Gülten Dayıoğlu´ nun bu seferki durağı, gizemli uygarlıklar ülkesi Meksika. Üzerinde çok konuşulan, bilimsel eserlerden oyunlara, filmlerden çizgi romanlara kadar pek çok şeye konu olan Maya ve Aztek uygarlıklarının geride bıraktığı güzellikler içinde geziniyor Dayıoğlu. Tarih içinde duygulanıyor, kederleniyor, çoşuyor. Ve tüm bunları yine sizinle paylaşmayı arzuluyor.

Heyyy çocuklar! Ne haber? Umarım, yaşam sevinciniz artarak sürmektedir. Senden ne haber diyorsanız size bir müjdem var. Hem yüreğinize değecek hem de merak ve coşkularınızı körükleyecek, yepyeni bir dizinin ilk kitabıyla selamlıyorum sizleri... Haydi, hep birlikte köpek okuluna gidelim. Bakalım, orada bizi neler bekliyor.

Geride Kalanlar, dış göç olgusunda madalyonun öteli yüzüdür. Bu öyküler yurt dışında çalışan işçilerin ülkede bıraktıkları eşlerinin, çocuklarının, ana babalarının sosyal, parasal, ruhsal ve cinsel sorunlarının, bunalımlarını dile getiriyor. Gerçek olay ve kişilerden esinlenerek yazılan öyküler, ülkemizde olduğu kadar, yurt dışında da büyük ilgi gördü. Almanca, İsvaçce, Macarca ve Flamanca´ya çevrildi. (Arka Kapak)

Fatoş Hanımlar, Sapanca`da yaşıyor. Çocuksuz bir aile. Yüreklerindeki sevgiyi, "Güzel çocuklarımız" dedikleri muhabbet kuşlarıyla paylaşıyorlar. Ne var ki, günün birinde yaşamlarına bir başka güzel daha giriyor. Sarı Kız adını verdikleri minik bir kedi yavrusu bu. Gelincik Dizisi; köy, kasaba ve kentlerde, başta okul olmak üzere, değişik ortamlarda çocukların yaşadığı çocukça serüvenleri içeriyor. Gerek resimleri gerekse sayfa tasarımıyla oldukça farklı ve özenli bir çalışmanın ürünü olan dizi, eğitsel ni

Bürküt 15. yüzyılda Orta Asya'da yaşayan bir Türkmen kızı. Doğuştan Şamanlık yeteneğine sahip. Kutsal Vooo Bataklığı'nda boğulmak üzereyken çamurdaki Anaşidalar ona uzaylı-insan niteliği kazandırırlar. Çünkü kendisine göksel güçler tarafından, insan soyunun yok olmaması konusunda önemli bir görev verilmiştir. Bengü ise 21. yüzyılda İstanbul'da yaşamaktadır. Kayak kazasında çığ altında kalır. Ruhu varlığından kıvılcım gibi sıçrayıp çıkar. Paralel evrenlerdeki geçmiş zaman katmanlarına savrulur. Orada Bürküt'

Gelincik Dizisi; köy, kasaba ve kentlerde, başta okul olmak üzere, değişik ortamlarda çocukların yaşadığı çocukça serüvenleri içeriyor. Gerek resimleri gerekse sayfa tasarımıyla oldukça farklı ve özenli bir çalışmanın ürünü olan dizi, eğitsel nitelikli kısa öykülerden oluşuyor. İlköğretim 3. sınıf öğrencilerine hem okuma zevki ve alışkanlığı edindirmede, hem de okuma hızını geliştirmede yararlı olduğu için dizi, okullarda yaygın olarak okutuluyor. Dizideki öykülerde pek çok farklı tema ve kavram işleniyor.

Gelincik Dizisi; köy, kasaba ve kentlerde, başta okul olmak üzere, değişik ortamlarda çocukların yaşadığı çocukça serüvenleri içeriyor. Gerek resimleri gerekse sayfa tasarımıyla oldukça farklı ve özenli bir çalışmanın ürünü olan dizi, eğitsel nitelikli kısa öykülerden oluşuyor. İlköğretim 3. sınıf öğrencilerine hem okuma zevki ve alışkanlığı edindirmede, hem de okuma hızını geliştirmede yararlı olduğu için dizi, okullarda yaygın olarak okutuluyor. Dizideki öykülerde pek çok farklı tema ve kavram işleniyor.

Akgüvercin ile Yesilsalkımın Askı, çocuk ve gençlik edebiyatının en önemli yazarı Gülten Dayıoğlunun kaleminden, çocuk klasikleri arasına girmeye aday bir eser. Akgüvercin ve Yeşilsalkım, emeğin ve sevginin değerini vurgularken çocukları düşsel dünyalarda şaşırtıcı ve görkemli serüvenlere davet ediyor.

Akgüvercin ile Yeşilsalkım'ın Aşkı, çocuk ve gençlik edebiyatının en önemli yazarı Gülten Dayıoğlu'nun kaleminden, çocuk klasikleri arasına girmeye aday bir eser. Akgüvercin ve Yeşilsalkım, emeğin ve sevginin değerini vurgularken çocukları düşsel dünyalarda şaşırtıcı ve görkemli serüvenlere davet ediyor. Usta Kalemlerden Masallar dizisi büyük isim Gülten Dayıoğlu ile devam ediyor. Kitaplıklarda çok özel bir yeri hak eden bu dizi, Türk edebiyatının usta isimleriyle çocukları buluşturmayı amaçlıyor.

Çocukluğumda çok yaramazdım. Annem, benden söz ederken, Benim kız öyle yaramaz ki, gün olur düz duvara tırmanır, gün olur gökyüzüne kement atar, derdi. Büyüyüp olgunlaşsam da, ben hâlâ eserlerimi yazarken, bir bakıma gökyüzüne kement atıyorum. Düşler, düşünceler, türlü fanteziler, en çok da yüreğime sığdıramayacağım kadar sevgi ve coşku yakalıyorum. Yetmiş iki kitabımı, işte o ganimetlerle yazdım. Eserlerimle ben bir bütünüz. Başka bir deyişle, eserlerimin yazılış öyküleri, YAŞADIKLARIMLA DÜŞLEDİKLERİMin bi

Çocukluğumda çok yaramazdım. Annem, benden söz ederken, Benim kız öyle yaramaz ki, gün olur düz duvara tırmanır, gün olur gökyüzüne kement atar, derdi. Büyüyüp olgunlaşsam da, ben hâlâ eserlerimi yazarken, bir bakıma gökyüzüne kement atıyorum. Düşler, düşünceler, türlü fanteziler, en çok da yüreğime sığdıramayacağım kadar sevgi ve coşku yakalıyorum. Yetmiş iki kitabımı, işte o ganimetlerle yazdım. Eserlerimle ben bir bütünüz. Başka bir deyişle, eserlerimin yazılış öyküleri, YAŞADIKLARIMLA DÜŞLEDİKLERİMin bi

Sevgili çocuklar! Ece Kız`a UYKUCU diyorum. Neden mi? Uykuyu öyle çok seviyor ki! Geçen gün ne oldu biliyor musunuz? Anlatmazsam nereden bilelim diyeceksiniz. Anlatacağım. Ama, önce Ece`den izin almam gerek. ...

Deniz kıyısındaki tatil köyü çok güzel. Her yer yerli, yabancı gezginlerle dolu. kimi turistler kumlarda güneşleniyor. Kimileri denizde yüzüyor. Su kayağı yapanlar var. Bazıları yelkenli ya yda kayıkla denize açılmış, kimileri paraşütle uçuyor.

Yaz tatili çok güzel geçiyor. Ece´nin amcası, yengesi ve yeğenleriyle tanıştım. Tümü de öylesine konuksever ki!...Ece´nin amcasının iki tane teknesi var. Biriyle balığa çıkıyor. Ötekli tekne ile turistleri gezdiriyor. (İçerik´ten)

Ece yeni yeni huylar ediniyor. Kimi iyi, kimi kötü. Okumayı sevmesi çok iyi. Ama, bu yüzden ödevlerini aksatması kötü. İnsan, kitaba ve okumaya çocuklukta alışır. Bunu bildiğim için Ece`ye okumayı sevdirmeye çalışıyorum....

Biliyor musunuz çocuklar? Ece kabakulak oldu. Okula gidemiyor. Evde sıkıntıdan patlıyor. Bugünlerde benim işlerim de çok. Onunla sık sık buluşamıyoruz. Ona bazen akşamüstleri uğruyorum. Kısa süre de olsa görüşüroyurz.

Ah şu çocuklar! Ne kadar meraklı oluyorlar. ``Ece ile ilk kitapta tanıştık. Onu çok sevdik. Ama, Yüce kim oluyor?`` diye soran sorana. Şimdi size bir sır veriyorum. Ece`ye bir kardeş geliyor. Ana babası bebeğe, YÜCE adını koyacaklar.

Müjde çocuklar, çiceklerimiz tomurcuklandı! Bunu ilk gören Ece oldu. Bu sabah, erkeden kapı çalındı.

Ece tatilden döndü. Ana babasını ve kardeşini öylesine özlemiş ki! Onlardan hiç ayrılmak istemiyor. Ne var ki annesi, her sabah Yüce`yi anneannesine götürüyor.

Bahar geldi. Ece`ler, okuma bayramına hazırlanıyorlar. Yüce bebek, bir yaşını doldurdu. Artık tıpış tıpış yürüyor. Eskiden hep kucak isterdi. Yürümeye başlıyalı kucakta durmuyor. Hemen sıyrılıp iniyor. Koşuşturmaya başlıyor...