Mizahın usta ismi Savaş Ünlü den birbirinden eğlenceli 18 öykü Yer yer memleket meselelerine değinen, yer yer de insanlığın çeşitli hallerinden örnekler veren bu öyküler sizi Hem ince ince düşündürecek, hem de kocaman kahkahalar attıracak Bakalım bu öykülerde tanıdığınız birilerini bulabilecek misiniz?

O zaman gözümün önünde tanıdığım tüm büyüklerin çocuklukları canlandı. Okulumuzun müdürünü düşündüm. Ağacın tepesine çıkmış. Sonra küüt diye düşüyor. Çok ciddi olan sınıf öğretmenimizi çocukluğunda yaramazlık yaparken düşündüm. Sınıf arkadaşlarıyla tebeşir kavgası yapıyor. Sınıfa kedi getirip, en sessiz zamanda kediyi bırakıyor. Sonra öğrenciler giriyor birbirine.

Anneannesinin ahşap evinde günleri çok güzel geçiyordu Burcu'nun. Hiç bitsin istemiyordu. Burcu, niçin burada yaşamıyoruz diye soruyordu kendi kendine. Kış mevsimi bu denli güzel bir yerin yaz mevsimi kim bilir nasıl olurdu? Babasına yaz mevsiminde de anneannesinin yanına gitmek istediğini söyleyecekti. Kafasına koymuştu. Burcu, yazın buraya gelmeliydi. Geldi de. İşte öykü, o yazın öyküsü.

Savaş Ünlü'nün sıcacık dilinden anlatılan yedi öykü yer alıyor kitapta. İnsana, aileye, dostluk ve sevgi kavramlarına değinen öyküler bunlar. Kitaba adını veren öykü olan "Kuşumuz Özgür"de, bir kuşu misafir etmek durumunda kalan kalabalık bir ailede yaşanan telaş anlatılıyor. Çocuklarla hayvanlar arasındaki dostluğun ne yaratıcı buluşlara yol açtığını görmek isteyenler için...

Yetişkinlere derdimizi bir türiü anlatamıyoruz, değil mi? Yok, "Gene ne yaptın?" demeler; yok, "Bıktım senin yaramazlıklarından!" diye paylamalar; yok şu, yok bu... Sizin başınıza gelen şeyler benim başıma da geliyor. O nedenle sizi çok iyi anlıyorum. Ama bakın, ben ne buldum: Bir taktik. Hem de cilalı bir taktik. Artık beni haşarılıkla, haylazlıkla suçladıklarında masum masum bakıyor ve, "Ben yaramaz değilim," diyorum. İşte, bu kitapta size "Ben yaramaz değilim" demenin tekniklerini öğreteceğim. Hazırsanız

Sevgili Arkadaşlar, Çocukluk yılları, çocukça mutlulukları doyasıya yaşadığımız dönemdir. Dostluklar, arkadaşlıklar nasıl da içtendir. Sokağımızdaki, mahallemizdeki, evimizdeki, okulumuzdaki anılarımız nasıl unutulur? Hele yaptığımız yaramazlıklarımız ömre bedeldir. Sevgili anne ve babamız sürekli uyarırlar: Yaramazlık yapma! Kendilerinin çocukluk dönemlerinde ne kadar uslu olduklarını yüzlerce kez anlatırlar. Onların çocukluk dönemlerini model almamızı isterler. Annemiz, babamız çocukken nasılmış, anlattık

Haşarı Kahramanımız Dündar,yazlık evlerinin olduğu tatil yöresinde bilgisayar oyunlarına merak salar.Çok geçmeden bu oyunlar Dündar için vazgeçilmez bir tutkuya dönüşür. Tatil bitip de kendi ilçesine döndüğünde bilgisayar oyunu oynayamaz,çünkü ne onda bilgisayar vardır,ne de ilçede bilgisayar salonu. Bu durum Dündar'ı engeller mi peki? Tabii ki hayır! İki saat uzaklıktaki komşu ilçede bilgisayar salonu vardır ve Dündar da oraya gitmeye fena halde kararlıdır. Sonra ne mi oldu? Onu da kitabı okuyunca öğre