Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 348 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2
Onlar, çölün gizemli ve büyüleyici ortamında yaşayan arkadaşlardı. Her çocuk gibi meraklıydılar. Yaşamlarının her günü, heyecan veren bir keşif ve öğrenme yolculuğuydu ve bir gün, bu yolculuk onları müziğin büyüleyici dünyasıyla buluşturdu. Artık, doğanın eşsiz seslerinden müziği keşfeden insanoğlunun müzik yolculuğunun bir parçasıydılar.
Tükendi
Korku aklımızla ve isteğimizle denetim altına alamadığımız ve bizi tedirgin eden bir tehdit duygusudur. Korku hayatımızın temel, en insani duygularından biridir. İnsanoğlu bütün insanlık tarihi boyunca korku duygusuyla var olmuştur. Korktuğumuzda soluklarımız hızlanır, titreyebilir, terleyebiliriz. Rengimiz sararabilir. Korkmak aslında biraz da sağlıklı kalabilmemize, kendimizi korumamıza yardımcı olan bir duygudur. Bütün duygularım gibi korkularım da benim sağlıklı olduğumu gösterir. Asıl anormallik korkma
"Ben daha küçüğüm, her şeyi bilmiyorum, ama büyükler de bazen bilmiyor her şeyi. Ben çocuğum ya, her şeye şaşırıyorum; ama büyükler de şaşırıyor bazı şeylere. Bu büyükleri anlamıyorum bazen, ama çok seviyorum annemin kucağına zıplamayı. Bir de bana kitap okunmasını, güzel uykulara dalmadan önce."
Okumayı yazmayı öğrenmeseydi küçük köpek, olmazdı iki sözü, bu dünyaya söyleyecek. Yüzlerce dostu var, şimdi küçük köpeğin. Söyler ona kitaplar,
Pergamon; ilkçağların dünya incisi kentlerinden biriydi. Dünyanın en değerleri heykelleri, mermer işçiliğinin en mükemmeli bu kentteydi. Tıp bilimine uygun ilk hastane burada açılmıştı. Keçi derisinin işlenerek üzerine yazı yazılmasına uygun hale gelmesiyle oluşan parşömen bu kentte bulunmuştu. Pergamon, ilkçağda da yakınçağda da acımasızca yağmalandı. Yakın çağlardaki yağma, Alman mühendis Carl Humann'ın 1865'de gelişiyle başladı. Carl Humann, yağmanın büyük ödülü olan eşsiz Zeus Sunağı'nı, parça parça Alm
Tükendi
İzmir Aydın demiryolu hattının yapımının ve işletmesinin ayrıcalığını Osmanlı yönetiminden alan İngilizler hemen çalışmaya başlamışlardı. Ayasulug'a (İzmir'in Selçuk ilçesi) sürekli İngilizler geliyor ve ölçümler yapıyorlardı. Gelenlerden biri de mühendis Wood'tu. Çocukluğundan beri arkeolojiye meraklı olan Wood, bu toprakların geçmişte dünyanın en zengin uygarlıklarından birine ev sahipliği yaptığını okumuştu. Okuduğu kaynaklardan bir tanesi, dünyanın yedi harikasından biri olan ARTEMİS TAPINAĞI'nın EFES't
Eski bir Mısır yazması şöyle der: "Karya'lar, denizin yüreğindeki adalarda yaşayan insanlardır." Denizci ve savaşçı özellikleri öne çıkan Karyalılara, komşu ülkelerdeki halklar kısaca "Karlar" diyordu. Bronzdan silahlar satan Karyalı gemiciler aynı zamanda iyi savaşçılardı. Fırsat buldukça adalara, Helen anakarasının kıyılarına saldırıyor, yağma yapıp dönüyorlardı. Zamanla adalarda ve Ege'nin karşı sahillerinde korkulan insanlar oldular. Tarihin ilk paralı askerleri onlardı ve düşmanları bile onları kiralam
Bu çağda ahmaklaştırma, sadece topluma sistematik olarak dayatılan bir uygulama değil aynı zamanda bir endüstridir. Ahmaklaştırma sosyal ve kültürel bir olgu olduğu kadar iktisadi bir olgudur. Artık baskın olan edebiyat insansız ve maddesiz bir edebiyattır. Sokaktan, fabrikadan, okuldan, yaşamdan kovulmuş olan akıl kitaplardan, entelektüel alandan, zihinlerden de kovulmak istenmektedir; bu da edebiyat ve felsefeyle yapılmaktadır. Piyasa edebiyatı ve topluma sistematik olarak aşılanan felsefe, kitlesel bir
Tükendi
"Uçaktan inip bavullarımızı aldığımızdan bu yana neredeyse yarım saat geçmişti. Birlikte yolculuk yaptığımız herkes çoktan çıkıp gitmişti. Bizi almaya bir kamp görevlisi gelecekti. Onu beklediğimiz bekleme salonunda in cin top oynuyordu. Can ve benden başka kimsecikler yoktu. Aniden klimalar durdu. Derken salonu aydınlatan lambalar yanıp sönmeye başladı. Etrafı garip, metalik bir koku sardı. Can, heyecanla başını okuduğu kitaptan kaldırdı. Yüzüme endişeyle baktı: ‘Ezgi, sence de bir tuhaflık yok mu? Kosko
Yıl 1790, yer Kuzey Amerika. Rosemary Weston, on iki yaşındadır ve Kuzey Carolina'daki bir köyde, çiftlikte yaşamaktadır. Her gün tavuklara yem verir, şifalı otlar toplar ve arta kalan vaktinde yakınlarındaki ormanı keşfe çıkar. Bu sakin köy ortamında Rosemary, kendini güvende ve mutlu hisseder. O yaz, bazı gelişmeler olacaktır. Köye yeni birileri; bir karı koca taşınır. Fıçı ustası ve onun genç, hamile karısı. Fıçıcının karısı Rosemary'nin ilk gerçek dostu olur; birlikte hayal kurup, birlikte gülerler. A
Yayınevimiz daha önce Afşar Timuçin'in genel estetik konularında beş kitabını yayımlamıştı. Sonuncu kitap Sabahat Türer'le yazdığı ülkemizin ilk ve tek genel estetik sözlüğüdür. Afşar Timuçin bu defa estetiğin özel bir alanına giriyor ve edebiyatın ne olduğunu ve ne olmadığını kendiyle tartışıyor. Edebiyat üretenlerin bir bölümü kendi yapıtları üzerine önceden de sonradan da çokça düşünmez görünüyorlar. Bu yüzden onların yazdıkları bazen en hoşgörülü okuyucuyu bile yadırgatabiliyor. Yaratıcıda estetikçi don
Londra'da, kendisini evlat edinen annesiyle sıradan bir yaşantısı olan bir öğrenciyken, Maya atalarının ona yüklediği sorumluluğu fark edince yaşamı değişen Guatamala doğumlu bir kız Bella Balistica. O, Mayaların kutsal hazinesinin koruyucusu. Arkadaş canlısı, haksızlıklar karşısında dayanamayan; her çocuk gibi ebeveynleriyle didişen, bu didişmenin arkasındaki sevgiyle beslenen, arkadaşlarını korumak için öne atılmaktan çekinmeyen, futbol oynamaya bayılan; doğa aşığı, hayvanların dostu Bella Balistica. Bell
Düşünen insanların dünyasında felsefe sözlüğü vazgeçilmez bir alettir. Gönül ister ki her ülkede ya da her dilde sekiz on felsefe sözlüğü yazılmış olsun. Felsefe sözlükleri giderek gelişen ve özelleşen ulusal dillerin düşünce anahtarlarıdır, onlarda bir dilin temel kavramlarını tanımlarıyla, açıklamalarıyla, örnekleriyle buluruz. Varlığını düşünceye adamış aydınlar için bir felsefe sözlüğü yaşamsal bir önem taşır. Felsefe sözlüğü felsefe okumalarımızın dayanağıdır. Hızla değişen ya da başkalaşan, yeni görüş
Tükendi
En güzel şeylerimin yorgunuyum En güzel yerlerine sakla beni Ölümleri andırsın sakın korkma İyice ört üstüme her şeyini Mağaralarında barındır beni Kim sorarsa sorsun burada deme Derin uykulara daldır düşüncemi Bembeyaz yağmurlar yağdır içime Beni rüzgarlara ver sürülere kat Kandır göçmen kuşları bu da bizden de Karların altına gizle sulara karıştır Zamana bir gün diye ekle beni
Afşar Timuçin bu yeni kitabında, yeni şiirimizin oluşum ve gelişim sürecini Tanzimat döneminden alıp 1960 kuşağına kadar getiriyor, böylece bu çok genç şiir atılımının ayrıntılı bir incelemesini ortaya koyuyor. Aşağı yukarı yüz yılı içine alan bu yeni şiir serüveninde özellikle yapı taşları niteliği taşıyan şairleri geniş bir çerçevede irdeliyor ve eleştirisini pekçok örnekle doğruluyor. Bu eleştiri kitabının şifre tutkulu aydınlar kadar bizim yeni edebiyatımızı öğrenmeye hevesli gençleri de ilgilendireceği
Şiirleriyle olduğu kadar deneme yazılarıyla da tanıdığımız Afşar Timuçin'in gazete yazılarının birinci cildini daha önce yayımlamıştık. Bu ikinci ciltteki yazılar da birinci cilttekiler gibi sıradan, güncel sorunlar çerçevesinde sıkışıp kalmadan felsefenin, ruhbilimin, estetiğin, tarihin sorunlarına yöneliyor. Bu kısa ve özlü yazılarda deneme türünün ilginç örneklerini bulacaksınız.
Tükendi
Akşamın binbir rengi Deli bir tekne olur yüreğimde Nerede gül beyazı balıklarım Deli bir tekne olur yüreğimde Bütün yaşadıklarım Ve bütün yaşamadıklarım Alır başımı açılır Kuşlar gibi ne varsa içimde Yasalarını bile duymadığım Alır götürür beni Adını ve yerini bilmediğim Uzaklara bırakır Bir akşam vakti sana sarılaşım Deli bir tekne alın yüreğimde Haydi gidiyoruz der Derken buluşur dudaklarımız Birden papatyalar içimde
Tükendi
Anlama, açımlama ve yorumlama sanatı olarak kabul edilen hermeneutik başlangıçta özellikle geçmişten gelen ancak gelinen aşamada dil ve içerik açısından anlaşılır olmaktan çıkmış "bağlayıcı" ve "kutsal" metinleri tekrar anlaşılır hale getirmek amacına hizmet eder ve 18. yüzyılın sonlarına kadar özellikle teoloji ve kısmen de hukuk alanında kullanılır. Ancak özellikle 19. yüzyılın başlarından itibaren edebiyat metinlerinin yorumlanması alanında da kullanılan genel bir hermeneutiğe dönüştürülmesiyle birlikte
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 348 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2