Feri çekilen gözleri...
Kirpiklerinin ardına gizlenen bakışları...
Yarı baygın yarı uyanık...
Kaybedilmiş bir savaş gibi...
Yitirilmiş bir umut...
Direnci kalmamış bir benlik...
Kendini ölümün kollarına teslim eden âşık...
Ölüm mü büyük sen mi? Ruhuna, karşılığı olmayan bir aşk ile yaşamayı uygun görmemişti.
Bahtına düşen karşılıksız bir aşksa, bahtını reddetmişti.
Bazı reddedişler haktı da bazıları değildi.
Bundan böyle onun hakkını, ona aşkı lütfeden verecekti.
Buraya bir hayal çizdim. Gözleri ile bakan göremez. Yalnızca kelimeleri okuyan anlamına varamaz. Gerçekliğin çok ötesinde, hakikate heniz varamayan bir hayal...
Ben... Bir ömrü tüketirken son mührü kalbime vurmuştum.
Ben, Demir Akman. Severken, aşkın canıma mal olacağını ummamıştım. Öğrendim ki; aşk yanılgılar yumağıymış ve herkes kendi yanılgısının içinde boğulup gidermiş. Kimi yanılgısının sebebi olarak kimi de kendi yanılgısının kurbanı... Ama benimki, belki de, en vahimi. En acınası olanı. Hem sebep hem kurban olmak benim bahtımın en kara yanı. Bahtımın trajedisi ise tek kurbanın kendim olmayışım. Zihnimi bölüp, parçalayıp, bazen varlığını anlamsız kılan bazen
Yazgı
Aşkın yalan oluşu, var olmayışından değil.
İnsanın hep mutlu son ile biten hayaller kurmasından ve aslında hiçbir zaman mutlu bitmemesinden. Hayaller kurarak kendini kandırışından. Kendi gerçekliğine sırtını dönüşünden. Kendi içinde kayboluşundan. Kendisi için çizdiği yola ilk önce kendisini tarumar edişinden. Var olmak için uğraşırken yok olmanın yolunu açmasından. Baştan ve sondan, geçtiği bütün yollardan vazgeçmesinden. Bazen de neyden vazgeçeceğini bilememesinden. Aşkın yalan oluşu, Yazgı'nın sap
Toplam 5 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.