Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 396 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2
Hayatındaki tek dostu hayalleri olan a-sosyal bir adamın, aşk acısı çeken genç bir kadınla yaşadığı dört gece…Bir gece vakti yolları kesişen Nastenka ve ismini gizleyen kahramanımız, birlikte geçirdikleri bu dört gece boyunca, birbirlerine hikayelerini ve hayallerini anlatırlar. Kahramanımız, bu “beyaz geceler” olarak adlandırdığı zamanlar da Nastenka’ya ya aşık olur fakat duygularını gizler. Nastenka ise hâlâ bir yıldır haber alamadığı eski aşkını beklemektedir ama kahramanımıza da onu sevdiğini söyler.Kah
Hayatını bilime adamış, hastalıklı ve a-sosyal bir karakter olan Ordinov, bir gün kiralık oda aramak için evden dışarı çıkar ve kilisede gördüğü evli bir kadına âşık olur. Hikâyenin olay örgüsünü Ordinov’un, bu yasak aşkı üzerinden gelişen hadiseleri belirler. Dostoyevski, toplumun dışında kalmış, çevresi tarafından yalnızlaştırılmış ve aşk acısı çeken bir insanın, yaşadığı buhranları ve karmaşık duyguları derin analizleriyle gözler önüne seriyor ve okuyucuya, tüm bu yaşanılanların gerçek mi yoksa kahrama
Yetim bir kızdır Varvara Alekseyevna ve başına gelmeyen kalmamıştır. Uzaktan bir akrabası olan Makar Devuşkin sahip çıkar bu zavallı kızcağıza ama Makar Aleksiyeviç de üç kuruş kazandığı memur maaşıyla zar zor geçinen bir adamdır. Yine de sırf Varvarasını, meleğini mutlu etmek için varını yoğunu onun uğruna harcar ta ki elinde hiçbir şey kalmayana kadar. İkisi de yoksuldur, çaresizdir, zavallıdır ama birbirlerini ayakta tutmayı başarırlar. Birbirlerine her gün mektup yazarlar, her gün üzüntü ve sevinçlerini
Tükendi
Dostoyevski’nin bir gazete ilanından esinlenerek yazdığı ve psikolojik tahlillerin ön planda olduğu bu öyküde, 16 yaşındaki genç bir kızın çaresizlik sonucu 41 yaşındaki bir adamla evlenmesi ve kadının intiharıyla sonuçlanan bir son anlatılıyor. Sevgisini dile getiremeyen ve karısını sürekli aşağılayan, aşağıladıkça daha çok aşık olan hastalıklı bir adam bastırdığı duygularını, hastalıklı bakış açısını vicdani bir sorgulamaya dönüştürüp, kendi kurduğu mahkemede, okuru bir yargıç gibi görüp, vicdan muhaseb
Mali olarak çökmüş bir generalin yanında özel öğretmen olarak çalışan Aleksey Ivanoviç, gönlünü generalin üvey kızı Polinaya kaptırmıştır. Polinanın gönlünü kazanabilmek için bu yoksul gencin tek çaresi, kumar oynayıp zengin olmaktır. Fakat bilmediği şey paranın bir insanın aşkını satın almaya yetmeyeceğidir.
Dostoyevskinin bir anti-kahraman başyapıtı olan bu eserde, kendisiyle çelişkiler yaşayan, hayata tutunamayan ve ağır çöküntü yaşayan bir karakter ele alınır. Özellikle varoluşunun kökenlerini sorguladığı bölümlerde yazar, hayal ürünü olarak nitelendirdiği bu anti-kahramanla hem kendini hem de zamanının insanlarını sorgulamaktadır. Yeraltından Notlar, belki de Dostoyevskinin hem bir itirafı hem de döneminin boş insanlarına olan nefretini kustuğu bir kitaptır.
Tükendi
Dostoyevski’nin gençlik yıllarında kaleme aldığı Yufka Yürek te, insan ruhu üzerinde yapılan derin psikolojik tahlilleri görmekteyiz. Kişilik bölünmesi yaşayan uyumsuz karakterlerin yer aldığı öyküde, kadın-erkek ilişkilerinde sıkışan duygusal dalgalanmalar göze çarparken, ani ruhsal değişkenliklerin sadece insan yaşamının zemini ile değil, zeminin altıyla da ilgili olduğunun saptanması yapılıyor.
Fyodor Mihayloviç Dostoyevski (1821-1881): İlk romanı İnsancıklar 1846'da yayımlandı. Ünlü eleştirmen V. Byelinski bu eser üzerine Dostoyevski'den geleceğin büyük yazarı olarak söz etti. Ancak daha sonra yayımlanan eserleri çağımızda edebiyat klasikleri arasında yer alsa da o dönemde fazla ilgi görmedi. Yazar 1849'da I. Nikolay'ın baskıcı rejimine muhalif Petraşevski grubunun üyesi olduğu gerekçesiyle tutuklandı. Kurşuna dizilmek üzereyken cezası sürgün ve zorunlu askerliğe çevrildi. Sibirya sürgününden son
Sosyal ilişkileri zayıf bir yeraltı adamı, yerin üstüne çıkmaya çalışırsa (yani sosyalleşirse) ne olur? Kendisini toplumdan soyutlamış, kendi deyimiyle "hasta" bir insan olan isimsiz kahramanımız, "yeraltı" diye adlandırdığı karanlık ruh dünyasından okuyucuya sesleniyor. Asosyal bir yapısı olan, samimiyetten uzak arkadaşlarıyla ilişkilerinde ezilmemek için kendini şartlandıran ve bunun için çabalayan, fakat her defasında gururunu ayaklar altına alan biri... Ezilen gururunu, bir başkasının gururunu ezerek b
Dostoyevski, yaşamının son yıllarında başyapıtı Karamazov Kardeşler´i tamamladığında, Rus yazınında ´felsefe düzeyinde roman-tragedya denen türün de temelini attığının bilincinde değildi. Dostoyevski´nin yaşam birikiminin tümünü ve sanat gücünün doruğunu içeren bu roman, gerçekte insanı insan yapan ne varsa, onlara adanmış bir destan niteliğini taşır. Yazar, hiçbir romanında "Karamazov Kardeşler"de olduğu denli insan ruhuna inmemiş, insanoğlunu bu denli kesitler biçiminde, içgüdülerinin ve istencinin tüm gö
Rus edebiyatının en önemli isimlerinden olan Dostoyevksi; politika, sosyal çatışmalar, din, ahlak ve insanlık gibi düşüncelerini hayatının çeşitli dönemlerinde kaleme aldığı kısa öykülerinde yer verir. 1847-1877 yılları arasında yazılmış ve çevirisini yaptığımız bu kısa öykülerin, Dostoyevski'nin sonraki yıllarda yazacağı büyük romanlarına olan etkisi inkâr edilemez. Dostoyevski, Siberya'daki tutsaklığını "Bir Rus Köylüsü: Marey" öyküsü ile anımsarken; "Dürüst Hırsız" öyküsü ile suçluluk ve bağışlama kavr
Tükendi
"Neden bütün büyük suçlar ve suçlular çabuk yakalanıyor? İzleri birden ortaya çıkıyor?" Bu durum, daha çok mahkeme anında meydana çıkıyordu. Suçlu orada rahat bir şekilde hareket etmesi lazım gelirken aksine değişik bir psikoloji içinde telaşa kapılıp, kendini ele veriyordu. Bir de delikanlıyı rahatsız eden ve düşündüren şey de şuydu, "Suçu meydana getiren bir özel hastalık mıdır? Yoksa işlenen suç mu insanda bir hastalık doğuruyor?" Raskolnikov, zihnini altüst eden bu soruların cevabını bir türlü bulamıyo
Edebiyat tarihinin en ünlü isimsiz kahramanı olan "Yeraltı Adamı" uzun monoloğuna başlarken, hiç varolmayacağını düşündüğü okuruna kendini tanıtıyor: "Ben hasta bir adamım." Gerçekten de takıntılı, çelişkili, karamsar, itilip kakılan bir adamdır ve en büyük zevki insanlardan intikam almaktır. Bunu da onları küçümsüyormuş gibi görünüp acımasızca eleştirerek yapar. Müzmin yalnızlığı, kalabalık içinde bile görmezden gelinen bir varlığı vardır. Kendini var etmek ve hissettirmek için akla aykırı girişimleri olu
Memur Golyadkin, aniden çevresinde beliren ve her yönüyle kendisine tıpatıp benzeyen sureti yüzünden tüm itibarını yitirme tehlikesiyle karşı karşıya kalır. Dostoyevski'nin en tartışmalı kitaplarından olan Öteki, ürkütücü ve tekinsiz atmosferiyle okuru gerilim dolu bir yolculuğa çıkarıyor.
Büyük yazarın ilk büyük romanı sayılan Budala, Dostoyevs­ki'nin, kişinin içsel sorunları ve toplumdaki varoluşunu en çıplak biçimde ele aldığı yapıtlarından biridir. 1868 yılında tamamlanan Budala'nın kahramanı Prens Mışkin, tıpkı Dostoyevski gibi saralıdır. Tedavi için gittiği İsviçre'den bitkin halde döner. İnsanlardan iyice uzaklaşmış, kendi iç dünyasına kapanmıştır. Mışkin, dış dünyadan kopukluğu ve budalalık derecesinde iyi yürekliliği temsil eder. Dostoyevski'nin ruhsal bir arınmayı işlediği bu büyük
“Size yemin ederim ki her şeyi algılamak, çok ağır bir hastalıktır.” Edebiyat dünyasında ve felsefede varoluşçuluğun ilk tohumlarını eken bu eser, Camus ve Sartre'ı da etkileyen önemli bir başyapıttır. Sonraki yıllarda yazacağı romanlara rehberlik eden ve işlediği felsefi ve ahlâki sorunların temelini atan Yeraltından Notlar, Dostoyevski'nin Gogol etkisinden çıkışının da habercisidir. Dostoyevski, eserin kahramanı 'Yeraltındaki Adam'ı büyük bir cesaret ve haykırışla antikahramana dönüştürerek insan kişiliği
Dostoyevski, yaşamının son yıllarında başyapıtı Karamazov Kardeşler´i tamamladığında, Rus yazınında ´felsefe düzeyinde roman-tragedya denen türün de temelini attığının bilincinde değildi. Dostoyevski´nin yaşam birikiminin tümünü ve sanat gücünün doruğunu içeren bu roman, gerçekte insanı insan yapan ne varsa, onlara adanmış bir destan niteliğini taşır. Yazar, hiçbir romanında "Karamazov Kardeşler"de olduğu denli insan ruhuna inmemiş, insanoğlunu bu denli kesitler biçiminde, içgüdülerinin ve istencinin tüm gö
Tükendi
Dostoyevski'nin diğer realist ve karamsar eserlerine göre oldukça farklı olan Beyaz Geceler, bazı romantik unsurlar barındırır ve coşkulu bir ruh halini yansıtır. Romanın kahramanı olan genç adam, St. Petersburg'un kasvetli ve beyaz gecelerinden birinde, tesadüfen kendisi gibi yalnız olan bir genç kızla tanışır. İsmi Nastenka olan genç kızla beraber, tüm hayallerini ve anılarını paylaştıkları dört beyaz geceyi St. Petersburg'un sokaklarında geçirir. Nastenka, birkaç yıl önce tanıştığı, fakat bir yıldır uzak
Dostoyevski "Bir Yazarın Günlüğü"ne 1873'te Grajdanin dergisinde başladı. Üç yıl ara verdikten sonra, 1876'da, Bir Yazarın Günlüğü adı altında kendi dergisini çıkardı. Aylık yazılarla iki yıl düzenli olarak sürdürdüğü bu yayına sağlığının bozulması üzerine ara verdi. 1880'de sadece bir sayı çıkardı. 1881'de, Günlüğü yine her ayı kapsayacak biçimde yayınlamaya karar veridi; ancak, ocak sayısını çıkardıktan sonra hastalandı, şubat başında da öldü. Dostoyevski'nin döneminin toplumsal ve siyasal olaylarını ele
Dostoyevski, henüz yirmi dört yaşındadır. Abartılı yaşamı ve gelişen kumar bağımlılığı nedeniyle maddi zorluk yaşamıştır. Yabancı romanların bazı çevirilerini yapmış olmasına rağmen, çok az başarıları vardır ve standartlarını yükseltmeye çalışmak için kendi romanını yazmaya karar vermiştir. "İnsancıklar", Fyodor Dostoyevski'nin 1844-1845 yılları arasında dokuz aylık bir süre zarfında yazdığı ilk romanı ve başyapıtıdır. Dünyanın her yerindeki eleştirmenler tarafından "toplumsal olarak sorumlu edebiyat" olar
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 396 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2