Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 17 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
SITKI BEY: Abdullah Çavuş, buraya gel! Şu kale uğrunda ölmek elinden gelir mi? SITKI BEY: İslam Bey, bu gece, bir yere gidecek. Beraber gidebilir misin? Fakat yüzde doksan dokuz kurşuna dizilmek var. ABDULLAH ÇAVUŞ: Kurşuna dizilirsem, kıyamet mi kopar? Vatan Yahut Silistre, Namık Kemal’in vatanperverlik ve hürriyet duygularını en iyi yansıttığı eseridir. Eserde, düşman işgalinde olan Silistre Kalesi’nin, kahraman Türk ordusu ve bir avuç gönüllü sayesinde nasıl kurtarıldığı anlatılmıştır. Gönüllerinde vatan
MACBETH ARKA KAPAK Genç Macbeth, üç korkunç cadıdan almıştı kehaneti. Önce Glamis ve Cawdor Baronu olacak, ardından kraliyet tacını giyecek ve son nefesine kadar herkesin, emrine tabii olduğu bir hayat sürecekti. Cadıların sözlerini başlangıçta anlayamayan Macbeth, söylenen baronlukların gerçekleşmesi ile kral olma hayallerini düşlemeye ve iktidar hırsına düşmeye başladı. Fakat Macbeth’ten daha hırslı ve güce susamış birisi vardı: karısı Lady Macbeth. Kraliçeliği düşleyen Lady Macbeth’in planı, bir an evvel
Kızıl Kahkaha, Rusya-Japonya savaşında Rusların hazin yenilgisini izleyen dönemde 1904’te yazılmıştır. Bu savaşta 300 bin kişilik Çarlık ordusu ölü, yaralı ve tutsak olarak 120 bin askerini yitirdi. Kızıl Kahkaha, bir Rus subayının ateşli ve parçalı monologudur, insanın insanlık dışı dehşetinin üstesinden gelen ve deliliğe sığınmaya itilen bir monologdur. Kızıl Kahkaha İçin Andreyev’in ilk düşündüğü isim Savaş’tır. Savaşın dehşeti, cinneti ve deliliği anlatır: “Gözler bakmaktan vazgeçmişti.” Andreyev savaşı
Kalbimizin kırk derece ateşe kaç gün dayanabileceğini, böbreğimizin günü birinde taş yapıp yapmayacağını nasıl bilemezsek, söylenmemesi gereken bir hakikati veya bize zorla söylettirilmek istenen bir yalanı söylememek için ne kadar tazyike tahammül edebileceğimizi de ölçemeyiz. Kimisinde bu mukavemet ölüme kadar devam eder, kimisi ilk korkunun doğurduğu heyecanla yumuşayıverip cellatlarının elinde şekilsiz bir balmumuna döner... Kurtla Kuzu adlı öyküden Türk edebiyatının usta öykücüsünden yıllara meydan oku
İlk kitap olan Swannların Tarafı’nda, Kayıp Zamanın İzinde’nin tümünde geçen temalar tanıtılmaktadır ve anlatıcının Paris ve Combray’de geçen çocukluğu, en unutulmaz şekliyle, annesinin iyi geceler öpücüğünün çağrışımıyla anılmaktadır. Anlatıcının Swann’ın kızı Gilberte’e olan aşkının hatıraları, Swann’ın Odette’ olan tutkusunun ve sonradan görme zenginler Verdurinlerin yükselişine bir açıklama getirmesini de gerektirir. “…… Tıpkı uyuyabilmem için gereken şeyin kendi annemin öpücüğü olması gibiydi bu. Daha
Araba Sevdası, Recaizade Mahmud Ekrem’in sosyal sınıfının yaşayış ve düşüncesinin ideolojik, varoluşsal, psikolojik yönlerini başarıyla yansıtan bir romandır. Araba Sevdası Osmanlı modernleşme sürecinin edebiyata en özgün yansımalarından birisidir. Modernleşmenin insan ile eşya arasındaki ilişkiyi ideolojik düzenleme mahareti anlatılmıştır. Mahmud Ekrem, araba simgesi üzerinden Osmanlı devletinin ve İstanbul’da halkın Batı kültürünü tanımaya başlayarak çıktığı modernleşme serüvenine odaklanmaktadır. Romanın
Ziya Gökalp’in milliyetçilik düşüncesinin oluşmasında Osmanlı Devleti’nin Trablusgarp, Balkan ve I. Dünya savaşlarında aldığı ağır yenilgiler neticesinde siyasi, askeri, dini ve ekonomik sorunların ortaya çıkardığı çöküş süreci yer almıştır. Bu süreç Ziya Gökalp'in düşünce yapısında ve milliyetçilik anlayışında önemli bir yere sahip olmuştur. Ziya Gökalp "Millet nedir?" sorusuna cevap verirken bu kelimenin önce ne olmadığını ifade etmiş "ırki, kavim, ümmet, halk, devlet" gibi kavramları tahlil ederek millet
Victor Hugo’nun Bir İdam Mahkûmunun Son Günü ya da Julius Fučik’in Darağacından Notlar’ı Türkiye’de bilinen eserlerdir. Aynı zamanda siyasal nedenlerle verilen idam cezalarının sarsıcı etkisi toplumun belleğinde ve siyasal hayatımızda hala canlıdır. 1984’e kadar infazlara devam edilmiştir. Leonid Nikolayeviç Andreyev’in Asılmış Yedilerin Öyküsü (1908) aynı zamanda yazarın güçlü ve haksızlık karşısında baş eğmez yanını göstermektedir. Çarlık Rusya’sının birçok aydını Andreyev’de adeta kampanyaya dönüşen idam
Bir yanda Doğu geleneğini ruhunu tüm haşmetiyle benliğinde taşıyan Ali diğer yanda Avrupa’nın ışıltısına ve kültürüne sımsıkı bağlarla tutunan Nino... İşte bu iki genç, Birinci Dünya Savaşı yıllarında alev topu haline gelmiş Bakü’de imkânsız fakat bir o kadar da büyük bir aşk taşırlar yüreklerinde. Birbirlerine besledikleri hudutsuz sevgi, onları pembe dünyalara mı taşıyacaktır yoksa devasa bir ateşe mi hapsedecektir? Azerbaycan’ın milli roman kabul ettiği Ali ve Nino, okuyucuya tarihi bilgiler vermenin yan
Ayetleri Allah tarafından, Cebrail aracılığı ile Hz. Muhammed’e vahiyler halinde indirilen Kur’ân-ı Kerim, İslâm âleminin kutsal kitabıdır. Hz. Muhammed’in gerçek bir peygamber olduğunun kanıtı ve en büyük mucizesi Kur’an-ı Kerim’dir. 114 sure ve 6666 ayetten oluşan kutsal kitabımız Kur’ân-ı Kerim’de; İslâm dininin hükümleri, ahlâk ve inanç hakkındaki kaideler, Allah’ın varlığı ve birliği, Hz. Muhammed’in kutsiyeti ve İslâm’ı yaymak adına verdiği mücadeleler, dünya üzerinde var olmuş tüm peygamberlerin muci
Emily Brontë’nin bir başyapıt olan tek romanı Uğultulu Tepeler aşk üzerine yazılmış en nadide eserlerden bir tanesidir. Yaşadığımız çağın ruhuna tezat, ölümsüz bir aşkın, olağanüstü tatlılıktaki bir sevginin, sarsıntılı bir sadakatin, insanı ölüme terk eden bir ihanetin, uzun süre planlanacak olan bir intikamın gölgesini sayfayı her çevirişinizde ürpere ürpere hissedeceksiniz. Emily Brontë 30 yaşında ölmeseydi, kim bilir başka insanlığımızın hangi karanlık yönlerine gotik ve melodramatik öğeleri mükemmel b
Yeşil Yılan ile Güzel Zambak Masalı, Johann Wolfgang von Goethe'nin ünlü bir eseridir. 1795 yılında yayınlanan bu masal, sanatsal peri masalının ilksel örneği sayılmaktadır. Bu masal, Goethe tarafından Schiller'in Über die aesthetische Erziehung des Menschen (İnsanın Estetik Eğitimi Üzerine Mektuplar) adlı eserine yanıt olarak yazılmıştır. Bu mektuplarda insanın özgürlüğü teması tartışılmaktadır. Hem Schiller uyumlu bir sosyal yaşamın ancak özgür insan kişilikleri temelinde kurulabileceğini söylemektedirler
Hayvan Çiftliği, George Orwell tarafından 17 Ağustos 1945'te İngiltere'de yayımlanan alegorik bir roman. Kitap, hayvanların eşit, özgür ve mutlu olabileceği bir toplum yaratma umuduyla insan çiftçilerine isyan eden bir grup çiftlik hayvanının hikâyesini anlatıyor. Ancak nihayetinde isyan "ihanete" uğruyor ve çiftliğin, Napolyon adlı bir domuzun diktatörlüğü altında eskisi kadar kötü bir duruma düşmesi politik bir hiciv olarak sunuluyor. Time Dergisi kitabı en iyi 100 İngilizce romandan biri olarak seçti (19
İlk yayımlandığı günden itibaren güncelliğini yitirmeyen Orwell'ın distopik romanı Bin Dokuz Yüz Seksen Dört, gündelik hayatlarındaki her şeyin düzenlendiği, denetlendiği bir toplum ve onu her anlamda baskı altında tutarak zorla şekillendiren, belleksiz bırakarak nesneleştiren iktidar aygıtı çarpıcı bir biçimde gözler önüne seriliyor. "Büyük Birader'e duyulan sevgi dışında sevgi olmayacak. Düşmanı bozguna uğrattıktan sonra atılan zafer kahkahası dışında hiçbir kahkaha olmayacak. Sanat, edebiyat ve bil
Doktor Ox'un Fantastik Deneyi Jules Verne'nin hayal gücüne aşina olanları dahi şaşırtacak bir eserdir. İnce bir mizahla sakinlikten, itidal ve yavaşlıktan, barış içinde yaşamaktan ötürü elle tutulur hiçbir olayın vuku bulmadığı, kentin yöneticileri ve kamu görevlilerinin bile yaşamları boyunca inisiyatif kullanmadan, hiçbir önemli karar almadan bu dünyadan göçüp gittiği Quiquendone (kurmaca bir kent) kentinin aydınlatma işlerini hiçbir ödenek talep etmeden Doktor Ox ve asistanı ne tür bir değişimi tetikleye
Lev Tolstoy'un en önemli özelliklerinden biri de kötülüğe zor kullanarak karşı konulmaması gerektiği düşüncesine sahip olmasıdır. Bu düşüncesini şu sözlerle açıklar: "Ateşle ateşi söndürmemek, suyla suyu kurutmamak, kötülükle kötülüğü yok etmemek gerekir." Ona göre, durum ne olursa olsun, iyilikle karşılık vermek gerekir. Tolstoy, iyiliği ahlakın merkezine koyar. İyiliği kazanmak için Mesih İsa'nın yolunda ilerlemek gerekir; onun kurallarını yerine getiren, onlara uyan, ancak iyiliği elde eder düşüncesini s
Robert Michael Ballantyne (1825-1894),İskoç yazar, yaşamı boyunca 100'den fazla kitap yazmıştır.özellikle 1857 yılında ‘'Mercan Adası'' romanı ile Türkiye'de tanınmaktadır. Genç Kürk Tüccarları (1856) , Mercan Adası (1857), Buz Dünyası (1859), Ungava: Bir Eskimo Diyarının Hikayesi (1857), Fener (1865), Korsan Şehri (1874), ve sayıları yüzü geçen birçok hikayesi bulunmaktadır. En çok bilinen ve sevilen eseri Mercan Adası'dır.
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 17 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1