Ece ve Arda, dayıları Serkan Bey’le birlikte bu gezilere başladıklarında iki de küçük kız kardeşleri vardı. Üç yaşındaki Mine ve henüz bir yaşını bile doldurmamış Çağla. İkisi de yaşlarının küçüklüğü nedeniyle bu gezilere katılamamışlardı. Ama biraz daha büyüdüklerinde onlar da ablaları ve ağabeyleri gibi, ülkenin değişik yerlerini gezip görme isteklerini her fırsatta dışa vurmaya başladılar. Dedeleri de kısa bir eski İstanbul turu düzenleyerek onların bu isteklerini yerine getirebilmek, onları mutlu etmek
Seslendiğin insanların ARTIK olmaması… Seslendiğin insanların HENÜZ olmaması… Mevcut olmayan bir şeye seslenmek, hem “gitmiş”e hem de “gelmemiş”e yönelik bir “dokunamama” hâlidir. Var olmayana seslenmek, “artık” ile “henüz” arasında sesin zamansız konumlanışıdır.
Bir zamanlar bir ağaç vardı ve küçük çocuğu çok sevdi...
Hergün çocuk ağacın yanına gelir, onun elmalarını toplar, dallarında sallanır, gövdesine tırmanır. Bu durumdan ağaç oldukça mutludur.
Zaman geçer çocuk büyür. İstekleri ve beklentileri farklılaşmaya ve o oranda da artmaya başlar. Ağacı tüketircesine isteklerde bulunur. Ağaç verdikçe verir.
Bu öykü dokunaklı ve dokunaklı olduğu kadarıyla da hayata ilişkin dersleri içinde barındırır. Öyküde mutlulukla üzüntü hep iç içe seyreder.
Shel Silverstein
Ey okuyucu, bütün cüretini yalnız bilmeye harcama; bu iki yüzyıl önceki meseleydi. Bu yüzyılda hâlâ cüret edecek bir enerjin kaldıysa biraz da yapmaya cüret et. Bu kitap gevezeliğin bütün olanaklarını zorlayarak okuyanı söz ile eylem arasındaki pasaport kontrol noktasına götürmeyi amaçlamakta; bulunduğu söz dünyasının sislerinin arasından okuyucuya asıl olan hayatı işaret etmektedir. Bu kitap bir densizlik denemesidir. Bu kitap kalbe kontrolsüzce sokulan bir neşterdir; amacı tedavi etmek değil parçalamaktır
Suarez isimli gemi 1670 yılında Galata limanına geldi. Gemide çok önemli bir yazma eser vardı; İbni Sina’nın anatomi çalışması. Eser, Galata’nın arka sokaklarının karanlık adamının eline geçti. Denizci Kasım, kendisine emanet edilen bu eseri sahibine ulaştırmak için çabaladı. Eserin yolu aradan geçen iki asırdan sonra, ressam, arkeolog, müzeci Osman Hamdi Bey’le kesişti. Fakat eser ansızın ortadan kayboldu bir kez daha. Yoksa bu Osman Hamdi Bey’in yarattığı bir gizem miydi? Nihayet, günümüzde, Gölge Hırsız
Sırların sarmaladığı bir adama âşık olabilir misiniz? Üniversite eğitimi için İstanbul’a gelmiş güzel bir kız; Esin… Beklenmedik bir anda karşısına çıkan gizemli, karizmatik bir adam; Emir… Ancak bu aşk ilişkisi Esin için kısa süre sonra karmaşık bir hal almaya başlar. Emir’de sıradan olmayan özellikler keşfeder. Olaya bir de İstanbul’un Fethi sırasında gökten düşen bir geçit ve kuytularda bekleşen gölge yaratıklar karışınca Esin kendini tehlikeli bir maceranın içinde bulur. Emir’in sırlarını keşfettiği bu
Su damlası doğanın kendi döngüsü içinde oradan oraya savrulmaktadır. Önce soğuk bir yörede kar olarak toprağa düşmekte, eriyip toprağın derinliklerinde temizlenip yeryüzüne çıkmaktadır. Daha sonra yaramaz bir çocuğun su ihtiyacını gideren damlacık, onun vücudundan tekrar doğaya dönerken başından birçok macera geçmektedir. En son kendisini okyanusta bir damla olarak bulan bu su damlası orada da yeni maceralara hazırlanmaktadır.
Bu elinde tuttuğun, tarihin kimsesiz yerlerinde güdümlendirilmiş bir hançerdir; yalnız kalbine hassasiyet gösteren… Pimi çekilmiş bir el bombasıdır, birazdan kendisiyle birlikte seni de patlatacaktır. Geleceğin insanına taşımak üzere omuzlarına bütün bir insanlığı yüklenenlere… İnsanda mumla, milim milim YENİ İNSAN’ı arayanlara… İçindeki mikroskobik YENİ İNSAN nüvelerinin hatırına sana; her şeye rağmen yine de sana…
Bu kitaptaki mektuplar çocukların dünyasını, onların düşünce ve özlemlerini dile getiriyor. Mektupların kimi bilgece bir dostlukla, kimiyse büyük bir saflıkla yazılmış. Bilgiçlik taslayanı, sıradanı, saygılısı, biraz küstahı var içlerinde. Ama mektupların içeriğindeki özlemler, inançlar, sorular ve kuşkular dünyanın tüm çocuklarının yarattığı o ortak evreni yansıtıyor. Çoğu inanılmaz bir ciddiyette. Ama birazı var ki ister istemez gülümsetiyor insanı.
Kitaptaki mektupların tümü büyük bir güven duydukları,
Bu ülkede ahmaklaşma, kitlelerin en büyük özgürlüğüdür.Yeni Orta Çağ düzeninde ahmaklaşmanın anahtarı okumaktır.Sadece çok satan kitaplarla değil, aynı zamanda ağır ilan edilen kitaplarla…Gözleri kör eden sosyolojiyle, hipnotize eden ve mistisizm saçan romanlarla, anlatan değil anlatmayan felsefeyle…Bir iletme ve anlatma aracı olarak değil iletmeme, saklama, gösterdiği şeyle arasına duvar örme aracı olarak kullanılan dille…Yeni Orta Çağ’da topluma enjekte edilen edebiyat ve felsefe akıl değil akılsızlık üre
Bu toplumun 90'lı ve 2000'li yıllarda yaşadığı şeyin adı "entelektüel suikast"tır. Bu toplumda akıl, uzun süren bir suikastın kurbanı olmuştur.
Bu toplum, ince bir bilinç terziliğinin, son derece hassas bir "sosyal nanoteknoloji"nin son ürünüdür. Bu topluma kaba şiddetin dışında son derece programlı ve sistematik bir ideolojik şiddet uygulanmıştır.
Kaba şiddetin etkisi kısa vadede ve geçici iken ideolojik şiddetin etkileri uzun dönemli ve çok daha kalıcıdır. Bugün gördüğünüz toplumsal, kültürel, sanatsal
Nedim; Danimarka’ya annesi ve dayısıyla birlikte göç etmiş mülteci bir çocuk.
Babası ve kız kardeşi SamiNedim; Danimarka’ya annesi ve dayısıyla birlikte göç etmiş mülteci bir çocuk.
Babası ve kız kardeşi Samira’yı savaşta kaybetmiş, yalnız ve mutsuz.
Annesi iş bulup çalışmaya başlar ama Nedim’in mutsuzluğu daha da artar. Okula gitmek istemez.
Annesi Nedim’i ikna edemez ama dayısı devreye girip bir çözüm bulur.
Samira artık onlarla olmasa da Nedim’e çok faydası dokunacak.
Morten Dürr’den trajik başlayı
Serra Kadembasan büyülü geçmişini
geride bırakmaya kararlı... İnsanlarla
çevrili normal bir hayat istiyor. Bu yüzden
insanların yaşadığı bir kasabaya taşındı.
Peki, inli cinli ve de perili geçmişi onun
yakasını bırakacak mı?
Bu biraz zor görünüyor. Ev arkadaşı Düş
Emici bir canavar, kiracısı bir Cin ve kapı
komşusu da boynuzlu bir iblisken hele...
Ya insanlar? Onlar Serra'nın gözünde
büyüttüğü kadar şahane yaratıklar
olabilir mi?
Aslında kız yavaş yavaş bunu da
sorgulamaya başladı. Ne de olsa plastik
kirlil
Hey selam, ben Sherlock Bones.
Sherlock Bones da kim, diyorsunuz.
Peki, övünmeyi sevmem ama sadık dostum Watts, müzemizdeki en iyi dedektif olduğumu söyler.
Değil mi Watts?
Watts'ı duyamayabilirsiniz çünkü kendisi aslında bir DOLDURULMUŞ PAPAĞAN ama neyse ki Watts'ın ne düşündüğünü her zaman biliyorum.
Şu anda düşündüğü şey şu: Kayıp MAVİ ELMAS vakasını çözebilecek miyiz ve çok geç olmadan DOĞA TARİHİ MÜZESİ'Nİ kurtarabilecek miyiz?
Watts?..
Sizi Arda Giz ile tanıştıralım. On beş yaşındaki genç Arda’nın hayatı son zamanlarda pek de yolunda değil. En iyi arkadaşlarından biri Almanya’ya taşındı. Diğeri ise Japonya’da... Üstelik çok özel bir yeteneğini de daha yeni kaybetti. Kendini çok yalnız ve sıradan hisseder.
Derken bir çığlık! Arda ara sokağa dalarak genç bir kızı bir sokak çetesinin elinden kurtarır ve kendini inanılmayacak kadar tuhaf bir maceranın içinde bulur. Kurtarıldığı anda kaçıp giden Pembeli Kız’ı ararken Arda çok büyük bir tehl
Poyraz hayvanları seviyor, Onları merak ediyor. Sorular sora sora Cevapları arıyor.
Bazı soruları acayip Ama onların da var cevabı. Şimdiki soru şu: Salyangozlar çorba içer mi?
Okumadan bilemezsin. Çorba içer mi salyangozlar, Sormadan göremezsin. Nerede saklanıyor cevaplar?
Daha önce yayımladığımız Cömert Ağaç ve Kim Ucuz Bir Gergedan Almak İster kitaplarıyla çok sevilen Shel Silverstein’den yepyeni ve özgün bir yapıt daha…
Bir Buçuk Zürafa
Shel Silverstein bu kitabında da insan-hayvan ilişkisini şiirimsi bir dille eğlenceli ve etkileyici bir şekilde anlatıyor.
“Bir zürafanız olsaydı eğer
Ve o gerilseydi yarısı kadar
Olurdu bir buçuk zürafanız…”
Kim demiş Evrim Teorisi zordur diye Alın size resimler ve de kafiye Okuyacaksınız hem eğlenip hem öğrenerek Elinizden bırakamayacaksınız hikâyenin sonunda dek Darwin amcanızla çıkın bu yolculuğa Yelken açın dünyanın dört bir yanına…
Pireler gitsin diye
Saymayı öğrendi kedi.
Sayıları öğrense de
Kovamadı pireleri
Çünkü yaramaz pireler
Bilmiyordu saymayı.
Anladı ki küçük kedi,
Kovmak için pireleri
Pire tasması edinmeli.
Çok sevindi küçük kedi
Öğrenince sayıları.
Öğrenerek başarıyordu
Hayatı tanımayı
Emre iki gündür ateşli bir halde bitkin
yatıyor. Muhtemelen, kişisel temizliği
konusunda yeterince özenli olmadığı için
mikrop kapmış olmasının sonucu bu.
Ailesi, ateşi düşmediği için endişeleniyor.
Bunun nedeninin Covid-19 olup
olmadığını öğrenmek için hastalık kontrol
merkeziyle iletişime geçtiler.
Emre'yi hasta yatağına düşüren neydi?
Emre'ye Covid-19 bulaşmış olabilir mi?
Emre'nin hikâyesini, görünmeyen
düşmanlarımız olan virüsler, bakteriler,
parazitler hakkında şaşırtıcı şeyler
öğrenerek okuyacaks
Toplam 348 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.