Ortak Dolap, giysileri gibi hayatlarını da uzun süren bir ortaklıkla yaşamış ve sonunda ayrılmaya çalışan iki kız kardeşin geçmişlerinden kurtulamadıkları yaşamlarına tanıklık etmekte. Şurubiler Korosu, 13. yüzyılda Ahi Evran tarafından kurulan Ahilik örgütünün aradan geçen yedi yüzyıl sonunda Taş Oda'da unutulmuşluğunun öyküsü. Her şeyden önce "iyi insan" olmayı öğütleyen esnaf kesimine ve "eli açık ve gönlü açık" olmayı bir yaşam biçimi edinmiş yarenlere müzikli ve hüzünlü bir bakış.

Yabancı, 'aykırı' ya da 'farklı' olarak nitelendirilen birinin, kendini ifade etme ve bunu topluma kabul ettirme arayışının öyküsü. Kitapta 'oyun içinde oyun' ve ilginç bir kurgu tekniğiyle anlatılanlar, çoğumuzun her gün tanık olduğu yaşamımızda karşılaştığımız gerçek olaylar. Oyunun aktardığı bu öykü, aslında ötekileştirilen, görmezden gelinen bütün bireylerin yaşamlarını yansıtıyor.

Edebiyat türleri içerisinde 12 Eylül darbesinden ve darbe sonrası oluşan atmosferden en fazla etkilenen türlerin başında tiyatro edebiyatı gelmektedir. Çünkü genel anlamda tiyatro, özel anlamda ise oyun yazarlığı paradoksal bir biçimde hem toplumların tarihindeki kırılma süreçlerinin öznesi, hem de nesnesi olabilen, toplumla arasında diğer sanat ve edebiyat türlerine göre daha girift ve sıkı bağlar bulunan bir sanattır. Diğer edebi ve sanatsal alanlar darbenin yarattığı negatif ortamdan belirli bir oranda e

Çağdaş İrlanda tiyatrosu yazarlarından Marina Carr, oyunlarında Yunan mitolojisindeki Medea, Antigone, Elektra, Hekabe gibi güçlü ama erkek egemen sistemin kurbanı olmuş kadınların öykülerini, İrlanda'da yaşayan her sınıftan kadınların yaşamlarına uyarlayarak anlatır. Kitaptaki üç oyunda da başkahramanlar, aile, toplum, din ve diğer kurumların baskılarıyla ev ile dış dünya arasında sıkışıp kalmış, ne içerde ne dışarda kendilerine yer bulamamış İrlandalı kadınlardır.

"Çağdaş Alman Tiyatro metinlerinin dünya şehri İstanbul'daki birçok tiyatro sahnesinde giderek artan bir ilgiyle karşılanması çok sevindirici. Goethe Institut'un son yıllarda çok sayıda önemli yeni tiyatro oyununun Türkçeye çevrilmesine odaklanması bu gelişmede itici güç oldu. Bu çalışmaların sonucunda elinizde tuttuğunuz oyun seçkisi yayımlandı..." -Christian Lüffe, Goethe-Institut İstanbul Müdürü-

Kadının tiyatro sanatında kendini kanıtlayıp kabullendirmesi uzun zaman almıştır. Kadının geri planda kalan yaşamı, onu, tiyatrodan, sahneden yüzyıllarca uzak tutmuştur. Bu süreçte kadınların sahnedeki boşlukları erkek oyuncular tarafından doldurulmaya çalışılmıştır. Erkek oyuncular, çeşitli olumsuz görüşlerle karşı karşıya kalsalar da kadın rollerini imkânları ölçüsünde her çağda ve her ülkede uzun yıllar sahneye taşımışlardır. Geleneksel tiyatromuzda da bu sorun, kadın rollerinin erkek oyuncular tarafında

Yazarlar:A. Deniz Bozer, Mustafa Bal, Sibel İzmir, Dilek İnan, Gülşen Sayın, A. Gökhan Biçer İngiliz tiyatrosu alanında uzman olan yazarlar tarafından hazırlanmış bu kitapta, postdramatik tiyatro türünde eser vermiş olan Sarah Kane, Mark Ravenhill, Martin Crimp, Simon Stephens ve Tim Crouch gibi günümüzün önde gelen İngiliz yazarlarının belli başlı tiyatro oyunları kapsamlı olarak tartışılmaktadır. Ele alınan bu oyunlarda 1990'ların tiyatro akımı In-Yer-Face Tiyatrosu'ndan postdramatik tiyatroya geçiş üzer

"Gelişen, küreselleşen dünyada, halkın yaşamı, geçmişi ve bugününü öğrenmek beceri ister; bu beceri sahne sanatının aslında alfabesini oluşturmaktadır. İnsanların hareketlerini, heyecanlarını, duygularını, tutkularını onların bütün kişisel ve belirli özelliklerini doğal bütünlüğüyle, yaratıcı biçimde algılamak, zahmetli bir uğraştır. Bunları sabır ve inatla öğrenmek gerekir."

"Tarık Günersel'in piyesleriyle gerçek anlamda ilgilenmeye başladığımda Yarım Bardak Su yayınlanmıştı. İlk şiir kitabı Otmopoli'de Akşam'ın 1982'de, öykü kitabı Bedenlere İnanır mısınız'ın 1999'da yayınlandığı, uzun zamandır Birikim Dergisi'nde şiirlerinin yer aldığı, besteci Selman Ada'nın 1989 senesinde tamamlanan Alibaba & 40 operasının 1991'den günümüze hem Türkiye hem de dünya sahnelerinde yer bulduğu düşünülürse çağdaş bir sanatçıya yönelik bilgimin çok zayıf kalmış olduğu görülür. Bu açığı zaman iç

Her insanın söyleyecek bir sözü vardır. Kimi insanlar bir romanla, bir şiirle dile getirmişlerdir içlerinde besledikleri derin duyguları. Kimileri de tarihin gerçeklerini, bilimsel araştırmalarını, yazdıkları inceleme kitaplarıyla... Bu düşünce, bir süre sonra kitapların vazgeçilmez bir özelliği olmuştur. İşte bu gelenek Türk edebiyatında da, önceleri bazı romanlarda, çok az da olsa şiirlerde ve daha sonra da tiyatro oyunlarında devam etmiştir. Özellikle 1859-1923 yılları arasında oyunlar yazmış olan yazarl

"Tiyatronun insanla yaşıt tarihi boyunca oyun metni sayısız dönüşümlerden geçmiştir. Bu nedenle, tarih boyunca kuramcılar onu ele alıp kimi zaman nasıl olması gerektiğini anlatmak, kimi zaman da nasıl olduğunu anlamak adına, analizini ve değerlendirmesini yapmayı sürdürmekteler. Elinizde tuttuğunuz bu kitap da, bir sanat eseri olarak oyun metninin anlam katmanlarının soyulmasını ve böylelikle içerdiği derin anlamlara ulaşılmasını sağlama niyetinin bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır..." -M. Melih Korukçu-

Arnavut asıllı Kosovalı genç yazar Yeton Neziray, ülkesinde ve Balkanlar'da yakın tarihlerde yaşanan sosyo-ekonomik ve politik kaosun birey ve toplumlar üzerinde yarattığı travmaları yeni oyunları ile yansıtmaya devam ediyor. Kosovalı Peer Gynt, 1990-2014 yılları arasında ülkesindeki olumsuzluklardan kaçıp diğer Avrupa ülkelerinde yaşamını sürdürmeye çalışan genç bir insanın dramatik serüvenini gerçekçi-şiirsel bir dille anlatıyor. Acındırma Propaganda Birimi, Arnavutluk'ta 1990'lardan önce yaşanmış otorit

Bu kitabın yazarı David Zinder, Tel Aviv Üniversitesi Sahne Sanatları'ndan emekli bir profesör, Michael Chekhov Vakfı'nın kurucu üyelerinden ve oyuncu eğitimi, tiyatro yönetmenliği üzerine kırk yıla ulaşan deneyimi olan biri. Beden Ses İmgelem, Michael Chekhov Tekniğinde böyle usta bir eğitmen tarafından yazılmış bir kitaptır. Kitap, oyuncunun yaratıcı ifadesini geliştirme amaçlı hazırlanmış kapsamlı egzersizlerden oluşmaktadır. Bunlar, hem İmge Çalışma Eğitimi hem de Chekhov Tekniği egzersizleridir. Bu te

Ortalama iki saatle bitmez bizim işimiz. Uykuda ve ayakta düşlerimizi, hayallerimizi, bedenlerimizi, beyinlerimizi tarumar ederiz mesleğimiz uğruna Düşüncelerimiz hep önde gider, duygularımız seferber olur. Ve bütün bu duyumlardan muhteşem bir zevk alırız. Ne ki, yaşamımızı tüm hücrelerimizle işgal eden sanatımız seyirci ile buluştuğunda iki üç saat içinde bitimli olmaya mahkûmdur, bir sonraki gösterime kadar. Sanki elimizde silgi tüm deneyimlediklerimizi sileriz. Bir yenisini doğurabilmek için sileriz. Ama

Ülkemizde kadınların günümüzde de sürüp giden erkek baskısı altındaki yaşam zorluklarını anlatan tek kişilik bir kadın oyunu. Oyunun kahramanı Reyhan, geçmişi geride bırakmanın kanatlandırdığı özgürlük duygusunu, evlenip baba evinden uzaklaşırken tadar. Evde kalmaktan korktuğu, babaevindeki baskıdan kurtulmak, büyük şehirde geleneklerin, göreneklerin denetiminden uzak, yeniyi ve değişkenliği olabildiğince yaşamak için evlenir... Ancak böyle bir yere gidiyor olmanın sevinci, Mimali'nin tek odalı evine varınc

Çağdaş Fransız oyun yazarları arasında dünyada oyunları en çok oynanan Koltès'in ölümünden sonra yayınlanmış ve son oyunu olan Roberto Zucco, İtalyan bir katilin gerçek/ trajik yaşamöyküsünden alınmıştır Yazar, annesini, babasını, bir polisi ve bir çocuğu öldüren bu aykırı kahramanını, lirik anlatımıyla, olayların arkasından sürüklenen, yenilgiyi kabullenmiş bir ?kurban' olarak göstermekte ve onu bir ?aziz' düzeyine çıkarmaktadır. Koltès, duyguya, coşkuya ve aşırılığa dayalı üslubuyla, bu oyununa, paradoksu

Erhan Yardımcı / F. Egemen Arslan / Alperen Yeşil / Hilal Kuvvet Kör Yaşamda Tekinsiz Düşünceler, Simülasyon Kuramını oluşturan ünlü Fransız düşünür Jean Baudrillard'ın yaşam öyküsünden yola çıkılarak yazılmış kurgusal bir oyun. Yedi, ülkemizde sık sık yaşadığımız maden ocaklarında meydana gelen facialarla ilgili ironi ve hüzün dolu bir sahne çalışması. Pembe Postal askerlikte başlamış sıra dışı bir arkadaşlığın sonraki kuşaklara da uzanan trajik öyküsü. Odada, savaşta altüst olmuş psikolojisi sonucu yaşamı

Kitaptaki planlar, ortaokul dönemindeki tüm yaş grupları için ve ayrıca, biraz daha ayrıntılandırılarak, lise döneminin ilk iki yılındaki öğrenciler için uygulanabilir. Her birey, her grup farklıdır. Her bireye ve her gruba özel yaklaşımlar getirilmesi gerekir. Bu kitapta yirmi dört uygulama planı bulunmaktadır. Bu planları ilk olarak Geleceğimin Atölyesi Projesi kapsamında Selma Akay İlköğretim Okulu'nda uyguladık. Yaratıcı drama çalışmalarına sekizinci sınıftan kırk öğrenci katıldı. Katılımcılar, sosyo-ek

Kostüm tasarımcısının düşüncelerini kâğıda dökmesi başlangıç için ilk adımdır; ancak bu düşüncelerin uygulanabilmesi için teknik bilgiye ihtiyaç vardır. Kostüm uygulama bilgi ve prensiplerinin anlatıldığı bu kitap, kostüm tasarım öğrencileri, amatör tiyatro toplulukları ve tiyatro öğrencilerine bu konuda rehber olacak nitelikte hazırlanmış bir çalışmadır.

Vera Tulyakova Hikmet 1977 ve 1978 yıllarına ait, Nâzım Hikmet'in fotoğraflarını içeren iki duvar takvimini bir müze ziyaretçi defteri gibi değerlendirip, yıllar boyunca evinde ağırladığı bazı konuklarının imzalamasını, içinden geçenleri kısaca yazmalarını sağladı. Bu kitap o ziyaretçilerin yıllar sonra birbirinden bağımsız, Nâzım ile Vera ve onların evlerine dair kendi hikayelerini içermektedir.