Yara da ‘'İnsan'' Merhem de..

Bu kitap Arap düsüncesinin gramere dönüsüm serüvenini ale almaktadir. Bu çerçevede Arap düsüncesinin gramerle olan iliskisi ve dilin gramerlesme süreci konu edilmektedirç Gramer konusunu üç parametre üzerinden tartistigimiz kitapta, ilk parametre dilin zaman ve mekan bakimindan sinirlandirilmasi ve buna paralel biçimde nahvin insasidir. Ikinci parametreyi, Arap nahvini, Araplarin akil yapisi, düsünce sekli ve inanç sistemi olarak gören görüs olusturmaktadir. Üçüncü parametre Arap dil geleneginde ileri sürül

İnsanlık, değersiz bir muameleye tabi tutuluyor. Toplumlar, devletler en ileri iletişim araçları ilebaşkalaştırılıyorlar. Başka emellere başka hayatlara mecbur bırakılıyorlar. Bütün değer yargıları yerdeğiştiriyor; çoğu zaman değer ve yargı olmaktançıkıyorlar. Yeryüzünde fitne çıkaranlar, bozgunculukyapanlar kısaca yavuz hırsızlar; yeryüzüne barış getirmedeiddia sahibi olarak pazarlanıyorlar.Hakk 'tan ve haklıdan yana olanlar çeşitli propagandaaraçlarıyla her gün biraz daha kaybediyor, her gün birazdaha aza

Yüce Allah'a inanan Müslüman toplumlar, Kur'an-ı Kerim'i daima en yüce Kitap olarak tanımış ve inanmışlardır. Bu yüce değere, nazil olduğu gibi sahip çıkıp okumak inananların en önemli görevidir. Ona sahip çıkmak ise, onu öğrenmek, öğrendiğimizi anlamak ve o yüce değeri en güzel şekilde yaşamaktır. Kısacası okuyup anlayarak, daha da önemlisi yaşayarak Kur'an'dan hiçbir zaman ayrılmamak gerekir. Öte yandan Kur'an-ı Kerim'i okurken hataya düşmeden okumak, ona karşı gösterilmesi gereken saygıdan dolayı, herkes

... Şehnaz, koşar adımlarla meçhule doğru ilerlerken, birdenbire olduğu yerde durup, elindeki tahta bavulu sol dizine dayayıp bekledi. Sonra içi burkularak geriye dönüp doğduğu ve büyüdüğü eve son defa baktı ama belli belirsiz görebildi... ... Fakat ne kendi, ne de komşularının evlerinde, görmek istediği telaş ya da hareketlilik vardı. Her yerde tam bir sessizlik hâkimdi. Sanki evi, komşuları, hatta bütün köy sessizliğe gömülmüş, onun gitmesini bekliyordu...

İslâm bir kısım vecibelerin zor, acı ve tatsız olduğunu kabul eder; ancak o vecibelerin içinde gizli öyle bir hikmet vardır ki, onunla işin meşakkati hafifler, acısı gider, insanın sınırlı aklının göremeyeceği nice gizli güzellikler onunla ortaya çıkar. İşte o zaman insanın önünde işin gerçek yüzünü aksettiren yeni ufuklar açılır. İnsan onunla şimdiye kadar görmediği şeyleri de görmeye başlar. İnsan işlerin sıkıntısını çektiği ve musibetlerin içine gömüldüğü bir anda bile o ufuklardan kendisine mutluluk rüz

Başımı, ellerimin arasına alıp nedamet feryatları içinde yaşadığım o terkten sonraki günler... Dayanılamaz bir acı içinde geçen sensiz yıllar... Yaptığı hatanın bedelini şimdi, kırk parçaya bölünmüş bir gönülle ödemeye çalışan, bu sebeple neredeyse aklını ve sağlığını yitirmek üzere olan ben... Severken terk ettiğim seni, pişmanlığımın, perişanlığımın ve aptallığımın içine çekip cehenneme attığımı bilmez miyim hiç?

Edebî Mekânın Poetikası, Abdülhak Şinasi Hisar'ın romanlarında mekân tasarımına yön veren zamansal mesafenin mekânlaşma sürecindeki etkilerine odaklanan bir kitap. Birinci bölümde bu etkinin iz, metafora dönüklük ve nostalji kavramlarına atıfla açığa çıkarıldığını görüyoruz. İkinci bölümdeyse yazar, Abdülhak Şinasi Hisar romanlarının mekân tasarımını belirginleştirmeyi, onları tarihsel sürekliliğin bir parçası kılarak sağlıyor. Bu noktadan hareketle ikinci bölüme, söz konusu romanların modern Türk edebiyatı

Son yıllarda çocuk terbiyesi üzerine pek çok kitap yazılıyor. Değerli psikologlarımız, pedagoglarımız bu konuda çalışmalar yapıyor, konferanslar veriyorlar. Anne - baba adayları yavaş yavaş bu konunun önemini kavrıyor ve kendilerini eğitmenin yollarını arıyorlar. Ben çocuğumu çok seviyorum, öyleyse iyi anneyimdir" düşüncesinin yanlışlığı zihinlere yerleştikçe kişiler terbiyeci olmanın bir sanat olduğunu kavrıyorlar. Her sanat gibi terbiyecilikte istek, bilgi, tecrübe, zaman, sabır, temelleri üzerine oturur.

Bir eğitim klasiği sayılabilecek olan bu eser, zamanın yıpratıcı gücü karşısında, geçen onca zamana rağmen dimdik ayakta durması ile çocuk ve aile eğitimi sahasında bir şaheser olduğunu ispatlamıştır. ''İyi bir çocuk yetiştirmek, hazineler dolusu servetten daha hayırlıdır. Çünkü bunlar yaşayan hazinelerdir. Yaşlandığımız zaman en büyük düşüncemiz, geride iyi bir miras bırakmak değil midir? Bu eser kendi kanı ve canı olan çocuklarına zerre kadar bağlı aileleri uyaracak, onların düşünmelerini sağlayacaktır.

Kimi zaman birleşmez heceleri düşlerin kelimeleri ayrılığın, toprağın, suyun ve aşkın. ...

Heva, Kur'an'da yer alan, en önemli kavramlardan biridir. Kur'an'da geçen "ahlak" ve "tasavvuf" kavramlarından biri olan Heva, olumsuz anlamda o ayette tekil (heva), on sekiz ayette çoğul (ehva') olarak geçer. Ancak İslam literatüründe sıkça kullanılan "ehl-i ehva" tabiri Kur'an'da hiç yer almaz. İnsanı en iyi bilen yaratıcısı Yüce Allah, kullarından isteklerini, onlara faydalı ve zararlı olan şeyleri kitabında açık açık belirtmiştir. Bu konuda bütün insanlar uyarılarak, bayağı arzulara uymamaları hususun

Milli Mücadele dönemi, Türkiyede, üzerinde en çok çalışılan konulardan biri olmakla birlikte, bu çalışmalar daha çok siyasi ve askeri olayları açıklamakla sınırlıdır. Ekonomik ve özellikle sosyal tarih çalışmaları yok denecek kadar azdır. Devlet ve devlet kurumlarının fonksiyonları, siyaset ve siyaset kurumlarının faaliyetleri, ordu ve askeri kurumların çalışmaları ayrıntılı bir biçimde ortaya konmuştur. Ancak milletin bu mücadeledeki katkısı ve rolü tam olarak tesbit edilmemiştir. Halbuki bu mücadele, bir

Din Görevlileri Mesleki Bilgiler soru Bankası Tüm Konuların Geniş Özeti Konu Anlatımlı / testli Bu eserimizin yayınlanmasında, daha önce ilk baskısını yapmış olduğumuz ve aynı adı taşıyan Din Görevlileri Mesleki Bilgiler ve Soru Bankası adlı kitabımıza sizlerin duymuş olduğu yoğun ilgi büyük rol oynamıştır. Sizlerden gelen istek ve talepleri göz önüne alarak gözden geçirilmiş, ilaveli ikinci baskıyı sunmaktan mutluluk duyuyor, kitabımızın şekillenmesinde öneri ve eleştirileri ile bizlere maddi ve manevî y

"Bir ülkenin ahlaki kurallarla yönetilip yönetilmediğini anlamak isterseniz o ülkenin müziğini inceleyiniz" Konfüçyüs Oda müziğinin en yalın biçimini oluşturan düetler, bireylere birlikte müzik, yapma fırsatı sunarak teknik entonasyon, ton kalitesi, deşifre, müzikal ve duyuşsal becerilerin gelişimine katkı sağlayıcı bir özelliğe sahiptir. İki viyola için dünya halk ezgilerinden seçkin örneklerin düzenlenip uyarlandığı bu çalışmanın Hazırlanmasındaki temel amaç viyola ve oda müziği dağarına katkıda bulunmak

Ben, Muharrem oğlu Kenan! Eşsiz güzellikteki memleketimi terk edip yaban ellere geldim. Dünyadaki tek varlığım olan eşim ve çocuklarım, fani dünyanın ağır yükü altında ezilsin istemedim. Ben, Muharrem oğlu Kenan! Çocuklarıma güzel bir gelecek bırakabilmek için, gece gündüz çalışıp didindim. Bu acımasız şehir benden çok şeyler götürdü. Ne vardı, bin bir çeşit çiçekleri, çiğ düşmüş çimenleri, kekik kokan çayırları, sis çökmüş dumanlı dağları terke edip buralara gelecek? Ben, Muharrem oğlu Kenan! Çocuklarım

Kur'an-ı Kerim, nazil olmaya başladığı andan itibaren gerek Hz. Muhammed'in gerekse ona inananların inanç, düşünce ve yaşam tarzlarını şekillendiren en önemli kaynaklardan biri olmuştur. Hz. Peygamber kendisine inen vahyi tebliğ etmenin yanında onun gereklerini yerine getirerek inananlara örnek olmuş, Müslümanları organize edip, dini ve siyasi birlik oluşturarak Arabistan'ın büyük bir kısmına hakim olan bir devlet kurmuştur. Onun vefatından sonra devletin başına geçen ilk dört halife devrinde önemli siyasi,

Sevda rüzgarında. Gün olur volkan ateşiyle. Savrulur durur gönlüm. Ben seni sen olarak sevdim. Sus konuşma. Ben beni bileyim. Bırak eller söylesin aldırmam. Sevdama gölge düşürmem. Düşürmem sevdiğim. Yeterki beni sev bana gel, bana gel sevdiğim...

Modern anlayışlara her zaman mesafeli olan Erich Fromm, psikinaliz ve genel düşünce tarihide Batı'nın önemli isimlerinden biri olarak yerini almıştır. Öyle ki, ABD'nin en popüler yazarları arasında ön sıralarda yer almaktadır. Bu popülerite sadece ABD ile sınırlı kalmamıştır. O, Avrupa ve dünyanın pek çok yerinde benzer bir ilgi ile okunan isimler arasında önemli bir yere sahiptir. Ülkemiz açısından da durum çok farklı değildir. Ortaya koyduğu psikolojik, sosyolojik, felsefi, dini ve tarihi görüşleriyle, he