Hoşlanıyordu tren yolu kenarlarında vakit geçirmekten. Ta eskilerden
başlamıştı bu garip huyu. Hat boylarında yürüyor, gelip geçen trenleri
merakla izliyordu. Yalnızdı daima. Demiryolu kenarına bir çocuk neden
inerdi? Alt tarafı raylarda bozuk para ezdirmek için. Peki ya yirmi iki
yaşına gelmiş kazık kadar bir adam?
Ege rampalarında kürek kebabı, Konya Ovası'nda matara çayı...
Ateşçi küreğine et yatırılır, ocağa salınır; üstüne de demir matarada
demlenmiş çay... Güzel! Hep güzel değil ama her şey. Trenler e
1970li yılların sonuna doğruydu Henüz çocuktum ve bir Altay
maçındaydım. Maç oynandı, bitti. Çıkış tüneline girerken kaleci Tanzer,
sağ bek Kunta Sabahattin, sol bek Bilal, Erol Togay, Zagor Zafer,
Nevruz, Taytay Mustafa, Cruyff Mithat, Miço Mustafa, Şeref, Büyük
Mustafa ve diğerleri bir an benim olduğum tarafa baktılar. Bizi hep
hatırla olur mu Orhan? Hayatının sonuna kadar sakın unutma, dediler.
Statta kimse duymadı. Bir tek ben duydum. Hâlâ hatırlıyorum
Altay, seyircisinin nispeten az olması ve sakinliği
Fatih Sultan Mehmed gemilerini Karadan yürüttü ya Deniz kaçkını bir
ulusun
Çocuklarıyız biz o gün bugün
Toprakçıl bir çapadır
Denizyollarının arması bile
Ama dilimizde yine de en ürpertili kelime deniz
CEMAL SÜREYA
Üç tarafı denizlerle çevrili ülkemiz sözü, genellikle sıkıcı bir ders
kitabı nakaratından ibaret kalıyor veya jeopolitik koz olarak anılıyor.
Bereket versin, o üç denize -aslında bütün denizlere- tutkuyla
bakanlar, o denizlerle kucaklaşan gemilere, vapurlara, teknelere
vurgun olanlar da var! İske
Toplam 3 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.