ölümünden sonra bu defa yeni aşkı İmparator Ant

Bu kitabın içinde yer alan konularla ilgili çok kitap yazıldı ama bu kitap, konunun A.B.C'si. Eser Türkiye'de yaşayan ve reşit olan herkesi ilgilendiriyor. Çünkü Tanrı İmparatorluğu kurulduğunda bu ülkede yaşayan herkes aynı dertten muzdarip olacak. Bazıları muhatap olmaya başladı bile. Dünya Roma İmparatorluğu'nun arenasında hayatta kalmak için birbirin boğazlayan Gladyatörler gibi şimdi bütün Hıristiyanlar ve Müslümanlar, sanki her yer arenaya dönmüşçesine, birbirini boğazlıyor. Ama bunu Roma İmparatoru i

İÇİNDEN GEÇTİĞİM HAYAT Doğuşumuz gerçekleşir bir gün ya da bir gece, İlk andan son ana kadar sanki bilmece, Biz çözmeye çalışırken zaman geçer sinsice, Kaderi kovmak imkânsız, buyur edersin gelince. Zaman aktıkça taşlar oynar yerinden, Yaşanan her bir duyguda faylar kırılır derinden, Neler neler geçer de sevgi dolu kalbinden, İstekler hiç eksilmez, vazgeçmeyiz birinden. Çocukluğumuz çabucak geçer anlamaya fırsat vermeden, Gençliğimiz uçar gider değerini bilmeden, Çok lazımmış gibi yaşlılık çalar kapıyı er

Aksaraylı Onikiler'in reisi Arap Abdo, sözünün eri ve mert kişiliğiyle hem sevilen hem de korkulan bir kabadayıydı Külhanbeyler gibi caka satma peşinde değildi; sinkafı okkalı, yemini kallaviydi Haksızlıkların karşısında âdeta bir kale gibi durmayı bilir, hakkaniyetten bir adım dahi uzaklaşmazdı "Sigara kâğıdı kadar günahım varsa akrep iftarım olsun" diyen bitirim takımından değildi; çünkü, o bir kabadayıydı!... Usta yazar Necmi Onur'un, "En beğendiğim eserimdir" dediği Arap Abdo ile İstanbul'un eğlence m