Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 30 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Bilge insan Fârâbî, insanın mutluluğunu doğrudan bağladığı toplum hakkındaki tahlillerini, insan, saadet, irade, ihtiyar, ihtiyaç, teâvun, cemâat, ictimâ, ictimâât, kavm, ümmet, nâs, medîne, medeniyet, mille, din, ma'mûra ve riyaset gibi temel anahtar kavramlara yüklediği anlamlardan hareketle ortaya koyar. Fârâbî'nin söz konusu kavramlar çerçevesinde analizlerini yaparak "Sosyoloji" kapsamında veya sosyolojiye katkı olarak değerlendirilebilecek bir toplum görüşü geliştirmeye çalıştığı görülür. Nitekim bu a
Kovid-19 küresel salgını toplumsal hayatın neredeyse bütün alanlarında insanlar için yeni durumlar getirmiştir. İnsanlar ailede eğitimde ekonomide siyasette idarede organizasyonda dinde hukukta ve uluslararası ilişkilerde önemli değişikliklerle karşılaşmışlardır. Bu yeni durum ve değişikliklerin ne kadarının geçici olduğu ne kadarının ise teknik anlamda toplumda kalıcı ve köklü değişimlere yol açacağı bugün acil bir konu olarak önümüze gelmektedir. Elinizdeki kitapta Kovid-19 salgını örneğinden hareketle
Kuran toplumsal çöküşü kıssalar yoluyla pek çok örnek vererek ele alırken iniş amacına uygun bir dille, yaşayan toplumlara ısrarla mesaj vermekte ve olanlardan ders almayanların sonunun da çöküş olacağını vurgulamaktadır. Anomi, çözülme, bunalım ve parçalanmaların çokça yaşandığı ve bu yüzden de toplumsal çöküş tartışmalarının yeniden gündeme geldiği çağdaş dünyada Kuran, toplumsal çöküşü işlerken kullandığı dil, retorik ve seçtiği birey ve toplum tiplemeleriyle çağın insanına ciddi mesajlar sunmaktadır.
Tükendi
Geçmişin şimdiki zamanı belli boyutlarda şartlandırdığı, dünün bugünün içinde mündemiç olduğu veya bir anlamda bugünün, hâlâ yaşayan bir dün olduğu ve toplum kavramının geçmiş birikimlerle bize geçen bir benzerlik ürünü olduğu düşünüldüğünde, Osmanlı'nın, bugün için anahtar bir zaman dilimi olduğu anlaşılacaktır. Tarihe giderek Osmanlı'da din devlet ilişkilerini araştırmak; kendi zamanımızı kendimiz üretebilmemiz, kendi zamanımızda kendi zamanımızı yaşayabilmemiz; mâzide, şimdide ve âtide nesne değil, özne
Din beşere ilişkin bir fenomendir. Bu yüzden de dini olan hiçbir şey nihai anlamda beşeri tecrübeye yabancı olamaz üstelik din beşeri eylem ve anlam bütününü oluşturan unsurlardan birini teşkil eder. Bu unsurun tetkiki kendine has bir disiplini meydana getirir ve bu yüzden de söz konusu unsurun incelenmesinin beşeri bilimler içinde yer alan diğer akademik araştırmalara bırakılmaması gerekir. Dinin kendisi bir araştırma konusu olduğundan incelenmesi için bir metodoloji gereklidir. Elinizdeki kitap din
Seyahatnâmeler, hususiyetle tarih, sosyoloji, siyaset bilimi, etnoloji, coğrafya gibi bilimler alanındaki araştırmalar için paha biçilmez hazinelerdir. İşte elinizdeki çalışma, böylesine kıymetli hazineler arasında belki de en üst sıralarda yer alan on yedinci yüzyılın büyük İslam entelektüeli ve gezgini Evliya Çelebi'nin Seyahatnâme'si üzerine bir çalışmadır. Hep seyahatler yapmayı arzu eden ve bu arzusunu rüyasına taşıyıp rüyasında Hz. Peygamber'e "Şefaat ya Rasulallah!" diyeceğine "Seyahat ya Rasulallah!
Tükendi
Din Sosyolojisi, toplum ile etkileşim halinde gerçeklikte varlık bulan dini, toplumsal planda dini, toplumsal bir olgu ve kurum olarak dini, başka bir ifadeyle dinin toplumsal gerçekliğe dair boyutlarını inceleyen bir bilim alanıdır. İşte Din Sosyolojisi başlığını taşıyan elinizdeki bu çalışma, dinin toplumsal gerçekliğini anlama ve anlamlandırma çabasının bir ürünü olarak ortaya çıkmıştır. Bu çabayla yazar, on dört ana başlık altında din ile toplumun karşılıklı ilişkilerinin temel çizgilerini ortaya koymay
Türkiye'de Sosyal Teoride Din başlıklı bu kitabın amacı, Türkiye'de son bir asırlık din düşüncesinin, dine teorik yaklaşımların, bu teorik yaklaşımların genel sosyal teorilerle ilişkilerinin, din araştırmalarında benimsenen yöntemlerin ana hatlarıyla bütüncül bir betimlemesini yapmaktır. Kitap baştan sona kronolojik olarak okunabileceği gibi, ideolojik/teorik/metodolojik zıtlıklar ve benzerlikler üzerinden de okunabilir. Okuyucu, Gökalp-Sait Halim Paşa karşılaştırmasıyla milliyetçilik ile İslâmcılığın din y
Güven, modernlik ve onunla bağlantılı olarak küreselleşme ile birlikte anlam değişimine uğramıştır. Modernlik ve küreselleşme, insanlığın önüne çok ciddi bir güven bunalımı sorununu getirip koymuş bulunmaktadır. Bugünün teknoloji ve internet dünyasında küresel bir güven yokluğu ve yoksunluğu, neredeyse bütün toplumları kuşatmıştır. Başta Avrupa olmak üzere birçok toplumda rasyonel ve seküler temelde gerçeklik kazanan güven, toplumsal ilişkileri kaygan bir zemine taşıyan ve aslında kendi içinde güvensizliği
Dinin gölgesinde gerçeklik kazanan toplumsal hayat ve dolayısıyla din-toplum etkileşimi, Dinin Gölgesinde adını taşıyan bu kitapta anlaşılmaya çalışılmaktadır. Toplumsal yaşam, bir bütün olarak mütemadiyen dinin gölgesi altında gerçeklik bulur. Toplum, kendi doğal/zorunlu bir boyutu olarak din ile varolur; dine bağlanarak veya din ile kurduğu ilişki üzerinden kendini meşrûlaştırıp bir tür koruma altına alır, rahatlatır, haklılaştırır, olanları anlamlandırır. Toplumu, toplumsal hayatı, toplumsallığı, grubu,
Din ve kültür, toplumsal hayatta iki ayrı varlığa sahip olup birbirleriyle çeşitli tip, şekil, muhteva ve düzeylerde etkileşime girer. Toplumsal zeminde din kültürü, kültür de dini çeşitli biçimlerde ve farklı etkenlerle etki altına alır. Din-kültür ilişkileri, bazen ahenk, işbirliği, uyum ve barış; bazen de ahenksizlik, karşıtlık, düşmanlık, şiddet, çatışma ve uyumsuzluk içinde gerçekliğe yansır. Bugünün küreselleşen dünyasında her iki durumu da gözlemlemek mümkündür. Elinizdeki kitabın konusu, din ile kül
Tükendi
Toplumu, aileyi, eğitimi, siyaseti, ekonomiyi, zamanı, mekânı, hukuku, ahlâkı, toplumsal hayatın bütün yönlerini, farklı yer ve zamanlara göre değişiklik gösterse de etkilemeye ve yönlendirmeye devam eden din, günümüz küresel dünyasının/toplumunun önemli bir parçasıdır. Din, günümüzde sadece geleneğin, geleneksel sosyal yaşamın bir parçası değil, ayrıca değişimin, hatta hızlı değişimin, bu değişimde kendini gösteren kaosların, şiddetin, çatışmaların, savaşların, göçlerin, çatışma çözümlerinin, barışların ön
Kültür tarihimizin hemen her dalında bir dönüm noktası ve geniş anlamda bir kültürel değişme dönemi olarak nitelenen Tanzimat, Türkiye'ye laiklik anlayışının girmesi ve Modern Türkiye'nin laik temellerin oluşmasında etkin bir role sahiptir. Bu durumda Tanzimat Dönemi, Türkiye'de din-Devlet ilişkisi açısından bugün gelinen noktayı siyasî ve sosyolojik düzlemde anlayabilmek ve izah edebilmek için önemli bir dönemeç olarak önümüzde durmaktadır. Türkiye'nin Laikleşme Serüveninde Tanzimat bu dönemeci anlama çaba
Yûnus Emre, sözüyle, diliyle, edebiyatıyla, olaylara bakış açısıyla, tefekkürü ve felsefesiyle ölümünden yedi asırlık büyük bir zaman geçmesine rağmen, tüm dünyada etkili bir biçimde mesajının güçlü varlığını hissettirmektedir. İyi bir şair, düşünür, dil ustası ve gözlemci olduğu anlaşılan Yûnus Emre, toplumların bir yandan pek çok imkân elde ettiği, bir yandan da özellikle derin eşitsizlik, haksızlık ve mağduriyetlerle karşı karşıya kaldığı küreselleşme sürecinde insanlığa kardeşlik çağrıları sunmaktadır.
Fıkraları asırlardır çok geniş bir coğrafyada yaygınlık kazanmış olan Nasrettin Hoca, on üçüncü yüzyıldan bugüne kadar dünyada giderek artan oranda bir tanınırlığa kavuşmuştur. O bir dünya bilgesi, düşünürüdür. Bugünün küreselleşme sürecinde Avrupa ve Amerika da dahil birçok ülkede, özellikle İslam toplumlarında ve Türklerin yaşadıkları coğrafyalarda halkların belleklerinde, dillerinde, şakalarında varlık bulurken; entelektüel düzlemde daha geniş ve derin düzeyde, canlı bir biçimde varlık sahnesinde yer alm
Din, İbn Haldun'un bakış acısıyla "insanın zorunlu ve dolayısıyla varoluşsal yönünü teşkil eden toplum" için hayati derecede belirleyici bir olgudur. Din, tabiatı gereği toplumsal olan insan için zorunlu bir durumu ifade eder. O halde insan için toplum ve toplumsallık nasıl zorunlu ise din de öyle zorunludur. Böylece sosyolojik anlamda dinin toplum, toplumun da din için zorunlu olduğu söylenebilir. Toplum yoksa algılanıp yaşanan bir olgu olarak dinden bahsetmek mümkün değildir. Aynı şekilde toplumsal bir fe
Yenilenme; kendini yeni kılmanın, yeniden var etmenin, yeniden "boyanıp donanarak" varlık sahnesine çıkmanın ve zamanın ruhuna vakıf olup zamanda kendini yeni bir oluşla ortaya koymanın bir başka ifadesidir. Yenilenme, yeniden var olmadır; kendini değişim sürecinde tutmak, kendinde inkılâp yapmaktır. Yenilenme; düşünmek, sorgulamak, yeniden insan olmak, yeni bir insan olmak, yeni bir toplum olmak demektir. Bilinçli bir yenilenme; kendine gelmek, kendini sorgulamak ve her şeye yeniden başlamak demektir. İns
Bu, bir "boş zamanlar kitabı"dır. Boş zaman ve boş zamanlarda din konusu, toplumsal hayatımızın önemli boyutlarını içine almaktadır. Boş zamanların önemi hem bizzat boş zamanların kendisinden, hem de genel olarak zamandan kaynaklanmaktadır. Boş zamanlar, kısaca sosyal hayatta insanların kendileri için esas olarak kabul ettikleri dolu zamanın dışında kalan serbest zamanlarda harcadıkları vakitleri ifade etmektedir. Boş zamanlar, modern toplumlarda insanların sosyal ve kültürel hayatının önemli bir kısmını iç
Tükendi
Evliya-yı Seyyah Evliya Çelebi, gezip gördüğü diğer pek çok yere ek olarak Kahramanmaraş ve çevresini de gezip görmüş ve Anadolu hakkında önemli bilgiler veren ve pek çok konuda tek yerli kaynağımız olan Seyahatnamesinde kendine özgü tarz, üslup ve yöntemiyle Kahramanmaraş yöresini tasvir etmiştir. Örneğin Maraş adının nereden geldiğinden tutun demografik ve kültürel yapısına kadar pek çok konuda bilgiler vermekte, yorumlar yapmaktadır. İşte bu kitapta, her ne kadar devlet memuru olsa da aslında asıl mesleğ
Tükendi
Onyedinci yüzyılın büyük İslam gezgini Evliya çelebi (1611-1682?), uzun yıllar gezdi, gördü, yazdı ve geride bizim için çok güzel ve önemli dev bir kaynak eser olan on ciltlik Seyahatnâme'yi bıraktı. Evliya-yı bîriyâ, eserini öyle canlı bir dille kaleme almış ki insan, bu eseri okuduğunda onun görüp gezdiği yerleri adeta tek tek görüyor, Evliya çelebi gibi seyyah oluyor. Seyahatnâme'de yok yok; onda, yazarının uğrayıp gezdiği sayısız yerin coğrafi yapısı, tarihi, folkloru ve sosyo-kültürel, dinî, demografi
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 30 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1