Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 28 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2
Müslüman kültür havzasında uzun süredir hararetle tartışılan pek çok konunun olduğu bilinmektedir. Bu süreç zarfında tartışmanın bilimsel içeriğinden haberdar olmayan bazı kişilerin dine eklemelerin yapıldığı veya dinden bazı şeylerin dışarıya atıldığı yönündeki kaygılarına da şahit olmaktayız. Dahası, geçmişte ya da hâlihazırda duyduğu her şeyi dinin asıl emriymiş gibi kabul eden bazı insanların ilgili görüş sahiplerini en basit ifadeyle sapıklıkla itham etmeleri de artık kanıksanmış bir durum olsa ge
Peygamberlik ya da nübüvvet algısını dile getirirken sıklıkla başvurulan bir unsur olan ?Peygamber'e itaat' kavramı, tarihsel süreçte görüldüğü gibi meselenin tahrif edilmesinde önemli bir basamağı oluşturmaktadır. Zira Kur'an'ın bahsetmiş olduğu ?Peygamber'e itaat etme' olgusu, Yüce Allah'ın elçisi olması hasebiyle onun getirdiklerine itaat etmek anlamına gelmektedir. Bu açıdandır ki, geleneksel tasavvurun haksız olarak ileri sürmüş olduğu gibi Peygamber'e itaat etmek demek, hadis ya da sünnetin bütününe i
Müslüman kültürün önünde duran ve ivedilikle çözüme kavuşturulması beklenilen çetin problemler bulunmaktadır. Kader ve kadın konusu bunların başında gelse bile, en az bunlar kadar ?kutsal kitap algısı', ?rivâyet malzemesine bakış', ?insanın sorumluluğunun sınırları', ?kişisel ve toplumsal ahlâk' ve ?aklı dışlama geleneğinin sona erdirilmesi' gibi konular da insanlığın umudu olan bir dinin müntesipleri olan bizlerden çözümü beklenilen kronik problemlerimiz hânesine yazılmalıdır. Ne yazık ki bu gibi konular ö
Bilinen ve iddia edilenin aksine insan denilen iradeli mahlûk, bizâtihi kainâtın bütününü imarı için görevlendirilmiş özel bir unsur değildir. Zira kâinat, ezelden beri mükemmel bir şekilde zaten var edilmiştir. Onun görevi, olsa olsa içerisinde yaşadığı çevreyi onarmak ve de bu çevreyi daha bir yaşanılır hâle getirmek şeklinde anlaşılmalıdır. Diğer bir ifadeyle insanoğlu, dünyadaki kalıcılığını destekleyecek yeni şeyleri bulabilme becerisiyle donatılmıştır. Bu sebeple de dünya hayatı onun için imar ve iskâ
İnsanlığın ezelden ebede yürüyüşündeki tarihsel süreç izlendiğinde görülecektir ki, büyük bir cesaret ve olgunlukla kendisine tevdî edilmiş olan emanet değerini yüklenmiş olan insanoğlu, halihazırdaki Müslüman muhayyilede nisbi olarak hür iradesi elinden alınmış bir varlık olarak resmedilmektedir. Yüce Yaratıcı'nın bidayette sırf özgür irade değerine binaen sorumlu kılmış olduğu insanoğlu, bugün itibariyle mecbûr bir yapıda resmedilmekte, hatta büyük bir övgü içerisinde kendisi için ezelde tayin ve tespit e
Bilindiği gibi kelâm ilminde nifak konusu büyük günâh (kebîre) meselesinin ortaya çıkmasına paralel olarak gündeme gelmiştir. İmanın tarifi, amelin imandan bir cüz olup olmadığı, dolayısıyla mürtekib-i kebîre?nin dünyevî ve uhrevî durumu gibi konuların tartışıldığı sırada nifak, zaman zaman imanla küfür yanında üçüncü bir kavram olarak dile getirilmiştir. Ancak münafığın bu konumunun sadece dünya ile sınırlı kalacağı, âhirette ise nifak üzere ölen herkesin kâfirlerle aynı muameleye tâbi tutulacağı hususunda
İnsanlık tarihi içerisinde esaslı bir yeri olan "hürriyet problemi"nin kaynağında "ezeli tesbit" düşüncesi olduğu açık bir husustur. Yanlış anlama tarzındaki yaklaşımların kaynağında da yine insan ve onun kültürel yaklaşımları olduğu görülmektedir. Bu durum İslam için yayılış tarihinden sonraki yeni anlayışların mesajı algılama biçimlerindeki farklılıklarından çok, mesajı algılayanların zihinsel yapısından kaynaklanmaktadır. Çeşitli kültürel yapıların şu veya bu şekilde dini olanı yorumlarken kullandıkları
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 28 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2