Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 128 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2
Bu eserde online manevi danışmanlık terapilerinin, yüz yüze gerçekleştirilen terapiler kadar etkili ve başarılı olup olmadığı sorusuna cevap verilmeye çalışılmıştır. Manevi danışmanla yüz yüze terapi yapma imkânı bulunmayan danışanlar, alternatif olarak online manevi danışmanlık hizmetlerinden ekonomik bir şekilde yararlanabilirler. Danışanlar, mekândan bağımsız olarak istedikleri bir manevi danışmanla online olarak görüşebilirler. Zor hayat şartları altında birçok insan bazı karmaşık değişkenlere bağlı ola
Tükendi
Gökyüzü, yıldızlarla doluydu. Ay, daha doğmamıştı. Yıldızlar, geceyi aydınlatıyordu. Dünya’mızın uydusu Yeni Ay evresinin karanlığında uyuyadursun, parlak yıldızların arasında, Güneş Sistemi’ndeki sekiz gezegen harici bir gezegen daha vardı.Sadece çocukların bildiği bu gezegenin adı Diş Gezegeni’ydi. Evet, Diş Gezegeni… Diş şeklinde, bembeyaz ve tertemiz bir gezegendi.Diş Gezegeni, ilkokula başlarken ya da başlama yaşı gelmiş çocukların çıkardıkları süt dişlerini toplayan diş perilerinin yaşadığı bir yerdi.
Sevgili çocuklar!Tarihin hem aydınlık hem de karanlık dehlizlerinde büyük bir maceraya çıkmaya hazır mısınız?Kahramanımız Yeniçeri, sizleri öyle fantastik yaratıkların ve öyle ilginç karakterlerin peşinden koşturacak ki okudukça heyecanlanacak, heyecanlandıkça bir daha okumak isteyeceksiniz.Birçok tarihsel bilginin kahramanımız tarafından size öğretileceği bu kitabın sayfalarında ilerlerken, yeni maceraların merakıyla hem öğrenecek hem de eğleneceksiniz.İlk macera “Orman Adamı’nın Kulübesi” ellerinizde…Ve k
Bott-lee adlı plastik bir şişenin market raflarından geri dönüşüm kutusuna kadarki heyecanlı macerasının anlatıldığı bu kitap, küresel ısınma tartışmalarının tavan yaptığı bu dönemde çocuklara çevre bilincinin aşılanması için gerekli görsel ve bilişsel faydalar sağlarken, İngilizce baskısından sonra bu sefer Türkçe baskısı, basit yazımı ve görsel zenginliği ile özgün bir öğretim imkanı sunmaktadır
Dijital teknolojinin dünyamızı sarıp sarmaladığı bir süreçte bağımlılık düzeyine varan, özellikle de gençler arasında hızla yayılan sosyal medya bağımlılığı bu araştırmanın temel konusunu oluşturmaktadır. Bu anlamda sosyal medya bağımlılığı konusunda daha önce yapılmış olan araştırmaların büyük bir kısmı belirli bir sosyal medya sitesinin kullanımı üzerine yoğunlaşmıştır (Facebook). Ancak artık sosyal medya kullanımı birden çok platform aracılığıyla gerçekleşmektedir. Özellikle de yaşadığımız yüzyılda, Twit
Tükendi
Dijitalleşmenin sosyal hayatın vazgeçilmez bir parçası haline gelmesiyle birlikte insan ihtiyaçlarına hizmet edecek ve hayatı kolaylaştıracak arayışlar; eğitim, sağlık, üretim gibi sanayiden hizmet sektörüne kadar her alanda baş göstermiş, yaratılacak fark ve elde edilecek değer bu yaratıcılık sürecini doğru yönetmeyi zorunluluk haline getirmiştir. Büyümenin, varlığını sürdürmenin ve rekabetin en önemli dinamikleri arasında yer alan ‘dijitale yolculuk', içinde bulunduğumuz çağda ‘dijitalle yolculuk' olarak
Tükendi
Müsait değilim... Varlığıyla yokluğu bir olanlara müsait değilim Tüm enerjimi sömürenlere müsait değilim Boş konuşmalara, anlamsız ilişkilere müsait değilim Beni yoran insanlara müsait değilim Kendini bir halt sananlara müsait değilim Sevgisini hissettirmeyenlere müsait değilim Egosu kendinden önde gidenlere müsait değilim Verdiğim emeği hiçe sayanlara müsait değilim Değerimi bilmeyenlere müsait değilim Kısacası, bundan sonra mutsuzluğa ben hiç müsait değilim...
Balat'ın ara sokaklarında dolaştık el ele, bir pazar günüydü. Mütemadiyen, tarihi sokakların ve binaların dokusunda kaybolduk. Akşam ışıkları yanarken evlerde, denizin yosun kokusu geliyordu uzaklardan. Bir şarkı çalıyordu, kahvelerimizi yudumlarken, ruhumuzun yaralarına merhem oluveriyordu. Sonbaharda adresini şaşırmış bir haziran günü gibi, bayram sabahı heyecanında, yazın bitimine doğru şehre gelen o son festivale benziyordu. Bir masalın ve sonbaharın koynundaydık. O günden beri, yeryüzünde sevdiğin her
Bugün itibariyle internet kullanıcı sayısı dünya nüfusunun yarısını geçmiş durumda. Milyarlarca kullanıcıdan söz ediyoruz. Aynı zamanda e-ticaret hacmi 4,2 trilyon doları bulmak üzere... Rakamlar internetin büyüklüğünü gözler önüne seriyor. İnternet büyüdükçe; insanların yaşam biçimleri ve davranışları da dönüşüyor. Dönüşüm semantik web ile daha fazla anlamsal bir hal alıyor. Söz konusu değişimler internet üzerinde var olmak isteyen şirketlerin daha nitelikli içerikler
Tükendi
Anlamlarımızı büyütmeye ihtiyacımız var, bunun için de önce özümüze dönmeliyiz, belki küçülmeliyiz... Hatta bazen günlük yaşamın kaygılarından uzaklaşıp düşünmeli, öz varlığımızı eleştirmeli çünkü ancak böylece gerçeğin, iyiliğin ve güzelliğin kaynağını gösteren ufuklar açılır... Öz bu şekilde ancak yüce amaçlara doğru yönelir ve anlam bulur. Özgür düşünceli, başkalarının dayattıkları veya kendi tutkularının hezeyanlarına inanmaz, gözlemleyerek ulaştığı bilgiyi işler ve kanıtları değerlendirir. Savunduğu te
Stratejik, siyasi, fikrî ve günlük konuşmalarda: "Kara Hâkimiyeti, Deniz Hâkimiyeti, Kenar Kuşak Hâkimiyeti, Hava Hâkimiyeti vesaire teorilerle, insanların düşünce hürriyetlerini belli kalıplara, yani teorilere döken, bir şekilde sığlaştıran zeminden kurtularak, tarihi bilinebilen stratejik/küresel esas aktör/devletlerinin dünyada uyguladıklarına; çıkış yerlerine bakılmaksızın ele geçirdikleri mekân ve alanlara, kontrol ettikleri sahalara, önlerine çıkan engellere ve güçlerini kullandıkları boylamlara bakar
Tükendi
19. yüzyılın ikinci yarısında Osmanlı Devleti'nin yaşadığı zaaf neticesinde iç problemler ve yaşanan iç sıkıntılar sırasında da taşrada, merkeze karşı güçlü aileler ortaya çıkmıştı. Merkez ile taşrada bulunan aileler arasında çıkan anlaşmazlıklarda Osmanlı topraklarını parçalamak isteyen yabancı güçler Osmanlı iç meselelerine müdahale etmeye başlamışlardı. Müdahele eden güçlerin hedefi ise parçalanan Osmanlı topraklarından en büyük payı alabilmekti. Bu güçler arasında en önemlisi İngilizlerdi. Mısır ve Do
Tükendi
Katliam tanıklarından Ermeni Gazeteci Dair Kheiran o günler için şunları söylemişti: Ölülerin yakılmasıyla görevli Ermeni grup, Hocalı'nın 1 kilometre batısında bir yere 2 Mart günü 100 Azeri ölüsünü getirip yığdı. Son kamyonda 10 yaşında bir kız çocuğu gördüm. Başından ve elinden yaralıydı, yüzü morarmıştı. Soğuğa, açlığa ve yaralarına rağmen hâlâ yaşıyordu. Çok az nefes alabiliyordu. Gözlerini ölüm korkusu sarmıştı. O sırada Tigranyan isimli bir asker onu tuttuğu gibi öteki cesetlerin üzerine fırl
Tükendi
Vatan aşkına mücadele veren ismi meçhul bir vatansever diyor ki: "Kardeşlerim! Allah bizi dört sene süren bu harb-i umumide şehit olarak yanına almadıysa eğer demek savaşımız daha bitmedi. Bilirsiniz, harp bitmeden eve dönülmez. Hepiniz merdane savaşı biliyorsunuz ama o dönem bitti. Görüyorsunuz, düşman her limanda, yarın bütün şehirlerimizde, belki bir saat sonra bu surların içindeki mahallelerde, üç beş saat sonra harbiye nezaretinde, en mahrem yer olan komuta merkezinde olabilir hatta yönetimi ele alabi
"Şiir ya da nesir alanında ürün vermek için, şair ve yazarın öncelikle söyleyecek sözü olması gerekir. Beşiroğlu da söyleyecek sözü olduğu gibi, ülkemizden, yurdun ve insanların sevinçleri gibi, dertlerini de dile getirip paylaşmadan edemeyen bir kalem sahibi. Herşeyden önce memleketini ve insanlarını seven bir yürek taşıyor. Ancak bu yürek bazen öylesine dolup taşıyor ki isyan noktalarına da varabiliyor. Beşiroğlu'nun şiirlerinde fizik ötesi duygular da ağırlık kazanıyor. Yani mistik yaklaşımları da olan b
Kelimelere dikkat et mesela. / Kendi küçük ama değeri büyük Pırlantalar gibidir kelimeler. / Çok dersin üç harfle Ama öyle bir dersin ki / Özlem içerir. Hikâyesi vardır. / Ah dersin iki boktan harf. A ve H işte. / Ama o ah, anadır, babadır, Gidendir, / Gelmeyendir, Söyleyemediklerindir. / Hele ki HİÇ dedin mi Her şeyi kapsar / Çünkü her şey kısaca uzundur. Ama HİÇ / Aslında / Çok şeydir.
1918-1919'da milletin psikolojisi nasıldı? - Siyaseten, yani masa başında ülkenin kurtarılması mümkün müydü? - Kuva-yı Milliye'nin fikrî ve Milli Mücadele metodu neydi? - İstanbul hükümetlerinin Milli Mücadele'ye bakışları nasıldı? - İstanbul yönetimi ile Kuva-yı Milliye'nin arası ne zaman ve nasıl bozuldu? - İstanbul hükümetlerinin bazıları Kuva-yı Milliye'yi nasıl destekledi? - Kuva-yı Milliye Ankara Hükümeti'ni kurmadan İstanbul'un etkisini hangi vasıtalarla nasıl kırdı? - İç ayaklanmalar nasıl başladı v
Anadolu'da, Ay çarpmasına maruz kalan çocukları tedavi etmek için Yasin Suresi'nin 38., 39. ve 40. ayetleri çocukların kulağına okunurmuş ve bu ritüeli de gündüz vakti Güneş varken yaparlarmış. Yasin Suresi'nin ilgili ayetleri şöyleymiş: Güneş de kendi yörüngesinde akıp gitmektedir. Bu, mutlak güç sahibi, hakkıyla bilen Allah'ın takdiridir. Ve Ay, kurumuş hurma salkımının dalı gibi dolunay şeklinden hilal haline dönünceye kadar ona menziller takdir ettik. Güneş'in Ay'a yetişmesi ve gecenin gündüzü geçmesi m
Tükendi
Sınırlı senin ‘yok' olduğu an, Sen de gerçekten olman gerektiği şeklinle ‘var' olmaya başlayacaksın. Şimdi dağlar kadar büyük gözüken sorunların da Sen'i buldukça çözülüp evren boşluğunda kaybolacaklar. Yerine başka sorunlar ve zorluklar gelecek ama Sen onları çok farklı bakış açılarıyla hayatına kabul edip, onlar sayesinde daha da yükseleceksin. Olduğun her âna şükretmeyi öğrenecek ve bu devam eden şükür halinin getirdiği sihri gözlemleyeceksin. Bu hayat döngüsünü boşuna harcamamak adına artık kendi içine
İki yürü, bir dur, Hayatın akışı budur. Bir söyle, iki dinle, Mantığın doğrusu budur... Bir aynaya bak, Üç kendine. Bir ağla, üç gül, Kendi kendine...
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 128 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2