Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 62 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2
Modern Türkiye`nin temelleri inşa edilirken, din ve dine dair kurum ve oluşumlar paranteze alınmıştı. Sorunlar da şimdilerde paketlenmiş halde kaldırılan bu parantezden sökün etti. Kültürü besleyen ana damar din, kuşkusuz kurutulamazdı. Bastırıldıkca, engellendikçe, merdiven altı dindarlığı oluştu. Ancak bu illegal oluşumların yavaş yavaş sekulerlesmeyi beslediği gerceği gözden kacırıldı. İntisap edenleri tatmin etmeyen, dine mesafeli olanları iyice uzaklastıran `sahte dindar kimlikler` coğaldı. Bu dönemeçt
Tükendi
Fransa'da on sekizinci yüzyılın en dikkate değer tarafı fikir edebiyatı idi. Bu ihtilâl öncesi cemiyetteki suiistimaller, çok fazla idi. İşkence, baskı ve adaletsizliğin ölçüsüz kötülükleri karşısında meydana gelen haklı protesto dolayısıyla kelimelerini nadiren erişilebilen bir canlılık ve orijinallik ile bileyen parlak bir yazarlar grubu doğmuştu. Bu zor zamandaki düşünce önderleri düşmanlarının bile dikkatini zorlayan bir üslûbun üstatlarıydı. Ağır bir seyir takip eden terakki savaşında edebiyatın daha k
Tükendi
Stefan Zweig... Dünyanın en karanlık, en vahşi bütün zamanları için barışı özlemiş ve aramış bir yazar. O ele aldığı konuyu büyük bir ustalıkla tarihsel,siyasal arka planıyla kaynaştırıp, bir bütün halinde okurun önüne koyar. Bu yüzden, onun kaleme aldığı biyografiler, bu türün bütün sınırlarını zorlayarak, neredeyse bambaşka ve yepyeni bir edebi esere dönüşürler.O ele aldığı kişiyle birlikte hem o kişinin oluştuğu tarihsel dönemi alabildiğine geniş bir şekilde yargılarken, aynı zamanda bu tarihten çıkacak
Tükendi
Bu kitabın amacı Mezopotamya hakkında ilk kez bir şeyler okumaya istekli kişiler için ve özellikle Mezopotamyalıların sanat ve yazılarında yansımaları görülebilen inanç sistemlerine ilgi duyan kişiler için giriş niteliğinde bir kılavuz sunmaktır.
Tükendi
"Eşyanın çeşitliliğini ve ayırt edilişini çelişme halinde keskinleştiren düşünücü akıldır. Zira varyasyonlar, birbirleri ile ancak keskinleşince çatışır ve negatiflik kazanır ki hayatın nabzını meydana getiren bu negatifliktir. Gelişme prosesüsü ancak zıtların çatışması ile mümkündür ve böylece çelişmeyi aşarak yüksek bir kesime ulaşır. Fakat nerede çelişmenin yani tenakuzun gelişme gücü yoksa karşı durulan varlık veya şey bu çelişme yüzünden ölür." Hegel'in bu düşüncesi Marksizm'in anlaşı
Tükendi
Çomuk Duran'a sorsalar tanıyorum, iyi tanıyorum diyeceği köylüsü ve komşusu Hüsne anayı, bir haftalık yolculuktan sonra kafasından silip atmış. Şimdi onun kafasında yepyeni bir Hüsne kadın varmış. Son bir haftalık zaman, "eksik-etek" ve erkeğin yanında "bir hiç" olan kadını silip süpürüp yok etmiş. Yorulmayan, korkmayan, her işi beceren ve güçlüklerden yılmayan yeni bir insan varmış artık. O, erkeklerin çoğunluğunun yapamayacaklarını yapabilen Hüsne kadının canlı tanığıymış. Ona saygı ve hayranlık duymaktay
Bu kitapta Eflatun'dan Karl Marx'a kadar büyük politika felsefecilerinin teorileri özetlenmiştir. Batı'nın düşünce geleneğini, özgürlük ve otorite kavramlarını politika felsefesinin temel taşları haline getirmiştir. Özgürlüğün sınırları neleridir, devlet otoritesinin kaynağı ve sınırları, otorite ile özgürlüğün ilişkileri nelerdir? Bütün politika teorileri bu sorulara cevap vermeye çalışır. Ve bunlar bütün devirlerde politik rejimler ve ekonomik sistemlerin de temel problemleri olarak, zama
Tükendi
Modern düşüncede Descartes başta olmak üzere Spinoza ve Leibniz gibi düşünürler rasyonel teolojinin sözcülüğünü yaparken akıl hakikatleri ile iman hakikatlerinin uygunluğu'nu iddia etmişlerdir. Dahası onlar vahyin ve mucizenin geçerliliğini aklın temin edebileceğini ileri sürmüşlerdir. Hatta dini hakikatlere aklın zaten ulaşabileceğini söylemek suretiyle Tanrı'nın bilinebileceğini veya kanıtlanabileceğini ve bunda sadece aklın gerçekleştirebilceğini ifade etmişlerdir.
Tükendi
"Devletin ideolojik aygıtı olan medyanın, kendi gündemini yaratırken, hem örtük hem açık biçimde ırkçılık, etnik ön yargı, zenofobi, antisemitizm gibi kavramlar üzerinden nefreti yeniden ürettiğini ya da pompaladığını biliyoruz. Medya olumsuz, alaycı ifadeler, küfür, hakaret, aşağılama, abartı taktiklerine başvurarak "öteki" leştirdiği ve "hedef" haline getirdiği grupları kamu güvenliğini tehdit edici "potansiyel risk ve tehdit saçan öcüler" gibi sunarak, toplumdaki "öteki" gruplara karşı beslenen ön yargıl
Tükendi
. "Gelecek, geleceğimiz olan gençler... Babasız bıraktığımız... Çocukluklarını ve gençliklerini yaşatmadığımız... Okutamadığımız... Yarınlara her bakımdan donanımlı başlamalarına olanak tanımadığımız... Beyinlerini ve ruhlarını dumura uğrattığımız... Yok saydığımız... Varsınız diye cezalandırdığımız... Demir kapılar arkasına tıktığımız... Paranoyalarımıza kurban ettiğimiz... Gençliğimiz... Geleceğimiz... Yaşlı örümceklerin ördüğü ağlara takılıp kendi ağlarını öremeyen yarınlarımız... Yaşamı ve tarihi kendil
Köprü Kitapları tarafından yayınlanan Polonyalı Simeon'un 1600'lü yıllarda İstanbul ve Anadolu'ya yaptığı seyahatinde kaleme aldığı yazılarından oluşan "Polonyalı Bir Seyyahın Gözünden 16. Asır Türkiyesi" adlı kitap 256 sayfadan oluşmaktadır. Polonyalı Simeon, bu kitabın sayfaları arasında İstanbul ve Anadolu'ya nostaljik bir geziye çıkarıyor okuru... "Bir gu?n bir şehirliden rica ettim ve onunla beraber herkesin gıpta ettiği Ayasofya'ya gittim. Şeyhlere bahşiş verdik ve bizi içeri aldılar. Mabedin bu?yu?kl
Tükendi
Ermeni sorunu zihinlerimizde bu denli yer işgal etmişken yu?zyıllardır birlikte yaşayan iki halk olarak birbirimiz hakkında neler biliyoruz? Bu coğrafyada, iyi ve kötu? gu?nleri, varlık ve yoklukları birlikte çeken iki halkın başkaları u?zerinden birbirini tanıması, sadece son yüzyıl içerisinde yaşanmış olaylardan hareketle önyargılar edinmesi ne derece sağlıklı? Ermeniler de diğer gayr-i mu?slim azınlıklar gibi Osmanlı Devleti'ne önemli hizmetler vermiş bir halk. Sarayın hazinedarlarının daima Ermenilerden
19.Yüzyıl'ın ikinci yarısında Osmanlı coğrafyası hayli karışıktır.Bir taraftan yaşanan Balkan ve Rus harpleri diğer taraftan Osmanlı Devleti'nin modern çağa ayak uydurma çabaları ortayakaosla dolu bir görüntü çıkarmaktadır. Balkan milletlerinin ayaklanmaları, her bir milletin bağımsız bir devlet olma arzusu,büyük devletlerin Osmanlı Devleti'nin iç işlerine müdahaleleri,durumu dahada içinden çıkılmaz hale getirmektedir. Bu karmaşa içerisinde Balkanlar üzerinden Anadolu'ya seyahat etmiş bulunan Henry C. Bark
Dinler tarihi, insanlığın ruhi ve fikri açıdan olgunlaşma aşamalarını, bu aşamaların çeşitli şekilde ortaya çıkan belirtilerini her anıyla göstermesi açısından en fazla üzerinde durulması gereken bir bilim dalı. İnsanlığın ilk devirlerinden, günümüze kadar inanç ve ibadet alanında takip ettikleri yanlış yolun, gerçek görüntüleri sadece Dinler Tarihi yoluyla anlaşılabilir. Dinler Tarihi, insanlığın bu yoğun düşünceler karşısında, nasıl çırpınıp neler düşündüğünü ortaya koymakla birlikte, bu düşünceler net
Tükendi
İstanbul'un Adaları sadece güzellikleri ve Marmara Denizi'nde inci gibi dağılmış cezbedici ihtişamıyla değil, aynı zamanda Bizans döneminde sürgüne gönderilen ve ölümlerine kadar sefil bir hayat yaşamaya mahkum edilen imparatorları, kraliçeleri ve prensleriyle de ünlüdür. İşte bundan dolayı adalara, Prens adaları adı da verilmiştir. Bizans tarihi, kanlı ihtilaller ve siyasi entrikalarla doludur. Onlarca yönetici Adalar'da inşa edilen manastırlarda ya gözlerine mil çekilmiş veya gözden uzak bir yaşama sürgün
Tükendi
Seyahatnameler sadece bir gezi kitabı değil aynı zamanda dönemlerinin siyasi ve toplumsal yönlerine ışık tutan önemli birer tarihi belgedirler. Seyyah basit bir aktarıcı değildir. Gördüklerini kendi süzgecinden geçirip yorumladıktan sonra aktarır. Bunları yaparken belki farkında olmadan tarihi olgulara öznel bir boyut kazandırır ama bir taraftan da çok değerli bilgiler aktarır. İspanyol seyyah Clavijo'nun seyahatnamesi de dönemine ışık tutan bir belge olması nedeniyle önem arz etmektedir. Yaşadığı dönem ise
Tükendi
Antonie Olivier'in Türkiye Seyahatnamesi bir Avrupalı'nın Osmanlı Devleti ile ilgili detaylı ve sürükleyici gözlemlerini ve incelemelerini içermektedir. Fransız bir doktor olan Olivier Fransız Devrimi'nden sonra politik amaçlarla, İstanbul'a Fransız Hükümeti tarafından bir heyetin başında gönderilmiştir. Eserin önemli bilgiler içermesinin yanında yazarının da akademik bir kimliğe sahip olması ayrıca göz önünde bulundurulmalıdır. Nitekim bu kimliği nedeniyle olsa gerek, ekonomik, sosyal, kültürel konularda o
Tükendi
İslam tarihinin derinliklerinden haberdar okurların da bildiği bir realitedir, bilhassa Emevilerden günümüze İslam Coğrafyasına hakim olan ve Kur-ani perspektiften uzak, Peygamberin tebliğine aykırı din anlayışları farklı zamanlarda ortaya çıkıp günümüze kadar gelmeyi başarmıştır. Elbette Kur-an perspektifinden uzak bu muhafazakar yahut geleneksel İslam anlayışları, uzun tarihi süreçte nice Müslüman toplumları İslam'ın gerçek kaynaklarından uzaklaştırarak; bu toplumları, gelenekselleşmiş, yozlaşmış, dinin
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 62 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2