Bir Anadolu düşü, Anadolu toprağının bir haykırışıdır. Aynı zamanda hiçbir şeye geç kalmadığımızın, kararlı olduğumuzda, emek verdiğimizde taşı bile yeşertebileceğimizin öyküsüdür.

Leylekler insanlar gibi göçmendirler. Anadolu'nun sulak bir köyünde, yasam alani olarak burayi seçen leylekler ve onlarin rahatini saglamak isteyen duyarli bir köy halkinin, leylekler için yaptiklari mücadele anlatilmaktadir.

Lodosculuk bir meslek değildir. Doğadan beslenen canlılar gibi, Lodosculuk da dalgalardan besleniyordu. Trakya'nın Karadeniz kenarında bir köyde yaşayan Yusuf'un doğaya, denize olan aşkı onu bilmeden çevre dostu yapmıştı. Mutluluk peşinde koşarken, onurlu bir yaşamı hak ediyordu, hak ettiği gibi de yaşadı.

Taşkafa lakabı, Kamil'in üstüne yapışmıştı. Kamil gerçekten taşkafa mıydı? Söyleneni anlamayan, kavramayan biri miydi, yoksa güçlü, taş gibi bir çocuk muydu? Köyde okula başlayan Kamil, ailesi şehre taşınınca ne yapacaktı?

Tombul'la Sülün diğer martılarla birlikte vapurun etrafında dönüyor, atılan simitleri havada kapıyorlardı. Çığlıkları ile alçalıp yükselmeleri o kadar uyumluydu. Simit atmayanlar da martıları ilgi ile izliyordu.

Hakkında öyle hikayeler anlatılıyordu ki duyan kulaklarına, gören gözlerine inanamıyordu? Deniliyordu ki, kimi hayvanların bulunmaz dostu, kiminin ise amansız düşmanıdır, Palavracı Avcı. Ama sağda solda, kehvelerde evlerde anlatılanların ne kadarı doğruydu? Gerçekten de anlatıldığı gibi, bu avcı kekliklerin zekice saldırısına uğradıktan sonra avcılığı bırakmış mıydı?

Uçak mühendisi Mercan Bey, yerden dikine havalanan ve aynı biçimde inebilen bir uçak tasarlamıştır. Bu uçağın deneme uçuşlarının ilkinde uçak, bilinmeyen bir nedenle düşmüş ve pilot ölmüştür. İkinci deneme uçuşunu da Üç Kafadar'ların arkadaşı Gülcan'ın babası yapmış; O da uçakla birlikte bir ormana düşüp yaralanmıştır. İki uçağın da nedeni bilinmeyen bir şekilde düşmesi Üç Kafadar'ın ilgisini çekmiş, uçak fabrikasında çalışanlardan birinin uçakları düşürmek için sabotaj yaptığını düşünmelerine neden olmuştu

İki kardeşin köydeki dünyaları, basit yaşamları yalın bir dille anlatılmakta, var olan değerlerin, bir bir yok oluşu şu şiirle de dile getirilmektedir. Geriye dönmemektir Ya da geriye döneceğini bildirmek için El sallamaktır geride kalanlara Büyümektir Olgunlaşmaktır Ya da dalından düşmek Yuvadan uçmak için Kanat açmaktır Veda Bazen bebeklikten emeklemeye Emeklemekten yürümeye Ve de aylaklıktan okullu olmaya yol almaktır, Veda.

Biyoloji, daha sonra da Botanik' e merak salan Altan'ın bitkilerle tanışması ökse otuyla başlamış, neden, niçin, nasıl soruları onu bitkilerle daha çok yaklaştırmıştı. Bitki ve çiçek yetiştirmek görüntüsü altında, toplumu zehirlemek için yola çıkan, kötü niyetli insanların akıl almaz oyunlarını, nefes kesen macerayla anlatılmaktadır. Bu öyküyü severek okuyacaksınız.

Sevginin, yalnızlığın yaşandığı bir yerde, geleneksel hayatını sürdüren babaanne ve büyük şehirden gelen torunu arasında oluşan sevgi, yalnızlık paylaşımı, dayanışma güzel bir dille anlatılıyor. Birçok bölgede rastlanan efsaneler, inanışlar küçük bir çocuğun merakıyla okuyucuya sunuluyor. Anlatımda kullanılan yerel kelimeler de hikâyeye bir özgünlük katmış. Anadolu inanışlarında yer alan Cangolozlar, Alkarıları, Cinler, Su Perileri ve efsaneler halk anlatışlarından akıllarda kalanlarla birlikte hikâye edile

Sihirli Kardelenler, hafızamda hapsedilmiş yüzlerce eşsiz hayat hikâyesinden yol bulup gün ışığına çıkan bir selamlaşmadır. Unuttuklarımızı, kaybettiklerimizi hatırlamak, güzel duygularla yâd etmektir. İster başımızla hafif bir selam verelim ister göz kapaklarımızı usulca kapatıp açarak kalpten kalbe yolculuk yapalım, insana ait güzelliklere duyulan sonsuz saygıdır. Sihirli Kardelenler, hayatıma bir noktadan dokunup çiçekler açtıran insanlara vefa borcudur. Teşekkür etmek karşımızdaki insanı onaylamaktı

Dünya'da yaşamaya başlayan Poyri, güçlerinden çoğunu kaybetmesine rağmen hayvanlarla konuşabilmektedir. Bir gün okulca gittikleri yunus parkında yunuslardan biri ile konuşur ve çok şaşırtıcı şeyler öğrenir. Sevimli yunuslar ondan yardım ister. Poyri hemen bir kurtarma planı yapar ve Mert'le yeni bir maceraya girerler. Bu sırada kendisi de artık gezegenine dönme vaktinin geldiğini hisseder. Hayvan hakları ve empati yapabilme yeteneği işlenen bu keyifli hikaye serinin üçüncü kitabıdır.