Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 9 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
1884-1958 yılları arasında yaşayan Yahya Kemal; savaşı, hicreti, gurbeti, acıyı fazlasıyla tadan bir toprağın çocuğuydu. Hislerinin, fikirlerinin ve şiirlerinin ilk kıpırdanmaları Müslüman Türk’ün imanını, şevkini, savletini, celadetini, heybetini ve zarafetini tam anlamıyla yansıtan Rumeli’de gerçekleşti. Annesinin vefatından sonra tahsil için İstanbul’a geçti. Fakat herhangi bir okula kaydı mümkün olmadığı için Paris’e gitti. Paris’teki mektepten öğrendiklerini millî-vicdanî bünyeye nasıl tatbik edeceğini
Üzerinde yaşadığı topraklardaki değişimlere ve kırılmalara şahit olan romancılar, Türkiye’nin sancılı ve oldukça özgün siyasi hikâyesini anlamaya, görmeye çalışmış ve romanlarında da bu siyasi meselelerin tartışıldığı mekânlar yaratmışlardır. Kimi zaman bu mekânlar; farklı partiden olduğu için kahvede çay verilmeyenlerin, vapurun parası seksene çıktığı için seçime gitmeyenlerin, partiye “yazılınca” nam veren Yönis Beylerin, çürük bir ağaca aşı vuranların Türkiye’sidir. Ekonomik, kültürel ve siyasi hayatta y
Babasının mesleği dolayısıyla sağlığında Yorgancızade olarak da anılan Galatalı Mustafa Safvet, son büyük tezkireci Fatin Efendi, klâsik şiirin son büyük üstatlarından Hersekli Ârif Hikmet, Tophane Ruznamçecisi, kabiliyetler kâşif ve hâmisi Lebib Efendi gibi tanınmış isimlerin, hakkında özgüler dizdiği, devrin pek çok alandaki büyük otoritesi Ahmet Cevdet Paşa'nın "asrımızda İstanbul'un en meşhur şairlerinden" diye andığı bir "şair-i mâhir"dir. Sağlığında toplayıp bastırmadığı için bugün pek azını
Tükendi
Şair veya yazarların, kendilerinden önce yaşamış ve eser vermiş edebiyatçılarla, çağdaşları olan sanatkârlar hakkındaki fikirleri, tespit veya değerlendirmeleri her zaman ilgi çekici olmuştur. Edebiyat araştırmacısı, her ne kadar ilmî bir disiplin dairesinde, her türlü sözlü-yazılı kaynağa başvurarak üzerinde çalıştığı eser veya şahsiyet hakkında birtakım sonuçlara varırsa da, bir sanatkârı en iyi, sanatın demirden leblebisini çiğnemiş olan, eser vermenin güçlüğünü bilen, yaratmanın sancısını çeken şair vey
Tükendi
Tuz, bilindiği gibi insanlığın en çok muhtaç olduğu, olmazsa olmaz kabul ettiği; üzerine şiirler, masallar, türküler, hatta hikâye ve romanlar yazdığı, yerine göre yazarların leitmotif olarak kullandığı besinlerden, maddelerden birisidir ve Türkçede tuz hakkında muazzam bir literatür vardır. Zira tuz, tek kelimeyle hayattır. Yahya Kemal, insanoğlunun varlık ıstırabını, sonsuzluk iştiyakını ve bekā arzusunu anlattığı Açık Deniz'in bir yerinde "Hâlâ dilimdedir tuzu engin denizlerin" diyor. Biz de kitaba isim
Tükendi
İnşa veya tamir ettiği hemen her yapıya, o yapıyla ilgili kısa veya uzun, dinî veya edebî bir üslûpla bir kitabe koymak, Selçuklu ve Osmanlı kültürlerinin karakteristik özelliklerindendir. Hakikaten, Osmanlı asırlarında inşa edilmiş küçüklü-büyüklü hemen bütün yapılarda çeşitli ebat ve hacimlerde kitabeler mevcuttur. Yapılan bir cami ise, ibadetin önem ve anlamını ya da gerekliliğini vurgulayan âyet ve hadisler; eğer bir medrese veya kütüphane ise ilmin, ilim öğrenmenin önemi ve kitabın kudsiyeti hakkında e
Tükendi
Bir ankete verdiği cevapta Hayatımın hangi devrinde edebiyatçı olmaya karar verdim? Bunu pek söyleyemeyeceğim. Hatta böyle bir karar verdiğimi de pek hatırlamıyorum. Daha iyisi şöyle düşünelim: Günün birinde kendimi edebiyattan başka bir işe yaramaz buldum. Ama o günün tarihini benden isteme. Hususî istidatlara inananlardan değilim. Hatta insanın biraz da şartlarının esiri veya mahsulü olduğuna kaniim. Benim şartlarım beni edebiyata götürdü diyen Ahmet Hamdi Tanpınar, hangi sebep ve sâikle olursa olsun Tür
Tükendi
Türkiyenin parti olgusuyla tanışma süreci, ayrıca çok partili hayata geçme teşebbüsleri ve sancıları, sanat adamlarına kolaylıkla tüketemeyeceği malzemeler sunmuştur. Gerçekten, siyaset, siyasî katılım, parti ve demokrasi gibi kavramlarla çok geç tanışan Türkiyedeki siyasî tavır ve duruşların çeşitlilik ve ilginçliği, edebiyatımız için vazgeçilmez bir kaynaktır. Türk roman(cıs)ı, 1911den itibaren partileşmenin görüldüğü Türkiyedeki siyaset tarzlarını, araçlarını kıyasıya eleştirdiği kadar, yani işleyişin na
Tükendi
İstanbul gibi cazibe merkezleri güç ve otoritenin olduğu kadar ilmin, sanatın ve edebiyatın da kendisine aktığı yerlerdir. Uzun asırlar boyunca derin bir kültür ve estetik duyarlılıkla, sözü ve manayı adeta "görünmeyecek" kadar incelten şair ve nâsirler, İstanbul'a akmışlar, en güzel eserlerini burada vermişlerdir. Bu tarafıyla İstanbul, payitaht vasfıyla güç ve ikbal kapısı olarak edebiyatı daima beslemiştir.
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 9 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1