Hayâtın anlamlandırılmasında vahyin hesâba
katılmadığı siyâsal ortamlarda yaşayan
Müslümanlar küfrün kuşatması altındadır. Bu
kuşatmayı yararak tevhîdî düşüncede ve
amelde istikâmet üzere kalabilmek; hayâtı
îmân üzere sonlandırabilmek ideal olandır.
Kur'ân-ı Kerîm ve sünnet-i Rasûlillâh
Müslümanca yaşamayı ve Müslümanca ölmeyi
tavsiye etmiştir. Bu durumun gerçekleşmesi
için evvelâ mârifetullah üzerinde yoğunlaşıp
sahîh bir îmâna ermek sonra da İslâm'ı bütün
boyutlarıyla ihsan hâlinde yaşamak gerekir.
Ma'rif
Abdullah İbnu Mes'ud el-Hüzeli r.a.'nın anlattığına göre, bir adam kendisine: Sırat-ı müstakim doğru yol
nedir? diye sordu. İbnu Mes'ud, ona şu cevabı verdi: Muhammed (alehissalatu vesselam), bizi sırat-ı
müstakimin bir başında bıraktı. Bunun öbür ucu ise cennete ulaşmaktır. Bu ana yolun sağında ve solunda
başka tali yollarda var. Bunlardan her birini başında bir kısım insanlar durmuş, oradan geçenleri
kendilerine çağırıyorlar. Kim bu dış yollardan birine süluk ederse, yol onu ateşe götürecektir. Kim de
sır
Sağ-sol demeden Kitabın ortasından konuşmayı seven milletimizi ortadan başlayan kitapla ağlanacak halimize gülmeye, eğlenerek düşünmeye davet ediyorum. Davete icabet sünnettir unutmayın!
Biz, Mevlana Hazretlerinin sözlerini yazan, altına lise kompozisyon dersinde yetmiş alan öğrenci düzeyinde yazılarını ekleyenleri de, yaptığı programları editörlere üç beş kuruşa kitap haline getirenleri de, internetten kopyala yapıştır yazanları da gördük. Ve zor da olsa zamanla anladık.
Ancak dediğim gibi
Aynaya bak gözlerim...
Affet suçluların suçunu ve unutma pişmanlığın mahzun duruşunu, sonra anla ruhların masumluğunu...
Karanlığın girdabına kapılma, bil ki karanlığı gördüğün kadar yakınsın aydınlığa...
Aynaların ötesine geçsin gözlerin!
Varlığın imlasında üç nokta oluver de, sürdür varlığı ve tüket yokluğunu...
Aynaya bak gözlerim...
Öyle sakla ki kendini kendine, duyulsun sustukların, sonra öyle sus ki içten içe, ibret olsun anlattıkların!
Orman yangınları küçük alevlerden çıkar.
Huzur sancıları küçük deliklerden sızar.
Ömrünü adadığın hasretlerine kavuşmak için, yaptığın onca plan, harcadığın yıllar kat ettiğin yollar, biriktirdiğin demirler, betonlar...
Bir de bakmışsın yaralarını dikmek için yanında yoklar.
Birden geçmişe döner hatıralar.
Nerede dersin gönlümde huzur ormanlarını yakan tüm kıvılcımlar?
Nerede başladı bu ateş?
Şimdi gözümün önünü göremeyecek kadar her yer alev alev.
Yok mu saklanabileceğim huzurlu bir ev?
Ey deli gö
"Biliyorum Rabbim, Senin bana yazdığın kader daha güzel, sadece bilmiyorum."
Her şey ama her şey üzerine mi geliyor?
Bu hız, bu kargaşa seni bunaltıyor mu?
Durup düşünmeye, düşündüğün şeyi yapmaya cesaretin mi yok?
Öyleyse YENİDEN BAŞLIYORUZ!
Kur'ân-ı Kerîm ve sünnet-i nebî başta olmak üzere İslâm'ın diğer kaynaklarını da mükemmel bir dengeyle harmanlayan, insan sevgisi, nefsi ıslah etme ve ahirete yatırım ile İslâm'ın özünü ifade ederek orijinalliğini muhafaza eden tasavvufî sistem öteden beri dikkatimizi çekmekteydi.
Ülkemizde büyük ölçüde bilgi kirliliği ile halkımıza takdim edilen bu sisteme ve mensuplarına dair bir süredir devam eden çalışmalarımızı insanımızın istifadesine sunmak için elinizdeki çalışmayı kaleme aldık. Sûfîleri çeşitli y
Bu çalışmayla gayemiz az-çok tasavvufa ilgi duyan, bunun ötesinde gönül dünyasını aydınlatmak için bu yola sülûk eden ve bazı tasavvufî kavramlarla hemhâl olmasına rağmen hangi kavramla neyin kastedildiğini ayırt etmekte zorlananlara kılavuzluk edebilmektir.
Çalışma, mümkün olduğu kadar, günümüz okuyucusunun okuma zevki ve derinliği dikkate alınarak şekillendirilmeye çalışılmıştır. Tasavvufun tecrübeye dayanan yapısı, tecrübe edilen hâl ve makamların dil ile ifade edilmesindeki zorluk ve okuma alışkanlığım
HACI HASAN EFENDİ (KS) VE TASAVVUF ANLAYIŞI
Bir ömrünü İslâm'a hizmete adamış bir isimdir Hacı Hasan Efendi (ks). Şahit ümmetin zirvedeki öncülerinden biri olarak, yaşadığı bölgede ümmetin sorunlarını tespit etmiş, sonra da Kur'an'ı Kerim ve sünnetten çözümler sunmuştur.
Bu kısa çalışma 1970'lerden beri onu gören ve tanımaya çalışan iki kişinin tanıklığıdır. Yahyalı Yahyagazi Lisesi'ne öğretmen olarak atandıktan sonra ise her hafta sohbetlerine aksatmadan katılarak şahitliğimizi perçinledik ve onun hâller
İhtişamlı Tarihimizden Muhteşem Öyküler
"Bir zamanlar biz de millet, hem nasıl milletmişiz:
Gelmişiz dünyâya milleyet nedir öğrenmişiz!
Kapkaranlıkken bütün âfâkı insâniyyetin,
Nûr olup fışkırmışız tâ sînesinden zulmetin"
Bu kitapta;
Mustafa Kemal öldürüldü mü?
Öğretim sistemi nasıl beyaz cahiller yetiştirdi
Büyük Türkiye = Küçük Biritanya
Bu ülkenin hep sadece siyaset yapan, sivil toplum faaliyetleri yürüten, eline
hiç taş, silah,sopa almamış kesimi kimler?
Medeniyetin gerçekte ne demek olduğu;
Doğu Medeniyeti ile Batı Vitrininin farkları
Cehaletin sadece ?kara" değil, ?beyaz" çeşidinin de olduğu
Medeniyetler çatışmasından ezoterik - batınÎ (gizil) sorgulamalar
Türkiye Cumhuriyeti'nin nasıl kurulduğu
Mustafa Kemal ? Mendere
Bu eser, Hz. Nebî'in izinden giden ashab-ı kiramın fedakârlığını, çilesini, aşkını bugünün dimağlarına aktarmak ve bugünün insanına ibretler taşımak niyetiyle kaleme alınmıştır.
Çünkü Hz. Peygamber izinde yürümüş asr-ı saadetin o güzel simaları günlük yaşantımıza örnek olacak nice güzel hatıralar bırakarak göçüp gitmiştir.
Maksadımız ashab-ı kiram gibi sevdalı ve onlar gibi Rasûlullah'ı ve ehl-i beytini seven neslin inşasına bir nebze olsun katkıda bulunmaktır.
Oruç çoğalmaktır. Zamanı ve ânı çoğaltma. Günü kesitlere bölerek, çalışarak, dinlenerek yaşamak...
Oruç, insanın kendi farkına varış olayıdır. Hücrelerine değin kendini bilmenin bir başka adıdır.
Oruç; sakınmadır, korunmadır. Bilerek ve isteyerek yemeden, içmeden kesilmedir. Kendine helâl olanından bile uzak durmadır. Değil ki bir başkasının malına el uzatmak, kendine ait olanına bile dokunamamanın adıdır oruç. Oburluğu, tıkınmayı yenmenin de adı.
Gecenin içinde bir gece olduğu, gecenin içinde bir başka yaş
Dinin iki yönü vardır: Birincisi, akıl boyutu; ikincisi, duygu ve gönül boyutu. Dinlerdeki duygusal boyut daha etkilidir. İdeal olanı, akılla duygu arasında ahenkli bir denge kurabilmektir. Ne sadece akıl yeterlidir, ne de yalnızca duyguyla işi götürmek mümkündür.
Görül adamları ciddi bir manevi eğitimden geçerek olgunlaşmışlar; önce kendilerini tanımış ve kendileriyle barışmışlar, daha sonra insanlar bir huzur iklimine davet etmişlerdir. Elinizdeki kitapta gönül adamlarımızdan, gönül dünyamızı aydınlatanl
Sözün ve kalemin dahi donduğu "Sarıkamış Faciası'nı" bilir misiniz? Çoğu, düşmana tek kurşun bile sıkmadan buzdan ve kardan heykellere dönüşen on binlerce Mehmetçiğin, Allahuekber Dağları'na sürülüşünün hazin "beyaz öyküsü'nü...
"Sarıkamış" sadece küçük bir serhat şehri, karlı bir dağ başı değildir. Sarıkamış, milletimizin inancının, sabrının ve direncinin zamana, mekana ve mesafeye karşı ağır imtihandan geçtiği beyaz bir mahşer yeridir. İman, cesaret ve asalet abidesi binlerce Mehmetçiğin donarak şehit dü
Nefsini Öldüren Gelsin
Bu dervişlik yoluna
Sıdk ile gelen gelsin
Hak'tan özge ne ki var
Gönlünden silen gelsin
Dervişlik dedikleri
Nihayetsiz denizdir
Bu payansız denizin
Mevcini duyan gelsin
Derviş dili nur doğar
Her lahza göğe ağar
Ben diyem doğru haber
Canına kıyan gelsin
Dervişin gözü açık
Dün ü güni uyanuk
Bu söze Rabbim tanuk
Bakmadan gören gelsin
Dervişin kulağı sak
Hak'tan alır ol sebak
Deprenmeden dil dudak
Sözü işiden gelsin.
Dervişler Hakk'ın dostu
Canları ezel mesti
Aşk şem'ini yaktılar
Pe
Yaratılış sırrına ererek, insanları irşad için diyar diyar dolaşan, herkesin kaldıramayacağı dert ve ızdırabla insanları irşad eden Hakk'ın sevgili kulları, hikmetli sözleriyle gönüllerde öyle bir tesir bırakır ki, onlara bakanlar; yönünü ahirete, Mevla'nın rızasına, aşkına, muhabbetine çevirirler. Onları seyre dalanların gözünde dünyanın bir toz kadar bile değeri kalmaz. Çünkü onlar Hakk'ın kendilerini sevdiği kullardır. Onlar, Hakk'ı seven âşıklardır.
SORUN ÇÖZENLER SORUN KARŞISINDA ÇÖZÜLENLER
Aile içi sorunların küçüklüğü sizleri yanıltmasın. Zira ailelerin dağılmasına sebep olan şey sorunların bizzat kendisi değildir. Sorunları çözmek adına atılan yanlış adımlardır. En basit zannettiğiniz bir sorun yanlış yöntemler sonucunda büyük felâketlere dönüşebildiği gibi, en büyük bir sorun ise doğru metotlar sayesinde zararsız hâle ve hatta kazanıma dönüşebilmektedir.
Sorunlara yanlış yöntemler ile müdahale edip çözemeyen aileleri gelecekte bekleyen tehlike,
Fatih'le başlayıp Kanunî ile altın çağını yakalayan Osmanlı Medeniyeti'nin ledünnî köklerini, köşe taşlarını, kendine has özelliklerini, ayırt edici vasıflarını ve üzerinden yüzyıllar geçmesine rağmen pörsümeyen izlerini/güzelliklerini keşfetmeye çalıştık.
Bu görkemli medeniyeti inşa eden Osmanlı insanının ve toplununum güçlü vasıflarını, göz kamaştırıcı hasletlerini, ana kaynaklardaki duruluğuyla aktarmaya gayret ettik.
Şurası muhakkak ki, yeni bir medeniyet inşa etmek istiyorsak yitik medeniyetimizi k
Toplam 28 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.