Bir halk edebiyatı türü olan bilmecelerimizi derlemek, toplamak, onlardan çeşitli biçimlerde yararlanmak ve onları gelecek kuşaklara birer sanat eseri olarak, yazılı bir biçimde aktarmak sanırım bu alanda çalışanların görevidir. Bilmecelere ilişkin yazılı kaynakların oluşturulmasında sahadan derleme ve değerlendirmelere daha çok önem verilmeli ve çeşitli yönlerden yararlanmaya sunulmalıdır. Bu kitapta yer alan altı yüz altmış altı bilmece tamamen sahadan derlenmiş ve "bilmecelerin yöreleri" başlığı ile yere

Aşk'a düşkün; Ama, Aşkı herkesle yaşamayacak kadar eski kafalıyım. Şimdi anladınız mı, Modayı neden takip etmediğimi...!

‘Zekice, canlandırıcı, hayret verici derecede açık yürekli ve ruhsal açıdan zengin.' Bertrand Russell (1872-1970) yirminci yüzyılın en büyük filozoflarından ve en karmaşık kişiliklerinden biri olmaya devam ediyor. Russell bu sözünü esirgemeyen, nükteli ve bir o kadar da büyüleyici otobiyografide -onu o yapan kişi ve olayları sunmak suretiyle- yaşam öyküsünü okuyuculara sunmaktadır. İlk kez 1960'ların sonlarında üç cilt olarak yayınlanan Otobiyografi, hayat dolu bir dirilik ve Bertrand Russell'ın yazımını bu

Kitaba son cümleyi yazdıktan sonra düşündüm. Bu kitabın özeteti nedir? diye. Kişisel tarih desem az gelecek. Toplumsal tarih desem fazla olacak. Anladım ki, bu kitap kişel tarihim üzerinden bizim kendi öz tarihimizin bir özetidir. Ve anladım ki, benim ne kişisel tarihimi özel tarihimden ne özel tarihimi toplumsal tarihimizden ayırmam mümkün değildir. Mücadele içerisinde kolektivizmi, ortak akıl, dayanışmayı, birlikte karar almayı ve uygulayamayı her daim temel ilke edindim. Kendimi hiçbir arkadaşımdan, yold

Benim babam..... Halepli bir annenin ve Urfalı bir babanın çocuğu olarak,Gaziantep'te dünyaya gelmiştir. Dedemin görevi icabı çocukluğu ve gençliği güney ve güneydoğu anadolu bölgesinin bir çok şehrinde geçmiştir. Şanslı çocuklardanmış babam, şimdi peşinden koşsak da bulmakta epey zorluk çekeceğimiz o eşi bulunmaz lezzetlerle büyümüş. Onun mutfaktaki hünerine aslında biraz da alınyazısı diyebiliriz. Mutfak kültürünün hayatımızda bu kadar önemli olmasının sebebi de budur. Ticaret hayatının yanı sıra bizlere,

Evet, elinizdeki baskı, bu kitabın beki de 20.baskısı.Nasıl ki Türkiye'nin hangi anlaşmalarla,hangi ülkelere, ne gibi koşullarda satıldığını,taahhütler altına sokulduğunu bilmediğimiz gibi,ben de, yazarı olmama rağmen,bu kitabın hangi zamanlarda,ne kadar basıldığını bir türlü öğrenemedim.Aslına bakarsanız pek önemsemedim.Nedenine gelince, yazarken amacım para kazanmak değil,ülkemin aydınlık yüzlü insanlarına mümkün olduğu kadar fazla sayıda ulaşmak;onlara elimden geldiğince, dilimin döndüğünce dünyada,bölge

Atatürk tarafından, Cumhuriyet Halk Partisi'nin 1927'de Ankara'da toplanan İkinci Kurultayı'nda 36 saati aşkın bir sürede ve altı günde okunan tarihi bir hitabedir. Nutuk yalnız geçmiş devrin bir hikayesi olarak geçmişimizi anlatmakla kalmayıp, yakın tarihimize de ışık tutarak milli varlığımızın bugününe de geleceğine de ışık tutabilen bir önem arz etmektedir. Ayrıca Nutuk, toplumu milli birlik ilkesi etrafında bilinçlendirip, milli irade ve milli hakimiyet kavramlarının harekete dönüştürülmesi yoluyla, TB

Mucurluoğlu ile 2011 yılında tanıştık... Hürriyet Gazetesi'nin Ankara büromuzu aramış ve şöyle demişti: "Yahu bu Karanfil Sokak'taki asansör çalışmıyor. Hadi beni boşverin. Benden daha mağdur bir yaşama sahip engelli arkadaşlarım var." O gün bu gündür... Kentin neresinde bir 'engel'le karşılaşsa... Engellilerle ilgili bir fikri, düşüncesi olsa... Arar, yazar... İşte yine öyle bir gün. Önce kulağımı, sonra telefonumu çınlattı... Belki bedeniyle değil ama düşünce ve hisleriyle tankların önüne yatan, üstüne

- Öğretmen - Öğrenci - Doktor - Hemşire - Politika - Asker - Erotik - Seks - Alevi - Bektaşi - Kayseri - Erzurum - Elazığ - Neyzen Tevfik - Bekri Mustafa - Nasreddin Hoca - Karadeniz - Laz - Av - Spor Küçü kızannesine sorar: - Anne melekler uçar mı? - Uçar kızım. - Bütün melekler mi? Peki bizim hizmetçi neden uçmuyor? - Bizim hizmetçi neden uçsun kızım? - Çünkü babam her zaman ona meleğim diyor da! - Demek öyle diyor. Merak etme öyleyse o da birazdan uçar kızım...