‘Her şey 1886'da başlamıştı. Bir eczacı olan Dr. John Pemberton ne kadar büyük bir keşif yaptığının farkında olmadan dünyanın en popüler içeceğinin formülünü bulmuş ancak ilk yıl, bardağı sadece 5 cent olmasına rağmen sadece 9 bardak satabilmişti... Oysa dünyanın belki de en ikonik, en bilinen içeceği olacağını hiç düşünmemişti. Evet, coca-cola... Yüz yirmi yılı aşkın bir süredir insanların keyifle içtikleri bu meşrubat, günümüzde saniyede sekiz bin şişe gibi olağandışı bir tüketim rakamına ulaşacaktı...'
Cihangir, Taksim´in, Beyoğlu´nun, İstanbul´un daha çok geceleri yaşayan yüzünün, doğal bir parçası, uzantısıydı. Bazı sokak ve caddeler adeta eşcinsellere, travestilere tahsis edilmiş gibiydi. Entellerin de ev tutmak, yaşamak için rağbet etmeye başladıkları bir semtti... Kendi halinde yaşayan aileler de vardı kuşkusuz ve onlar da, bu eski semtin yaşamakta olduğu önü alınamaz değişimi iç geçirerek izlemekten gayrı bir şey yapamamanın çaresizliğini simgeliyorlardı.
(Arka Kapak)
Dünyanın büyüsünü bozdular. Yaşamak şimdi ne telaş, ne heves, ne ihtiras barındırmaz. Çünkü etten varlığımızdan fazlasının olmadığını söylediler bize. Etten bir varlığımız yoktu bizim oysa, saç telinden, tırnak ucuna kadar söz ve hatırdan yapılmıştık. Etimiz varsa bile ona hiç bakmamış, onu hiç dinlendirmemiş dinlememiştik.
Durup kendini hatırlamak özlemek kendini arasında büyü, insan ile hayatın. Bir sesin öğlenlerimizi uykumuzu yırtması, yırtıp bırakması. Büyümüzdür bu, yoksulluk bir çağrışımdır dünyanın
Bir çağ dönümü öncesini irdeleyen son denemeleriyle Mehmet Serdar acaba kendi alanına estetik bir müdahale mi amaçlıyor? Kuşkusuz yukarıdaki türden bir soruya hem evet hem hayır demek olası... Evet, çünkü "deneme"yi daha belirgin yaklaşımların ve daha somut tanımların içine çekmeye çalışıyor.Onun "esnek, açık uçlu yapısı" üstünde duruyor.? Öte yandan denemenin "korkusuzluğu"nu ilan eden Serdar, aynı zamanda "kendi"sini tanımakta; niçin ve nasıl yazdığını anlatmakta: sürekli dış dünyayı gözlemleyen, onu araş
... Tüm insanlar iyi yaşam arayışı içindeler. Arayışlarını dünyasal değerlere; paraya, pula, şana, şöhrete odakları zaman yaşamları zorlaşıyor. Zorlukları akılla çözmeye yöneldiklerinde diğer insanların akıllarıyla çarpışıyorlar ve karşıklı çıkar hesapları yaşamı her gün biraz daha karmaşıklaştırıyor. İyi yaşama ancak aklımızı, nefsimizi, duygularımızı ruhsal değerlerimizin ışığı ile aydınlatmakla ulaşılabilir.Hakka, hukuka, adalete saygı; kavgaları bitirir, barışı getirir...
Her Kadın Önce Bir Hayaletle Sevişir, aşk acısını saramayan Suzan'ın ilk aşkının hayaletinde kendini arayışının öyküsü... Buna belki de kayboluşunun öyküsü demeli! Kadın yitirdiği aşkın hayaletini kovacak erkeği buluyor ama erkeğin onu kuşatacak cesareti yok. Suzan aşk girdabında, arzunun ve tutkunun sabırsız şöleninde tek başına kaybolacak! Yazar, bu ilk romanında gerçekle düşün, hastalıkla sağlığın, gündüzle gecenin ve elbette iyi ile kötünün bıçakla kesilip ayrılamadığı yerden bakmaya cesaretlendiriyor o
Eşsiz tatların mutfağı, yemek kültürünün iki önemli şehrinden seçme lezzetler...
Hatay'da büyümüş Mardinli bir ailenin kızı, deneyim ve yorumlarla hazırladığı yıldızlı tariflerini ilk kez paylaşıyor.
"Kitap, ideoloji üzerine bölgesel teori ya da alan teorisi araştırmasına girmekten çok, ideoloji kavramının ve doğal olarak bu pratiğin iktidar alanlarıyla ilişkisini anlamak ve ideolojinin yaşayan ağını kurmaya çalışmaktadır. Kapitalizmin hem çobanı, hem de koyunu yaratmasına rağmen, tarihsel süreç içinde özneler zaman zaman hakim, egemen ideolojik söyleme ihanet ediyorlar ve olgu ve süreçlere dışarıdan bakabiliyorlar. Bu durum özellikle geleneksel siyasetin son kullanım tarihinin dolduğu zamanlarda oluyor
Emekli bir asker olan John Gable aldığı bir haberle geçmişe döner ve başına geleceklerden habersiz Amerika'dan Türkiye'ye doğru yola çıkar.
Binlerce kilometrelik bu yolculuk Hakkâri'de görev yapan Binbaşı Cem Elvan ve emir eri İsmail'i de içine alacak bir serüvene dönüşecektir.
Onlar birbirlerini bekleyedursun, geçmişe ait ruhlar da yerlerinden çıkıp bu üç adamın kaderine ortak olacaktır.
Yazarlar: Canset Gordi, Ezgi Demirci, Feryal Çıkıkçı, Gamze Aras, Kaan Öztürk, Narin Gündoğuş, Reşat Eraltuğ
Yedi farklı öykücünün çalışmalarından derlenen bu küçük kitabı, yayına hazırlayan Ferhat Uludere şöyle anlatıyor: ‘Kitabın sayfaları arasında birbirinden farklı yedi öykü yer alıyor. Her biri farklı tarzda ve farklı bir teknikle yazıldı... Elinizde tuttuğunuz kitap küçük bir kitap olabilir ama her bir öykünün hayatla bir derdi var.
Kitapta yer alan öyküler İstanbul Müjdat Gezen Sanat Merkezi ve İzm
She, Kadının içindeki eril enerjinin kitabı; bir Jung analisti de olan Robert A. Johnson kadına mitolojiden de yararlanarak başka bir bakış atıyor. Jung'un tanımlamasına göre, her kadının bilinçdışında animus (maskülen yön), her erkeğin bilinçdışında ise anima (feminen yön) vardır. Bu özellikler cinsel ya da davranış unsuru olmaktan çok arketipsel enerjilerdir. Johnson, bu kitapta ve birlikte okunduğunda daha zevkli bir okuma serüveni sunan He kitabında bu enerjilere yoğunlaşmaktadır. ‘...Yunan mitolojisind
He, Erkeğin içindeki dişil enerjinin kitabı; bir Jung analisti de olan Robert A. Johnson erkeğe mitolojiden de yararlanarak başka bir bakış atıyor. Jung'un tanımlamasına göre, her kadının bilinçdışında animus (maskülen yön), her erkeğin bilinçdışında ise anima (feminen yön) vardır. Bu özellikler cinsel ya da davranış unsuru olmaktan çok arketipsel enerjilerdir. Johnson, bu kitapta ve birlikte okunduğunda daha zevkli bir okuma serüveni sunan She, kitabında bu enerjilere yoğunlaşmaktadır. ‘...Modern Batı topl
'Hikayeler yoksa boş bir çuval gibiyizdir. Ne kendimizi tanıyabiliriz ne de başkaları bizi tanıyabilir. Başka bir deyişle varlığımız beş duyuyla algılanabiliyorsa, varoluşumuz da anımsadığımız hikayelerle algılanabilir ancak.'
Çeviri ve şiirlerinden tanıdığımız Orhan Tuncay, bu kez öyküleriyle bizi bir edebiyat şenliğine davet ediyor
Joyce, Dublin'in yaramaz çocuklarının, sokak müzisyenlerinin,
siyasetçilerinin, rahiplerinin ve bu şehirden kaçmak isteyenlerle kaçamayanların
hikayelerinin anlatıyor. 1905 yılında tamamladığı bu hikaye derlemesi konu aldığı
hayatlar ve kullandığı dil yüzünden İrlanda'da ve İngiltere'de yayınevlerince ahlaka
aykırı bulunup kabul edilmemiş, yayımlanması 'Sanatçının Delikanlılık Portresi' ile
yakın zamanı bulmuştu.
'Bireysel Gelişim', 'Kariyer' ve 'İletişim' alanlarındaki otuz yıllık
birikimini kurucusu olduğu Gelişim Enstitüsü'nde katılımcılarla paylaşan
Yasemin Sungur, bu kitapla okura kılavuzluk ediyor, gelecek hedeflerinin
'başarı' ve 'mutluluk' olarak gerçeğe dönüşebilme yollarına ışık tutuyor.
''Mutlu ve Başarılı İnsanların Büyüleyici Gücü: İletişim Becerisi
İletişim, bilgi alışverişidir. İletişimde mesaj verilir ve mesaj alınır. Anlamak ve
devam edebilmek için duygular içermeli, amacı olmalıdır. İz bırakan, duy
Yarattığı hayaletler, onu edebiyat ve felsefe tarihinin en tartışmalı isimlerinden biri yapmıştı. Justine/Erdemin Felâketleri, Sadeın edebiyat dünyasına ilk adımıdır. Bu kitapla başlayan serüven onu vazgeçilmez kılacak ama ödülü zından olacaktı. Bu eseri yazdığı için lanetlenmiş, hapsedilmişti... İşlediği suçlardan(!) dolayı uzun yıllar cezaevinde yattı ve 40 yıllık bir tarihi şöyle özetledi;
Beni bedensel günaha ilişkin dayanılmaz bir perhize mahkûm ederek mükemmel bir iş yaptığınızı düşündünüz ama y
Bütün bir 19. yüzyılın en çok tartışılan ve okunan yazarlarından biri olmasına rağmen, tüm eserlerinin gün ışığına çıkabilmesi için 20. yüzyılı beklemek gerekecekti.Yayınlandığı yıllardan günümüze dek, her dönem dünya edebiyatının en önemli eserleri arasında yerini almıştır. Tam olarak bitirememiş olmasına rağmen Sodom'un 120 Günü, "şeytanın ta kendisi", "bir canavar" gibi nitelemelerle tanıdığımız Sade'ın, dünya edebiyatına mal olmuş en önemli eserlerinden biridir. 'Jüstine', 'Juliette' ve 'Sodom'u Türkçey
"Şimdi kalk!"
Ayağa kalkmayı denedim. "Öyle değil!" dedi, "Diz çök!" İtaat ettim ve o beni kırbaçlamaya başladı. Kırbaç vuruşları hızla ve sertçe sırtıma, kollarıma inmeye başladı, her biri etimi kesiyordu ve yanmaya başladı, ama acılardan zevk alıyordum, çünkü taptığım, her an canımı onun için verebileceğim kadından geliyorlardı.
Durdu. "Yavaş yavaş hoşuma gitmeye başlıyor" dedi, "Bugün için yeterli, ama şeytan bir merak, ne kadar dayanabileceğini soruyor içimde, gaddar bir zevk senin kırbacımın altında
Franval, ezberi ve öğretilmiş olanı yerle bir eder, toplumsal değerlere ve tabulara karşı bir başkaldırı hikâyesidir metnin tamamı. Soylu bir babanın kızını kendi tahayyül ettiği yaşam biçimine göre yetiştirmesi ve bunun doğurduğu trajik bir hikâyedir. Erdemi tarif etmek için erdemsizliği bilmenin gerektiği bir yaşamdır. Marques de Sade‘ın sapkınlıkla ithaf edilmesine neden olan ancak salt kendi arzuları için her yolu mubah sayabileceklerin eleştirisidir Franval. Sözün ustası, kelimelerin büyücüsü Marques d
Kenan Sarıalioğlu tarafından kaleme alınan Prevet'in çok yönlü sanatsal kişiliğini gözler önüne seren kaynak bir kitap. Sarıalioğlu bu titiz çalışmasında, Prevet'in yazdığı şarkı sözlerinden hikâyelere, yaptığı kolajlara, senaristliği ve yönetmenliğine kadar her eserine değinir ve ortaya kısa ama güçlü bir metin çıkar.
Toplam 186 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.