Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 140 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
ORLANDO Orlando eğlenceli, fantastik bir "sahte biyografi"; Virginia Woolf'un yakın arkadaşı, karizmatik, biseksüel yazar Vita Sackville-West'i düşünerek yazdığı ve İngiliz yaşamıyla edebiyatını yüzyıllar boyunca kat ettiği en özgün yapıtlarından. Orlando'nun gerektiğinde bukalemun gibi biçim, daha doğrusu cinsiyet ve kimlik değiştiren karakterde olması, bu özgünlüğün sebebidir. Erkek olarak başladığı hayatında Rus romanlarını andıran bir aşk yaşadıktan sonra, Osmanlı'ya büyükelçi olarak gitmişken, ta
İngiliz edebiyatının başyapıtlarından biri olan Deniz Feneri, son derece basit olay örgüsünün ardında yaratıcısının özyaşamının ayrıntılarını, toplumsal meselelere ilişkin sorgulamalarını, içgözlemlerini ve derin felsefi gizemleri barındırır. Deniz Feneri ’nin merkezinde I. Dünya Savaşı’nın öncesinde ve sonrasında İskoçya’nın Skye Adası’ndaki evlerinde kalan Ramsay ailesi ve konukları vardır. Çocuklar oynarken, yetişkinler sohbet eder, düşüncelere dalar ve keşiflerde bulunur. Yapıtın roman türünde alışık o
"Ama kadınlar için diye düşündüm, boş raflara bakarak, bu güçlükler çok daha fazla ürkütücüydü. Bir kere, aile gerçekten varlıklı değilse, ya da soylu değilse bırakın sakin bir odayı ya da ses geçirmez bir odayı, kendine ait bir odası olması bile söz konusu değildi kadının, on dokuzuncu yüzyılın başına kadar durum buydu. Evleneceği erkeğe verilen para, ki kızın babasının iyi niyetine bağlıydı bu, sadece üstüne başına yeterdi kızın, hepsi de yoksul erkekler olan Keats, Tennyson ya da Carlyle'ı avutan ş
Kendine Ait Bir Oda, Virginia Woolf’un Ekim 1928’de, Cambridge Üniversitesi’ndeki iki kadın koleji olan Newnham College ve Girton College’da verdiği bir dizi konferansa dayanıyor. Bu feminist eser, ataerkilliğin egemen olduğu edebiyat alanında kadın yazarların yerini tartışıyor ve bazı sorulara cevap arıyor: Kız çocuklarına neden erkek kardeşleriyle aynı eğitim fırsatları verilmiyor? Kadınlarla ilgili literatür neden neredeyse yalnızca erkekler tarafından yazılıyor? Shakespeare’in onun kadar yetenekli bir k
Tükendi
Virginia Woolf'un Kendine Ait Bir Oda'sı feminist el eştirinin klasikleşmiş eserlerinden biri. Woolf, kadınların tarih boyunca karşılaştıkları dezavantajların bir bir altını çiziyor. Edebiyatın ve tarihin kadınları marjinalleştiren bir erkek yapısı olduğunu söylerken, yıllarca süregelmiş bir kabulü, kadınların daha aşağı varlıklar ve daha aşağı yazarlar oldukları kabulünü reddediyor. Jane Austen'dan George Eliot'a, Brontë kardeşlerden Shakespeare'in kurmaca kız kardeşine kadar geniş bir yelpazed
Yirminci yüzyıl edebiyatının ve feminizminin öncü isimlerinden Virginia Woolf’un birçoklarınca en iyi romanı olarak görülen Mrs. Dalloway, üst sınıf bir Londralı olan Clarissa Dalloway’in tek bir gününde geçer. Mrs. Dalloway, akşam ev sahipliğini yapacağı bir davetin hazırlıkları içindedir, ama roman boyunca yakından tanık olduğumuz üzere, hatıraları ve düşünceleriyle çok daha geniş bir âlemin parçasıdır aslında. Bilhassa I. Dünya Savaşı’ndan sonra yeni insanın darmadağın gerçekliğini anlatmaya koyulan Wool
“Nereye yerleşirsem yerleşeyim sürgünde ölürüm.”Jacob Flanders genç ve hassas bir adamdır. Çocukluğunda, okul yıllarında, Londra’da geçirdiği gençliğinde ve ona göre medeniyetin kalbi olan Yunanistan’a yaptığı gezi esnasında bile Jacob her zaman daha iyinin, daha önemlinin peşinden gider. Fakat uzaklardan gelen kimi sesler, onu bekleyen kaderin habercisidir.
Neden kadınlar değil de erkekler her yerde söz sahibi olmak zorundaymış? Woolf eli kalem tutan tüm kadınlara seslendiği bu metinde kadının toplumdaki yerini ve kişisel değerini tartışıyor. Shakespeare’e kendisi kadar yetenekli bir kız kardeş yaratarak onun döneminde mahkûm edileceği sessizliği hayal ediyor ve bir özgürlük reçetesi yazıyor: Her kadının yazmaya oturabileceği kendine ait bir odası olmalı! Kendine Ait Bir Oda, kültür dünyasının kapılarını yumruklayan yürekli bir manifesto.
Virginia Woolf, hayata bir erkek olarak başlayıp daha sonra kadın olan ana karakteri Orlando'nun etrafında kurduğu bu akıcı romanında hem İngiliz imparatorluğunun dört yüzyıllık tarihine eleştirel bir yorum getirir, hem de ironi dozu yüksek bir dille tarihten edebiyata, erkek olmaktan kadın olmaya dair düşüncelerini serpiştirir...
Tükendi
Bayan Gage, çok sevdiği köpeğiyle birlikte yaşayan yoksul bir kadındı. Bir gün evine gelen mektupla ağabeyinin hayatını kaybettiğini ve bütün mirasını ona bıraktığını öğrendi. Hemen yola çıkıp ağabeyinin yaşadığı eve giden Bayan Gage'i bir sürpriz bekliyordu: Ağabeyi ona köydeki harabe bir evle birlikte gri bir papağan bırakmıştı! Ve yaşlı kadının hayatı, bu papağan sayesinde tamamen değişmek üzereydi... Edebiyatın unutulmaz isimlerinden Virginia Woolf'un yazdığı; hayvan sevgisi ve yardımlaşmanın önemini a
Deniz Feneri, kaybedilen bir mutluluğun anılarda yeniden canlandırdığı olağanüstü bir romandır. Ramsay ailesi her yıl yaz tatillerini İskoçya`daki yazlıklarında geçirirler; bu tatilerin sonsuza dek süreceği duygusu hepsini sarmıştır. Çocuklar için cennetten farksız olan bu yaz evinde yetişkinler sık sık sonsuzluğu anımsatan zaman parçalarıyla karşılaştıkları hissine kapılırlar. "Bilinç akışı" diye adlandırılan modern roman anlayışının öncülerinden olan Virginia Woolf, otobiyografiye en çok yaklaşan bu roman
Tükendi
Deniz Feneri Virginia Woolf Sia Kitap Şurada burada görülen hafif bir esinti dışında öyle güzel bir sabahtı ki deniz ve gök sanki tek bir dokuydu, sanki yelkenler göğe yükselmiş ya da bulutlar denize dökülmüştü. Denizin iyice açıklarında bir geminin dumanı gökte genişçe kıvrılmış, orayı süsleyerek, bükülerek, döne döne kalmıştı, sanki hava incecik bir tüldü de nesneleri yakalıyor ve onları nazikçe içinde tutuyor, sa- dece usul usul bir o yana bir bu yana sallıyordu. Havanın çok güzel olduğu bazı günlerde g
Tükendi
Varolma Anları Biz acımasızdık, serttik ve büyük ölçüde adaletsizdik; ama şimdi bile yakınmalarımızda bir gerçeklik payı olduğunu düşünüyorum; her iki tarafın da o sırada, bir kusurları olmadan, anlaşmaya varamamaları için yeterince neden bulunuyordu. Büyükbaban on yıl daha genç olsaydı ya da bizim yaşımız daha fazla olsaydı ya da müdahale edecek bir anne ya da kız kardeş bulunsaydı pek çok acının, öfkenin ve yalnızlığın önü alınırdı. Ama yine ölüm, güzel olabilecek şeyleri mahvetti. Woolf'un tanımladığı gi
Tek başına yaşayan Bayan Gage, geçimini tahta pabuçları onararak sağlamaktadır. Bir gün avukatlık bürosundan gelen mektup, uzun zamandır görüşmediği ağabeyinin vefat ettiğini bildirir ona. Nesi var nesi yoksa kızkardeşine bırakmıştır. Hemen yola çıkan Bayan Gage, ağabeyinin yaşadığı kasabaya gider ve orada bir sürprizle karşılaşır: Kendisine kalanlar arasında bir de papağan vardır. Ancak bu sıradan bir papağan değildir ve onun sayesinde Bayan Gage'in hayatı tümüyle değişecektir. İngiliz edebiyatının düny
Lugton Dadı şöminenin yanında oturmuş dikiş dikiyordu. Diktiği perdenin desenini süsleyen hayvanlar sabırla onun uyuyakalmasını bekliyorlardı. İhtiyar kadın horlamaya başlayınca perdedeki hayvanlar yavaş yavaş uyandı. Antilop başıyla zebraya işaret etti, zürafa ağacın tepesindeki yaprağı dişledi. Çok geçmeden perde canlandı, perdenin sakinleriyse su içmeye ışıl ışıl parlayan göle doğru yola çıktılar. Peki bütün bu olan bitenden Lugton Dadı'nın haberi var mıydı dersiniz? Virginia Woolf'a ait bu müthiş hik
Tükendi
Virginia Woolf, insanlığa bıraktığı bu baş yapıtında aşk, sevgi, mutluluk, mutsuzluk, kıskançlık ve bağlılık gibi kavramları Fluy ismindeki bir köpeğin bakış açısı ve hayatı üzerinden son derece gerçekçi bir kurguyla ele alır.
Mrs. Dalloway , edebiyat dünyasında iç monolog ve bilinç akışı tekniğinin en başarılı örneklerinden, Virginia Woolf'un da en ilgi uyandıran eserlerinden biridir. Roman, Clarissa Dalloway'in akşam partisini düzenleyeceği tek bir günde geçmektedir. Akış boyunca, yalnız Clarissa'nın değil, aynı zamanda geçmişten çıkıp gelen beklenmedik misafirlerinin ve Clarissa'ya bir hayli karşıt, Septimus Warren Smith karakterinin de düşüncelerine, söyleyemediklerine ve iç dünyalarını kasıp kavuran detaylara tanıklık ediyor
Da lgalar, yaşamın ritmini doğanın döngüsü ve zamanın akışıyla uyum içinde yansıtan bir metafordur. Birlikte büyüyen, üç erkek üç kız altı çocuğun, gençliğe ve sonra yaşlılığa uzanan bir çizgide izlediğimiz yaşamlarını kendi iç sesleriyle anlatan Dalgalar deneysel bir roman, Virginia Woolf'un en özgün yapıtı, kendi deyişiyle bir "oyun-şiir". "Ölü şair ne demişti, unutmuşsunuz. Ve ben sözleri size tercüme edemem ki bağlayıcı gücü sizi ip gibi sarsın, amaçsız olduğunuzu kafanıza iyice soksun; ve ritmin bayağı
Woolf isn't all mysterious about the title of A Room of One's Own; she really lays it right out there. The point of her essay is that women and all writers need to have rooms of their own. Preferably with locks. These private rooms give women the ability to think independently and without interruption. Her thesis is that it's the simple, practical, material things that are most important when you're trying to figure out how to let genius flourish or flow like a river.
Tükendi
Deniz Feneri, Virginia Woolf'un en önemli otobiyografik romanıdır. Çocuklar, yetişkinler, kadınlar ve erkekler arasındaki ilişkilerin nasıl inşa edildiğini şeffaf bir şekilde gösteren bu eser, gerçeklik ile sanat arasında kurduğumuz bağlar hakkında da derin gözlemlerde bulunur. Ramsay ailesinin yazlık evinde başlayan romanda, deniz fenerine yapılacak bir ziyaret söz konusudur fakat bu ziyaretin gerçekleşip gerçekleşmeyeceği meçhuldür. Çok çocuklu bu kalabalık ailenin konukları da vardır. Bunlardan biri ola
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 140 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1