Nurhayat, bir ona bakıyor, bir elindeki çiçeklere, bir de etrafına. Sonra hiçbir şey demeden, nasıl geldiyse öyle, dimdik yürüyüp gidiyor. Fuat felaket eşiğinde olduğunu hissediyor hissetmesine de, neye yarar? Güç bela çöküyor Saffet Bakkal'ın önündeki kaldırıma ve Nurhayat'ın gürül gürül akıp gidişini seyrediyor. Çok sonra cin toniğe bandırdığı özdeyişlerinden birini o ilk karşılaşmanın hatrına yumurtlayacak, "Sen daldan dala sekip ömür öyle geçecek sanarken, biri gelir domdom
kurşununu alnının ortasına öy
Kelâmın kifayetini yitiren, âşığı zayıf düşüren bir hâldir gitmeler. Öyle etle kemikle değil de, tastamam gitmekten bahis açmış yazar. Ya kalbi olan okumasın, ya da sadece kalbi ile okusun diye; hüzün demiş, yalnızlık demiş mesela. Hele küçük harflerle git derken kocaman harflerle MEnin altını çizmiş, göze değil kalbe hitap etmeye namzet olduğunu işaret ederek.
Kalmanın sağlamasıdır belki de bu sesleniş ki, idraki dizelerin içinde gizli...
Toplam 2 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.