Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 91 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2
Bu kitaptaki serüvenler, günümüzde başlayıp, yirmibirinci yüzyılın ilk yarısına kadar sürmektedir. Bu nedenle Gökyüzündeki Mor Bulutlar`a 21. yüzyılın romanı diyorum. Romanın konusu, kıtalararası uçuşlar yapan bir Türk pilotunun Hindistan yolculuğuyla başlar. Binlerce yıl önce Hindistan`da yaşamış olan, Bilge Jambuna Ana`nın cesedi, Himalayalar`da bulunan bir buzul yöresine gömülmüştür. Jambuna Ana, geçmişte ilkel insanlara, insanlık ilkelerini öğreten kutsal bir kişidir. Gün gelip de eğer insanlık, eski
Ganj nehrinin yatağında, insan küllerinden oluşma, olağanüstü nitelikler içeren, gizemli bir yaşam ortamı vardır. Burada yaşayan balıklarda zamanla hem insanca, hem de insanüstü özellikler belirir. Binlerce yıl süren evrim sonunda, giderek insanoğlunun beyin gücünü aşan balık türleri oluşur. Bu yaratıklar, yeryüzündeki canlıların en gelişmiş ve en yeni türü olmanın onuruyla kendilerini "Ganj´lılar" olarak adlandırırlar. Bu üstün beyinli yaratıklar, değişim tutkusuna kapılırlar. Tek amaçları insana dönüşüp y
Defne ile Burç, birbirlerine çok yoğun bir aşkla bağlı iki genç. Japon bilgin Yuma'nın ise tek hedefi İN-MO-SAN adlı insanüstü varlığı yaratmak. Bu amaca erişmek için, Defne ile Burç'a Mo yaratığının genlerini aşılamak istiyor. İki genci, soluk kesici olaylar sonucu tuzağa düşürüp kaçırıyor. Sonra ... Neler oluyor neler, bir bilseniz!.. İşte o gençlerle birlikte bu soluk kesici serüvene daldığınızda, birden karşınıza OTRAN çıkıyor. Sakın ŞAŞIRMAYIN! İnsan varlığının gizemli sınırlarını aşmayı düşleme gücün
Gizemli Güvercin, Gülten Dayıoğlu'nun kaleminden, Çocuk Klasikleri arasına girmeye aday bir eser. Bu Öykü-Masal, yazarın ailesinde dört kuşaktır anlatılmakta. Eserde, merak ve coşku dolu bir kurguyla sevginin ve direncin değeri vurgulanırken çocuklar, düşsel dünyalarda, şaşırtıcı ve görkemli serüvenlere davet ediliyor.
Ela sıradan öğüt ve eleştirilere uyarak yaşama yumuşak iniş yapmak istemiyordu. Hayatı deneyerek, kalıplaşmış kuralları aşıp özgür ve sıradışı bir kimlik edinmeyi amaçlıyordu. O, çok renkli düşler kuruyordu. Örneğin, gökkuşağının sadece yedi renk olduğuna inanmıyordu. İnsanoğlunun gözlerini bürüyen bağnazlık perdesi yırtıldığında, yepyeni renklerin ortaya çıkacağına yürekten inanıyordu. Ortaokul ve lise yıllarında, bu amaç ve inançlar doğrultusunda yanlış ya da doğru, acıklı veya gülünç pek çok serüvene a
Tükendi
Kiraz, ailesinin sürdürdüğü yaşam biçimini beğenmeyen, gözü yükseklerde bir genç kızdır. Çevresiyle sürekli olarak, sosyal, kültürel ve ruhsal çatışma içindedir. Çocukluğundan beri hep toplum içinde sınıf atlamayı düşlemektedir. Bunlar yetmiyormuş gibi bir de coşku, yalan ve korkularla örülmüş, doyumsuz bir aşk serüveninin içinde bulur kendini... Tutkularının tutsağı olan Kiraz, toplumun değişik kesimlerinde, birbirinden ilginç yaşam biçimlerini denerken, türlü türlü insan tiplerini gözlerken, kısacası kab
Gelincik Dizisi; köy, kasaba ve kentlerde, başta okul olmak üzere, değişik ortamlarda çocukların yaşadığı çocukça serüvenleri içeriyor. Gerek resimleri gerekse sayfa tasarımıyla oldukça farklı ve özenli bir çalışmanın ürünü olan dizi, eğitsel nitelikli kısa öykülerden oluşuyor. İlköğretim 3. sınıf öğrencilerine hem okuma zevki ve alışkanlığı edindirmede, hem de okuma hızını geliştirmede yararlı olduğu için dizi, okullarda yaygın olarak okutuluyor. Dizideki öykülerde pek çok farklı tema ve kavram işleniyor.
Yeryüzündeki ülkelerden birinde olağanüstü yeteneklerle donanmış, çok akıllı bir bilim adamı yaşıyordu. Anaokuluna başlamadan, okuma yazmayı öğrenmişti. Yaşıtları orta öğrenimlerini sürdürürken o, birçok bilim dalında profesörlük düzeyine gelmişti. Ama, durumundan yine de hoşnut değildi. Bildiklerini yineleyerek, öğrencilere aktarmak yerine; insanlığın yararına sunabileceği, yeni bir şeyler bulmak istiyordu. Fakat üzerinde derinleşebileceği konuyu bir türlü saptayamıyordu. İkide bir, 'Geçmişte yaşayan bilgi
İnsanoğlu, çağlar boyunca hep doğanın, dünyanın, evrenin gizemini çözmeye çabaladı. Bu yolla uygarlığın doruğuna ulaştı. Ama, yine de evrendeki tüm gizler çözülmüş değil. Gizemlerle dolu Ölümsüz Ece Olayı, uygarlığın beşiği sayılan Anadolu´da ortaya çıktı. Ölümsüz Ece´nin, üçbin yıllık yaşam serüveninin coşkusu, giderek tüm dünyayı sardı.
Toplumumuzun yüzyıllardır, gericilik girdabından kurtulma ve modernleşme, çağdaşlaşma sancıları çekiyor. Yurtdışı işçi göçü, bu olguya ayrı bir boyut getirdi. Köyünden çıkıp Avrupa`ın göbeğine düşen Türk insanının acı tatlı, gülünç ya da korkunç hatta ürkü verici deneyimleri, gericilikle ilercilik arasında yaşanan iniş ve çıkışlara, ilginç örnekler oluşturdu. Özellikle göç kurbanı çocuklar ve gençler, uyum sorunları yüzünden çok acı çektiler. Örneğin, yüzkızartıcı bekaret kontroluyla sona eren masum gönül i
Gelincik Dizisi; köy, kasaba ve kentlerde, başta okul olmak üzere, değişik ortamlarda çocukların yaşadığı çocukça serüvenleri içeriyor. Gerek resimleri gerekse sayfa tasarımıyla oldukça farklı ve özenli bir çalışmanın ürünü olan dizi, eğitsel nitelikli kısa öykülerden oluşuyor. İlköğretim 3. sınıf öğrencilerine hem okuma zevki ve alışkanlığı edindirmede, hem de okuma hızını geliştirmede yararlı olduğu için dizi, okullarda yaygın olarak okutuluyor. Dizideki öykülerde pek çok farklı tema ve kavram işleniyor.
"Gezi tutkunu sevgili dostlarım, merhaba! Yine bize yol göründü. Bu kez, gizemli buzullar kıtası Antartika ve Patagonya’ya gidiyoruz. Sizlere, gezi tutkunu dememi yadırgamayın. Eğer öyle olmasa elinizdeki kitabı okumaya girişir miydiniz? Antartika’yı gezerken, birçok kez kamçı yemiş gibi sarsıldım. Gördüklerim, duyduklarım bazen gökkuşağının ışıltılı renkleriyle, bazen de kasırga sertliğiyle varlığımı kuşattı. Şimdi, sizlere, bu göz kamaştırıcı geziyi en başından; acı, tatlı, gülünç, şaşırtıcı ve yer yer ü
Erhanlar sekiz kardeştiler. Erhan beşinci sınıfı bitirmişti. Ailesi geçim sıkıntısı içindeydi. Erhan yaşındaki komşu çocukları, kendilerine göre birer iş uydurmşlardı. Kimi sokaklarda su satıyor, kimi kundura boyuyor, kimi pazarcılara çıraklık ediyor, kimiside yükçülük yapıyordu. Gelincik Dizisi; köy, kasaba ve kentlerde, başta okul olmak üzere, değişik ortamlarda çocukların yaşadığı çocukça serüvenleri içeriyor. Gerek resimleri gerekse sayfa tasarımıyla oldukça farklı ve özenli bir çalışmanın ürünü olan
Geçmiş zamanlarda, İstanbul'da Hacı Ahmet Bey adında bir bey yaşardı. Konağının görkemi, varlığı, bilgisi, efendiliği kent içinde ün salmıştı. Günün büyük bir bölümünü, kütüphanesinde kitap okuyarak geçirirdi. Geri kalan zamanı ise, oğluna ayırırdı....... Gelincik Dizisi; köy, kasaba ve kentlerde, başta okul olmak üzere, değişik ortamlarda çocukların yaşadığı çocukça serüvenleri içeriyor. Gerek resimleri gerekse sayfa tasarımıyla oldukça farklı ve özenli bir çalışmanın ürünü olan dizi, eğitsel nitelikli k
İdris yoksul bir köylü cocuğuydu. Büyük kente yeni gelmişti. Pazar yerlerinde yükçülük yaparak para kazınyordu. Bir akşamüstü, yorgun ayaklarını sürüye sürüye pazar yerinde dolaışyordu.
Selim sekiz yaşındaydı. Sevimli ve canayakın bir çocuktu. Ailesiyle deniz kıyısında bir ilçede yaşıyordu. Yaz gelince oteller, kiralık evler hep yazlıkçılarla dolardı. Selim yazı iple çekerdi. Yeni yeni arkadaşlar edinir, yeni oyunlar öğrenirdi. Annesi onu gün boyu, deniz kıyısındaki kumluklardan eve sokamazdı. Gelincik Dizisi; köy, kasaba ve kentlerde, başta okul olmak üzere, değişik ortamlarda çocukların yaşadığı çocukça serüvenleri içeriyor. Gerek resimleri gerekse sayfa tasarımıyla oldukça farklı ve ö
Nalbant Nuri ile oğlu Mehmet, toy bir atı nallamaya çabalıyorlardı. At, hiç de hoşnut görünmüyordu. Kuyruğunu savurtuyor, gözlerini kırpıştırıyor, dudaklarını oynatarak homurdanıyor, arada bir öfkeyle kişniyordu. Derisi de yer yer seğirmeye başlayınca, Nalbant Nuri, ayağını koyverdi. Yelesini sıvazlayarak sevecenlikle çıkıştı: Bak hele güzel kızım! Kocaman at oldun gayri, taylığı toyluğu bir yana koy. Naldan ürkecek ne var? İyiliğin için yapıyoruz bunu. Hadi, vazgeç huysuzluktan! Çifte mifte sallamaya kalkı
Satın almak üzere gittiğim, sahibi KAYIPLARA KARIŞMIŞ bir evde bu romanı yazma tutkusuna nasıl kapıldım? Bu soru aklıma geldikçe İRKİLİYORUM. Çünkü, bu işe giriştiğimde şaşırtıcı sırlarla kuşatılacağımı, Habil-Kabil ile yüzleşip Babil Kulesi'nde soluk alıp vereceğimi bilmiyordum. Okurlarımı merak ve korku çemberi ile kuşatacak duyulmadık, bilinmedik olayların yanında kışkırtıcı serüvenlere dalacağım aklıma bile gelmemişti. Üstelik, aklın sınırlarını zorlayan bir İNANÇ dayatmasıyla karşı karşıya geleceğimi
Kitap dostu, okuma tutkunu çocuklarım, sayfaları resimlerle bezenmiş, on kitaplık A Takımı İz Sürücü Köpekler Dizisi'ni okuyanlar öylesine mutlu ki! İmza günlerimde, bu kitaplarla ilgili görüşlerini benimle paylaşmaktan kendilerini alamıyorlar. "Bu kitaplar, bizi hiç bilmediğimiz ortamlara götürdü. Sevgi ve coşku dolu, yürek- lere dokunan ve alabildiğine şaşırtıcı nice olayları, gerçek- ten yaşamış gibi olduk. Ancak Karabey'in Sibirya tilkisi genlerini taşıyan yavrusu kaçırılınca dayanılmaz kaygılara kapıld
Sevgili okurlarım, A Takımı İz Sürücü Köpekler'in onuncu kitabına hoş geldiniz. Bu dizide sizlere birbirinden ilginç, dönüp dönüp yeniden okuyacağınız, yüzü aşkın öykü sunuluyor. Rengârenk, koca bir çiçek demeti gibi... Dizinin son kitabı olan A Takımı ile Veda Şenliği'nde de A Takımı, yaşadıkları sıra dışı serüvenlerle okurları şaşırtmayı sürdürüyor. Bu kitap; değişik cinsten ev köpeklerinin kimi zaman yürek burkan, kimi zaman kahkalarla güldüren, kimi zaman da insanı, "Olamaz!" diye haykırtan yaşamlarında
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 91 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2