Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 33 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2
Ezelden ebede bütün âlemlere rahmet olarak gönderilen Sevgili Peygamberimizi olduğu gibi anlatabilmenin mümkün olmadığını biliyoruz. Yüce Kitabımız Kuran-ı Kerim nasıl ebedi bir mucize ise, Efendimizin mübarek hayatı da o derece mükemmel bir hayat. Bu hayatın sahibi (s.a.v.) Efendimiz, kıyamete kadar gelecek bütün insanlık için vazgeçilmesi düşünülemeyen bir örnek, din, ahlak ve insanlık konusunda ikinci bir eşi olmayan en büyük rehberdir. Bir tarafta onu canından aziz bilen insanların bitmez tükenmez sev
Üsâme b. Zeyd (r.a.)'den rivâyete göre: Bir gece bir ihtiyacım için Peygamber (s.a.v)'in kapısını çalmıştım. Peygamber (s.a.v) ne olduğunu bilmediğim bir şeye sarılmış durumda karşıma çıktı. Dedim ki: Bu sarıldığın şey nedir, ey Allah'ın Rasûlü!? O örtüyü açıverince birde ne göreyim.!? Hasan ve Hüseyin değil miymiş! Allah'ın selamı onların soyuna olsun. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Bunlar benim oğullarım ve kızımın oğullarıdır. Allah'ım ben onları seviyorum, sende onları sev,
Kuru toprağa hayat verip oradan güller, sümbüller fışkırtan yüce Allah'ın rahmeti, nice ölü kalplere hayat vermiştir, nicelerine verecektir. Sonsuz kereminin bir neticesi olarak bu kitabımızı bir tek ferdin uyanışına sebep kılarsa maksat hâsıl olmuş, mükafat elde edilmiş demektir. Bundan ayrı ve başka bir iddianın sahibi olmadığımızı beyan ederek kitabımızı açıyor, samimiyetle okuyan dostlarımıza doğru yolda başarılar diliyoruz.
Küfrün bataklığına alabildiğine saplanmış sonra imanın kemal derecelerinin zirvesinde mekan tutup otağını kurmuş haksızlığın karşısında çelikten bir duvar gibi durmasını bilen, kusuru hatırlatıldığı zaman tereddüt etmeden dönen ve kusurundan dönmeyi kendisi için bir şeref bilen büyük Halife Hz. Ömer'i gereği gibi anlatabilme imkanı yok gibidir. Bununla beraber elden geldiği kadarıyla onun değerli hayatından bir kısım kesitler vererek sizlere İslam'ın büyük ve adil halifesi Hz. Ömer'i (r.a.) takdim ediyoruz.
Bütün peygamberler, insanları karanlıktan aydınlığa, delâletten hidayete davet etmişler, Allah'a giden nurlu yolun rehberleri olmuşlardır. Bu yola kendiliklerinden değil, Yüce Mevlâ tarafından vazifelendirildikleri için atılmışlar, insanları; insanlığın kemâline ulaştıracak, fazilet yolunda yürütecek bir ahkâmı, hiçbir menfaat ve ücret beklemeden tebliğ etmişlerdir. Bununla beraber, peygamberlerin getirdiği bu en haklı dava, bir takım insanlar tarafından durdurulma çabasıyla karşılaşmıştır. Peygamberl
Bu kitap, kaynana derdini önce kendi çeken, sonra da onu belki daha fazlasıyla gelinine çektirmeye azmeden kaynanalara bir insaf gelir düşüncesiyle yazılmıştır. Daha kendi evinde iken, kaynanasını bir düşman gibi kabul eden, onunla mücadele için hazırlanan, büyüğe hürmet hissinden mahrum gelinlere bir utanma duygusu aşılar diye kaleme alınmıştır.
Tükendi
Yalnız Hakka kul, kula sadece Hak için hizmet davasında olan büyük insan!.. İnsanlık haysiyetini maddi servetin üstünde tutan... Vicdan ve kanaatin çizdiği hudutlar içinde alın teri dökerek kazanmaya gönül veren... Hakka ve adalete saygılı olmadıkça huzur bulamayan şerefli insan! Bu kitap senin için yazılmıştır!..
Tükendi
Onlar ayakta iken, otururken, yan yatarken Allah'ı zikrederler; göklerin ve yerin yaratılışını düşünürler; "Rabbimiz! Sen bunu boşuna yaratmadın, layık olmadığın şeylerden Semi yüce tutarız. Bizi ateşin azabından koru derler. (al-i İmran Suresi.191)
Tükendi
Her insan, kendi ihtiyacını daha. iyi bilir. Hangi konularda dua etmesi lazımsa onu ister, duaların mutlaka Arapça olmasıda gerekmez. Allah Teâlâ insanların gönüllerindekini, daha gönüllerine gelmeden bilir. Bu sebeple dili dönmeyenlerin, duaları rahatça telâffuz edemeyenlerin, namaz haricinde yapacakları duaları diledikleri dilden yapmaları pek tabiidir. Bir hastanın Türkçe olarak «Ya Rabbi senden şifa dilerim» demesi, bir evlâdın annesi ve babası için «Allahım, anama, babama rahmetinle, mağfiretinle muame
Tükendi
Bugün bir saatliğine Resulullah Efendimizi evimde misafir etseydim nasıl davranırdım? Dükkanıma giderken önümüzde Efendimiz yürüseydi ardında nasıl yürürdüm? Bulunduğum mecliste Nebiyy-i Ekrem Efendimiz de bulunsaydı nasıl otururdum? Efendimizin yaşadığı saâdet devrinde yaşasam O´na hürmetim nasıl olurdu?.." diyebilen ve bunları aziz hayatlarında uygulama fırsatını bulan, yatarken O´nun sevgisine bürünüp yatan, kalkınca O´nun gül kokusunu alma düşüncesiyle kalkan mü´minlere selâm olsun…
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 33 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2